Pazar, Temmuz 22, 2012

Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafir *

 20 temmuz Burcu'nun doğum günüydü,yazamadım.Oysa ben onların doğum günlerini atlamazdım.Biraz yazmak istemedim birazda annem, babam, Atahan burada ondan yazamadım.Kalabalık olunca beceriksiz bir anneye dönüştüm evde :)) Ezberim bozuldu.Çok çocuklu olsaydım ne yapardım bilmem.Hava da o kadar sıcak ki gezmek bile bazen keyif vermiyor.Bizde daha serin olabilecek yerlere gitmeye çalıştık,çarşıya bile inmedik,zaten Çalış şehrin içine göre en azından esiyor,özellikle de benim ev ve çamın altı.Kendimizi çamın altına atıp neresi serinse orada oturuyoruz.Klima belli bir zaman sonra rahatsız ettiğinden fazlada oturamıyoruz.

Üst balkon, arka balkon ve bahçe de her türlü serin alanlar keşfedildi,en ufak esen yerler farkedildi, arada sabah ve akşamüstü bahçe sulandı ki biraz serinleyelim. Annem bir daha temmuzda gelmem diye yemin etti :) Artık mayıs -haziran ya da eylül -ekim dolaylarında geleceklermiş.Bizler de sıcaklardan bayıldık, öğle saatleri kimseyi sokaklarda göremez olduk.Akşamüstü 4-5 ten sonra denize gidiyoruz.Babam daha erken güneşe çıkmıyor,çok beyaz tenli,Atahan'da öyle.Annemler buradayken ben işe gitmiyorum, Uzunbey beni izinli sayıyor :)) Bu yüzden bende onlarla zaman geçiriyorum.
Geçen pazar günü Uzunbey bizi Kayaköy Jazibeye kahvaltıya götürdü önce, mekan zaten güzel, serpme kahvaltısı da nefisti,çok güzel zaman geçirdik.Canlı müzik de vardı.Resimler çektik, annem Face 'e koydu :)


Jazibe 'de kahve keyfi.

Jazibeden çıkıp öğleden sonramızı geçirmek üzere Kabak'a Olive Garden'a gittik. Annemler yemekleri çok beğendi ,biz zaten çok seviyoruz.Bunlar hep geçen hafta tabii ki..
Klasik kabak koyu keyfi resmi :)
Klasik Ares pozu.
Arada bir gece yaş günü kutladık geçen sene bebek karşılama partisi yaptığımız bebeğimize yeni açılan "deniz yıldızı" adlı  sahil cafesinde. Pastası Mfırın' dan :) kendisi de pasta gibi tam yemelikti, zor zaptettim kendimi. Bizde geç vakte kadar oturup sohbet ettik.Herkes deniz kenarında ya yürüyüşte ya da cafelerdeydi.

Kahve ve likör keyiflerini atlamadık.
Annem bana hediyeler getirmiş yine..
tutacaklar
Değişik boyda örtüler...

Sıcaklarda Çay Kenarı 'nda keşfettiğimiz yere gittik.Annemle Babam su içinde bankta çay içme fikrine ve Atahan'da suda gezme fikrine bayıldı.Uzunbeyle Çağılda oraya geldi, beraber oturduk sonra.Biz öğlen gidip,yemek yiyip ancak hava kararınca döndük oradan.


Köşklerde oturup sohbet ettik.

Suyun içinden çıkmak istemedik, Uzunbey ve Çağıl bize sonradan katıldılar.

Salı günü pazardaydık,o kadar sıcak o kadar sıcaktı ki fazla dolaşmadan işimizi görüp çıktık.
Atahan daha önce geldiğinde Hello cafeye gitmiştik,balıkları besleme fikrini çok sevdiğinden bu kez onlar bizi orda bekledi babamla, biz annemle işimizi bitirip onlarla buluştuk.
Çamın altında nescafe keyfi.
Balkonda sakızlı Türk kahvesi.
Atahan'ın doğum gününü de -10 temmuz da beraber olmadığımızdan yeniden kutladık- Cafederin Zehra ve ailesiyle kutladık ki Atahan bu kalabalık kutlama işine çok sevindi.


Burcu yaz artık diye yorum yazmış bana.Önceleri yazmak istemedim sonra da vakit bulamadım.Yazmayınca özlüyorum aslında.Kafamda kaç yazı yazdım ama bloğa geçene kadar olmadı işte.Aslında birileri konuşsa ben dinlesem,bu aralar çok dinleyesim var konuşmadan gayri.


