Çarşamba, Eylül 29, 2010

Kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına

Dört gün olmuş yazmayalı ama bana iki hafta gibi geldi.Gerçi bu zamanda  yine çok iş yaptım ama arada keyif ve kaçamakta yaptık.Çağıl burdayken gittiğimiz pazar günü kaçamağımız. O gün az fotoğraf çektim, bir öncekinden çok fotoğrafım var ama paylaşmak kısmet olmadı.
Geçen sefer gittiğimiz tekneyle gittik,az kişi ve bangır bangır müzik çalmayan.Deniz biraz olsun serinlemişti ve çok güzel geldi.Ne  o ağustos ayında bulaşık suyu kıvamında suya girdik.Deniz dediğin girince biraz serinletmeli,yakmamalı.Çok soğuk su da sevmiyorum ama eylül ayı deniz olayı süper oluyor bence.
Teknenin arkası en güzel yeri bizce, geçen sefer gittiğimizde çok keyifli gelmişti.Yine aynı yerde aynı ekiple gittik.
Kızılada,ilk durak.
Pazartesi de  yine Çağıl gitmeden hep beraber muğlaya gittik.Muğlada işimizi bitirip geze geze döndük.Giderken kahvaltımızı yol üstünde Esentepe köyünde Yörük Ali pidecisinde yapmıştık zaten.Dönüşte de Akyaka da daha önceden gittiğimiz yerde yemek yedik. Nadir Usta diyorlar, kime sorsanız gösterir. Azmak kenarında güzel bir yemek yedik.
Akyakadan dönüşte sırayla Köyceğiz, Dalyan ve Dalaman'da iki yere uğradık.
Köyceğizde tam bu merdivenlerine uydu anten koyan evin önünden geçtik :) Görüntü iyi sanırım,anten senelerdir orada..

Sonra anayoldan Dalyan'a girdik arada bir köyden geçerken mezarlıktaki bu kaktüsü gördüm.Uzunbeyden rica ettim ve durdu, aslında köyün ismine de bakmıştım ama unuttum.Çiçek büyük değil mi..? :)
Dalyan
Dalyan
İstanbuldan kendime aldıklarımdan ; özelliği diğer tekinin bir hilal olması :)) Lacivert tişörtlerimle çok güzel gidiyor..
Bunu da bahçeşehir pazarından aldım.On lira.Fotoğrafta küçük duruyor ama aslında büyük paket omoyu doldurdum içine..
Çağıl'ın gittiği günün ertesi uzunbeyle kendimizi yürüyüşe attık,Aksazlarda bira içtik,yemek yedik ve yürüdük.
Fatoş'a ve Natüre uğradım,kahve içtik,kendime kitap aldım.Şimdi bunu okuyorum.
Cumartesi akşamüstü uzunbey işten geldi ve hadi deniz kıyısında sucuk -ekmek - şarap yapalım dedi.Bende denize girerim ama dedim.Şezlonglarımızı ve mangalımızı aldık, Kargı Plajına gittik.Akşamüstü gidip gece geliyoruz,hava iyice kararınca.Ben denize girdim,deniz çok sıcaktı. Sonra da çıkıp uzunbeyin pişirdiği sucukları yedim.Denizkenarında at turu yaptıklarından günün belirli saatlerinde böyle bir manzarayla karşılaşabilirsiniz. fethiyede yaşamın en sevdiğim özelliği böyle işten çıkıp on dakikada denize gidebiliyor olmak.
Güneşi orada batırmak iyi geliyor bana.
Ares yakışıklısı :)) Islakken.
Piknik sepetim,annemin ördüğü çeyizimden örgü peçeteler, senelerdir kullanıyorum hiçbirşey olmadı.Şaraplıkta annemin son diktiklerinden.Değişik desenleri de mevcut. Şarapta enfesti.
Bu manzarada günü batırdık uzunbeyle.Pazar günüde yürüyüşe Kargıya gittik, bu sefer plajın restaurantında birşeyler içip yürüdük,yine güneşi orada batırdık.
Ertesi sabah 5.30 da kalkıp Mavikuş için stand açmaya gittik 2. el pazarına.Sattıklarımızın gelirini bağışladık yine.Saat ikiye kadar oralardaydık.Çok kalabalıktı ama yine de bize kalabalık gelmedi :))
2. el pazarı-Çalış

Bu güzelliklerde Cafe Derinden.Birini ben götürdüm,nefisti.Şeker hamuru böyle yapılır dedirtti Zehra.
Geç geldi ama her geçen bir kere durup baktı kurabiyelere.

