Salı, Mart 31, 2009
:)
Bu yüzden akşamüstüne kadar bilgisayarı açmadan çalışacağım.Kendime müzikler ayarladım, onları dinleyip iş yapacağım :)
Bugün Melihat Gülses günü.. Çaldıklarım da bunlar...
Beyaz Köpükler ..
Dileğince beyaz köpüklere saklan güzel
Döktüm kederimi istanbul'a uzan güzel
Kim bilir şiirsiz hangi şarkıda gizlisin
Çektim çileleri istanbul'a uzan güzel
Durma yalnızlığına ağlayan güzel
Günaydınım,Nar Çiçeğim, Sevdiğim..
savkimasi, sana dogru yollarin,
sana dogru, denizlerin cagrisi,
ciril ciril ötelerde bir güzel,
gunaydinim, nar cicegim, sevdigim...
Denizde Akşam..
Akşamı süzme deniz
Renginden gözüm yandı
Engindeki pembe iz
Gönlümde halkalandı
Ufkun kızıl ateşi
Yanan derdimin eşi
Ruhum solan güneşi
Gurbetin gülü sandı
Makam:Nihavend Fantezi Best
NÂZENDE SEVGİLİM
Makâm : Hicâz Usûl : Semâî Bestekâr : Azerî Bekirof
Değdi saçlarıma bahâr gülleri
Nâzende sevgilim yâdıma düştün
Sevenin bahtına bir güzel düşer
Sen de tek sevgilim aklıma düştü...
Söyle Naz mı Bu kaş Çatış
Söyle naz mı bu kaş çatış
Benden uzaklara kaçış
Sensiz hayatım olur kış
Canımın tâ içisin sen
Nasıl severim bir bilsen
Sana fedâdır canım bak
Kaçma benden bucak bucak
Pişman olursun çabucak
Canımın tâ içisin sen
Nasıl severim bir bilsen
Dargınlığı sen çıkardın
Dilimden hiç düşmez adın
Beni üzmek mi maksadın
Canımın tâ içisin sen
Nasıl severim bir bilsen..
Bitmemiş Gibi..
Seninle bu aşkı kaldığı yerden
Devam ettirelim bitmemiş gibi
Bütün suçlarını affediyorum
Ne olur geri dön, gitmemiş gibi
Razıyım gönlümü yerden yere vur
Razıyım karşımda eller gibi dur
Bitsin bu ayrılık bitsin bu gurur
Ne olur geri dön, gitmemiş gibi
Ne ben söyleyeyim ne sen hatırlat
Unut o vedayı anılara kat
Bizimle başlasın yeniden hayat
Ne olur geri dön, gitmemiş gibi..
Doymadım sana..
Doymadım sana ağlarım
Ah ederek yana yana
Geç buldum çabuk kaybettim
Hicran oldu hayat bana..
Nihavend / Beste: Nevzat Akay
Ben Seni Unutmak İçin sevmedim..
Makam : Segâh Bestekâr : Amir Ateş Güftekâr : ilhâm Behlül Pektaş
Ben seni unutmak için sevmedim
Gülmen ayrılık demekmiş bilmedim
Bekledim sabah akşam yollarını
Ölmek istedim bir türlü ölmedim
Aşk bu mu sevda bu mu hayat bu mu
Kalp acı, dünya hüzün, göz yaş dolu
Şimdi sen kimbilir nerelerdesin
Gelir gecelerden koşarak sesin
Bana en acı haber kiminlesin...
..Şarkı sözlerini ararken bunları da buldum.. Benden günah gitti. Bunları bulunca da dağıldım tabii..
Rüzgar söylüyor şimdi o yerlerde bizim eski şarkımızı
vazgeç söyleme artık,hatırlatma mazideki aşkımızı
Makam: Muhayyerkürdî,
Usûl : Düyek
Beste: Şekip Ayhan Özışık
Güfte: Şekip Ayhan Özışık
Sanat Müziğine aşığım ..
