
Diğer bir insandan üstün olmanın hiç bir asaleti yoktur..Gerçek asalet daha önceki halinizden üstün olmaktır.. Hint Atasözü.. Asortikkrep bu söze imzasını atar :))
Bu akşam Uzunbeyin İstanbuldan hem lise arkadaşı hem de mahalle arkadaşı Ş. Amerikadan geliyor..Amerikaya gitmeden sık sık görüşürdük ..Zamanla benim de iyi arkadaşım oldu kendisi..Uzun zamandır görüşmediğimiz için herkes çok özledi..Süslendim püslendim onları bekliyorum şimdi..Dalamandan almaya gittikleri için biraz uçağında gecikmesiyle bu saatlere kaldık.Kayaköy Sarnıç a yemeğe gideceğiz şimdi..Sanırım ilk defa buralara geliyor..Sonra da onu askere Burdur a götüreceğiz..Yani asker yemeği bu yemek..Aklıma Uzunbeyin asker yemeği geldi..Çağıl bira içip sarhoş olmuştu o gece Annemlerde..Uzun bir zaman bira içmeyi yasaklamıştık sonra..Çünkü o zaman daha 4 -5 yaşlarındaydı..Bir koltuktan diğerine kendini atıp durdu bütün gece..Anladım ki babasının gitmesinden efkarlanıp içmişti ..
İnsanın kendi işini yapması , kendinin patronu olması çok güzel ama bir o kadar da yorucu..Biz bu çıktığımız uzun yolda bir devri kapatıp yeni bir evreye başladık..Bir o kadar artık oturmuş olan işimizin hem yan kolu hem de bütünleyicisi olan yeni işimizde zor bir yola başladık..Önümüzde tekrar aşılması gereken yollar açıldı..Bu öyle anlatıldığı kadar kolay bir yol değil..Bu işler öyle büyükşehirdeki gibi de işlemiyor..Her şehrin her toplumun kendine özgü bir yapısı var..Ve tabii Anadolu da yaşamakta kolay değil bu bağlamda..Mesela diyelim ki teknik bir işte birine ihtiyacınız var..O şehir senin bu şehir benim araştırıyorsunuz..Bu genelde İzmir ve Ankara ya da yakın olduğu için Antalya olabilir..Gelen teknik adam otelde kalır, yedirir, içirir yapılacak işi yaptırdıktan sonra ücretini verir gönderirsiniz..Bu ücret çoğu kişinin 2 maaşına denk gelebilir..Hatta daha fazla da ödeyebilirsiniz..Ama bu daha sonra bu adamın işini doğru yapmasını sağlamaz verdiğiniz Dünya kadar para..En küçük aksaklıkta düzen bozulacaktır yine..
Yarın festivalimiz başlıyor..4 günün gecesi Ölüdeniz' deyiz..Gündüz işte gece festivalde.Gerçi yarın saat 2 den sonra festival alanında olacağım ..Bu sene resim sergisi ve 2.el satışlar bende..Her sene değişik görevlerimizde olduğu gibi çoğunlukla her işi yapan joker eleman oluyoruz biz festivalde..Hepimiz gönüllü çalışıyoruz..Normalde çoğumuzun kendi işi var ve yoğun insanlarız ama festival dediğinde akan sular duruyor ..Mavi Kuş için stand açıyoruz yarın..Yani festival alanında Mavi Kuş yararına satış yapacağız..Festivalde en çok sevdiğim sanatçılardan biri Sunay Akın..Her sene gelse her sene aynı ilgiyle izlenecek biri o..Mesela bu festival için geçtiğimiz sene biz çağırmadan böyle güzel bir organizasyonda olmak isterim dedi ve ben yine gelebilirim dedi..Bu da bizim çok hoşumuza gitti.Bizim festivalin vazgeçilmez sanatçısıdır o..Ferhan Şensoy' u daha önce çok izledim ben ama Ölüdeniz 'dekiler için getirdiğimizden tekrar seyredeceğiz..Volkan Konağı severim..Özellikle Cerrahpaşa şarkısı için yarın akşam konseri özellikle izleyeceğim..Selda Bağcan' ı ben çok sevmem ama o kadar çok seveni var ki buralarda bugün kuaföre gittim ben..Kuafördeki çocuklar bugünkü kaprislerim için sen Selda Bağcan' ı getiriyorsun daha ne isteriz biz dediler..Ben bunları festivalden sonra yaptığımız değerlendirme toplantısında hava atmak için kullanıyorum genelde :)) Çünkü ben daha modern şarkıcılar sevdiğimden genelde bu tarz halk şarkıcıları için olmaz oyu veriyorum ..Ben Candan Erçetin gibileri getirelim derken onlar Selda Bağcan seçiyorlar :)) sonra da ben daha çok gezen olduğumdan ve daha çok halkla içiçe olduğumdan tebrikler bana geliyor..Bende onu aslında ben istemedim diye anlatmıyorum valla..Tebrikleri kabul ediyorum..Geçtiğimiz senelerde Edip Akbayram istedi komite..Bende onlara neler dedim neler..Onların zamanı geçti, dinazorlar dinliyor artık o tarz sanatçıları vb.gibi..Konser gecesi ortalık yıkıldı ve hayatımda hiç bu kadar içli şarkılar dinlemedim ben..Belki de gurbette dinlediğim için bilmiyorum ama Kayahan konserinde bile bu kadar zevk almamıştım ..Nasıl birlik ve beraberlik içinde her nesilden insan izledi anlatamam..Ve o gün Kazım Koyuncu' yu kaybettiğimiz gündü..Havai fişekler altında herkes onun şarkısında ağlayarak festivali kapattı..Bazı sanatçılar hangi yaşta olursa olsun her yaşa hitap edecek kalitede oluyorlar..Biz zaten magazinsel sanatçılar getirmiyoruz festivale..Gerçek sanatçılar getirdiğimiz için gerçek kültür ve sanat festivali oluyor hep :)) Bu sene broşürlerimizde var ama çevreye kötü etkisi olduğu için havai fişek atmaktan vazgeçtik..Bundan sonra atılmayacak.
