Çarşamba, Aralık 31, 2014

"Dört güneş bir arada. Gözlerimde hiç bitmeyen bir deli." *

Ben hesaplaşmayı sevmem.Çünkü benim hesabıma göre her şey adaletli olmalı,hesaplar tam olmalıdır.Bu yüzden eski yıl-yeni yıl hikayeleri beni boğar.

18 kasım 2005' de yazmaya başladığım blog dünyasında dokuz senemi doldurmuşum bu sene.Son seneleri özellikle yazları zor geçirdim ben.Nedenleri niçinleri bende kalsın, ülkenin durumuna bakıp da ne güzel günler geliyor diyebileceğim bir yapıda değilim, ben her  şeyi iyi yaşasam da diğer insanlar benim için önemli, hiç ummadığım bir zamanda evimi ve yerimi değiştirdim,sanırım benim için en büyük değişiklik bu yıl bu oldu.Gelecekten beklentim tabii ki var ama nedense yeni yıl ruhum bu sene ortalıktan kayıp.

Umudumu kaybetmiş gibi bir yazı gibi olsa da sadece hala hasta olduğum için pek keyfim yok, bu gece  bir terslik olmazsa arkadaşlarla dışarıda olacağız.. Gelecek sene hepimize aydınlık, mutlu,güzel günler getirsin...
*Başlık : Edip Cansever.

Cumartesi, Aralık 27, 2014

Arkana bakma artık, sadece ezilmiş yeşil ayak izlerin var...

Bunlar İstanbul öncesi..Geldim ve ayağımın tozuyla daha ertesi günden itibaren yavaş yavaş bir hastalandım ki anlatamam.Bir o kadar da dışarıda geçti günlerim.Öyle ayaküstü dolanırken yavaşça dalmışım faranjite... Kendime geldiğimde günlerden çarşamba ve ben seçim çalışmalarının eğitim toplantısındaydım. Öksürmekten eğitimi baltalamamaya çalışarak,toplantı sorumlusu olarak tamamladım ama bittim.Direk doktora götürdü beni Uzunbey ,çünkü hastalığın yavaşlığından düzgün araba kullanamıyordum.Boğazlarım şiş ve ağrıyordu, dokunamıyordum. Doktorum aslında kadın ama her gidişimde ki son bir senede 4 kez faranjit olunca sadece bir kere tanışabildim kendisiyle. O olmayınca eşi bakıyor ama ben o doktoru pek sevmiyorum, hiç soru sormuyor, iyileşmezsen sonraki hafta gitmen gerekiyor ki ben gittim, yazmıştım sanırım geçen sene...Bu sefer yine adam vardı,taşındım ya, artık buradan bir dr. bulmalıyım ama daha ayağım alışmadı. Ben çok az hastalanıyorum ama üşütünce tam üşütüyorum. Bir öksürüyorum, karda mı yattın da diyemiyorlar burada kar yok..Öyle cümlelere alışık değiller. Çok üşütmüşsün diyorlar.Evet zaten çok üşüttüm diyorum zaten ben... Neden inanmıyorsunuz..? Kolay kolay hastayım demem ben ama diyorsam dinleyin bir.
Antibiyotik ve soğukalgınlığı hapı iyi de öksürüğüm daha kötüleşti, kriz geçiriyormuşum gibi.Annemin bana yaptığı zencefilli limon-balda iyi gelmedi bu sefer. Çarşamba akşamından beri Uzunbey akşam yemeklerinden sorumlu. Bana da o bakıyor, yatıyorum iki gündür,perşembe etkinliğimize hazırlık yaptım ama kalkamadım. O tamamladı parti için, teslim etti.Ben yattım,zaten gidemezmişim. Bugünse kermes var ve gitmek zorundayım, bir güçle kalktım gittim ama hem üşüyüp döndüm hem de yoruldum. İşimi yaptım ama ,fotoğrafları çektim, görüşmelerimi yaptım.Bugün sadece kötü öksürüğüm kaldı.Kermesi bırakıp geldim erkenden ve dinleniyorum.Yarınki planlarımda da yatmak var, 

 Nutuk okuma Atölyesi kurduk kendimize...Nutuk öncesi okumalardan...Güzel listeler yaptık kendimize, heyecanla devam ediyoruz.

 Ateş Ponçik'e annelik yapıyor her gece..

 Ponçik biraz rahatsız ama dört yandan ilaçlarını veriyoruz, onlar hepsi ayrı ayrı çok tatlı, aslında bakımları zor değil ama zaman alıyor biraz.Biraz da ilgi bekliyorlar,hepsi sevilmek istiyor, en kıskançları Ateş... O bile yemek yerken ya da su içerken bekliyor Ponçik içsin,yesin.

 Çok güzel bir dükkanda açık arttırmaya katıldım Fethiye'de İstanbul'a gitmeden. Yabancılar çoğunluktaydı ama Fethiye'liler de vardı :)


 Unique , özel bir mekan Fethiye'de Paspaturda.