Bugün saçımı boyatmaya Hisarönüne Goldfinger'a gittim.Uzun süredir oraya kuaföre gidiyorum.Hem manikür-pedikürü de orada yaptırıyorum.Kuaför Hisarönünde olunca doğal olarak erkek -kadın birarada oluyor. Genelde İngiliz, bir ben müşteri  olarak Türk :) Elemanlarda Türk.Patronlardan sahibesi İngiliz,sahibi Türk. Gelenler,gidenler,havada espriler uçuşurken yapılan işler,gittiğimde çok keyif alıyorum ve işlerini çok iyi yapıyorlar..Aramızda Türkçe konuşurken İngilizlerin merakla bakmaları ve bizi izlemeleri çok hoş oluyor. Bunun da keyfine varıyoruz :))

Yarın temizlik günü.
Cuma Üzümlüde Ben Maile 'in resim sergisi açılışı var Üzümlü Winehouse'ta saat beşte. Pazar uzunbeyle bir fotoğraf çekimine gidelim diyoruz,hem de gezeceğiz.Neresi olacağı sürpriz olsun ama güzel bir yer.Daha önce gitmiştim ama yazmadım sanırım.

Günün Şarkısı..  Alaturkayı seviyorum :)

Cuma, Eylül 24, 2010

O şimdi öğrenci :)

Bir çocuğun evden ayrılıp okumaya gitmesi bir kuşun yuvadan uçması gibi bir şey.Biliyorsun ki o artık kendi kanatlarıyla göklerde süzülüp duracak ve yeni hayatlar keşfedecek.Bir yandan bunun için şükredip bir yandan da ardından bakakalıyorsun bir müddet.Oysa için özlemle dolu ve  o yokken onun kullandığı eşyalara gözün dalıyor,alışverişte onun sevdiklerine bakarak ve rafların önünde duralayarak gitmek, onun sevdiklerini pişirememek,  eşyalarına bakıp iç geçirmek,söylediklerini anımsamak, espirilerini hatırlayıp gülmek ,böyle duygular yaşamakla geçiyor bu aralar.
Çarşamba akşamından beri sevgilimden ayrılmış gibiyim.Başkaları nasıl yaşar bilmiyorum.Beni acıttı işte. Ben ondan çok istedim belki İstanbul  kazanmasını ama beni bu kadar sarsacağını tahmin edememişim uzakta olmasının, hatta babasının da aynı şiddetlerde bunu yaşabileceğini düşünememişim.
Allah başka dert ve sıkıntı vermesin, bir şekilde alışma devrelerindeyiz işte. Sudan çıkmış balık gibiyiz.Ares bile hüzünlü bu aralar evde.  
Çağıl gel dediğimizde Ares merdivenlere bakıp bekliyor herzaman ki gibi.. Bizde bu gece bunu farkedince sık sık çağırdık :)
Sesim soluğum çıkmayınca evden(babamlardan)  haber geldi yaz artık diye. Neyi yazayım,onsuz buraların bomboş kaldığını mı..? Hiçbir şeyden keyif almadığımızı mı..?  Bu bir devre geçecek biliyorum. Bu yüzden bu kadarla geçiştiriyorum.Kolay değil, başkaları da bunu yaşıyor biliyorum, başkalarıyla kendimi kıyaslamadığım için ben şu an size içimi döküyorum... Zormuş.. Ayrılıklar herzaman bana zor gelmiştir zaten.Bu da üstüne tuz biber oldu.
Bu fotoğraflar geçen hafta gittiğim defileden.. Çok kalabalıktı,Çalışta Orient Express Restaurantta FIG  yararına yapıldı.Fig, yani Fethiye International Grup. Etkinliği yapan ekip Jackson Fashions.Fig Fetav'ın alt grubu ve değişik etkinliklerle para toplayıp öğrenci burslarına ve çocuklara harcıyor.Bende kurulduğundan beri destek veriyorum. Paralel çalışıyoruz bazen, bazen de etkinliklerine katılıyorum.Başkanı arkadaşım ve sık görüştüğümüz aile dostlarımızdan.Üzümlüde oturan ve evini ve bahçesini arada görüntülediğim arkadaşım var ya o işte.
İngilizler başta olmak üzere yabancıların sevdiğim bir özelliği bu tarz yardım çalışmalarını iyi desteklemeleri. O gün gönüllüler defilede görev aldılar,kıyafetleri sergilediler,üzerindeki numaralardan satış yapıldı ve gelir oradan kazanıldı.Restaurant tıklım tıklım doluydu.Bu sezonun ilk etkinliğiydi de diyebilirim aslında.
 Unutmadan bu hafta sonu Çalış Karnavalı sezonu başlıyor.Eylül ayının ikinci el satışları  "car boot sale"  -aslında bagaj satışı anlamına geliyor ama Türkiyede bu şekilde pazar kurulmadığından ikinci el diyoruz yani arabalarla bir pazar yerine girip satış yapılması da denebilir-
26 eylül Çalış'ta car boot sale var.Sabah yedi satış için,  dokuz alışveriş için  başlangıç saatleri. Öğleden sonra üçe kadar alışveriş yapılabiliyor.