Ben düşüncelerimi açık ve net biçimde söylemekten hoşlandığım için aynı açıklıkta buraya yazmak istedim..Bazen şu insanlara bir hal oluyor ve kendilerini nedense yorumlarda ispatlamak zorunda gibi davranıyorlar..Senin değil benim dediğim doğru gibi..Ya da sen eksik biliyorsun ben herşeyi biliyorum gibi..İşte meydan sizin..Yap et diyecek halimiz yok..Herkesin fikri kendi "içinde" özgürdür..Sen yanlışsın ben doğruyum gibi bir davranışı ne taktir ederim ne desteklerim..Bunlar eski zamanlarda kalan şeyler :)) Ben bu zamanda kimse herşeyi ben biliyorum diyemez diyenlerdenim..O fikirlerin modası geçti..Önce saygı lütfen..Sonra herşeyi ben bilirim havaları..

Yeni bir kapıdan giriyoruz Uzunbeyle..İş anlamında diyorum..5 sene önce şimdiki işimizin bir uzantısı olan bu kapı ancak şimdi aralandı ve ev peşinde koşarken birden kendimizi yeni işin pazarlığını yaparken yakaladık..Biz böyleyiz zaten..Hayatımızda verdiğimiz bütün büyük kararları en fazla bir hafta içerisinde uygulamaya koyduk..Şikayetçi değilim..Bizim işin olmazsa olmazı bu yan iş.Uzunbeyin zaten bildiği bir iş ve iyi yaptığı..Sadece yeni bir işin oturması bir seneyi bulur..Tekrar yeni bir yapılanma..Benimde iş durumum değişecek yine..Ama herşeyin ötesinde işimiz için büyük bizim için küçük bir adım :)) Niye böyle söyledim ..Çünkü daha çok atılacak adımlar var bizde..Maşallah Uzunbey Akdenize çok yoğunluk yaşadığı zor bir meslekten dolayı yerleşti ya..Bende hayatımın dersini aldım sayesinde..Neymiş efendim..Stresli ve zor işler şehir yaşantısından dolayı olmazmış..İnsanın kendisi yaşam tarzını belirlermiş..Yani ister bir metropolde istersen bir köyde yaşa kişinin huyu suyu neyse yaşam tarzı oymuş :))
Hali hazırda 3 değişik ama paralel işimize bir 4.sünü kattığımızı söylemek isterim..Açılış yapmayacağımızı belirtir..Çiçek göndermemenizi rica ederim..Kutlamaların lütfen MaviKuş http://www.mavikus.org derneğine bağış şeklinde yapılmasını tercih ederim..

