Cuma, Eylül 26, 2008

veda..

Merhaba :)

Bu sizlere ve bloğa son yazım.. Artık buralarda olmayacağım.Teşekkür ediyorum beni yalnız
bırakmayıp arayıp soranlara. Hayatımın çok önemli bir devresine tanıklık eden bu yazıların kapanmasına içim elvermedi.
Elveda..

Cuma, Eylül 19, 2008


Dün bir ara büroda otururken dışarı çıkıp denizi görmek istedi canım..Yani gönlümün sesi öyle dedi :) Ben de dururmuyum? Koştum gittim önce bir kahve söyledim kendime sonra gönlümü hoş ettim.Burcuyu da aradım.Konuştuk biraz.Bana iyi geldi telefonla konuşmak..Etrafı seyrettim.Fincanında resmini çektim ki keyfime tanıklık etsin :))

Oturduğum yer Boğaziçi..Yalnız sayılırdım, çevremde turistler vardı keyif yapan ve esinti dün beni hiç yalnız bırakmadı :)



Birde dalgaların sesi vardı ki onu anlatmam mümkün olmaz ancak yaşamanız lazım :))

İşte böyle.Dün kendi kendime yaptığım küçük kaçamak bu.Bugün sesim farklı kalktım.Dün akşamdan burnum akmaya başlamıştı zaten.Sabahtan beri grip için ilaç alıp duruyorum.Hani şu suya atılanlardan.

Bugün Mavi Kuş'ta Nuri Kurtcebe var misafirimiz.Sohbet için gelecek. Daha önceden kitap imzalatmıştım kendisine..Bugün de sohbet edeceğiz dernekte.- Kendisinin Kurtuluş savaşı konulu çok hoş bir çizgi romanı var-Tavsiye ederim.Zamanında Nazım Hikmet'in yazdığı Kurtuluş Savaşı Destanını çizgi roman şeklinde okuyabiliyorsunuz.özellikle çocuklar için ve o güzel insanların gerçek öykülerini canlandırılmış olarak görebiliyorsunuz.Biraz sonra derneğe geçeceğim.

Fincan ve tabağı bu .Benim her fincanda çıkan kocaman balığım yine çıkmış.Hatta balina bu bence :)) Kısmetliyimdir zaten her zaman :))

Çarşamba, Eylül 17, 2008















Kaleden Fethiye görüntüsü..
Pazartesiden bu yana ev ve is disinda az degisiklikle idare ediyoruz.Sadece dün aksam bir misafirim ve arkadasiyle yemek yedik.Çok verimli gecti diyemeyecegim ama bu bir veda yemegiydi ,yapilmasa olmazdi.
Bugün evde temizlik günü ama benim temizlik yapacak kadar keyfim yok. Sabah 10 dan beri netteyim.Yapmam gereken isler var ama yapamiyorum..

Asagidaki tepsi Hatice Teyzenin tepsisi..Ben gittigimde bana bununla servis yapar sevdigim için..Buna benzer Çatalcadaki dedeevinde vardi hatirladigim..Onun için seviyorum sanirim.Eskiyi seviyorum zaten. Eskileri, eski evleri eski olan herseyi :)



Daha sonra keyfim gelirse yazarim belki.

Pazartesi, Eylül 15, 2008

Pazar günü Çağıl 'ı dershaneye gönderdikten sonra Uzunbey pazara gitti.Bende balkona kahvaltı hazırladım. Öğlene kadar orada balkon keyfi yaptık ve daha sonra mahalleden bir yerden aldığı gübreyi bahçede çiçeklere ve ağaçlara dağıttık. Acemi işi ama..Öyle diplerini çapalayıpta koymadık yani..Aslında mutfakta işim vardı ama bir ara salondaki kanepe de uyuya kalmışım..Artık erken kalkıyoruz ya.. Derken Ahmet Beylerin bize uğrayacağını söyledi Uzunbey. Yakın dostlarımızdır :) 3 kişi deniz dönüşü uğradılar balkonda Türk kahvelerimizi içtik..Biraz sohbet ettik.Daha sonra da yemek yediğimiz gibi kendimizi sahile attık.Yine orada buluştuğumuz Ahmet Beylerle çay içtik beraber.


