Salı, Nisan 26, 2011

Kimbilir kaç kişi sevdi seni

 En son yazıma neler yazmışım bir baktım önce.Sonra fotoğrafları koydum bloğa.Canım sıkkın aslında, sevdiğimiz bir arkadaşımızı kötü bir şekilde kaybettik.Hem de gençti.43 yaşında bir kadın.Pazar sabahı aldım haberi, içim fena oldu.Çağıl haftasonu burdaydı,kayadaydık hep beraber.Gidip bakamadım ve konuşamadım üstüne. Hala inanasım yok. Yeni geldiğinde ben tanıştırmıştım başkalarına, yılbaşı pazarında falan Çalış karnavalının. Duyan arıyor gerçek mi diye.Her telefonda daha bir kazınıyor gerçek beynime. Üzüldüm çok.

Üstteki fotoğrafa uymayan bir içerik oldu farkındayım.O fotoğraf cumartesiden, 23 nisanda Kaya ilköğretimdeydik hepimiz.Bize hazırlanan gösterileri izledik.Sonra da Çağıl ve Canberk le(Çağıl'ın arkadaşı-ailece görüşüyoruz)  yürüdük Kaya 'da. Akşamda muhtarlık biz gönüllülere teşekkür yemeği verdi,hep beraber kaya da yalçın kebapta ağırlandık.Güzel bir geceydi, herkes keyif aldı.

Kayaköy de yürürken bende bir makina canberkte bir makina yol boyunca çektik etrafı. 2.5 km merkeze kaldığımız ev, 2.5 km de dönüş,sohbet ede ede, fotoğraf çeke çeke yürüdük ve hiç anlamadık mesafeyi.Gidip gözleme yedik bir yerde.Sonra da eve geldik dinlendik. 
 
 Bu çiçeğin adı Atlas kaktüsü. Yılbaşı cinsinden ama çiçekleri enfes.Bir ahbabımızın bahçesindeydi,canberk fotoğraf çekerken görmüş hanım, biz fethiyeden tanışıyoruz, biraz sohbet ettik,sonra yürümeye devam ettik.

 Bu da kocaman bir sukulent. Çok güzeldi,buralarda ilk defa gördüm. Çok hoşuma gitti.Ürettiğinde bana da verecekler.Çok güzeldi itiraf ediyorum,bende de olsun istedim.
 
 


Annem bana hediye göndermiş çağılla. Kendi yaptığı takılardan,hepsi o kadar güzeldi ki sırf o akşam bu takılara göre kıyafet uydurdum diyebilirim. Çiçekli olanın küpeleri bitmemiş, onlarda bitince gelecek. Siyahların kolyesi var, onu görüntülememişim.Sağdaki resimde ben  yokum tabii ki :)

 23 nisanda kayaköy ilköğretim.Okul yenilendi, çocuk oyun parkı kuruldu,- bu arada köyün tek parkı bir restorant hariç köyde park yoktu-duvarları boyandı, pencereleri değişti,klima alındı,çatı yaptırıldı, anaokulu için tuvaletler yenilendi, daha aklıma gelmeyen düzenlemeler yapılacak, kütüphane binası elden geçip,boyanacak ve kütüphaneye tüm köylünün kullanabileceği internet ortamı sağlanacak.
 Okulun oyun sahası.

sarnıç
Kaya Village Garden Restaurant, Biz kaya da kalınca akşam yemekleri için eskiye oranla kayayı sık tercih etmeye başladık,ayrıca çok güzel ve kalite yerlerde açıldığından gidecek yerimizde çoğaldı.Bu fotoğraflar geçen haftadan ama bu akşamda yine ordaydık.
Mütevazi görüntülü ama bir aile işletmesi olduğundan sıcacık bir ortam.Yemekleri gayet güzel, hatta otlarda var.Bu  turşu,deve tabanı adlı  ottan sanırım.Böyle bir şeydi adı,şu an hatırlayamıyorum.


Sabahları bu görüntüyle uyanıp, genelde Türk kahvesi içiyoruz evdeyken.
Fırını yakıp keyif yapıyoruz.
 
Bazen sandalyeleri boyayıp,
bahçede oturuyoruz vakit buldukça.
Bahçede bir köşeyi sürdürdük el motoruyla, çim diktik, uzunbey her gün suluyor.
Zehra yerel bir gazete için cheese cake yaptı :)  Bende eşlik ettim Zehraya. 