Bir önceki yazıma gelen bir yorumdan yola çıkarak size burayı anlatmak istiyorum..Burası aynı resimdeki gibi tarihle ve doğayla içiçe bir yer..Tabiki bir İstanbul gibi olmaz, olamaz..İstanbul gibi hiçbir yer olamaz zaten..Ama kendi içinde insanların uyuzlukları olmasa daha da güzel bir yer olacak burası..Bir kere değişik beklentilerle gelmemek lazım buraya..Burası kendi halinde başkalarının söylediklerine göre Anadolunun çoğu kentinden çok daha modern (ben başka bir şehirde yaşamadığım için..) ve rahat bir yer..Alışveriş merkezleri yok..Migros bile 2m..(Ben Beylikdüzünde 5 m migrosa giderdim eskiden ..ah İstanbul ahh) Yeni yeni büyük mağazalar açılmaya başladı..Herşey turistlere göre ayarlanan, kışın uyuyan ama -biz genelde kışları daha çok severiz çünkü sakindir ve hava çok güzel olduğu için dışarıdayızdır bütün gün-kapkaçların yaşanmadığı hala halını balkona serip yatıp uyuyacağın bir yerdir burası..Burayı zorlaştıran insan davranışlarıdır..Çünkü uzakta olmanın bütün zorluklarını hissedersiniz burada..Turizm olduğu için herşey fiyatlıdır, genelde insanlar size güvenilmez davranır, hep kendinizi bir şekilde ispat etmeye çalışırsınız..Bunlar iş yaşantısı için geçerlidir..ama emekli iseniz ve Fethiyeden parasal bir beklentiniz yoksa..Yaşamak için ideal bir yerdir..Hoş bizim ticari işlerimiz de var ama başkalarının yaşadığı zorlukları da çok yaşadık..Yine de genelin bize davrandığı gibi davranmadığımız için etrafımızda hep sevgiyle ve saygıyla andığımız insanlar çoğunlukta.Bizimde öyle anıldığımızı söyleyebilirim..İstanbul dışında yaşamak istemezdim ..Ama hayat bir şekilde beni dışarıya taşıdıysa yaşayabileceğim en güzel yer olduğunu sizle paylaşmak isterim..Biraz İstanbula uzak 13 saat kadar ama onu da her özlediğimde atlayıp giderek kamufle etmeye çalışıyorum..Uzaktan davulun sesi hoş gelirmiş..Hayat hiçte İstanbul dan gördüğümüz gibi değil..Türkiye zaten oradan görüldüğü gibi değil..Kışın Muğla da işim var..İmarda..gittim bir tane yetkili kişi var benim sorunumla ilgili..O da sahadaymış..Yani yok..E önceden telefon açmışım cuma geleceğim demişim ama 2.5 saatlik mesafeden sadece onu görmek için geldiğimi bile bile yok oluyor..Annem soruyor telefon da e başka kişi yok mu ? Yok ki..Orası İstanbul değil ki..Bir masada 5 kişi çalışmıyor..Koca bölümde tek kişi çalışıyor..O olmayınca 5 saatlik zamanını tek kişi için harcayıp dönüyorsun kös kös..yabancılar boşuna demiyor "Burası Türkiye"..
Bunun yanında herhangi bir 48 plakalı biriyle trafikte bir kadın olarak kapışmanız çok zor..Ne olursa olsun kesinlikle bir kadına ters ve saygısız davranmıyorlar..Ben şimdiye kadar sadece 6 senede 3 arabayla kapıştım..İkisi 34 biri 35 ti..
Eğer sosyal biriyseniz o sergi senin bu etkinlik benim gezip dolaşabilirsiniz..Yok zaten kazmaysanız siz şehrin göbeğinde de otursanız sizin için bir şey farketmiyor..Dernekler çoğunlukla insanların ben kendime ne koparırım yaklaşımında olduklarından ve kendimi ön plana nasıl çıkarırım kişiliklerden dolayı seçerek gidilmesi gereken yerler..Bizim ki öyle değil..En belirgin farkı da gönüllü üyelerimizden aidat almıyoruz yani onlara para gözüyle bakmıyoruz..Bakınız...http://www.mavikus.org Dernekle ilgili hep ayrıca tek bir yazı yazayım derken hep geç kalıyorum anlatmakta..Bugün böyle başlayayım dedim..