Bu fotoğraflar da ağustos ayından.Fig'in bir başka çalışmasından.O gece değişik bir tombala oynadık,bu yüzden atlamak istemiyorum, onu anlatacağım. Önce yemeklerimizi yedik,yemek zamanı bizlere kupon sattılar.Bu kuponlarda numaralar var ve gördüğünüz hediyeler. Bir ara kuraya katılan herkes ayağa kalksın dediler.Ayaktayız, bizde aldık destek için :) Bir yandan da bekliyoruz değişik bir yaklaşım, ne çıkacak diye. İrlanda tombalası gibi bir şey dediler bende uzunbeye diyorum ki onların İrlandası bizim Karadenizimiz gibi :) Muhtemelen değişik bir yorumu var :)) Gerçekten de tombaladan çıkan numaralardaki insanlar oturmaya başladılar.İlk oturana güzel bir hediye verdiler teselli hediyesi :) Her çıkana yorumda bulunup üzülür gibi bir yatıştırıcı cümle sarfediliyor :) Sonuna doğru bende oturdum,uzunbeyde.. Benim gözkoyduğum baileys başkasına çıktı başka bir tombalada..
Burası yacht classic hotel. Bir gece davetliydik yemeğe bir organizasyona, Karagözlerde manzara ve gün batımı çok güzeldir, fotoğrafları görünce yazmadan edemedim.Marinası kullanılabilecek butik otellerden biri aynı zamanda.

Geçen haftaki Göcek Royal evi :) Fotoğraflar benim çektiklerim..
Ev sineması ve sauna evin en alt katındaydı,bahçesinde çok güzel kaktüsler vardı ama çekemedim.

Çağıl,dayısı ve dedesi ile birlikte öğretmen evinde takılıyormuş bugün akşamüstü, sık sık  konuştuk herkesle. Çarli ona sataşıyordu ben ararken, Mükremin Abi,  Bir Demet Tiyatro dizisinde bir öğrenciye yardım ederdi hani Kudret, (Olgun Şimşek) ona Kudret diye sataşıyorum yeni yetme öğrenci ya diyor :)