Neyse yazımı yazıp ,yoluma devam ediyorum.Bu müzikleri de artık Babamla ve Çarli' yle balkonda karşılıklı içerken dinlerim :)
Pazartesi, Mart 30, 2009
Bilmezler nasıl sevdik :)
Poppy, Ares'ten 2-3 yaş büyük aslında.Hem de kimseyi kolay kolay beğenmezmiş,sanırım benim oğluşum gençliği ve cazibesiyle iyi arkadaş olmayı başardı :)
Üst katta çok güzel bir müze var, Kaya'nın Rum zamanından kalan eşyalar çoğunlukta.. Bir daha ki sefere onun resimlerini çekeceğim ,istanbuldan dönüşte.
Seçim sonuçları beni üzdü ama yıldırmadı.Hatta değişik bir bakış açısı kazandırdı :)
Not: Bunu da atlamam mümkün değil..
Pazar, Mart 29, 2009
Sonra deniz kenarına gittik Koca Çalış'a , yürüdük kumsalda..Hem Ares hem de kendimiz için..Sonra da tam ters istikametteki belediye çay bahçesine gittik kıl çadırın oraya Uzunbey bana çay ısmarladı ,denize karşı içtik.Bu arada Nurdan'lara uğradık ama yoktular..
Dağların tepesi karlı ,resimde gördüğünüz üzere ama Uzunbey t'shırtle gitti bugün seçime.. Ben de kısa kollu t'shırt üstüne yine de kot ceketimi giydim..Esintiliydi gerçekten ama sıcaktı,turistler askılıyla geziyordu yine.. Aşağıdaki resimde Akdağların nasıl karla dolu olduğunu göreceksiniz..Sanırım İstanbul soğuk.Yine de buradan gidince çok kalın giysiler alamıyorum yanıma ben. Orada da arabayla gezdiğimizden çok gerekmiyor ama Annem bana bazen takılıyor sen Akdenizli olmuşsun artık diye..
Pamukkale Otobüsleri her seferin ilk dört biletine indirim yapıyor.Böyle bir kampanya varmış,ne kadar zamanda biter bilmem ama haberiniz olsun.Gidiş dönüş aynı fiyata,bu zamanlarda erken bilet alabileceklerin haberi olsun dedim :)
Not: Ölüdenizden şimdi döndük..
Cuma, Mart 27, 2009
Ares, seçim,yolculuk..
Eski resimlerine bakıyoruz da küçücükmüş.. Bu resimdeki gibi bizimki de kanepe düşkünü.. Birde yaramazlık yaptığını anladığında ortadan kaybolması var ki seyirlik :)
Çağıl'ı kıskandığını da belirtmeden geçemeyeceğim.Onu hem çok seviyor hem de çok kıskanıyor.
Her kelimeyi anlıyor artık ve evin içinde pek problem yaşadığımızı söyleyemem.Sadece misafirler gelirse onların yanına kanepeye çıkınca koca köpek biraz korkutuyor insanları oysa o sevilmek istiyor.
Bir tek zincirsiz çıkardığımızda her köpeğin yanına gitmesi biraz dert oluyor.Bazıları bizimki gibi sevgi dolu değil.Korhan (veterineri) bir dayak yediğinde aklı başına gelir diyor birde fazla zincirsiz dolaştırmayın da diyor.Her gün işe gelirken hayat onunla hem zor hem de keyifli..Arabaya binmeyip peşinde koşturuyor bazen bizi.. Genelde ben arabaya yakınsam beni dinliyor, çok sorun yaşadığımı söyleyemem.Benden korkuyor.Uzunbey'in hastası,çünkü yemek hariç diğer tüm ihtiyaçlarını onunla çözüyor. Yemek istediği zaman diyelim ki kanepedeyim , kucağımda bilgisayar var, kanepeye çıkıp benimle gözgöze gelmeye çalışıyor, ben görmedikçe bana sokuluyor ve en sonunda patiyi bilgisayara ya da koluma atıp benden bir şey istediğini anlatıyor.