Bu gece aslında hem bir partiye davetliydik hem de Klasik müzik konserine gitme planımız vardı.Biz yukarıda resmini gördüğünüz Likya Amfitiyatrosunun içindeki konsere gittik.Keman virtüözü Cihat Aşkın ve Anadolu Oda Orkestrasının konseri vardı. Çokta güzeldi :)) Hatta tadına doymadık ama nedense buraya gelen sanatçılar pek bis yapmaya ya fırsat bulamadan ellerine çiçekler verilip hızlıca sahneden yollanıyor ya da kendilerinin niyeti olmuyor.. Güzeldi ve tadı damağimizda kaldı konserin :)) Konserden çıkıp çay içmeye bir cafeye geçtik ama servis iğrençti ordan da waffles yemeye geçtik Çarşı caddesinde yeni açılan bir yere..Waffles'cm
Resimdekinin ikiye katlanmış halini düşünün,yaklaşık bu görüntüde idi..Ordan bir de köfteci yapacaktık ama bu gecelik yeter deyip evlerimize döndük.. Uzunbey'in bilgisayarda işi vardı onu beklerken uykum kaçtı ve bu saat oldu hala burdayım.
Bu gece ayağım daha önceki gece yürüyüşten yara olduğundan yürüyemedim fazla ama artık her gün biraz yürümeye çalışıyorum :)
Yarın(bugün) işteyim.

Pazar, Eylül 14, 2008

EYLÜL ..

UNUTULMAYANLAR
Biliyorum, unutamayacaksın!
Ağır ağır geçecek mevsimler,
Bir bir ağaracak saçının telleri
Solacak albümde eski resimler.

Beni hatırladıkça için ürperecek,
Boşanan gözyaşlarını tutamıyacaksın.
Boşuna zorlama kendini, sevdiğim;
Biliyorum, unutamayacaksın.

Ve biliyorsun, ben de unutamayacağım,
Eskimeyecek içimde sana ait ne varsa
Şöhretmiş, servetmiş herşey geçiyor, inan
Dostluklar ve sevgiler kalıyor, kalırsa.

Sen benim gökyüzümdün, denizim, toprağımdın,
Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz, uzak
Biliyorsun bazı şeyler vardır elimizde olmayan
İşte öyle imkansız birşey seni unutmak.

Zannetme ki herşey bitti sevdiğim;
Birgün yeşerecek şu sararmış yapraklar.
Ve bundan sonra kim severse dünyada;
Seni ve beni hatırlayacaklar.

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Bu aralar yine siire sardIm :) ve eski sairlere..

Resim: Gürp1nar semalar1ndan Büyükçekmece..

Cumartesi, Eylül 13, 2008

Deniz kızı..

Denizden yeni mi çıkmıştı, neydi;
Saçları, dudakları,
Deniz koktu sabaha kadar;
Yükselip alçalan göğsü deniz gibiydi.

Yoksuldu, biliyorum -Ama boyuna da yoksulluk sözü edilmez ya-
Kulağımın dibinde, yavaş yavaş,
Aşk türküleri söyledi.
Neler görmüş, neler öğrenmişti kimbilir,
Denizle boğaz boğaza geçen hayatında!
Ağ yamamak, ağ atmak, ağ toplamak,
Olta yapmak, yem çıkarmak, kayık temizlemek.

Dikenli balıkları hatırlatmak için
Elleri ellerime değdi.
O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm;
Gün ne güzel doğarmış meğer açık denizde!
Onun saçları öğretti bana dalgayı;
Çalkandım durdum rüyalar içinde...