Çarli konusunda size yazmadığım bir şey var aslında. Sınav sonrası tercihleri yazıp ona gönderdiğimizde o puanına bakıp nokta atışı yaparak Çağıl kesinlikle bu tercihine girecek, bu yüzden sıraya iyi karar verin dedi. Bizde oturup Çağıl'la tekrar düzenledik. Açıklanacağı günden bir gün önce de aynı tercihi söyledi.Hatta ben ondan önceki tercihlerine girer diye düşünüyordum :) Çarli bildi.Çağıl onun dediği yeri kazandı :) 
Ben seneler evvel  tercihlerinde  ona başka şehire gitmesin İstanbulda kalsın diye müdahale etmiştim ve hep anlatır ,  bir benzerini benim çocuğumla o yaşadı sayılır şimdi de.. Tarih tekerrürden ibaret, dün ona bunu hatırlatarak kendim için çalışmışım, bana yaradı senin mesleki başarın dedim . Umarım memnundur yani uzaktan işinden ve yerinden memnun gibi gözüküyor ama ben başarılarını görünce iyi yapmışım diyorum :))
Çağıl çok şanslı ,onun için çok seviniyorum.Şimdi etrafında on senedir uzak kalmakta zorlandığı herkes yanında.. Keyfini çıkarsın bence de.Ona İstanbul'da benim için de gez, keşfet dedim.. Babaanne davet etmiş istersen gel bende kal diye Çapa'dan, anneanne ve dede peşinde zaten, Burcu da orada, haftasonları Büyükçekmece'de  kalacak, hala yan semtte (Florya da)  geldi mi diye soruyor, ama yurt onun için daha iyi olacak, Çarli Ataköy'e çok yakın, hatta Çağıl dün okuldan çıkıp uğramış işyerine.
  Yurtta, dört kişilik büyük bir odada  kalacakmış.Okulun kendi yurdu. Herkesin çalışma masası, dolabı ayrı. Çamaşırhane de var yurtta.Gitmeden biraz anlattım çamaşır nasıl yıkanır ama bilmiyorum artık kendimi yıkar,anneanneye mi götürür. Hatta ona şu renkli çamaşırların renklerini akıtmasını engelleyen mendillerden aldık buradan.Ucundan kıyısından öğrensin,öğrenciliğin tadını çıkarsın : P  bu kısımları pek sormayacağım. Bana getirme İstanbulda hallet dedim ona :)) 

Çarşamba gecesi onu otobüse bindirip eve geldik ve ilk geceyi şarap içerek geçirdim ben. Açtım şarabımı paşa paşa içtim. Uyumadım gerçi sabaha karşı uyudum ama o alışkanlık,biri gelirken ya da giderken uyuyamıyorum. Bütün gece mesajlaştık,sabah beşte aradı yoldan ondan sonra uyanmışım.Bu sefer otobüsle gitti ki eşyaları vardı yanında. Bilgisayarını götürmedi, oradan yeni  alacak.
Perşembe her yerim ağrıyordu, kalp sızısı mı yoksa vücut ağrısı mı anlayamadım :(  Öğleden sonra Zen'i aradım,müsaitsen geleyim,çok kötüyüm diye.Yamuk gidip sağlam çıktım :)) Masajda uyumuşum da.Yani dinlenip çıktım, eve geldiğimde çok iyiydim.

Yarın bahçede ve evde takılacağım,mümkünse telefonumda iş için çalmasın. Pazar günü umarım yağmur yağmaz,çünkü ikinci el pazarına gitmeyi düşünüyorum.Hatta öğleden sonrası için bile planlarım var.

Günün şarkısı ; Beraberken en çok dinlediğimiz gruplardan birinden - Gece Yolcuları

Pazar, Eylül 19, 2010

Çiçeğim ol gel aç yine rüzgar ol..

Bir günde iki yazı. Vur dediniz öldürüyorum galiba :))

Şu an tv de Bir Ankara Polisiyesi 'nin tanıtım reklamı dönüyor, daha önceki fragmanlarda yolun ortasında iki polis Angara Havası çalınca çıkıp oynuyorlardı ya bozkırda işte ben bu dizinin o parçasına bayıldım.Zaten polisiye severim birde doğal oynamıyorlar mı, hoşuma gitti işte :)
Bu kış izlenecek çok şey var,okunacak da.. Nasıl yapacağız bilmem..

Daha Uzunbey'le gittiğimiz tekne turunu yazamadan, yarın da kısmet olursa Çağıl'la beraber gitmek adına tekne turuna gideceğiz. Denize girebilirmiyim bilmiyorum ama kitabımı alıp keyif yapacağım ve günün keyfini çıkaracağım.. Çağıl'a bilet aldık,çarşamba akşamı İstanbul Yolcusu..Kıyafetlerini hazırladık sayılır,zaten İstanbulda da alışveriş yaptık. Tam tekmil yeni öğretim yılına hazır oğluş :) Gidip ders seçimlerini bildirmesi gerekiyor önceden. Ondan fazla heyecanlandığımı saklamayacağım. Hem kendim hem de onun adına :)

Dün yardım için yapılan çoğunluğun İngiliz olduğu bir defileye katıldım.Daha sonra fotoğraflarıyla anlatacağım.Çok güzel bir amacı vardı ve çok güzel geçti.

