Salı, Temmuz 19, 2011

Bu mudur..?

Kayaköyde Dolunay ne güzeldir :)
Hayatımda mutlu ve huzurlu olabilmem için bir kaç emareye ihtiyacım var.Bunlar eksikse ya da arka arkaya gerçekleşmiyorsa içimi huzursuzluk kaplıyor ve mutlu olamıyorum.Sonra gittikçe kapanıyor bu duygularım ve en sonunda hayatım çekilmez bir hal alıyor.Böyle zamanlarda ya hastalanıyorum ya da hayatı kendime zindan ediyorum.Dışarıdan anlaşılan ve görülebilen emareler değil bunlar. Kimseyle de paylaşmıyorum.Takıntı ya da içsel kavgalarda değil,sadece beni hayata karşı rahatlatan davranışlar diyebiliriz.Bazen bir müzik ya da bir duygu, bazen radyoda çalan bir şarkı, içime doğan bir his, ayışının gözkırpması, bir dalga sesi,bir şiir, denize açılan bir sokak, eski bir bisiklet görüntüsü, clematisler, ayışığı sonatı gibi  şeyler beni mutlu ediyor.Son yedi gündür böyle sıkıntılar içindeydim.Neyseki dün akşam bir iz yakaladım :)
not: Aslında yazı uzun ama bu gecelik bu kadar yazıyorum,devamını yarın akşam yazacağım.Yarın kısmetse sabahtan  Marmaris'e gidiyorum tatil yapan kız kardeşim mutfakcamı Burcuyu görmeye.Yarın yolda araba kullanacağımdan bu gece çok geç yatmak istemiyorum.Akşamüstü dönüşte Dalaman'dan karşılayacağım konuklarım da var.
Ve bilgisayarım hala tamirde ama uzunbey bana sürpriz yapıp nefis bir bilgisayar almış :)
Aşağıdaki fotoğraflar Kabak koyundan ve kayaköydeki kızlararası şarap gecemizden...
Bu gecenin şarkısı : Bu mudur..?  ya da Bu mudur..?  - ( bu şarkıyı da çok seviyorum.) 
Kayaköy gecesinden Rana (taş ve takı dükkanı olan arkadaşım) ve Fatoş
Şarap gecesinde evsahibimiz olan esrarengiz arkadaşımın köpeği :)









Pazartesi, Temmuz 11, 2011

Bitmesin hikayemiz..

Benim  için oldukça uzun bir araydı.Bilgisayarım hala tamirde.Bu yazıyı da iş yerinden kah uzunbeyin bilgisayarından kah  Fatoş'un masasından tamamlayarak yazıyorum.Geçen hafta işe gelmedim. Evde kayadan getirdiklerimizi yerleştirmekle geçti zamanım.Toparlanabildim mi ? Hayır. Ancak mutfak biraz yerleşti, bu arada chp kadın kolları toplantısı, festival ve kaya da yemekle geçen haftaları kapatmıştık ama arada çıkanlarada yetişmeye çalıştım.
Pazar gününden başlayarak geriye gidiyorum.Pazar günü bir arkadaşımızın açtığı Suncamp'taydık. Gayet güzel bir balık restaurantı ve plajı var.O gün sabahtan Cafe Derin Zehra'ydık ve kahvaltı ettik beraber.Hava şimdiye kadar gördüğümüz en sıcak gündü.Öğlende eve döndüğümüzde evimizin çok serin olduğunu farkettik.Hem de klima açmadan.Evin keyfini çıkardık ve ancak biraz cesaret bulunca denize gidebildik.
Gölgede uyuduk ve dinlendik,yemeği de yattığımız yerden yiyince pazar konsepti tamamlanmış oldu.Ben daha giderken güneşi orada batıralım demiştim :) Yatıp dalga seslerini dinledim ve oranın işletmecisi claire 'in sessiz plaj uygulaması yüzünden şarkıları içimden söyledim.

Arada bazı fotoğraflar var ki geçen aydan.Bunlardan biri alt fotoğraftaki Fatoş'un benim isteğim üzerine yaptığı Cevizli Ekmek.Yoğunluktan yazı yazamayınca ne güzellikler kaçırdığınızı görmenizi istedim.Üstteki çiçek benim geçen sene beğenip pazardan aldığım yerel bir çiçek. Daha önce görmemiştim ve adını da hala bilmiyorum.
Bahçe fotoları da koydum araya.Bahçemi özlemişim,baharda kaya da olmanın tek kusuru kendi bahçemin coşkularını izleyememek oldu.
mum çiçeği -hoya
Ortancalar
Japon gülü balkonun yoldan gözükmesini önlüyor,böylece günün her saati balkonda yemek yiyebiliyoruz.