Orhan Veli Kanık

...
Bu akşam üstü güneşi kaçırmadan gitsem ve denizi seyretsem dedim kendi kendime..Bu aralar deniz aşığıyım. Onsuz olamıyorum.Ya kokusunu duymam ya dalgasını görmem gerek.Hem yürüyüşte yapmış olurum.Giyindim çıktım balkondaki yemekten sonra.Yavaş yavaş yürüdüm. Önce pazar yerini geçtim, sonra da uzun bir caddeyi.. Küçük bir sokak geçip en sonunda küçük köprüden sahile indim. İlk bulduğum masaya iliştim.Önce duble bir çay ardından orta kahve ısmarladım kendime :) Türkülerden de fal tuttum. Kılçadırda çalan bağlamadan.. Bu benim olmasın öncelik bana kalmasın...
Bugün ben bir güzel gördüm
Kamaştı gözlerim onun hüsnü cemalinde..

Sonraki bana ..

İnsanların yüzlerini göremiyorum.
Boğazım düğüm düğüm çözemiyorum
İstesem de yanına gelemiyorum.
Tutsam şu karanlığı tutsam da yırtsam .. gibi bir şeyle sıramı savdım :)


Sakin göllerin kuğusuyduk..
salınarak suyun yanağında
Yarılan ekmeğin buğusuyduk
Gözüm yaşarıyor yüreğim kanıyor
Olmasaydı sonumuz böyle.. bu benim değil , olmasın da..

Bunu anlayana kadar akla karayı seçtim..evvelim sen oldun ecelim sensin anladım oysa :))


Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Sözüm yok şu benden kırıldığına
İdip başka dala sarıldığıma
Gönülüm inanmıyor ayrıldığına
Gözyaşım sen oldun kahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Garibim can yıkıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim
Batınım sen oldun zahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin

Neşet Ertaş ustanın söylediği bir türkü bu.Hepsini bilmem ama bazılarının melodilerini bilirim..(Bu benimdi :))

Yeni bir tane .. (Benim değil..)

Ah burası Adıyaman
Alem düşman kesilir seni sevdiğim zaman.. :))

Türküler bitmedi ama benim artık dönmem gerektiğinden bırakıp kalktım.Yine yürüyerek eve döndüm. Hala türkülerin sesi ve dalgaların nefesi kulaklarımda...

Cuma, Eylül 12, 2008

Bu sefer bu resimler benim değil :)
-Havuzlu resim benim sadece..
İlk resim : Çalış

Dün akşam sıcak pideyi yediğimizde Uzunbey'e beni yürüyüşe çıkarırmısın diye sormuştum. Oysa çok alakasız bir nedenden dolayı bir gece önce kızgındım ona. Neyse tamam dedi ve yürüyüşe çıktık. Böyle zamanlarda arabayla sahile kadar gidip orada yürüyüp dönüyoruz. Gece bazen başka işimiz olabiliyor.Arabadan çok uzak yaşayamıyoruz anlayacağınız.. Telefon geldiğinde hemen gitmemiz gerekebiliyor. Yukarıdaki resimde kanalın üstünde görülen küçük köprünün (dikkatli bakın bir büyük bir de küçük olan var, küçükten araba geçmiyor, ben dikkatli bakt1m küçük köprü yok :)) görünen köprüden daha uzak olduunu tasarlay1n :))) oraya bırakıyoruz arabayı-yaklasık evden 800 m- ve sahilin sonuna doğru yürüyoruz. Oradan dönüp aynı yere gelene kadar da tanıdıklara selam veriyoruz ,bazen oturtup bir şey ikram ediyorlar ya da akşamki yaptığımız gibi biz uğruyoruz hal hatır sormaya.. Genelde de kıl çadırın oraya oturup bir şeyler içerim ben , eğer günbatımı zamanı ise.. Çalış resimde göründüğünden daha uzun bir sahil aslında ama sadece belli bir yere kadar yoldan yürüyebilirsiniz..Diğer kısımları kumda devam etmeniz gerekir.