 Ateş, birden büyüdü, bir kaç hafta önceki halleri geçti gitti.. Yeni resimlerinde Ares'le aralarında fazla fark kalmadı.

 Mutfakcamım.. :)) Her sabah çay yaparken en büyük mutluluklarımdan biri hava güzel olsun olmasın kapıyı açıp demlikteki çayı bahçedeki saksılara koymak.. Böyle mutluluklarım var benim.

 Biz Fethiye'de yaşayan yabancılarla çok güzel bir turşu atölyesi yaptık.

 Önce biraz yürüyüş,sonra yemek sonra da turşu yaptık bir gün boyunca hep beraberdik.
 Burası Yanıklar..
 Bu güzel su Akdenizin tuzlu sularına burada kavuşuyor...
 Ateş ve Ares'te o gün bizimleydi, çok eğlendiler...






 Pastoral Vadi...


 Pastoral vadi..



Artık iyileşmek istiyorum. Öksürmekten geceleri uyanıyorum.Bu gece uykum da gelmedi. Yarın evkuşu olarak kalmak istiyorum...Gece Mavikuş derneğimizin yemeği var.Gündüz dinlenip gece eğlenmek istiyorum. Bahçemi ve baharı özledim.

Çarşamba, Aralık 17, 2014

Adı yok işte yokluğunun...

Dönüyorum, bu akşam son gecem burada.Çok güzeldi, uzun uzun yazmak isterim...Dönünce artık. Ah kafamdakilerin çoğunu yapamadım ben ama yeni kararlar aldım.Çok hızlı İstanbul günleriydi, arkadaşlarımın hiç birisiyle görüşecek vaktim olmadı.Ancak Çağıl ve ailemle geçti, boş günümüzde olmadı,dinlenmedim.Bilakis yoruldum,olsun Fethiye'de dinlenirim ben.Kimseye doymadan gidiyorum.Gitmem lazım.Şimdiden bir sürü işim çıktı, beni bekliyor, köpek ve kedi çocuklarımı özledim :) Uzunbey merak etme iyi bakıyorum dedi.Çağıl çalışıyor, ancak cumartesi ve bazı geceler görüşebildik.Ne yapalım bu da yeter diyoruz şimdilik.
Sahile hiç inemedim, denizin kokusunu koklayamadım,denize inen sokaklara bakamadım hiç ben.Sabah kalkıp kollarımı açamadım, maviye kucak açamadım,rüyalarımda bile bozkırın sarısına dokunamadım ben.
Bahçalarda gezdim dolandım, bir o kadar ulandım, kendi kendimle yine savaştım ben. 
Baba Hayat; 
Anne Nefes, Sevda Candır.


Perşembe, Aralık 11, 2014

Vedalar; gözleri ile sevenler içindir. Çünkü gönülden sevenler hiç ayrılmazlar*

                                
 İstanbul'dayım.Salı sabahı geldim.Çarşamba günü Kepirtepe Köy Enstitü mezunu babamın bugün Beyoğlu Öğretmen evindeki mezunlar  toplantısına katıldım.Çok güzeldi,çok güzel insanlarla tanıştım, eski öğretmenlerimi gördüm. Köy enstitülü öğretmenlerle beraber oturdum,sohbet ettim,onlara bayıldım :)


                                          
Mutfakcamı Burcu işe başladı, Fhm onların evde yatıyor,akşam  geçmiş olsuna gittim,arada  uğruyorum.Bu kedi Paris... Burcunun kedisi.

Evden.. Ümit Hanım işlemişti..İnstegram sayfamda bunları paylaşıp duruyorum.

Bu eski bir mutfak havluluğu, annem yenilemiş onu... Etaminler annemin son gelişinde, kayınvalidem annem yapıyor diye ona ve bana bayağı bir örtü hediye etti.Onlardan.Bu arada kayınvalidem artık Fethiyede yaşıyor.
Annem Hamarat Kontes ve Babam :)) Beyoğlu Öğretmen evindeki Kepirtepe Gününden.


Kepirtepe gününden...

Beyoğlu Öğretmen evi.
Fethiye Avize çiçeği..

Daha Fethiye'de geçen ay boza sayıklıyordum ben... E İstanbula gelince ve bunu annemlere söyleyince dün Beyoğlundan sonra Vefa' ya da gittik.Çok severim,iki bardak içtim.


Otantik Fethiye Halısı...

Bu haftanın iki büyük etkinliği...

İstanbul'dayım,keyfini çıkarmaya çalışıyorum :)
*: Başlık: Mevlana.

Perşembe, Aralık 04, 2014

Baktım gülüşünden güzel şiir olur. Sevdim gitti... *

Geçen hafta resimleri koyup yazıyı yazmamışım.Araya öğretmenler günü de girince kalmış.Bu gece yeni yazı yazmak için açınca gördüm.Havalar serinledi tabii ki ama güzel günler yaşadık.Geçen hafta denize giren arkadaşlarım vardı. Biz bu resimleri çektiğimiz haftasonu piknikteydik. Burası benim en sevdiğim koy,Kıdrak Koyu. Milli parklara ait ,ücretle girilen yerlerden.