Yine bir imza kampanyası ama bu sefer ki Çamlıca Tepesi için.Lütfen sahip çıkın, bir gün sahip çıkacak özel yerlerimiz kalmayacak bu ülkede.


http://imzakampanyam.com/camlica-tepesi-ne-cami-yapilmasina-hayir-imza-kampanyasi

Ankara'ya destek için, Atatürk Orman Çiftliğine Başkanlık Sarayı yapılmasın diye İmza Kampanyası:

http://www.mimarlarodasiankara.org/index.php?Did=4681&Page=1

Not: Resimler ramazandan önce,oruçlular için üzgünüm, yazının sonuna bu blog sahurda okunmalıdır! diye uyarı koymalıyım bence :))

* Başlık: Mevlana


Bu da şiir...



“İyi geceler canım” derdin.
Gecenin iyiliğinden çok,
Canın olma düşüncesi yeşerir dururdu içimde…”

Özdemir Asaf






Salı, Temmuz 10, 2012

Vedalar gözle sevenler içindir,çünkü gönülden sevenler ayrılmaz.*

Kısa bir zamandı.Cuma sabahı haber geldi, karavanda kalmıştık gece, uzun bir süredir valizimiz hazır bekliyorduk haberi.İyi ki de hazırlamışız.İnsan kötü haber alınca sersem bir tavuk oluyor.Bir saat içinde yola çıktık,diğer işleri yani işlerimizi ayarlamayı yola bıraktık.Sağolsun arkadaşlarımız, çalışanlarımız, bir dediğimizi ikiletmedi,tüm işleri yoldan ayarladık ama Uzunbey'in anneannesini aynı gün başka bir dünyaya uğurlamaya yetiştiremedik, cumartesiye kaldı.İyi ki de kaldı zaten yetişemezmişiz.Saat beşte İstanbul kapılarındaydık ama köprüden geçemedik bir buçuk saatte.Yarım saatte çevre yolundan çıkış yedi, öğlen biz Afyondayken  karar alınmıştı gerçi ertesi gün öğlene ama insanız ya işte bir an önce gidelim istiyorsun.
Topkapı'da  vedalaştık onunla, yani  şimdi İstanbulda vefat edenleri şehrin çok uzak noktalarına defnediyorlarmış.Şehir artık çok kalabalık. Eve yakın bir yerde - Topkapı Mezarlığında-erken yaşta kaybettiğimiz dedemizin yanında.Anneanne bizim için çok önemli, çünkü Uzunbey'i o büyütmüş, beraber yaşanılan bir evde büyümüş Uzunbey. Benim için de bir mihenk taşı. Her dönemde yanımda olan ,beni seven, koruyup,kollayan biriydi her zaman. Son ziyaretimizi  artık  sağlığının yerinde olmadığı zamanda onun için yapmıştık-yazmadım-kimseyi tanımıyordu o dönemde ben kapıdan girdim adımı söyledi :)  o zaman herkes şaşırdı.
En son perşembe günü Çağıl ziyaret etti onu.Cuma da beraberdik.Çağıl iki gün boyunca evde her konumda elimiz ayağımız oldu.Son görevlerimizi yerine getirirken çok yardımcı oldu.Biz ev kalabalık olduğundan kalmaya annemlere gittik.Gece 12 civarında bile adım adım gittik. Bu gittiğimde trafik açısından gördüklerim çok kötüydü.Nitekim biz birazda pazartesi trafiğine kalmamak adına pazar günü döndük ki dinlenmeden döndüğümüzden yol zor geçti.Çağıl pazartesi gelecekti, biz gidince bileti iptal ettik. Bizimle döndü.
Bugün evdeydim,diğer resimler en altta.

 Bir yorgunluk kahvesi ve kutlama aynı zamanda.Nurperi hanımın doğum günüydü.Fatoşla uğradık geçtiğimiz hafta.Uğramışken kaktüslerini de çekelim dedim.Balkonda oturduk.








 Bir akşam Kaya'da yemek yedik, İstanbul Restaurantta. Son zamanlarda Kayaköyün en güzel gözleme yapan yeri de burası bence.Başka yerlere göre tadı çok güzel.Yemeklerde çok güzeldi o akşam.Yorgunduk, bize iyi geldi.