Yukarıdaki eski bir resim aslında..Şimdi yeni bir yol ve köprü var kavisin olduğu yerde arabaların geçtiği.. Yine de şovalye adası ve çalış görüntüsü hoş çıktığından kullanmak istedim..



Son bir kaç zamandır etek giymeye başladım. Havalarda biraz serinleyince daha iyi oldu. İnsanın sıcakta giyinme isteği azalıyor ya yazın kendine bakmıyor.. Geçen gün Berna ile de güzel bir kaçamak yaptık, biraz da alışveriş. Kendime yeni kolyeler aldım, asortie diye bir marka var ya oradan. Güzel indirimleri vardı. Daha önceden de şapka almıştım.. O da kemer aldı.



Benim zaten bol gümüş takılarım vardır. Modası ve zamanı geçmez.. Eski ama güzel. Böyle zamanlarda da hep kurtarıcımdır yani nasıl zamanlar, canımın yeni bir şey isteyipte bulamadığı zamanlar.

Hergün küpe illa takarım.Üstümdeki kıyafete uygun ve rahat olacak.. Kolye dekolte varsa ya da bazen kazak üstüne mutlaka takarım.Modasına göre uzun -kısa - yarım chanel falan.. Yüzüklerim ise bir başka alemdir..Ne kadar kocaman olurlarsa o kadar mutlu olurum.Sol elimde alyansım ve tektaşım :)) Sağ elimde ise kıyafetime uygun renkte bir tane yüzüğüm mutlaka olur. Son yıllarda yani anneannemi kaybettiğimden beri ondan bana kalan altın üstüne kalın kesilmiş amatis taşı bulunan yüzüğünü de sol elimin orta parmağında taşıyorum. Rengi uysun olmasın kıyafetime her gün takarım onu.



Daha sıcaklarımız bitmediğinden kolsuz veya askılı t' shırtlerle işe geliyoruz. Uzunbeyde herzamanki gibi şortlu olarak :)) O zaten akdenize bu yüzden yerleşmişti :) Şortlu çalışabilmek adına ..



Hala klima açık olarak çalışıyoruz. Hatta ben yatarkende açıyorum ama artık sabahları biraz serin olmaya başladı.. şimdi artık Akdenizin en güzel havalarının zamanı geliyor :)) Bayramda son demler için iyi bir fırsat.



Babam yazıları çok beğenmiş aldığım haberlere göre.Eline onları ulaştıran Çarliye burdan teşekkürlerimi iletiyorum :))



İşteyim, çalışıyorum güya..
Resim: benim..Gönül Hnaimin kaldigi yer.
Dün Gönül Hanımla 4 saat kadar keyif yapmışız :)) Benim evden bir-iki sokak berideymiş kaldığı yer..Sonra alışveriş yapıp eve döndüm o saatten sonra işe gitmenin alemi yok nasılsa.. Çağıl'la zaman geçirmek bana da iyi geldi aslında..uzun süredir o saatlerde evde olamıyordum..



Şimdi Burcuyla konuştuk telefonda.. Onunla Çanakkalede gezip, pazara gitmenin ve benim sevdiğim eski çarşının içinde alışveriş yapmanın hayalini kurduk :) konuşurken..



Aslında yazmak istediğim bir sürü şey var.. ama sanırım bu günlük bu kadar yeter.

Resim: Bir motorcunun bloğundan yeni açılan Mendos yolu..Bütün Fethiye ayak altında..
Şovalye adası hemen seçilebiliyor yine.. Fethiye ovası ev dolu..Aslında çok kalabalık ve dağınık bir yerleşimi var, köyleri de çok.. Merkez dar geliyor artık. Şehir bizim yeni büro tarafına doğru kaymaya başladı.Bankalar falan bu caddede şube açmaya başladılar. Uzun upuzun bir caddedeyiz :))
Birde restauranlar çoğalsa iyi olacak.Her öğlen merkeze gitmek zorunda kalıyoruz arabayla.. Bu tarafta var ama kaliteli yerler az. Ben zaten her yere giripte yemek yiyemem.Yani yemiş olmak için yiyemem. İlla güzel yemek olması lazım :)) Allahtan Uzunbeyde öyle de zorluk çekmiyoruz.