O güneşli günler biraz eskide kaldı,şimdi hava güzel olsa da güneş gittiği gibi soğuyor ve artık rahat denize girilmez,üşürüz :) Ölüdenizin içinde belki...

Deniz tarafından bakınca Babadağ böyle gözüküyor.
Tokat Mangalı yaptı Ümit Hanım, bir arkadaşlarında görmüş,çok beğenmişler,internetten sipariş verdi, aldı.O pazar kalabalık şekilde hep beraber nefis bir piknik yaptık,tadı damağımızda kaldı ama yoğunluktan bir daha piknik yapamadık.O gün onlar denize de girdi.

Ares ve Ateş'te bizimleydi. Fotoğraflar kartpostal gibi ama gerçekten o koy bu şekilde gözüküyor...

Neler yaşadık, neler geçirdik bu hafta... Uzun uzun yazamayacağım, kısaca yine yoğunlaşacağımdan not düşmek istedim.
Dün 2. el pazarında Mavikuş standındaydım. Pazar iyi geçti, bugün büroda ve dışarıda işlerim var. Cuma günü hem temizlik günümüz hem de İstanbuldan Uzunbey'in arkadaşları gelecek bize, yatılı misafirim var haftasonu. Pazartesiye kadar doluyum.Pazar günü Çalış'ın xmas pazarı var,umarım yağmurlu olmaz hava...  -Yağmurlu gözüküyor ama..




Bahçedeki güllerden...
Bu doğadan toplanıp yenen bir bitki ama ismini hatırlayamadım..Asiye topladı ve anlattı aslında.



Ateş çok büyüdü, dört aylık oldu ama Ares'ten huyu ve suyu farklı olduğu için yemeğe çok düşkün, ne bulursa mideye indiriyor.Bazen kedilerin mamasını bile yiyor.Sanırım Ares'ten iri olacak.Evde de uslanmaya başladı, tuvalet alışkanlığı tamam, bir heyecanlanınca atlamaları kaldı, zamanla sanırım azalacak.Gerekirse havlıyor yalnız, Ares havlamadığından o huyu da değişik.Yani yabancı ya da tanıdık birini görsün,Uzunbey eve gelsin, canı sıkılsın, bir şey duysun,görsün havlıyor.Ateş'ten çok güzel bekçi köpeği olur. Yine de Ares'e göre yaramaz bir köpek.Evde gece başıboş bulduğu her şeye zarar verebilir,çok ortalarda ve alçaklarda bırakmamak lazım. İkisini gezdirirken de sorun yaşıyoruz, daha doğrusu her zaman Ares'e pek rahat vermiyor.Bir tek yatarken o salonda Ponçikle yatıyor. Ares yatak odasında. Erik bazen dışarıda bazen içeride.Ponçik şimdilik evde,sonra kediler dışarı çıkacak,büyüyünce.Birde Ateş Ponçik' e annelik yapıyor, evet erkek köpek ama geceleri Ponçik Ateş'in üzerinde,sarmaş dolaş yatıyorlar.Bende poz poz resimlerini çekip instagram ve facebook a koyuyorum.
Ponçik sokakta ve çok küçükken  bulunduğu için hiç anne görmedi... Bana geldiğinde bir aydan küçüktü sanırım.Ateş ve diğerleri ona annelik yapıyorlar ama hepsi erkekler :))  Her gece bizde durumlar böyle.

Ateş,  tam bir çocuk,kıskanç,hareketli, hiç büyümeyecek gibi..

Ares ve Ateş..

Ateş..
Ares..

Erik..
Erik..
Ponçik ve Erik.. Buraya yazamadım ama ilk fırsatta hep yazmak istediğim Ponçik'in ilk günler fazla hırpalanınca ölü numarası yapması :)) Kaç kere yanına gidip yaşıyor mu diye baktım hatırlamıyorum. Akıllı kendini sıkıştıran olursa hemen ölü numarası yapıp uyuyor.Yanına gittiğini görünce canlanıyor.Denk getirip videoya alsam,onu öyle görünce korkularım dahil yaşadıklarımızı çeksem inanın çok komik olurdu.Bu yazının resimleri eskiden olduğundan bu kadar yazıp, ara veriyorum.Diğer yazımda Nutuk  Okuma Atölyemizden, 2. el pazarında stand açan arkadaşım Oğlak Kızlarından Çiğdemden ve diğerlerinden bahsedeceğim.
Birde Kızkardeşim Mutfakcamı Burcu'nun eşi düşüp bacağını kırdı, bugün (4 aralık) ameliyat olacak, bu yüzden 2 gündür hastanede sıra bekliyorlar, aklım onlarda,kalbimde...

İyi haberlerle tekrar görüşmek üzere..
*Başlık :C. Süreya