Hayat beni son günlerde kırdı, hem de bir kaç yerden birden.İyileşmeye çalışıp dönüyorsam kaldığım yere gücümden.İnsan bir yönden de kendinin ilacı,başkasına ihtiyacı olmadan toparlanmalı diye düşünüyorum.Kendi küllerimden yeniden doğmalıyım her zaman.
Duvar kağıdı işlerim bitti ama ancak 3 günde.Üç haftada birer günümü yedi. Tam bitti derken kağıt bitti ikinci gün. Kargoyla annemden istedik,aldı gönderdi. Neyseki sadece alt katı yaptık ama ben çok sıkıldım.Biz yapmadık, ben zaten anlamam o tarz işlerden ama Uzunbey yardım etti ustalara.Arkada görülen kısım kahverengi duvarkağıdı, eve farklı bir hava getirdi bence. Diğeride büyük desenli ve açık renk.Kombin yaptım onları kafama uygun başka bulamayınca öyle almıştım. Ateş yanan kısmın etrafıda taş kaplanan yer.Orası antalya taşı denen bence uyduruk bir renkte duruyordu ,öyle yarım bırakmışlar nedense.Gözüme battığından diğer hali, bence idare eder şimdi.Alt kısım mermer zaten.Orası vardı.
Koşturmalı bir haftadan sonra ilk aklıma gelenlerle başlayalım isterseniz.
Bunu yazmadım ama Derin'den yılbaşı hediyesi bu oyuncak Ares'e. Ares kendine geldiğini hemen nasıl anladı da aldı oynadı bilmiyorum. Çok akıllı zaten, her konuşulanı anlıyor artık.
Büroda başka bir arkadaşıyla keyif yaparken.Arkada Kayaköy İlköğretim Okulu Projesinin başkanı Nacibey çalışırken... Şu an büroda o eşyalar gitti deri koltuk aldı Uzunbey.Yani şekli değişti. Sağ tarafta gözüken camlı kısım Uzunbey'in odası.Arkadaki dartı ben çok severim, kendimize aldık ucu yapışkanlı büroda attırıveriyoruz arada :)
CHP Fethiye Kadın Kolları olarak bir sergi açmaya karar verdik.El sanatlarıyla yapılmış bir çift kırlent yapacağız, onları sergide satacağız. Gelirini burslara kullanacağız. Basın duyurusunu yaptık şimdi kırlentleri bekliyoruz parti binasına.14 şubata kadar zaman verdik,19-20 şubatta sergimiz var Fethiye Kültür Merkezinde.Fotoğraftaki hanım kadın kolları başkanımız Ümit Hanım. Hani bizin festivalimiz var ya kültür ve sanat festivali, onun da başkanı.Daha öncede evini görüntülemiştim etamin ve goblen ustası. Kırlent Sergisi fikri onun zaten.
Geçen hafta ayrıca köy gezilerine de başladık, benim ilk köy gezimdi.Gerçi ben köylere sık gittiğimden çoğunu biliyorum ama bu şekilde de güzel oluyormuş.Bir kere çok sıcak karşılanıyorsunuz, insanlar size çalıştığınız için yakın davranıyor.
Burası Saklıkent civarında bir gözlemeci.
Bu gruptan birde Nalan Hanım var ki ondan da ayrıca bahsetmeyi tercih ediyorum. Nalan Hanım, Hale Hanım ve ben eğitim komitesinde ayrıca çalışıyoruz perşembe toplantıları için. Bunun için de kısa bir zamandır haftada bir özel buluşup çalışıyoruz.
Kediyle fare : P Almış getirmiş bize bir fındık faresi, oynayıp duruyor onunla.Gözümün önünde oynamasından rahatsız oldum ben,ben kovuyorum o alıp geliyor, en sonunda kovaladım.Can çekişmesini izlemek istemedim farenin .Kedinin elinden alamadık çünkü.
Bunlarda adaçaylarımız.Bir kahvede mola verdik,çaylarımızı içtik.Sohbet ettik.Fethiye'ye gelipte içilmesi gereken çaylardan.Doğal bir ürün ,dağlardan toplanıp pazarlarda ve aktarlarda satılıyor.
Süper güzel bir gündü, kuzular çayırlarda otlarken bizde güneşin keyfini çıkardık.