Çarşamba, Eylül 10, 2008

Aslında çok şey değişti..


Burası çok güzel bir memleket gördüğünüz kadarıyla..Burayı da seviyorum..Burası benim üçüncü memleketim :) Bu resimler pazar günkü tekne gezimizin resimleri. iyice seyredebilirsiniz..
Yassıcalar Fethiye Körfezinin simgesi bir bakıma..


Ben en son pazar akşamı yazı yazdım galiba..Babamın doğumgünü için.Burcu da çok güzel bir yazı yazmış,Çarli' de eklemiş.. Her ikisi de benden güzel yazmışlar aslında..Babam yazıları bu akşam görecek umarım kendisine yazılan yazıları beğenir :))
3 gündür sabah işe gidip öğleden sonra 4 te evde olacak şekilde dönüyorum.Çağıl geliyor, birşeyler yiyiyoruz ve evde o dinleniyor bende ona eşlik ediyorum.Bu düzeni bozmakta şimdilik istemiyorum. Bugün çok yoğundum.Yoksa dün akşam beni Gönül Hanım arayıp davet ettiğinde mutlaka giderdim Çalış'a. Eğer burdaysa yarın ben onu arayacağım.. Hatta mesaj çektim hemen :) Bugün iş görüşmesinden ve Mavi Kuş toplantısından zaman bulamadım da.Umarım burdadır.


Fethiye sahili..

Nefis bir kale görüntüsü..


Sovalye adasi



Arkada görülen devlet hastanesi .. Çalis

Yine Çalis ama bu sefer arkada sahil yolu..

Benim Çalis'ta herzaman gittigim yer.. Kılçadır Gündüz cafe.. Geceleri türkü bar oluyor :)
Çalis ve Sovalye adasi.. Arkada Fethiye..

Samanlık Koyları: Denize girmeye gidilen küçüklü büyüklü koylar..


Balıklar .. Körfezde..

Bu Aysetun için... Katamaran :))






Bu sefer Yassıca Adalarda tepeye çıkıp resim çektim.Sanırım arada bir kaç tane de güzel resim var :))


Karşıdan Babadağ :))


Aslında Biyonik gibi tipleri yazsam tekne turundaki süper olur da pek yazma isteğim yok bu akşam hatta şimdi Gönül Hanıma mesaj atmıştım , o da beni aradı..Yarın sabah kismetse havuz keyfine ona gidiyorum :))

Pazartesi, Eylül 08, 2008

BABAMA...

Benim Babam hayatımın her noktasında bana uçan halımı yetiştiren, her sıkıntımda ilk o koşan, beni her zaman ilk o gözeten, beraber kahve sohbetleri yapmayı sevdiğim, çocukken müthiş masallarla hayalgücüme renk katan, belki de hayalgücümü yaratan, öğretmenim, arkadaşım, destekçim, dostum ve fikir hocam olmuştur.

Bana istediğim zaman elini uzatan ve beni hayata hazırlayan bu eşsiz insana , bana her olay anında hemen yetişen ve baba kavramının ne kadar önemli olduğunu anladığım yaşlarda onunla gurur duymamı sağlayan ,

Babama...

çocukken beni omuzlarında taşıdığın ve ne yaparsam yapayım gönlünde taşıdığın için...

Babama...

Hayata hazırlarken bir yandan da bana sevgi verdiğin için...

Babama ...

Kimseye minnet etmemeyi öğrettiğin için...

Babama...

Paranın sadece harcamak için bir araç olduğunu gösterdiğin için...

Babama..

Kitap okuma sevgimi aşıladığın için...

Babama...

Ailemize sahip çıktığın için..

Babama...

Çocukken değişik sandviçlerle yemek yapıp bizi doyurduğun için...

Babama,

her zaman bizi ön planda tuttuğun için..

Babama..