Bugün de Göcek'te Royal diye yeni bir sitenin örnek ev tanıtımındaydık, görmenizi isterdim :) Akşam tv de Acun Göcek'i Marmaris diye söylemedi mi bir de ona sinir oldum,sanırım herkes benim gibi sinir oldu ki sonradan düzeltti.Bu tarz şeyler bizler için çok önemli..!! Marmaris nere Fethiye nere Acun..? :)

Bizim yunuslar vardı ya -Tom ve Misha - onlar şimdi Gökova da rehabilitasyondalar.. Umarım iyileşirler, caz konseri çok güzel oldu şimdi onlar için bir projemiz daha var.. Yazacağım daha sonra.

Minimalist, bizim her Eskişehir işimize yardım eden biri olduk artık. Dayımın oğlu Osman Gaziyi kazanmıştı apart bulamadık, ne yaptık, annem bile hani senin bir arkadaşın vardı diye beni aradı,anlayın artık, aileden gibi arayıp yardım istiyoruz.Kendisi ailemizin Eskişehir danışmanı olur.. Hatta başka üniversitede bile olsa diğer öğrencilere de yetişir :) Teşekkürler tekrar.

Fetav da mavi plastik kapakları biriktirmeye başladık, 250 kg olunca tekerlekli iskemle alacağız. Bu da son çevre kampanyamız.. Fethiye'de mavi plastik kapaklar FETAV' a...

Artık;
Daha sık ve daha kısa yazmaya çalışacağım..
Ahşap oyuncak koleksiyonu yapmaya karar verdim birde.Gerçi bende minyatür diyebileceğimiz bir kaç tane var :)
Clematis arıyorum, netten alıp bahçeye dikeceğim :)
Selluka edinip yine çiçek açtırmaya çalışacağım.
Bu sene bahçeyle daha çok ilgilenmeyi düşünüyorum.
Ha birde müzik yazılarını daha sık okumaya karar verdim :)
-İstanbulda bir gece size nasıl gazete aradığımın macerasını anlatmalıyım birde.. :) Dört beş durak gazete aramak için yürüyüp, sonra minübüsle eve döndüğümü..
Sabaha kadar yazsam bitmez sanırım benim hikayeler..
Pazartesi de Uzunbeyle Muğla'ya gideceğiz iş için..

İyi geceler..

Günün şarkısı.. Gecenin mi deseydim.. :)

Cumartesi, Eylül 18, 2010

Mavi Kuş El Sanatları Sergisi

Çok uzun yazıyorum.Fotoğraflarla beraber de olunca bayağı uzun bir yazı oluyor. Ne yapayım ancak açılıyorum :) Birde sık oturamayınca yazı yazmaya böyle oluyor. Gerçi bütün gün büroya girip çıkıyorum, bazen de çıkmıyorum ama yoğun geçiyor işte.Telefon,müşteri, iş çıkınca sadece karşıdan seyretmekle kalıyorum bloğu.. Annemlerle ve Burcuyla bile gündüz rahat görüşemiyoruz.Dışarıda etkinlikteysem yanımda birileri oluyor, içeride zaten özel konuşamıyoruz,balkona çıkıyorum.Bundan sonra daha az konulu ! yazılar yazmaya çalışacağım ki yazı çok uzun olmasın :) Yazamadıklarımı görseniz aslında az bile yazıyorsunuz dersiniz eminim..
Mesela İstanbula gitmeden önce yazamadıklarımdan hatta sizin eserleriniz dolu el sanatları sergimizden bahsedeyim istiyorum bu yazıda.