Çocuklar ve gençler burada hep dışarıya okumaya yönlendirilmiştir..Sokaklarda nadir görürsünüz..Çünkü çalışırlar aile işletmelerinde ya da tarlada..Geçenlerde Uzunbeyle denizde gördüğümüz bir grup çocuk için konuştuk..6-7 kişilik bir grup geldi..Hepsi göya yüzme biliyor..Bir tanesi daha küçük ve üstünde can yeleği var..İstanbulda olsa arkadaşları dalga geçer diye takmaz o yeleği..Çağıl yaşında çocuklar..En büyüğü 15-16 yaşlarında..Nasıl kolluyorlar arkadaşlarını anlatamam..Oysa hepsi fırlamalık yaşında bunlar..Korkmasın diye kimse üstüne gitmiyor çocuğun..Bizde olsa bir tanesi diğerlerini de ayartır en azından bir kere denize fırlatırlardı bunu..Top oynadılar yanımızda ama bize gelecek diye de kolladılar hep bizi..Hoşuma gitti bir yandan Uzunbeyle de paylaştık düşüncelerimizi..Aslında yöre olarak yerlisi iyi,düşünceli, hoş insanlar ..Köylü kurnazlıkları var ama yırtık değiller..İçleri temiz..ve çocuklar hoşumuza gitti..Belki kolejdeki "asortik " arkadaşları yok artık çocuğumun ama içi temiz kalmış öğrenmeye açık arkadaşları var..Biraz bizim ki onların yanında fazla şehirli ama Çağıl da bu kadar sene durumları iyi idare etti diye düşünüyorum :) Belki Çağılın yazması gereken ama onun anlatmasını beklemeden size anlatacağım bir anekdot..Çağıl kolej çocuğu ya..İstanbulda hep suyu damacanadan içmiş..Bin tembih çeşmeden su içme diye büyümüş bir evlat..buraya gelmişiz..Çeşmeden su içirene kadar akla karayı seçtim..Burada sular temiz ama ikna etmekte zorlandım biraz..Neyse, burda da önce koleje gitti..İlk okulu kolejde bitirdi..Sonra merkeze aldık onu..Hem büroya çok yakın hem de kolejden memnun kalmadık..Merkezdeki eğitim çok daha güzel..İlk gün kantine gidiyor ..Ağbi bir su versene diyor görevliye..Adam bunu kovalıyor git çeşmeden iç, dalga geçme kantinde kapalı su yok bizde diye..İşte Fethiye böyle bir yer..Bir yanda bozulmamış iyilikler diyarı bir yerde de burayı olumsuz anlamda karalamaya çalışan tipler..Biz nasılmıyız..Aynı İstanbulda ki gibi yaşamın ve Fethiyenin iyi özelliklerini sonuna kadar yaşamak isteyen kötü taraflarını ise hayatımızdan elimine etmek isteyen insanlardanız..Kısmetse portakal bahçesindeki evimde (uzun süredir bahsetmedim..özledim onu konuşmayı)huzurlu bir yaşantı peşinde koşturan biriyim ben..Çok sakin yaşadığımı söyleyemem..Anlattıklarım yaşadıklarımın yarısı..Çünkü hareketli bir hayatım var işim yüzünden..Ama hayattan keyif almasını seven insanların burayı daha çok seveceğini düşünüyorum ben..Gösterişten hoşlanmayan doğal insanlar mutlu olabilir burada ancak..Ben hem asortik olup hem burada nasıl yaşadığımı soranlara söyleyeyim ki asortiklik doğamda var benim..Dışarıya gösterme gibi bir derdim olmadığından mutluyum ben burada..Birde her zaman söylüyorum ..Burada yapaylıklar yok..Burada herkes olduğu gibi göründüğünden kötü taraflarda oldukça fazla sırıtıyor ve yaşayamıyorsunuz..Yani neymiş doğal olan gelsinmiş..yapay olan kalsın..Ancak şehir ışıkları onları kapatabilir çünkü..
Resim: Kaya Mezarları Fethiye..Resmin en yakın yerinden denize doğru baktığınızda büromun yerini..Karşı tarafa baktığınızda evimin mahallesini görmüş oluyorsunuz..
Not : Son zamanlarda keşfettiğim ama çok sevdiğim bir grup var.. Özellikle tavsiye ediyorum..İncesaz grubun adı..Benim dinlediğim kasetleri : Mazi kalbimde bir yaradır.. :))
Yarın OKS sınavına girecek her çocuğa başarılar diliyorum..Başta Çağıl olmak üzere..Kısmetse sınavdan sonra da hep beraber denize gitmeye karar verdik..2 senedir her hafta sonu dershanedeydi zaten..Çağıl sınava Anadolu Otelcilik meslek lisesinde girecek..Yani Fethiye' de..Bizim büronun 2 sokak berisi oluyor bu okul..Bugün evdeydi ve onu besiye aldım :)) Bir ara bir bahçe mobilyası firmasının açılışına gittim ve akşam uzunbeyle alışveriş yaparak eve döndük..Yarın hep beraber sınavdayız :)) Biz sınava girene kadar yanındayız sonra büroya gideriz..
Artık yaz moduna geçiyorum..Bu ne demek işe öğlenleri ya da geç gitmek demek..Çünkü sabah erkenden Uzunbeyle çıkınca ve akşam onunla gelince evi kontrol edemiyorum..Saat 7 .30 dan önce eve gelemiyoruz..O saatten sonra mutfağa mı gireyim evi mi toparlayayım yoksa dinleneyim mi ?

Sıcaklar bastırdı..Sezon açıldı ama çok sakin geçiyor..Yani sayı bakımından..Yabancı turist yok ortada..Bu sene türkleri hedefliyoruz diyen turizmci dolu..Umarım iyi fiyatlar verirlerde ortalık biraz hareketlenir..