Ayrıca bizim içinde pırasalı elde açma börek yaptı.Nefisti, ben sizin yerinize de yedim ,merak etmeyin.

Burası da Hale'nin evi.Onda kahvaltıya gittiğimiz hafta çekmiştim.Koyamadım.O da kayada oturuyor ve evin duvarları dahil her yerde resimleri mevcut.
Çok hoş bir anlatım olmadı ,farkındayım ama benden  bu gece ancak bu kadar. (yarın belki birşeyler eklerim)

Çağıl'ı bu sabah gönderdik yine, cumartesi sabahtan pazartesi sabahına kadar beraberdik.
Nerede rastladım bilmiyorum ama çok hoştu,not almışım.


Kimbilir Kaç Kişi Seni Sevdi
Kimbilir kaç kişi senin zarif hallerini sevdi
Kaç kişi güzelliğini sevdi
Belki gerçek aşkla; belki değil

Ama bir tek kişi seni sevdi.
Bir tek kişi değişen yüzündeki hüznü sevdi.


William Butler Yeats

16 yorum:

Punto dedi ki...

Bloglardaki yazılarla, dostlarla buluşmak, bir şeyleri paylaşmak mutluluk veriyor insana. Hayat bu, mutluluk ve hüzün iç içe.

Back to Black dedi ki...

Allah rahmet eylesin. Çok acı oldu.
insanlar gidiyor yaptıkları geride kalıyor.. diğer insanlar için özveriyle her yere yetişmeye çalışıp uğraştığın gibi..

AsOrTiK dedi ki...

haftasonunuz güzel geçmiş, keyifli, mutulu. ama arkadaşınızın genç ölümü üzücü, sizlere ve yakınlarına sabır diliyorum. allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın.

kalın sağlıcakla...

Derya dedi ki...

Öncelikle başınız sağolsun,Yine mest eden fotoğraflar, hayran hayran baktım tabi, içim kabarıyor okudukça gördükçe, teşekkürler.

bilge ve annesi dedi ki...

Sevgili Asortik Krep, kaybınıza çok üzüldüm başınız sağolsun. ölümü kimselere konduramıyoruz malesef.Fotoğraflar çok güzel okul için yaptıklarınız ayrıca çok güzel tebrik ediyorum seni ve arkadaşlarını. Evinize bayıldım umarım bir gün beraber bir kahve içme şansımız olur, yine çok yoğunsun kendine iyi bak , öpüyorum

novella / विश्व dedi ki...

ben dağı özledim... çam ormanlarını, yürüyüş yapmayı, yalnızlığı, ıssızlığı ve doğayla kalabalık olmayı. ne iyi geldi günün yorgunluğuna, sayende pırasalı börek bile yedim :)

gencadana dedi ki...

Nerelerdeydiniz?
Tabii bunu sorarken bir yandan da kendime soruyorum, ne zamandır yeniden yayına başladınız da benim yeni haberim oldu? Sizin blogunuza ulaşamayınca çok üzülmüştüm, birkaç denemeden sonra "artık yazmayacak herhalde" diye neredeyse sık kullanılanlardan çıkartacaktım kiiii, ne hoş!!! yeniden buradasınız.
Tekrar buluştuğumuza sevindim. Bu arada kaybettiğiniz kişiye Allah Rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Selam ve saygılarımla...
Yenal DINCER
ADANA

Kirpikteki Gözyaşı dedi ki...

Allah rahmet eylesin öncelikle! Huzur içinde, nur içinde yatsın inşallah! Bu fotoları gördükçe sakin bir hayata özlemim gitgide artıyor. 31 yaşındayım ama İstanbul'dan yoruldum...Zaten İstanbullu da değilim. Yaşarım gibi geliyor:) Yine aynı şeyi dileyeceğim: Benim yerime de keyfini sür oraların...

Asortik Krep dedi ki...

Sevgili Punto, bazen etrafımızdakilere blogdan birinden bahsederken onun sadece internetten tanıdığımızı söyleyemiyoruz,garip geliyor.Oysa çocuğu sanki yakın arkadaşımın çocuğu, hastalığı, kızgınlığı,sevinci ve üzüntüsünü bende yaşıyorum.

Black, sen aradığında öyle iyi geldi ki, paylaşmak gerçekten acıları azaltıyor gibi.Ben gençken 3-4 kumaş boyama tablo yaptım,şimdi çalıştaki duvarlarda asılı,kolyeler yaptım herkese hediye ettim,uzunbeye tembihli takılarım annemle burcuya ve çağılın eşine diye :P diğer eşyalarımı da (eşarplarım ve diğer eşyalarım mesela) arkadaşlarım alsın isterim. Böyle garip bir kişiyim.