Zehra'nın elinden kurtulmayan kuzu. Bu arkadaşımız kadın kollarındaki Zehra. Cafe Derin deki Zehra değil :)
Hale'cim başlı başına bir olay benim için :) O bir ressam. O bir vatandaş, o bir duyarlı vatandaş hem de. Oturup seyretmeden kendince yorumlayan bir kadın.Ona Kamer Genç'in dişisi diyebiliriz.Hem de benim diyen çok bilmiş kendine inanan! diyebileceğimiz herkesle diyaloğa girebilecek güçte.Ben ona on kaplan gücünde diyorum. Onunla ilgili -eviyle- daha önceden yazılarım var ama yayımlayamamıştım.Daha sonradan sizleri buluşturunca abartmadığımı anlayacaksınız.
Yanındaki köylünün kullandığı bir soba. Böyle değişik sobaları genelde sanayide tamircilerde görmüştüm ben, burada da karşıma çıkıyor arada.
Bu da kereste kurutmak için özel yapım varilden soba.Bu soba yandıkça keresteler kullanılacak kıvama geliyor.Evin alt katında olduğundan yukarıyı da ısıttığına eminim.
Geçen çarşamba kadın kolları olarak köy gezilerindeydik, perşembe Ankara'dan misafirlerimiz vardı partide. Mileltvekili seçimleri için ön araştırma durumlarını konuşmak için CHP Parti Meclis Üyesi Ercan Karakaş ve CHP Ankara Milletvekili Dr. Tekin Bingöl vardı. Biz eğitim toplantısının bir kısmını yaptık ama bu ziyaret ve görüşülenler önemliydi bizim için.
Bu mavi top yurtdışından.Adı polikarbonat gibi birşey olabilir ,bilmiyorum ama bunu bulaşık makinesine koyup bir daha parlatıcı ve tuz kullanmıyorsun.Topun ömrü sınırsız.Ömür boyu kullanılabiliyormuş,bir kere alınıyor. Bunu da Hanife'ye gittik mavikuşlarla kahve günü yaptık kendimize ,oradan öğrendim.
Bu kahve günümüz de
Cafe Derin Zehra da var. Kendisi sadece süper pastalar yapmakla kalmayıp arada böyle şallar takıp bizi kıskandırıyor. Annesi örmüş,örneğini görmeniz için çektim.
Hanife'nin evi tam tahmin ettiğim gibi.Etamin dolu. Eşi de çok güzel ahşap işleri yapıyor hobiolarak.Evin aksesuarları genelde onun elinden çıkma.
Bu ahşap lambalık onun eseri mesela.
Bu bankı da eşi yapmış.Etaminler aile yadigarı,çanta benim :)
etamin yastıklar
Bu da keçe yapanlara örnek olsun.O gün hediye geldi Hanife'ye.
Masa kayınvalidesinden kalma ,oldukça eski ve sandalyeleri de eşi yapmış.
O bir kaktüsçü.
Bu iş Fatoşla başladı ama ben geçen yıldan kalan yazılardan olduğu için görüntüleyemedim.İlk fırsatta onunla devam edeceğim görüntülemeye.
Bu güzelliklerde Zehra'dan. Pazar günü
mutfakta1inci bloğundan Özgen ve arkadaşı Özlem Zehra'ya geldiler.Zen'de ordaydı,zaten Zen'le Zehra yakın oturuyorlar,onları tanıştırdım,ben yokken arkadaşlık yapın dedim :)
-Bu kısmı sonradan ekledim, Zen'i yazmamışım nedense..Oysa ben onları tanıştıralı bayağı oldu.
Tahinli çörek göründüğü kadar güzeldi de.
Bu cup kek gibi gözükse de o bir pastırmalı tuzlu kekti ve nefisti.
Ekler
Su sebilindeki örtüyü zehra dikmiş.Perdenin kumaşından.
Bu yastığı da o dikmiş ama birde bana ben dikiş bilmiyorum demişti, şaşırdım kaldım.
Geçtiğimiz haftanın gündemi bu kadar değildi tabii ki.Geçen haftalarda bir misafir ağırladık ya -başbakanımız -onunla ilgili bilgileri de hemen vereyim.