 Kayaköy İstanbul Restaurant
 Topkapı
 Cevizlibağ
 Avcılar
 Annem Büyükçekmece festivalinde görevliydi, Burcu'da. Burcu'nun başka işleri de olduğundan sadece cumartesi sabahı görüşebildik,o da evden çıkana kadar.Atahan'ı annemlerle bu hafta Fethiye'ye bekliyoruz kısmetse.Aslında bugün doğum günü, ben yine de ona burada özel bir kutlama düşünüyorum.(Aslında yazmayacaktım ama dayanamadım)
Yoğun ve karışık duygularla geçen bir kaç gündü, zordu.

* Başlık:  Mevlana

Pazartesi, Temmuz 02, 2012

Gündüz Güneşe Gece Yıldıza...*



Sadece pazar, o da işimiz yoksa karavana gidip denize giriyoruz.Dün güneşi orada batırdığımın da resmidir.Pazar sabahı altıbuçukta uyandım.Uzunbeyi uyandırmamak adına bahçeye çıktım.Bir buçuk saat sonra içeri girdiğimde Uzunbey oturmuş beni bekliyordu.Biraz mutfağı toparladım biraz oyalandım, ben bir an önce denize gitme isteğinde olduğumdan hemen giyinip hazırlandım.Karavan Koca Çalış'ta olduğundan genelde bizde yoğun olduğumuzdan denize ancak haftada bir zaman ayırabiliyoruz.O da arkadaşlarla başka randevumuz ya da işimiz  yoksa.Her sabah eve daha yakın olan tarafta yaz kış yürümeye çalıştığımızdan plajın diğer ucu olan Koca Çalış'a pek gidemiyoruz.
Çalış Plajında sabahları deniz çarşaf gibidir, ben dalgalı deniz severim gerçi ama o sabah çarşaf gibi denizde yüzmek istedim.Sonra dalgalı halinde yüzmek istedim.Gerçi ben denizin her halinde yüzmek isterim :) Yeter ki su olsun.
Pazar pazarından yumurta alıp karavana geçtik, Uzunbey bize kahvaltı hazırlarken ben denize girdim,yüzdüm, yüzdüm,yüzerken Uzunbey gelip beni almak zorunda kaldı denizden.Karavan zaten kumun bittiği kısımda, plaj geniş olduğundan deniz kısmı seçilemiyor.

Çay keyfiyle kahvaltı devam etti.
Sonra Ares'i de denize sokmaya gittik.


Plaj taşlık, kumla karışık taş.Caretta caretta'larında üreme yeri. Bu bölgede üremelerinin sebebi bu plajda martıların olmaması.
Ares pozu.
Mendos (solda) Babadağ sağda, Fethiye manzarası.
Kızıl kirpiklerine kurban olduğum :)) İçimden o kirpikleri öpmek geliyor bazen.
Tipik Asortik Krep pozu :)
Öğleden sonramı plajda uyuyarak ve kitap okuyarak geçirdim.Akşam üstü beş çayımızı atlamadık tabii ki.Bir ara Uzunbey yandaki plaj komşularıyla kavun-rakı merasimi yapıyordu :) Ben en sevdiğim saatler olan akşamüstünü deniz kıyısında etrafı seyrederek ve fotoğraf çekerek geçirdim.Hoş ben deniz kenarının her saatini seviyorum ya neyse.
Fethiye Körfezinin Göcek Adaları kısmı görüntüsü...




Ay çıktığında plajda olmak, diğer taraftan güneşin batması çok güzeldi.
-Romantiklik mi bu ?  :)

Kızıl ada .

Tatil konusunda bir kaç yazı öncesi Özge'ye verilmiş bir sözüm vardı. Onun ve Fethiye'ye gelmek isteyenler için bir kaç adres vereceğim.Normalde bizler tavsiye üzerine insanları bir yerlere yollamak istemeyiz,tatillerle ilgili insanların beklentileri yüksek olduğu için ve kimseye kefil olmak istemediğimizden ve otel sahibi olmadığımızdan, hep tereddütle yer tavsiye ederiz.Bizlere bunlar çok sorulur, benim bloğum zaten gittiğim yerlerin bir çeşit tanıtımı gibidir, yapabileceğim en azından benim gittiğim yerlere giderseniz bir sorun olduğunda rica edebilme lüksüm vardır diye düşünürüm.Bu yüzden Özge'ye söz verdiğim üzere bir kaç adres paylaşıyorum.Böylece bana özelden mail atmanıza gerek kalmadan bu sayfadan bakabilirsiniz.Bir sorun olursa beni arayın :)) Bana uğrarsanız  bir kahve de sözüm olsun.