Asortik, hayat bazen çok zor bazen hüzünlü.Arada idare ediyoruz diyelim.Sağol.

Derya, Ares kayadan arabaya binmek istemiyor, bazen sadece onun için bile iyi oldu diyorum.

Bilgenin annesi,okul nefis oldu, ilkokul çocukları gitmese bile anaokulu kayaköye çok yakışacak,okulun bayrağı hep sallanacak! bu bile yeter :)

Novella, arnavut böreğiydi yorgun kafayla pırasalı börek yazmışım :) ama çok güzeldi :) Zehra coşturdu mutfağı...

Yenal Bey, buralardayım aslında,sadece 2008 de biraz ara verdim onun haricinde hep buralardayım,burlarda olacağım.Ne güzel böyle okuyuculara sahip olmak.Bende sizi gördüğüme sevindim :))

Burcu - Mutfak Camı dedi ki...

Ablacık, dün seninle konuştuğumuzdan beri üzülüyorum arkadaşına. kötü bir ölüm, çok genç yaş. hiç tanımıyordum ama bu engel değil ki üzülmeme. Allah rahmet eylesin...

Asortik Krep dedi ki...

Kirpikteki Gözyaşı, şehirden uzakta yaşamak kolay aslında.Buradaki yaşama alışınca insan şehirde yapamıyor.Bazen neden emekli olan ve şehirle bir bağlantısı olmayan insanların şehrin keşmekeşinde yaşadığını düşünüyorum.Hem de burada yaşamak daha ucuzken.
Ben taşındığımda ilk sene İstanbul Sinanobada eve verdiğim apartman aidatıyla burada dublex ev tutmuştum mesela.Giyim kuşam derdi yok birde,önceleri garipsiyorsun ama sonra da bir yere giderken giyinmek zor geliyor. Sabah iş için evden çıktığımız kıyafetle akşam düğüne bile gidebiliriz burada.En sevdiğimde şehrin diğer yanına 10 dakikada gidebilmek ve yürümek, şehrin içinde yürüyerek her yere gidebilirsin.Hep yazlıkta gibi yaşamak arada sıkıyor o zaman atlayıp gidiyoruz şehre :))

Burcum, konuştuğumuzdan beri biraz daha iyiyim aslında.

Zehra Gürgen dedi ki...

Rüya gibi bir yer yaşadığın yer kesinlikle, ancak senin elin değince daha güzel oldu itiraf etmek lazım.
O ani kayıba tanımama rağmen duyunca bende çok üzüldüm, üzülmemek elde değil..

Mantarların olmasını bekliyoruz biz ailece, şimdiden ilk mahsülün ortağıyım.Yapacağım yemek bile belli oldu. Size ziyafet hazırlayacağım ha haaa :)) valla çok özel birşey yapacağım. Göreceksiniz KEdi KAfa'dan bile güzel yemek yapıyormuşum

LEZZETLİ SOMUNLAR dedi ki...

Henry David Thoreau, Yeats ve daha niceleri..Tek tek okumuştuk İngiliz Dili ve Edebiyatı'ndayken..Hepsi ayrı güzeldir. Asortikçim; adını telaffuz etmek istemediğimiz hastalık almış arkadaşını anladığım kadarıyla, tıpkı Arman Kırım'ı aldığı gibi. Ben de bugün öğleden sonra ona üzülmüştüm. Biz neden öleceğimizi biliyormuşuz gibi sanki, böyle üzülüp durmuyor muyuz..Tanrı yukarıdan müstehzi bir gülüş atmıştır bize yine ! Nur içinde yatsın canım. Geride kalanlarına eklensin ömrü inşallah. Sen de serin durmaya çalış n'olur. Bunu ben de yapıyorum çoğu zaman ama ayağa kalkmak zor oluyor..

acupofcaffein dedi ki...

Sevgili Astorik Krep,
Çok üzüldüm, yazık çok gençmiş. Allah rahmet eylesin. Nur içinde yatsın. Nerede, ne zaman, ne olacağımız hiç belli değil. Birçok zaman elim, kolum, gözüm, ayağım, kulağım olduğu için kendimi allahın şanslı kullarından ilan ediyorum ve sükürediyorum.