Bir kere Fethiye'nin neden tercih edildiğini söyleyeyim, Fethiye Muğla'da sağ partilerin oy alabileceği bir köy yapısı mevcut ve daha önce de yazdım 72 köyü var .Diğer ilçeleri arasında en yüksek tarımdan kazanan nufusa sahip.Kendisi bir milletvekili çıkarabilecek güçte olupta bu tarım-turizm birliğinden doğan kültür karmaşası yaşayan bir yer.Muğla CHP' nin kalesi Muğladaki 47 açılış için neden Fethiye işte bunun için.
20-25 bin kişi geldi dediler -ben gitmedim söyleyenlerin yalancısıyım-
İki alanımız var, nedense daha küçük olanı tercih edilmiş,oysa en az otuzbinden fazla alacak bir pazaryerimiz var ve konuşma burada planlanmamış. O meydanda gelenler kuş gibi kalırdı çünkü Fethiyenin kışlık nufusu zaten 80-100 bin kişi.
Sadece 4 bin polis gelmiş güvenlik için. Partililer köylere ücretsiz vasıta göndermişler herkes gelsin diye.
Akşam saatlerine kadar şehir içi trafik kesilmişti,işler bekledi,geceye sarktı bizim işler.Şimdi bunlar bahane mi diyeceksiniz kalabalık gözüküyordu işte tv de. Bir kere benim tanıdığım herkes ya pikniğe ya yaylaya gezmeye gitti.Şehir boştu,hava güzeldi meydan da hergün gördüklerimizde yoktu.Zaten oy çıkmayacağını bildiklerinden sanırım il de yapılmayacakmış Fethiye. Gerisi boş.
... ... ...
Kayaköy İlköğretimle ilgili fotoğraflar vardı ama yoruldum şimdi. O gün çok güzel geçti, proje hızla devam ediyor. Şubat tatilinde okulun boya badana işleri olacak.O gün en çok Zehra'nın eşi ve Uzunbey çalıştı. Ares'te bizimleydi. Çevremden ne yapabiliriz diye soranlar oluyor,çok keyif alıyorum.Gelişmeleri paylaşacağım.
Cumartesi akşamı ev gezmesine gittik bir arkadaşımıza iyi geldi,
dün 2. el pazarı vardı Çalış'ın ben gitmedim hava çok yağmurluydu,saat ona kadar devam etmiş. Öğleden sonra da Zehra'ya gittik. Bugün işteyim,yazıyı bitirmeye çalışıyorum.
Cuma Berna'na da kahve günümüz var, cumartesi Hale hanımda toplanacağız.Ayrıntıları yazarım.
Ve sonra 19-20 şubatta Pamukkale gezimiz var, uygun fiyata turla gidiyoruz iki gün. Gezip,alışveriş yapıp,
richmond pamukkalede kalıp pazar dönmeli bir tur bu.Termal ve gezi turu bu sefer.
Hayat herzaman güzel geçmiyor tabii ki ,aslında bunu yazıp yazmamayı düşündüm ama hayatın bu yüzü içinde birşeyler yapmak lazım.Bazı insanlar birilerine kötülük yapacak cesareti buluyorsa ona ders verecek cesareti de birileri bulmalı.
Konu dehşet, ama bir o kadar da sahip çıkılası. Çarşamba günü büyük bir dava var burada,İstanbuldan kadın dernekleri gelecek,
bir tecavüz olayı.Sekiz adamın bir kadına tecavüzü. Burada böyle bir memlekette bazı adamlar bazı kötülükleri bir insana yapmayı kendilerinde hak görüyorsa bence yazılabilecek herşeyi de hak ediyorlardır. Sadece bunun için yazdım yoksa böyle cennet bir yerde bu konuda yazmak istediğim son şey inanın.
Bu dava birde burada ne olursa olsun peşine düşüleceğinin de ispatı bence.
26 Ocak çarşamba saat 14.00 de mahkemede olacağım,en azından kapısında ,hayatımda ilk defa bir mahkemeye gideceğim,-umarım son olur- destek olmaya,buradan bir sürü kadın da benim gibi gidecek,bir şey söylemeyeceğiz ama sadece orada olup birilerinin belki olur ya utanmasını ,yaptıkları hatadan pişman olmasını bekleyeceğiz ve kanunlarında onlara gereken dersi vermesini...
Başlık Cemal Süreya'dan.