arka bahçe
Bu bitkinin ne olduğunu çözemedim.Her sene beyaz çiçekler açardı bu sene üstünde bu meyveler var.
Balkonun yandan yol manzarası.
Denizli gezisinden aldığım kumaşlardan bambu takıma örtüler yaptırdım.
Ölüdeniz Festivalinde Moğollar dinlenirken chp kadın kolları standından arkadaşlar türkülerle coşarken.Ben yine al yazmalım,selvi boyluma bittim.
Hava çok sıcak olduğundan bir önceki pazar Nif'e gittik.Kırkpınar restaurantta yemek yiyip,Nif'ten kiraz aldık.Hem de serinleyip döndük.
Nif'in serin havasında ,etraftaki sedir ağaçlarının görüntülerinde oturup rüzgarın müziğini dinledik.
Kartpostal gibi görüntüleri seyrettik.
Mavikuşun hafıza teknikleri ve hızlı okuma seminerine katıldım.
Bir akşam Göcek'te bir müşterimize gittik.Arabayı orada bırakıp Göcek'in diğer ucuna yürüdük.Bir salı akşamıydı ve hiç yabancı yoktu.Hafta arası boş olan Göcek cuma -cumartesi-pazar çok kalabalık oluyormuş.
Bu etamin örtüyü Denizliden almıştım.Arkadaşlar çok beğendi kahve gününde.Bende etamin delisi olduğumdan evde bu tarz örtülerim mevcut.Hatta Zehra bana bir masa örtüsü işlemiş, doğum günümde  hediye etti.Yakında onun yeni yaptığı ve bana işlediği örnekleri de sizinle paylaşacağım.Hatta bir etamin ustası arkadaşımızın internet sergisini yapacağım.
Geçen hafta pek keyfim yoktu, tansiyonum oynak bir şekilde haftayı geçirdim.Keyfim olmamasına alışkın olmayan arkadaşlarıma bu durum çok garip geldi.Keyfim gelsin diye ellerinden geleni yaptılar.Bu kaktüsler Fatoş'un bana hediyesi.Normalde o kuru çiçekler dakkasında sökülüp,silikonlar temizlenirdi ama Fatoş  biraz dursun deyince ellemedim.Kuru çiçekleri yapıştırmak için silikon kullanılır, bu kuru çiçekler aslında kaktüslerin büyümesini önlediğinden o çiçeklerin temizlenmesi lazım.
Kayadaki evde edindiğim yeni kaktüslerim :) İçlerinde yeni türlerde var.
Bu saksı da o bahçeden getirmediklerimden kokteyl yapılanlar.
Bir başka doğum günü hediyem. Bu güller beni anlatıyormuş.Hale yaptı,benim için :))
Fevzi'nin eşi Zeynep hamile,kısmet olursa bu hafta bebişi gelecek.Bizde buraya yeni yerleşen Zeynep yalnız kalsın istemedik ve ona ilk defa "baby shower "  hoşgeldin bebek partisi yaptık.
Aslında biz daha güzelini yapardık ama zamanımız azdı , bu yüzden hazır aldık.Zeynep'e sürpriz yaparak sadece benim uğrayacağımı hatta o bebek odası için bir şeyler alacağını söylediğinden yardım etmek istediğimi söyledim.Halbuki Fatoş, Zehra,Derin ve Zen  kapıya gidip elimizde balonlarla sürpriz yaptık. Zeynep birşeyler yememiz için alışverişe çarşıya gitmiş, evde yoktu.Kapıyı yardımcısı açtı :)) Esas sürprizi bize o yaptı.Bizde balkona konuşlandık.İki dakikada balkon parti yerine döndü.Beş dakika sonra bahçeye giren Zeynep süslenmiş balkonu ve kalabalığı görünce çok şaşırdı.Zehra bebiş için nefis bir güllü pasta yapmıştı.Elimizdekilerle oturup,hem oyun oynadık hemde yedik,sohbet ettik.İlk oyunumuz Zeynep'in karın ölçüsünü tahmin etmekti.Fatoş bildi :) Hediyesini verdik.Bir kaç küçük oyun daha oynayıp,o günün hatırası herkese alınan yelpazelerimizi paylaşıp Zeynep'le vedalaştık.Umarım mutlu olmuştur, biz çok eğlendik.
Fatoş'un kolyesi çok güzeldi,paylaşmak istedim.
Zehra'nın nefis pastası.
Bebişin ablasının yatağı da çok hoştu.
Bu da yeni bebişin yatağı.
Fevzinin annesi kırkyama yapıyormuş, onun hediyesi örtü.
Benim balkonda her yeri saran acem borusu.Üst cam yatak odamın camı, alt kat salon.
Balkonun önden görünüşü..Dalları temizlemek lazım bir ara,ön pencereyi kapatmışlar ama bu ağaçlar ve bitkiler sayesinde evim diğer yerlere göre oldukça serin.Bu fotoğrafı görünce aklıma  geldi.Bir zamanlar yine  böyle resimler çekip duruyordum :)  uzun zamandır  çekmemişim.
Zehra'nın bana hediyesi, mutfak saati.