Gelelim diğer yazıya,

Ben hiç kızmam, hiç sinrilenmem.:-)
Yazı olunca tabiki farklı anlaşılıyor. Sesimi duymanız gerekli. (bu yazıları yazınca :-))

Evet herkesin turkuaz kıyılara gelemez ama inanın burası çok farklı. Bir gittiğimizde adamlar beyaz donları, kocaman tır lastiklerini bellerine geçirmişler, bir tarafları güneşten 3. derece yanık (kıpkırmızı) diğer tarafları bembeyaz. Yemeklerini kumda yiyorlar, pisliklerini aynen bırakıyorlardı. Hatta kamyonlarını, arabalarını sahile kadar çeken bile vardı.:-(

Ahhhh, aaahhh, bazen diyorum ki, neden insanlarımızın eğitimi için hiç para harcanmıyor. Devlet çılgın projeler üreteceğine gençlerimiz için çılgın projeler yapsa. Okumayan öğrenci kalmasa, sadece eğitim değil, kültürel zenginliklerde çocuklarımıza aktarılsa.
Ama ne TV, ne medya nede anne babalar hiç kimse geleceğini düşünmüyor. Geleceğe yatırım yapmıyor. Herkes bugünü düşünüyor.
Oysaki öbür dünyaya götüreceğimiz 2 metre kefen ve 1,5 metrelik bir çukurda ebedi istiharat.
Oysaki geleceğe bırakacağımız şeyler var, çocuklarımız, yapılar, doğa vs. İşte biz bunları tüketiyoruz. İşte bu yüzden de ben çok kızıyorum. Bu kötülükleri, doğaya yapılan bu zulmü görmek istemiyorum.
Okdar çok kötü haber okuyor ve görüyoruz ki o yüzden ben sadece güzel şeylere yer vereyim diyorum. İnanıyorum ki hepimizin buna çok ihtiyacı var. :-)

Sonolarak, lütfen beni yanlış anlamayın ben kimseye kızmam, kırılmam, üzülmem. Sadece çarşaflı kadın fotoğrafı çekmiştim. Hani national geografic de afgan kadın gibi bir şey olmuştu. Onu koyunca çok kötü eleştiriler aldım. Aldım tüm eleştirilere çok kızdım ve hepsinede cevap yazdım.
Onun dışında başka hiçbir olay olmadı. O yüzden bende tartışmalara neden olacak fotoğraflarımı yayınlamıyorum.

İşte böyle. :-)))Turkuaz kıyılara gelirsem mutlaka uğramak isterim:-)

Tekrardan başınız sağolsun. Mail gönderemiyorum diye bu şekilde yazdım.

Selamlar, sevgiler
arzu - acupofcaffeine

Asortik Krep dedi ki...

Zehracım, sen seviyorsun ya öyle görüyorsun :) Keyfim gelipte yazamadım ki ilk günlerde nasıl beraber evi temizleyip yemek yaptığımızı, ne eksik zehra,sen söyle ben yazayım dememi, "kedi kafanın " yemek hazırlamasını, derin'in evi beğenmemesini :))
Mantarları da yazmamışım iyi hatırlattın, ne demek ,mantarlar senin emrinde :))

Lezzetli Somunlar, tahmin ettiğin gibi değil.
İngiliz Edebiyatı severim.Bu aralar en az yapabildiğim eylem okumak,çok özlüyorum.Senle de gurur duyuyorum,burada herkese söyledim o benim arkadaşım diye :)

Sevgili Arzu, yorumu yayımladım ama istersen silebilirsin,anladım ben seni kuzum :)
Biz çocukken hani şu meşhur seksenlerde karpuzunu kolunun altına kıstıran soluğu Büyükçekmece plajlarında alıyordu.Bu yüzden deniz hallerini iyi bilirim, biz haftasonu çekmece de denize girmezdik bu yüzden :)

minimalist dedi ki...

Başın sağolsun ; çok gençmiş gerçektende; insan bu durumlarda hayatı ve kendi yaşamını tekrar bir sorguluyor...

Resimler çok güzel; Kaya'deki yeni hayatınız harika.

Buarada arkadaşının oğlu (ismini unuttum) biraz önce geldi. Tanıştık, derse gidecekmiş az da olsa sohbet ettik; ben yine uğrarım dedi. Senin gönderdiklerini de getirmiş; çok teşekkür ederim zahmet etmişsin çok ince düşüncelisin; hepsini kullanacağımdan emin olabilirsin.

Sevgiler. ..