Dört gün olmuş yazmayalı ama bana iki hafta gibi geldi.Gerçi bu zamanda yine çok iş yaptım ama arada keyif ve kaçamakta yaptık.Çağıl burdayken gittiğimiz pazar günü kaçamağımız. O gün az fotoğraf çektim, bir öncekinden çok fotoğrafım var ama paylaşmak kısmet olmadı.
Geçen sefer gittiğimiz tekneyle gittik,az kişi ve bangır bangır müzik çalmayan.Deniz biraz olsun serinlemişti ve çok güzel geldi.Ne o ağustos ayında bulaşık suyu kıvamında suya girdik.Deniz dediğin girince biraz serinletmeli,yakmamalı.Çok soğuk su da sevmiyorum ama eylül ayı deniz olayı süper oluyor bence.
Teknenin arkası en güzel yeri bizce, geçen sefer gittiğimizde çok keyifli gelmişti.Yine aynı yerde aynı ekiple gittik.
Kızılada,ilk durak.
Pazartesi de yine Çağıl gitmeden hep beraber muğlaya gittik.Muğlada işimizi bitirip geze geze döndük.Giderken kahvaltımızı yol üstünde Esentepe köyünde Yörük Ali pidecisinde yapmıştık zaten.Dönüşte de Akyaka da daha önceden gittiğimiz yerde yemek yedik. Nadir Usta diyorlar, kime sorsanız gösterir. Azmak kenarında güzel bir yemek yedik.
Akyakadan dönüşte sırayla Köyceğiz, Dalyan ve Dalaman'da iki yere uğradık.
Köyceğizde tam bu merdivenlerine uydu anten koyan evin önünden geçtik :) Görüntü iyi sanırım,anten senelerdir orada..
Sonra anayoldan Dalyan'a girdik arada bir köyden geçerken mezarlıktaki bu kaktüsü gördüm.Uzunbeyden rica ettim ve durdu, aslında köyün ismine de bakmıştım ama unuttum.Çiçek büyük değil mi..? :)
Dalyan
Dalyan
İstanbuldan kendime aldıklarımdan ; özelliği diğer tekinin bir hilal olması :)) Lacivert tişörtlerimle çok güzel gidiyor..
Bunu da bahçeşehir pazarından aldım.On lira.Fotoğrafta küçük duruyor ama aslında büyük paket omoyu doldurdum içine..
Çağıl'ın gittiği günün ertesi uzunbeyle kendimizi yürüyüşe attık,Aksazlarda bira içtik,yemek yedik ve yürüdük.
Fatoş'a ve Natüre uğradım,kahve içtik,kendime kitap aldım.Şimdi bunu okuyorum.
Cumartesi akşamüstü uzunbey işten geldi ve hadi deniz kıyısında sucuk -ekmek - şarap yapalım dedi.Bende denize girerim ama dedim.Şezlonglarımızı ve mangalımızı aldık, Kargı Plajına gittik.Akşamüstü gidip gece geliyoruz,hava iyice kararınca.Ben denize girdim,deniz çok sıcaktı. Sonra da çıkıp uzunbeyin pişirdiği sucukları yedim.Denizkenarında at turu yaptıklarından günün belirli saatlerinde böyle bir manzarayla karşılaşabilirsiniz. fethiyede yaşamın en sevdiğim özelliği böyle işten çıkıp on dakikada denize gidebiliyor olmak.
Güneşi orada batırmak iyi geliyor bana.
Piknik sepetim,annemin ördüğü çeyizimden örgü peçeteler, senelerdir kullanıyorum hiçbirşey olmadı.Şaraplıkta annemin son diktiklerinden.Değişik desenleri de mevcut. Şarapta enfesti.
Bu manzarada günü batırdık uzunbeyle.Pazar günüde yürüyüşe Kargıya gittik, bu sefer plajın restaurantında birşeyler içip yürüdük,yine güneşi orada batırdık.
Ertesi sabah 5.30 da kalkıp Mavikuş için stand açmaya gittik 2. el pazarına.Sattıklarımızın gelirini bağışladık yine.Saat ikiye kadar oralardaydık.Çok kalabalıktı ama yine de bize kalabalık gelmedi :))
2. el pazarı-Çalış
Bu güzelliklerde Cafe Derinden.Birini ben götürdüm,nefisti.Şeker hamuru böyle yapılır dedirtti Zehra.
Geç geldi ama her geçen bir kere durup baktı kurabiyelere.
Bugün saçımı boyatmaya Hisarönüne Goldfinger'a gittim.Uzun süredir oraya kuaföre gidiyorum.Hem manikür-pedikürü de orada yaptırıyorum.Kuaför Hisarönünde olunca doğal olarak erkek -kadın birarada oluyor. Genelde İngiliz, bir ben müşteri olarak Türk :) Elemanlarda Türk.Patronlardan sahibesi İngiliz,sahibi Türk. Gelenler,gidenler,havada espriler uçuşurken yapılan işler,gittiğimde çok keyif alıyorum ve işlerini çok iyi yapıyorlar..Aramızda Türkçe konuşurken İngilizlerin merakla bakmaları ve bizi izlemeleri çok hoş oluyor. Bunun da keyfine varıyoruz :))
Yarın temizlik günü.
Cuma Üzümlüde Ben Maile 'in resim sergisi açılışı var Üzümlü Winehouse'ta saat beşte. Pazar uzunbeyle bir fotoğraf çekimine gidelim diyoruz,hem de gezeceğiz.Neresi olacağı sürpriz olsun ama güzel bir yer.Daha önce gitmiştim ama yazmadım sanırım.
Günün Şarkısı.. Alaturkayı seviyorum :)