Onunla ilgili bir sürü şey daha anlatabilirim aslında.Şimdilik arada aklıma gelenler bunlar. Kemirme,parçalama, ısırma huyu yok, sadece sevgi gösterileri var o da seven birini gördüğünde sırnaşmak :)) Onun haricinde bizimle işten eve ,evden işe bir hayatı ve bizim sınırlarını çizdiğimiz bir yaşamı var.
En son babamın beşartıbeşlerini (not yazdığı küçük kağıtlar) parçalamıştı.Kıskandı sanırım :)
Onu denize sokmayı ve denizde yüzmeyi öğretmeyi hevesle bekliyorum.Daha kendisi oyun oynarken başka köpeklerin ardından koşup girmeye cesaret edemedi.Bakalım deniz hikayelerimiz nasıl şekillenecek.. Normalde yağmur yağdığında en çok sevdiği şey biriken sulara dalıp suyla oynamak, ha birde karşı komşularımızın bahçelerine dalmaya bayılıyor, her ikisininde köpek sevmeleri ve bahçenin içinde küçük çocukları olmasınında bunda payı büyük.Çime bayılıyor ve karşı komşumuzun çocuklarının sesini duyunca çıldırıyor..Onlarda her gördüğümüzde bahçeye çağırıp oynayıp gönlünü hoş ediyorlar. Sabah tuvaleti için çıktığında çocuklar okul servisini beklerken, bazen ondan saklanıyorlar bile.Gördümü affetmiyor çünkü.
Bugün küçük bir randevum var, normal cuma günü hareketi ve İstanbula hazırlık gündem konularım.. Kısmetse önümüzdeki salı akşamı yolcuyum.
İstanbula gitmeden saçımı boyatmam,manikür yaptırmam ve bavul hazırlamam gerekli..Evin düzenini saymıyorum o zaten şart. Son iki güne bırakmadan bunları bir şekilde tamamlamam lazım.
Dün gece annemle konuşurken öğrendim ki düşen helikopterin pilotu annemin iş arkadaşının kocası imiş.Nasıl zor bir bekleyiş ki bir an önce olumlu sonlanır umarım.
Hayırlı seçimlerde diliyorum memleketimize.. Burayı merak ediyorum aslında.Geldiğimden beri ikinci belediye seçimleri yapılacak..Şu an ki başkanın seçilebileceği beklentisi çoğunlukta.Ben de öyle düşünüyorum.Ölüdenizde de aynısı kalır diye düşünüyorum. En çokta Ankara 'daki seçilirse üzüleceğim.. Umarım seçilemez :) İstanbulda Kılıçdaroğlu seçilirse de çok sevineceğim.Partisel bir şeyden öte kentlerin kimlikleri kişilerle bağdaşıyor.Büyükçekmece'de bir terslik olmazsa aynı başkan alır yine.. Çok sevilen ve senelerdir değişmeyen biri zaten.Beylikdüzünü bilmiyorum ,pek bakmadım, ikide bir nerden buldularsa mailler geliyor bir partiden.. Gidince seçilmiş olacaklar,şimdi ki seçilsin istemem. İstanbul gösterilmek istendiği gibi bir yer değil.Vizyonu yüksek olmalı seçilecek insanların..Bunlar kendilerine göre vizyonu yüksek ama bizler için bizim gerimizde insanlar.Bakış açıları da dahil..
Umarım artık birilerinin gözleri açılır ve gerçek fikirlerle oylar verilir, maddi çıkarlara dayanılarak verilen oyların kimse unutmasın ki daha yüksek çıkar sağlayacaklara satılma olasılığı herzaman daha yüksektir.
Not: Yazmadım ama cuma sabahı görümcem ikinci çocuğunu dünyaya getirdi :) İstanbul'a bebek görmeye gidiyorum biraz da :) Uzunbey 2. ye dayı oldu..