Bu kadar uzaktan bile sevgin ışıldağı için..

Babama...

ruhuma bulunmaz bir meşale olduğun için ..

teşekkür ederim.

iYİ Kİ DOĞDUN... :))

Seni Seviyorum...

Cumartesi, Eylül 06, 2008

Bazen özellikle eski yazılara bakarken neden böyle şeyler yazdığımızı düşünüyorum..Koltuğumuzun , kanepemizin , bardağımızın ,eşyalarımızın resmini koyup üstüne sohbet ediyoruz. Aldıklarımızı gösteriyoruz, kötü yorumlara ters cevaplar veriyoruz ama çoğunlukla kendimizi iyi hissediyoruz. Gerçekte eski yazılarımı beğenmiyorum.Ben de Burcu gibi bir ara hepsini arşive kaldırıp saklamayı ve canımın istediğinde çıkarmayı bile düşündüm..Bazen de arada sizin anlamadığınız gizli kodları olan yazılarımı ya da kelimelerimi görüyorum ve bu bana o zamanları hatırlatıyor..
Her nedense bazen de iş için kullanıyorum onları.. O tarihlerde nerdeydim ne yaptım bazen lazım oluyor.Sırf bu yüzden bile işime yaradığından kaldırmıyorum.
Çoğunlukla bunları yazmak bana mutluluk veriyor, yazmayı seviyorum.



Bahçıvan bahçenin her yerini vıcık vıcık suladığı için çoğu çiçeğim ve kaktüsüm kötü durumda..Uyardım ama düzelecek mi bilmiyorum.. Hatta Bodrum papatyaları bahardan kışa kadar açık kalırdı her sene , bu sene zamansız budandığından daha kendini toplayamadı. Açamadılar yani..Çok güzel eski bir çiçeğim var, çiçek eski değil aslında, kendisi yeni ama eski Türk çiçeklerinden.. Kaybolmaya yüz tutmuşlardan. Sizinle tanıştırmak için açmasını bekliyorum..

Acem borusu da en güzel mevsiminde.. Geçen akşam dayanamayıp fotoğrafladım :) Akşamları balkon kapısını açtığımda salona dolan melissalar ve yasemin kokularından da mest olmuş vaziyette oturuyorum geceleri.


Bu aralar geç yatıyorum..Çok geç. Okul zamanı bu kadar rahat davranamayacağımız için şimdilik keyfini çıkarıyorum.. Bu sene pazartesiden itibaren daha farklı bir uygulamaya geçiyoruz Çağılla.Artık eve erken gelip çalışmasına yardımcı olacağım ki seneye sınava girdiğinde zorlanmasın..Hedefler olunca ancak böyle başedebiliriz sanıyorum. Oturup ben çalıştırmayacağım tabii ki ama arkadaş olacağım evde..


Uzun süredir çok çalışıyorum, ev kadınlığını tabii ki yapıyorum ama daha çok iş kadınıyım diyelim. Kadınlar nerede çalışırlarsa çalışsınlar evi çekip çevirmekte gerekmiyor mu zaten. Hem ben annem çalıştığı için ve iki kardeşim olduğu için vaktinden önce bu işlere bulaşmış biriyim.. 6 senedir çok yoğun çalışan biri olarak aslında evimi özlüyorum.Evle ilgilenmeyi diyelim. İşte önümüzdeki iki sene sanırım bunun için bayağı bir zamanım olacak..
Neyse umarım herşey yolunda gider..


Bugün evdeyim ve yardımcı var temizlik için..Bende sabahtan beri onunla koşturdum durdum.Şimdi bir kahve molasında yazmak istedim..
Yarın kısmetse sanırım sezonun son tekne gezisine çıkacağız ailece :)

Perşembe, Eylül 04, 2008

ortaya karışık :)

Dün Zen bakımındaydım yine. Bunun yazısını ayrıca yazacağım.Bugün de Hisarönünde ki kuaförümdeydim. Manikür-pedikür ve boya derken sohbet-muhabbet bayağı bir zaman geçirdim. Bunların yukarıdaki resimle ne ilişkisi var derseniz de şimdi de yürüyüşten döndük Uzunbeyle. Çalışta mehtap vardı bu gece aslında yeni ayı biraz geçmiş, hilale dönmüş ama etraf karanlık ve ay çok güzeldi.Bu gece iyice hava karardığında gittiğimizden daha kalabalıktı da. Malum ramazanda iftar saati etrafta Türk olmuyor.

