Cumartesi, Mart 04, 2006

İstanbul İstanbul olalı...2. bölüm


Barbaros Bulvarı 2. bölüm..Havadan görünüş..Buraya nereden geldik..Herkesin öğrencilik hatıraları vardır.Ben eşim öğrenciyken onunla tanıştım..Yani ben öğrenci değilken o Barbaros Bulvarında fink atıyordu diye yazmam lazım değil mi? Hayır yazmıyorum ..Çünkü o zamanda bu zamanda daha çok onun kızlarla gezdiğini değil de onunla benim gezemediğimi sorun yapardım ben..Yani benim en çok istediğim şey onunla aynı okulda ya da bölümde olmaktı-kesinlikle aynı sınıfta değil çünkü dikkatim dağılırdı-O zamanlar Yıldız da okuduğu için hafta içi tek boş günü olan çarşambaları buluşurduk biz..Hafta sonu da ingilizce kursunda. Zaten orda tanışmıştık..Onun yüzünden ikimizde ingilizceyi iyi öğrenemedik zaten :) Hayatımızda ingilizcenin çok daha büyük anlamları var ama onu zamanla açıklamayı düşünüyorum..Neyse.. İşte o zamanlar fırsat buldukça ama bu fırsat nedense çok az olduğu için onu ve okul arkadaşlarını bir keç kere ziyaret edebilmiştim..Ve aynı okulda olma hayalim nedense gerçekleşemedi bir türlü..Çünkü ben sırf onun yüzünden ona yakın bir okulu İstanbul için yakın bir mesafe sayılmasına rağmen kazandığımda o çoktan iş hayatına atılmıştı..Bizim durumlar ancak seneler sonra denkleşti..Çünkü o üniversite de iken ben lise de..O mezunken ben okulda, o çalışırken ben evkadını olmak zorunda kaldım..Ya da hayat bizi bir türlü aynı ortama sokmadı bir türlü..En sonunda o gerçek işine ara verip benimle beraber bir iş kurdu..Ve o zamandan bu zamana beraber çalışıyoruz..İlk girdiği iş kendi mesleği olan menkul dünyasında olduğu için ve genelde o zamanlar gayrettepe -mecidiyeköy civarında çalıştığı için benim de o civarlarda bilmediğim sokak gezmediğim yer kalmadı tabikii..Çünkü hem bekarken hem de evliyken çıktığımız öğle yemekleri bizde alışkanlık yapmıştı :) Böylece biz beşiktaş-taksim-zincirlikuyu üçgeninde dolandık durduk..Ta ki askere gidene kadar..Askerlik erkekleri değiştiriyor..Kim ne derse desin ben bunu düşünür bunu söylerim..O zamana kadar uğruna herşeyi göze aldığı mesleğine ara vermek istediğini söyleyene kadar onun bu mesleği bırakabileceğini hiç düşünmemiştim aslında..İlk işle ilgili büyük kriz zamanı bir kere konuşmuştuk aslında Akdenize yerleşme hayalini..Ben olabilir emekli olunca neden olmasın gibi birşey söyledim sanırım ya da şimdi hatırlamadığım ama demek ki ona moral veren şeylerdi bunlar..Sonra ben çok çalışmak istediğim için beraber iş yapmaya karar verdik..O da mesleğine ara verecek bana yardım edecek sonra işine geri dönecekti..Gerek ülkenin durumu gerek deprem durumları bizim planlarımızda bayağı büyük değişiklikler yaptı ve biz başladığımız işten kendimiz dahil bütün olasılıklardan dolayı başarısız olduk..Hayal kırıklığımızı gidermek için de köklü bir değişiklik yapmayı uygun gördük..Artık bir şekilde hayatımızı değiştirecektik ve aslında kimsenin kolay kolay göze alamayacağı bir şekilde yeni bir hayata başladık..Ben hayatımda ilk defa 28 yaşında o da kendi işimde çalışmaya başlamış biri olarak atlayıp eşimin bir şekilde 4-5 gün gelip kaldığı bir Akdeniz kasabasına çalışmaya yine kendi işimizi açmaya geldik..Buraya kadar olan hikayemiz işte bu..Bundan sonra ki evreler hayatımın bu ilk yarısı kadar kolay geçmedi tabiki..Bu konuyla ilgili belki ileride bir kitapta yazabilirim..8 sene yazlık-kışlık ve evkadınlığı hikayelerim aslında en az çalışma hayatım kadar renkli..Onları da bir ara yeri geldikçe irdeleriz artık :)

7 yorum:

Mert dedi ki...

Guzelmis, benimde hayatim yildiz-besiktas-zincirlikuyu-taksim dortgeninde gecti :)

Hayatin yonu hic belli olmuyor.

Asortik Krep dedi ki...

Biri bana 10 sene önce Akdeniz de yaşayacaksın dese gülerdim :))

Gamzeli dedi ki...

Nerden bileceksin...Hiç belli olmuyor işte

Asortik Krep dedi ki...

SHEKER, Yıldız yani :)

Asortik Krep dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
Asortik Krep dedi ki...

Bu yokuş o yokuş değil üzgünüm.. Bu Beşiktaşı Zincirlikuyuya bağlayan yokuş..Sen İtü İşletmedeydin sanırım..

Asortik Krep dedi ki...

Sehekerim canım ciğerim..benim gibi aynı zamanda büroda hem konuşup hem yazı yazarsan böyle resimleri karıştırırsın işte .Sakın böyle yapma olur mu :)
Anladım ki sen doğru yeri anlatıyorsun da ben ordayken Maçka da endüstüri yoktu işletme vardı sadece :)