Perşembe, Mart 26, 2009
Bu aralar gerçekten sıkıldım ben. Ara ara içime bahar sevinçleri düşse de gönlüm biraz uzaklaşıp kafamı dinlemek istiyor. Zaten bu kış tatilimizi de yapamadık. Takip etmemiz gereken başka işlerimiz oldu, kötü bir kış sezonu vardı iş piyasamızda, yeni bir sezona heyecan duyamıyorum daha. İçim sıkıntılı anlayacağınız. Oysa bahar benim mevsimim.Ben bahar çocuğuyum :) Hem buranın baharları da daha güzel,bitsin hiç istemem. Artık içimde de baharı yaşamak istiyorum.
Bugün sabahtan yine çok yağmur yağdı, sanırım bundan hasta oluyorum ben. Yani birden hava sıcak ve güneşli bir bakıyorsunuz fırtına var ve hava serinlemiş. Çok hasta olan biri değilim , hatta kolay kolay hasta olmam ama günde 4-5 defa büroya girip çıkıyorum, arabaya inip biniyorum her seferinde, binalar genelde soğuk,buralılar fazla üşümezler ve klima ,soba, kalorifer yakmıyorlar çoğunlukla..Biz de şu an klimalar açık mesela.. ama başkalarının işyerine,dükkana, büroya,alışverişe girdikçe binalar soğuk, dışarıda hava güzel, güneş varsa terletici yoksa gölgeler soğuk, yani kazakla dışarıda gezebilirsiniz şu an ama kazakla bina içinde üşürsünüz :) Bu da beni hasta ediyor işte.. Herşey geçti ,öksürüğüm için kuvvetli bir öksürük şurubu aldım dün. Allahtan gece öksürmedim,gündüz çok konuştuğumdan gıcık yapıyor ve öksürüyorum. Şu zencefilli baldan da midem bulandı artık. Hergün bal yemekte çok keyifli bir şey değil ne yazık ki :))
Bir kaç gündür bürodayım çoğunlukla, dışarıda yapılacak işlerim azdı, toplantımda yok bu hafta. Blog yazılarım resim olmuş ,o resimlere bakıp ne güzel bir yerde yaşadığımı hissediyorum sanırım.Bu yüzden çok resim koyuyorum :) Uzun yazılar yazmayı da özledim aslında.
Uzunbey dışarıda , gelsin yemeğe gidelim diyeceğim. Öğlenleri beraber yemeğe gitmeyi seviyorum.Düzenli yemeğe çalışıyorum bu ara..
Yazı bitmeden yanlışlıkla yolladım yazıyı.. Arapsaçı gibiyim, hangi arada kaydı yayınlaya bastım farkında bile değilim.Kafam karışık. Yine canım deniz kenarına kaçmak istiyor.Uzun uzun yürüyüp, denizde taş sektirmek istiyorum. Çokta becerebildiğim bir şey de değil aslında. İçim öyle istedi .. Birde yüzmek istiyorum, evet bu mevsim ve şimdi dalgaların arasında ve denizde olmak istedim nedense. Sadece dalgaların sesini dinlemek istiyorum..
Not:1 -Resim: John Everett Millais (1829-1896)
Not: 2- Annemle konuştum, mayısı bekleyemem dedi :) Sanırım 1 nisan gibi ordayım .. (kısmetse)
Not: 3 - Hani bir çimento fabrikası olayı vardı ya bizim buralarda, kararı iptal oldu biliyormusunuz.. Yanlış ÇED kararı mahkemeden döndü, zeytinlikler ve Üzümlü kurtuldu :) Oley :))
Çarşamba, Mart 25, 2009
Salı, Mart 24, 2009
Gül ki ..
Bu Uzunbeyin aldığı sarmaşık gül.Bunları yanımızda bulunan tek katlı ev ile aramızdaki teli sarsın diye aldık.