Perşembe, Ocak 13, 2011

sevmekten kim usanır


Bu sabah Çalış'ta yürüdük yine. Hava güzeldi hatta oturduk bir masaya.Genelde yürüyoruz ya eğer Ares oturmak isterse yani oralarda oynamak, gidip masanın yanında bekliyor bizi.Bizde vaktimiz varsa oturuyoruz yoksa biraz yürüyüp dönüyoruz. Bazen de bu sabah olduğu gibi ona tost ısmarladık, yedi.
Geçen haftalarda makinemi yanıma almadığımdan bu martıları çekememiştim bir türlü.Bu sabah özellikle aldım, aldım dediğimde arabadan yanıma aldım.Oradan doğru işe gidiyoruz genelde.
Chp kadın kolları eğitim toplantısında bu hafta konu "aile hekimliği soru ve sorunları" . Biz konu hakkında araştırma yaparken sizler içinde bir kaç not aldım paylaşmak istediğim.
Vatandaşın sağlık harcaması:        ( Nelere para ödüyoruz yani)
1- Vergi ödüyoruz.
2-Çalışan pirimi ödüyoruz.
3-Muayene katılım payı ödüyoruz.
4-İlaç katılım payı ödüyoruz.
5-Daha pahalı ilaç için eşdeğer ilaç farkı ödüyoruz.
7-Özel hastane katkı payı ödüyoruz. ( %30 muş %70 olmuş)
8-Trafik kazası kusurlu sağlık harcamasının tamamını ödüyoruz.(Bu harcama eskiden kusur yoksa ödeniyormuş.)
Şimdi yeni sistemde aile hekimleri 5.500- ile  8.000 lira arasında ödenek alacaklar.Bunların içinde boya ,badanadan tutun,hemşire  ücretleri, sağlık malzemeleri tedariği ve sağlık aletleri alımı da var. Yani birer özel klinik gibi düşünün.Hal böyle olunca parası olan ya da becerisine göre aletleri alabilen, parayı iyi idare edebilen aile hekimlerinin sağlık ocakları iyi durumda olacak, ama bu ticareti iyi yapamayan,hesabı kuvvetli olmayan ne yapacak bilmiyorum.Muhasebeci tutulacak ama bu iş koordinasyon işi muhasebe işi değil.Neyse diyelim ki muayene olan hasta sayısı çok bu yüzden muayene tarihi yakın bir zamanda veremiyor ve sevk istediniz bu yüzden.Eğer sağlık ocağı hasta sayısının % 10 undan fazla sevk verirse gönderen dr.un  maaşından kesiliyor. Siz beklemek zorundasınız, onların kontenjanı boşsa sizi gönderebiliyor,yoksa ceza alıyor.
Diyelim ki başka sağlık ocağına geçmek istiyorsunuz  o zaman katkı payını ödeyip ancak o sağlık ocağının hasta sayısı uygunsa geçebiliyorsunuz. Ya da ücretini ödeyip faydalanabiliyorsunuz. ( ultrason yok mesela sizin sağlık ocağınızda olana giderseniz ücret ödüyorsunuz) çünkü sizin aile hekiminiz bu olanağı kendi sağlık ocağına sağlayamamış.
Bu ödediğimiz kısımlarla yenilenen sistemde mesela Göcek' sağlık personeli 40 kişiden 2'ye düşürülmüş. Düşünün geçen hafta şikayet üzerine gece iğne yapacak biri bulunmadığından bu sayı yükseltilmiş. 
1.nolu  sağlık ocağında kişi sayısı 52 iken (düşünün kaç kişiye hizmet ettiklerini) 8 hekim 8 hemşireye düşmüş ki bu sağlık ocağının labarotuarı var ama şimdi çalışamıyor. Ne zaman çalışmaya başlar bilmiyorum. Tabii ki bu bir geçiş dönemidir ama var olan sistem iyileştirilmeye çalışılsaydı daha iyi olurdu diye düşünüyorum.Sonuçta aylık 243 lira aşağısında para kazanan halk parasız tedavi edilecek, onun üstünde kazananlar kademeli olarak  sağlık sistemleri için para ödeyecek. 243 lira kazanan biri ya da bu civarlarda bu sistemde nasıl bir tedavi görecek ?  Parası olmayan biri hasta sayısı çok olan  bir sağlık ocağında  tedavi göremezse ne yapacak..? Sıra beklemeye mecali kalacak mı..? Yoksa parasızlıktan başka yere gidemediğinden yine aynı şekilde hastane kapılarında ölecek mi..? Parası olana her kapı açık, olmayanın canı çıksın mı..?   Yine aynı şeyleri yaşacaksak neden sistem değiştiriyoruz.?   Yeni rant kapıları açılsın diye mi..? 