30 ağustos Zafer Bayramında açtık sergimizi, Ziraat Bankasının arkasında çok sıcak bir günde ,denizin kenarında.Herkes bir yerinden tuttu hazırlıkların, bizler erkenden oraya gidip tezgahları hazırladık, Pera organizasyon masaları ve örtüleri getirdi,davetiyelere ben sponsor bulup bastırtmıştım daha önce, şemsiyeleri Berna Çaçaron firmasından almış,buralarda içecek konusunda büyük bir firmadır,bize de çok destek olur sağolsun.. O kadar sıcak bir gündü ki yanmışız doğal olarak :) Yandaki cafe de bize içecek servisi yaptı , çalışanın destekleyeni çok olurmuş, sağolsun herkes bir ucundan toparladı..Basın toplantısı yaptık bir kaç gün önce.Sizin Mavikuşa gönderdikleriniz,bizim arkadaşlarımızdan aldıklarımız ve bize destek olanlar sayesinde doldu tezgahlarımız. Zaten fotoğraflarda da net olarak göreceksiniz yaptıklarınızı.Kalanlarda ihtiyacı olanlara verildi ama ben sizin gönderdiklerinizi görüntülemeye devam edeceğim ve son bir yazı da proje notu olarak hareketi bitireceğim.O kadar çok kargo vardı ki düzenle düzenle bitmedi. Yine de vazgeçtiğimi sanmayın diye özel olarak yazıyorum.Ne o güzellikler unutulur ne de o modeller :) Hepsi birbirinden güzel ve şahane şeyleri sizlere hem de tümünü göstermeden bitirmem merak etmeyin. Göz tanıklığımı o güzelliklerde sizlerle paylaşmadan da olmaz.
Solda Berna, yanında Arife Hanım, onun yanındaki hanım misafirdi sanırım, Derin ve Zehra.. Son etkinliklerimizde onlarda birer mavikuş olarak bizi yalnız bırakmadı. Başka arkadaşlarımızda vardı ama fotoğraflarda çıkmadığından paylaşamadık.Herzamanki kadrolarla oralardaydık,çalıştık,çabaladık en iyi şekilde görevimizi yaptık :)
Gülen 'inde çabalarıyla gelenler sayesinde gönderdiklerinizden kalanlar bizlerleydi.

Bu genç arkadaşlar Muğlalı, Fethiyeye gezmeye geldiklerinde görmüşler sergimizi, o güzelim çantaları (renkli tasarımlar göndermiş) onlara verdik..İnternet içinde poz verdiler bize,teşekkürler tekrar.

Sol taraftaki örgü yaka nefisti, geldiğinden beri herkes çok beğendi, kırmızı çanta ve bej çanta ise harikaydı :)

Hatırlayabildiklerimi yazıyorum kimse alınmasın zaten devam edeceğiz anlatmaya..

Ya da siz gördüklerinizi yorumlara yazın şunu ben gönderdim diye,daha da mutlu olurum :)

Fatoş, standların arkasında ,önünde her yerde çalıştı :)

Aysel bize bir sürü tişört getirmiş. Fatoş'la beraber bitirdiler o gün tişörtleri.


Yaşar Hanım, (beyaz tişörtlü arkadaşımız.) bizim mavikuşlardan.. Daha öncede fotoğrafını koymuştum.



Broşürlerimiz.


Gönderdikleriniz..


Böylece elimizde kalanları da bitirdik, bir çoğunu verdik, sergiyi açmadan önce aşağıdaki fotoğraflarda göreceğiniz üzere hazırlıklar yaptık.O gün gelenleri de burslara bağışladık.


Bu çalışma bizlere getirilen ipek kravatlarla yapılan bir kırkyama çalışması. Sanırım Gülsen Hoca yaptı.


Bu da bir çanta.


Sergi öncesi hazırlıklarımızdan.. Sarı saçlı bebiş tarafımdan Back to black için alındı sergide. Kaktüs çelikleriyle beraber uzağa gönderilecek :) ama ekimde şimdi çok yoğunum. Bahçeye çıkamıyorum.


Hazırlıklar esnasında kutuları doldururken...


Bu çantayı da çok sevdiğimiz biri aldı.


Kutudaki yeşil çizgili battaniye benim ördüğüm, sergiye hazırlanırken yeni doğacak ve hiçbir şeyi olmayan bir bebişe gitti başkalarıyla beraber. Neyseki yatak, bir çok ev ve bebek eşyasıyla çözdük sıkıntılarını.


Bu da bize gelen eski ipek kravatlardan yapılmış bir çanta. Yine Gülsen hanım yapmış arkadaşlarla..


Şimdilik bu kadar, kısa bir gün özetiydi işte.Sayenizde yaşanmış (mavikuş hareketine destek olanlar için söylüyorum) güzel bir gün.
Tekrar emeği geçen herkese teşekkürlerimizle..
Şimdi yeni bir sezona yeni hazırlıklarla girmenin teleşındayız, herkese kolay gelsin diyorum.
Sevgiler Turkuaz Kıyılardan :)))