Aslında bu yazı ":) den" için yazılmış bir yazı .. Normalde resimlerini ve internet sitelerini koyacaktım ama yetiştiremem diye de korktum.Hem adlarını yazınca semtine göre rahat bulabilir bence..

Fethiye'de yemek :

Fethiye de şehri özlediğim noktalardan biri yemek konusu..Burada servis hemen hemen her yerde aynıdır..Yedi senedir şimdiye kadar garsonla göz teması kurabildiğim bir yer oldu.Yine de hala keşfetmediğim yerler olduğunu da umut ederek yaşıyorum.
Güzel yerler de var ve servis ve diğer özelliklere takmazsanız arada güzel yemeklerde yiyebiliyorsunuz..

Fethiye merkez:

*döner için balık pazarında Cezayir Usta,-fiyatları uygundur-ramazan ya kapalı olabilir ama başka yerde döner yeme bence
*balık için balık pazarı,-pahalı ve servisi kötü-tavsiye ederlerse bilgin olsun.
*öğlen tencere yemeği -hanedan lokantası-fiyatı uygundur-oyakbankın yan sokağı,ben sebze tabağı yerim genelde..
*mersin tantuni-güzeldir -yapı kredi arkası
*pizza için pizza tomato-finansbank yanı
*kahveler , (paspatur ) cafe oley,cafe boaters( nefis pide yanı) , cafe penguen( gima yanı)
*salı ve cuma günü merkezde pazarda gözleme,
*manzaralı bir yerde oturmak istersen sahilde boğaziçi var..cafe olarak ..
*kebap için paşa kebap..çarşı caddesi.
*ptt arkasında lokmacılar var orada ayaküstü lokma yiyebilirsiniz..
*fethiye kültür merkezi yanında yine ptt arkasında da tostçumuz var..sıkma meyve suyu ve tost öneririm.. (ketçap ve mayonez koyabilirler içine, uyarın siparişi verirken)
*şaraphane, şarapevi..
*Kaleparkta tiramisu(özel istek üzerine ilave edilmiştir) teşekkür ederim Nurdan, ben orda sadece böğürtlenlere takıldım da :))

Çalış;

*BellaMamma's- deniz ürünleri
*cafe Bambu içmek için
*kılçadır -gözleme ve sıcak soğuk içecekler, türkü dinlemek için
*Suatın yeri 1881 , deniz kenarında kahvaltı,yemek,

Kargı da yörük müzesi-hep yazıyorum zaten, mutlaka orada kahvaltı, yöresel kahvaltı hem de..

Saklıkent ya da yakaköy civarına gidersen de alabalık ya da gözleme yiyeceksin..

Ölüdenizde ;

Help beach bar, denizürünleri ve yemek,cafe,bar.
crouse japon restaurant , ölüdeniz minübüsleri durağı karşısı

Kayaköy;

kendin pişir kendin yesi meşhur olan köyümüz..
*oba
*cinbal
*poseıdon

gözleme için
*bülentin yeri

şarap evi ve yemek
*levissi
*sarnıç

Kızılada, deniz feneri.. özel manzaralı yemekler için..

Benden bu kadar..

ÖZEL NOT: Aysetuncum, doğumgünün kutlu olsun..Yoksun, buraları sensiz çok zor.

Salı, Eylül 02, 2008

Çalış'ta günbatımı..

Bugün evdeydim ve akşam üstü kendimi deniz kenarına attım. Uzun zamandırda ilk defa yalnız yürüdüm.Yürüdüm.Yürüdüm..
Çalış'ta gün batımı..