Birde kayaköy haberim var bu hafta. Kayaköy ilköğretim okulu bu sene mezun edeceği çocuklarla beraber seneye 4 öğrenci kalacağı için kapanma tehlikesiyle karşı karşıya.Biz gönüllülerde bu okul kapanmasın gelecek seneye öğrenci olsun ve anasınıfı açılsın diye bir proje ürettik. Bu hafta pazar günü saat 10.30 da migros önünden muhtarlığa ait ücretsiz servis kalkacak ve pazar günü okulu temizlemeye başlayıp ,2. dönem resim atölyesi,İngilizce kursu,kütüphane, satranç alanı, yeni sınıflar gibi  hazırlıklarla okulu gelecek sene açık tutmayı hedefleyerek çalışacağız.Bu yüzden pazar günü saat 10.30 dan itibaren okulu temizliyor olacağız. Bu konuda gönüllü çalışabilecekleri bekliyoruz.
Diyelim ki okul açık kalamadı o zaman da orayı kültür merkezine çevirip,kurslar ve eğitimler,
sanat gösterileri düzenlenecek bir yere çevirebiliriz.Umarım okul olarak kalır :)

 Bu fotoğraflar Rana'nın dükkanından. Rana doğal taş ve takı satıyor, bende doğal taşlı  takılarımın hemen hemen hepsini ondan alıyorum.Bu rengarenk taçları görünce de çok hoşuma gitti, örnek olsun istedim taç çalışanlara.Bende severek kullanıyorum ama bunlardan değil,zaten dalgalı saçlı olduğumdan daha sade tasarımları tercih ediyorum.


Trendyol siparişim geldi ama para iadesi hala yapılmadı :( 

Daha önce de çok yazmak istedim ama ancak fırsat buldum. Uzun zamandır süren bir kampanya var 
Fikir Sahibi Damaklar ortaya çıkardı ama halkta sahiplendi.Hatta devlet büyükleri de ayrıntılı bilgi istedi ama en çok biz biliyoruz ki kadınlar sahiplenirse bu iş biter.Yani burada yazdığı üzere 24 cm'in altında bir lüferi, biz işletmelerimizde ya da tabaklarımızda istemiyoruz o tabakta o balıklar olmaz.Sarıkanat  ve çinekop gibi Lüfer yavrusu balıkları almıyoruz, satanları uyarıyoruz ve lokantalarda menülerde görünce tepki veriyoruz ki Lüfer yiyebilelim. Balık mevsiminde lütfen buna dikkat edelim.


Güzel bir tohum takası şenliği haberim var birde. Ah yakın olsaydı da gitseydim,çok isterdim.Belki kaçarım, kaçsam ne güzel olur :)) 


Seferihisar Belediyesi koordinatörlüğünde; 5 şubat 2011 günü saat 09.00 - 13.00 saatleri arasında İzmir Seferihisar kapalı pazar yerinde "yerel tohumlar yaşasın, sağlık, çevre, üretici, tüketici korunsun, yerel tohumunu getir, değişelim" etkinliğine tüm tarım ve tohum gönüllüleri davetlidir.


bilgi : aslı menekşe odabaş 0530 568 50 17

aodabas@seferihisar.bel.tr
www.seferihisar.bel.tr



Bu güzellik bana Zehra'dan hediye. Yeni yıl hediyem de diyebilirim aslında. Daha takmadım ama çok beğendiğimi söylebilirim. Teşekkür ederim :)  

Geçen pazar  kar görmeye Nif'e giderken kedi ve köpek pansiyonuna uğradık İncirköy yolunda.  Happy Holiday pet Club . Biz gittiğimizde misafir bir kedileri vardı ve klasik müzik eşliğinde sakin sakin oyalanıyordu odasında. 


Bu büyük kaktüsün yanında kahve içip sohbet ettik sahipleriyle.


Güneş enerjili motoruyla temizlenen havuz başında oturduk, Ares'te evin köpekleriyle koşturdu :) 


Ve nif ; görünen Çal Dağı. Aslında kar yer yer vardı ama hayatında ilk defa kar gören Derin için çok farketmedi.


Özellikle Uzunbey'le Derin kartopu oynadılar.


Kar çizmelerimizi ilk defa ayaklarımıza geçirdik. 


Böyle zamanlarda Fethiye'de yaşayanlar pikniğe giderler, her yer mangal yapıp eğlenen küçük gruplarla doluydu.
Mangallar yakılmıştı.

Ares karda :))


Bizde günü,  kavurması ve yoğurdu meşhur olan Kırkpınar Restaurantta bitirdik.

... ... ...