Bu akşam aslında çalışmam lazım.Bilgisayarım olmayınca bir türlü çalışamadım.Yarın kadın kolları için bir program yapacağım.Gece için uzunbeyden randevu aldım bilgisayarı için.Bu akşam gece kuşuyum :)
Umarım bilgisayarımın parçası bir an önce gelir.Yoksa bilgisayarsız kalmak çok zor oluyor.
Bu gecenin şarkısı uzun süredir arabada dinleyipte kimin söylediğini bilemediğim parça. Creep sayesinde kimin söylediğini de dün öğredim :)
Model grubundan Fatma Turgut ... Değmesin ellerimiz.
Şimdilik bu kadar :)

Pazar, Temmuz 03, 2011

İstanbul sever sen beni seversen

Bu gece festivaldeydik, biraz yorgundum hatta yorgunluktan tansiyonum oynadı biraz  ama sözverdiğim için gittim. Moğolları seyretmek içinde gittik biraz da. Çağıl ayın 16 -17  sinde Rock 'n coke 2011 e gidecek, o konsere giden biri kesinlikle Moğolları seyretmeli dedim ona.O da geldi. Buraya gelmeden de rock konseri için kaldığından (Sonisphere ) böyle konserleri takip etmesi hoşuma gidiyor, biraz da özlüyorum yine ama. Daha burada olmasına bile alışamadım.Bu yaz bitmesin... Bitmesin dediğim yazlar o kadar birikti ki içimde. Ya da güzelliklerini hatırladığım yazlar mı deseydim, tıpkı güzel  bir rüya gibi geliyor eskiler.
Bazen kızıyorum kendime, yazılarımı sonradan okumuyorum.Melankolik biri değilim aslında.Bazen bana sataşmak için yorum yazan ya da okuyup beni melankolik bulanlarla dalga geçiyor beni tanıyanlar.Acıyorum içimden kendime, kendimi daha iyi anlatamadığım için. Blog yazmamla dalga geçenleri ciddiye almıyorum.Eğer burdan okuyorlarsa.Çünkü bu blog olmasa ben daha sabırsız, sert ya da kırıcı olabilirim gerçek hayatta,buraya dökülünce rahatlıyor düşüncelerim.Yazılarıma ya da okumama karışanlara da uyuz oluyorum.Dünyanın en kavgacı insanı ben olabilirim bu tavır karşısında.Oluyorum da sanırım.Oysa herkes için bir şeyler yapıyorsam kendim içinde okuyup yazmalıyım.Hayret ki bu ara bu kadar işin arasında okuyabiliyorum.Çok zevk alıyorum bu okumalardan, bunda Ayşe Kulin'in Hüzün'ü de pay sahibi.Yaşı benden büyük birinin İstanbul hatıraları beni neden bu kadar mutlu ediyor bilmiyorum.İçimi ferahlatıyor sanırım.  Sevdiğim biri bana "İstanbul çok tehlikeli bir şehir" demişti, bende ona bensiz gezersen öyledir demiştim.İstanbul'u İstanbul seven biriyle gezeceksin.Oysa Annem bu gelişi hariç çok özlemeyeyim diye bana hep İstanbul'un ne kadar değiştiğini ve yaşanmazlığını anlatır durur her gelişinde. Bende onu üzmemek için konuyu değiştiririm.
......

Bu sene ÖLÜDENİZ KÜLTÜR VE SANAT FESTİVALİNDE  komitede değiliz,seçim yüzünden görev alamadık.Bu seneki arkadaşların düzenledikleri 2 temmuz sivas olayları için babadağ'dan paraşütle yakılan aydınların isimlerinin  adlarının yazıldığı tişörtlerle dağdan atlayanların organize edildiği uçuşlarda aksilik yaşandı ve iki yaralı ile ucuz atlatıldı. 
Annemlerde Büyükçekmece festivali için de döndüler biraz.Belediyenin festivalinde annemlerin derneği de slovak grubu ağırlıyordu,hatta mutfakcamı burcu da görev almış,bugün istiklal caddesinde yürüyüş yapmışlar. Ailecek festivalciyiz bu sene :) 
Yarın erken kalkmam gerekli,oysa nerdeyse sabah olacak.Uzun zamandır gece kuşluğu yapmamıştım.Yarın önce işim var, sonra da arkadaşlarla gezmeye gideceğiz.
*5 temmuz Salı günü FKM de hızlı okuma ve  anlama teknikleri ile ilgili bir seminer var Mavi Kuş düzenliyor.Saat 13.00 de.
*Bilgisayarım salıya kadar yok, elim kolum kırık bugünlerde...
*Kaya'dan döndüğümüzden beri gezmekten ve yoğunluktan yerleşemedim,annem sen sakın taşınma diye beni uyardı ki annemler gittikten sonra esas eşyaları taşıdık biz :)
*Etrafımdaki herşeyden çok sıkıldım, evde sadeleşme çalışmaları yapmaya karar verdim, başladım.
Annemle Babam arkadaşlarımı çok beğendiler, bende her iki tarafla gurur duydum ve çok keyifli zamanlar geçirdik.
Bu aralar sadece kitap okumaktan, bahçeden, gece gökyüzünden  ve denize açılan sokaklardan keyif alıyorum,gerisi bana boş geliyor.
Gecenin şarkısı ...  İstanbul