Çalış..

Çalış sahili..


Fethiye görüntüsü..
Çalışta kanal..

Bu fotoğrafta Çalıştaki kanalın üstündeki köprüden..

Saklıkent

En son cuma günü yazmışım. Cumartesi yine evdeydim. Bu sefer temizlik günüydü.. Ben ise telefon bekliyordum. Uzunbey'le Karaağaçta işimiz vardı. Giderken bana Saklıkent üzerinden gitmemizi gerektiren bir müşteri ziyareti olduğunu söyledi.. Çok sevindim.Çünkü hala çok sıcaklar var ve Saklıkent Fethiyenin en serin yerlerinden biri..


Tam Gönül Hanımla telefonda konuşuyorduk..Çok üzüldüm ama bu sefer imkan bulupta Gönül Hanımla görüşemedik. Zaten daha onunla konuşurken iş cebimden eşim aradı ve beni gelip evden aldı, yola çıktık.


Bu gördüğünüz resimler bizim gittiğimiz yer. Saklıkent Gorge

Önce işimizi konuştuk, o arada ben resim çektim.

Sonra öğlen zamanı geldiğinden bir şeyler yiyelim dedik Uzunbeyle..
Gördüğünüz köşklerden birine samimi bir şekilde birbirimize dayanarak yan gelip yattık Uzunbeyle.. Hatta bir tane ekip vardı çekim yapan, çocuk bizi görünce bakmadan geçmeye çalışarak beni gülümsetti. Böyle tanınmak iyi oluyor, bazen rahat kalmak ve özel anlarda açıklamalardan kurtuluyorsun.
Her yer turist doluydu. Yerli yabancı,burası her tarz turistin geldiği bir yer.


Ben galiba artık Akdenizli oldum :)) Hem bugün bana biri söylediği için hem de kendimi şu günlerde daha çok öyle hissettiğim için. Bu halimi de sevdim :)

Serinliklerde ve gölgelerde kimi sohbette kimi keyifteydi.



Karşıdan görünen yer Saklıkent kanyonu. Buradan girdiğinizde Antalya Elmalıdan çıkabilirsiniz.. ama gerçek anlamda teknik ekiple.. Onun harici içeri girip serin sularda gidebildiğiniz yere kadar gidip geri dönüyorsunuz. Ben normal şartlarda arkadaşlarımla teknik destek isteyen yere kadar gittim.
Tursitlerin tercih ettiği kısım..
Saklıkent Kanyonunun girişi.. Giriş köprünün altında ve ücretli..
Bu kısımdan yürüyerek kanyonun içine gidiyorsunuz.. Mümkünse üzerinizde mayo ve şort ,yaklarınızda da suya girebileceğiniz bir şeyler olmalı.. İleride su içerisinde yemek yerleri ve satıcılar var.Tercih sizin istersenizde bizim gibi gidebildiğiniz yere kadar gidiyorsunuz..

Biz tabii ki balık yedik ama gözlemecilerde buranın klasikleri.. (Resmi kaldırdım ) Bende ilk defa balık yanında bulgur pilavı yemiş oldum ama artık böyle kabul edip eleştirmiyorum çoğu şeyi.. Hala bağdaş kurup oturamıyorum ama uzunbey dizini kırıp yaklaşınca sofraya bende yanaştım. Fiyatlar tabii ki turist fiyatı..fethiyenin her yeri böyle zaten, ona da alıştık artık.

Oturduğumuz yerden saklıkent kanyonun girişi..

Bugün evdeyim yine..Pazar günü de Kıdrak Plajına gittik ve çok güzel dinlendik. Bu hafta bir kere daha denize gitmek istiyorum aslında.. İsiliklerime deniz iyi geldi, ilaçlarımı da kullanıyorum. Geçmeye başladılar.Bunda biraz olsun serinleyen havanında etkisi var sanırım..

yine de şu sıralar iyimiyim ..? Değilim ..