Ölüdeniz'e yakın otel :  http://www.celayhotel.com/   Hisaörönü-Ovacık

Çalış'ta otel :   http://www.ibrahimbeybutikhotel.com/index.html 

Çalışta apart : http://www.kiralikesyaliev.com/   1+1 eşyalı, mutfağı dahil 4 kişi için eşyalı,havuzlu  ev.

Yanıklarda apart : http://www.kiralikesyaliev.com/detaylar_oasis.html   kiralık eşyalı havuzlu, 4 kişiden fazla konaklamalar için dubleks villa ve apart.

Üzümlü'de villa : http://www.uzumlu.com/   Başımı dinleyeyim istersem denize giderim tarzı, yüzme havuzlu,  eşyalı villa.

... ... ....


*Başlık:
"Dolu dolu yaşa hayatı,
 Dilini keşkeler sarmasın.
 Ve öyle birini sev ki;
 Gündüz güneşe, gece yıldıza ihtiyaç kalmasın. "

Can Yücel

... ...

BUGÜN GÜNLERDEN MADIMAK...!!! 35 yıldız da orada yandı, ruhları şad olsun.




Listede yakmadık diyen partinin avukatları var, bir bakın  bakalım kimler savunmuş sanıkları...
-Listeyi blog yayımlamıyorsa maille gönderebilirim. asortikkrep1@gmail.com
Birde sayaçtan bloğa yorum yazıldığını görüyorum ama blog onayı için girdiğimde yorum gözükmüyor.Yorum saatleri birbirini tutmuyor, bu da demektir ki yorumlarımız bile kontrol altında. Hala  uyuyanınız varsa haberiniz ola.
Güncelleme: Tam bu son cümleleri yazdım bir mail geldi,izninizle paylaşıyorum.
Son çıkarılan yasa ile ilgili olarak "Bilgi Teknolojileri ve İletişim
Kurumu" adı altında, tıpkı RTÜK gibi bir kurul
e-mail gönderilerini ve Web sitelerini denetim altına alarak,
muktedirlerin hoşuna gitmeyen gönderi ve siteleri
takip ederek, gerekirse istediklerini sorgulayıp yargılayabilecekler.
Kısacası fasit bir sansür uygulaması aşamasına daha geçilmiş
bulunuyor.

Bana gelen bu iletiyi  ben de sizlerle paylaşmak istedim.

Ülkemizde BTK ( Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu) ve İnternet
Üst Kurulu "denetleme" başlığı altında bir çok özel çalışma
yapmaktadır.

Bu denetlemeler çağımızın etkin iletişim araçları olan
E-mail,Facebook,Twitter ve benzeri alanları da kapsamaktadır.
Bu noktada hükümet karşıtı yazılan,paylaşılan ve yorumlanan her konu
için takip başlatılması söz konusudur.

Savcılıklar ;
"Siyasi ve ideolojik içerikli haber paylaşmında bulunmak, yazılı ve
resimli paylaşımlarla devlete ait kurum ve kuruluşları aşağılamak,
devlet büyüklerine karşı küçük düşürücü paylaşımlarda bulunmak,
Başbakan'ı ve partisini hedef alan paylaşımlarda bulunmak,
kamuoyunu hükümet ve Başbakan aleyhine olumsuz yönlendirmeye dönük
onur kırıcı ibarelerin kullanıldığı ifade ve paylaşımları yaymak"

suçlamaları ile dava açabilirler.
Sonuç olarak kişisel güvenliğiniz ve hürriyetiniz için yukarıda
belirtilen konularda dikkatli olmalısınız...................................................................................


Şimdi o yukarıdaki avukatlar Madımak Davasından tutuklu, kameralarda yüzü , adları tutanaklarda geçen kişileri savunacaklar hiç bir şey olmayacak, ben adlarını paylaştığım için savcı bana dava mı açacak..? Bunu mu demek istiyorlar..? ....? 





Not: Bu arada aşağıdaki yazıda bulunan Atatürk Orman Çiftliği imza kampanyasına sık sık bakıyorum arkadaşlarım imzalamış mı diye..Bir çoğu daha imzalamamış :(