Akşamüstü işten çıktım, birkaç gündür ben gezdiriyorum eve döndüğümüzde Ares 'i. Elime telefonu alıp geziyoruz bizim eve yakın sokaklarda.Geç geldiğimde üşüyorum,güneş battığından soğuk oluyor ama hava iyiyse bende bir nefes almış oluyorum. Bir elimde telefon bazen konuşmak için birilerini arıyorum ve ne zamanki telefonlarıma çıkmıyorlar ya da duymuyorlar yıkılıyorum. Çünkü tam o zaman müsaitim ve onları özlemiş oluyorum. Sesini de duymayınca keyfim kaçıyor, sonra akşama aradığımda ya onların işi oluyor,  ya da ben geç vakit yatıyorum, onlar erken,  zamanımız uyuşmuyor.Geçen gece canım sıkıldı, bir kaç sabahtır da erken kalkmışım.Uyuyakalıp 23.00 ten  sonra uyandım.Tabii o zaman annem ikinci uykusunda ,burcu da saat onlarda yatıyor benim bildiğim. O saatten sonra kim aranır..? Birde kimse telefonu duymayınca merakta ettim. Önce burcuyu aradım,telefonu yatarken kapıyor, kapalıydı. Sonra annemi aradım, o hepten duymadı.Telefonu salona bırakıp uyumuş. Bende mecburi evi aradım. Herkes kalktı tabii ki.Çok geçte değildi ama birinden biriyle konuşmadan o telefon faslı kapanmazdı. Bende sabahlardım. Özür diledim  ama sesini duydum kapattım iki cümleyle, rahatladım.  Yoksa gece ondan sonra kimseyi aramam ben telefonlarıma çıkmasalarda... 
Sevdiklerini özleyenler anlar halimden.Sevmeyenler için yapabileceğim bir şey yok. Allah özletmesin diyorum sadece.

Bu gece şarkılar efkarlı... Nev'den geliyor.

9 yorum:

Unknown dedi ki...

Bu sağlığın içine iyice ettiler ya Asortik ne olacak bizlerin ahvali şaşarım iyice de dibe batıyoruz ya :(
Ben de doğal taşlı takılara çok meraklıyımdır çok güzel görünüyor seninkiler de :)
Sevgilerimle...

buraneros dedi ki...

Enerjinize hayranım. Özellikle bunca etkinliğin içinde yer alıp bir de bunları insanlarla paylaşmanıza...

İnsanın kendine bir çekidüzen vermesine olanak sağlıyor:))

bilge ve annesi dedi ki...

Sahiden var mıdır sevmekten usanan. Kalbim yoktur olur mu hiç diyor.umarım öyledir...
Bu arda fotoğraflar yine çok güzel

minimalist dedi ki...

aaaa inan dün de ben neyaptım dersin??? tam tamına gece 12:00'de sanki yeni yıl kutlar gibi bizimkileri aradım nasıl olsa onlar gece kuşları diye ?? Tabi ayaktaydılar ama gene de korkmuşlar :))) Çabalarını taktir etmemek mümkün değil; okulun kapnama ihtimali beni de üzdü oraya okul çok yakışır inşallah kapanmaz, temizliğe gelmek isterdim :))) kolay gelsin.

Adsız dedi ki...

aaaa aşkolsun...canın konuşmak istediğinde beni arasana...saat 16.30 da ofisten çıkıyorum,17.30 gibi yukarda yemeğimi yiyorum...en geç 19.00 da kendi daireme geçiyorum ve açıyorum home tv..yi...seyret babam seyret...şarap kadehi de yanımda...12.30 gibi yatıyorum....malum ahmet de yok..istediğin saat ara..istanbuldakileri ayaklandıracağına,ben zaten ayaktayım..hemen alo derim..öptüm

Asortik Krep dedi ki...

Funda, doğaltaş ve otantik takıları seviyorum,genelde de o tarz alıyorum ve iri yüzükler :)

Buraneros, çok keyifli.Bir kere bulaşınca bir daha kurtulamıyorsun.Sizde isterseniz yapabilirsiniz,çok kolay.

Bilgenin annesi, fotoğrafları beğenmene sevindim :)

Minimalist, yarın kısmetse okuldayız. Umarım hava güzel olur.

Adsız, annemle iki -üç gün denk getiremeyince görüşmeyi o saatte aramak zorunda kaldım.Şikayetim bu yüzden :)) Yoksa aramak isterim de çok geç vakit arama alışkanlığım yok.

G ü n e ş K i t a b e l e r i dedi ki...

Hakikaten ne sevmekten, ne gezmekten kim biksin =) cok güzel fotograflar, insanin memleket hasretini aliyor!!!

Asortik Krep dedi ki...

Cansuyu, bu gezmeler ve sevmeler arasında diğer sorumluluklarda yapılıyor ama..Hayatım okunanlardan ibaret değil.Saat beşte kalkıp yazmam gereken bir yazıyı yazıyorum şu anda :)

G ü n e ş K i t a b e l e r i dedi ki...

yazmak demek gözünü seveyim, dokuz aydir tezini yazan bir mazluma yazmak deme =))