Cumartesi, Mart 24, 2012

Zaman hesapları nasıl aklında tutuyor..

Çok uzun zaman oldu gibi, oysa sadece on günü buldu yazamayışım.On günde çok yol aldım ben :) İstanbuldan eve döndüm,döndüğüm gibi de işe sarıldım.Koşturdum,koştum,çalıştım,konuştum,yoruldum.

Hemen her sabah Şatta yürüyüşlere devam ediyoruz.Yukarıdaki fotoğraf sabah doyamadığımız zaman birde eve gitmeden yürüyelim yürüyüşlerinden bir manzara.Fazla yazmak istemiyorum ama çok konuşasım var :)) Yani karşımda olsanız sabaha kadar anlatırdım,o kadar yani.Ares ayaklarımın dibinde,beraber oturuyoruz yatakta.Ben dizimde bilgisayar,tv yi de açmışım, kocaman bir sütlü nescafe içiyorum şu an.Biraz önce balkonu yıkadım.Kaktüslerimi suladım.Sabahtan börek alıp Günlükbaşından, Şatta beraber yedik Uzunbeyle. Denize karşı,çayımızı içtik.Yürüdük yine.O Karaağaç'a  gitti bensiz,işi var, benimde evde işim var,bu yüzden gitmedim.Ancak bugün evde kalabiliyorum,ev işi yapmayı özledim,ufak ufak bahar temizliği yapıyorum.
Buraya Bahar geldi hem :)) 

 Dün sabah bir şarkı dinledim radyoda, sevdiklerimi düşündüm.Allaha onları sevdiğim için şükrettim, ne kadar şanslı olduğumu düşündüm ve baharı kalbimde hissettim.Döküldü bir kaç damla,tutmadım.Mümkün olsaydı benim için kıymetli olan bir mücevher gibi saklardım da.Sonra her zaman yaptığım gibi sevdiğim parça bitene kadar inmedim arabadan.Elimin tersiyle dokunup aldım onları,indim büroda,bekleyen misafirim vardı,içeri girdim ve güne merhaba dedim...

İstanbuldan geldiğim gün günümüz vardı, hepimiz Mavikuştan olduğumuzdan adına mavikuş günü dedik.Hep çalışıyoruz ya bu sene evlerde de buluşalım dedik.Bizim için iyi oldu.(yukarıda) Hamsili pilav ve şehriye salatası vardı.Tatları çok güzeldi. 
Bu taze kabuklu bezelyelerden mısırunuyla  yapılmış bir yemek ,adını bilemedim ama tadı çok güzeldi,karadenizli bir evsahibine gittiğimiz belli oldu yani bu menüyle değil mi..?

Bunlar bebek şekeri için örülmüş minik patikler. Hanifenin torunu için Kadriye Abla yaptı. Etrafta bu kadar çok becerikli hanım olunca çekecek malzeme çok oluyor.
Ümit Hanım'ın Kemal Atatürk kolyesi. Çok beğendim ve çok özendim Arkadaşlar kurultaya gittiklerinde Anıtkabirden almışlar.Sırf bunun için Ankaraya gidebilirim :)


Bahçe mevsimi geldi, havalar düzeldi.Bu tarafı kışın elden geçirdik,şimdi yavaş yavaş çimler çıkıyor artık.

Yanda eski, tek katlı bir ev vardı, orayı bu sene satmışlar,muhtemelen yanımıza bir apartman gelecek.Müteahhiti komşumuz,geçen kış başında konuşurken ev yaparken aramızdaki ağaçları kesmeyin diye rica ettim.Benim tarafımda zaten iki ağaç var, onun taraftakileri de kesmezlerse güzel olur.Benden sonraki evler daha sıkıntılı, onlar 2. kattan direk evi görecek.Yine de diğer yerlere göre Çalış bu anlamda şanslı bir konumda.
buz çiçeği

kaz ayağı

mavi sümbül
Bunlar pembe ve bu hafta açtılar.Bende arada kesip büroya götürüyorum.

sukulent
sukulent kokteyl
limon ağacı
Geçen hafta Fethiye  kadın kolları etkinliklerinden.
Keçi Kitabevinde imza ve söyleşi
Üzümlü'den papatya tarlası
Bahar geldi demiştim ...
Üzümlü
taş evler- üzümlü

Üzümlü
4+4+4 eğitim-sen protestosu-Fethiye


Bu çanta bir arkadaşımızın,örnek olsun diye çektim.

Bu etamin Zehra'dan.Zen anneanne olacak,ona hediye yaptı, bornozun cebine dikilecek.
Bu battaniyede Zen'in torunu için,yaza bekliyoruz...
Mavi sümbül
pembe sümbüller

shanghai blues
Çalışta yazın çin restaurantları vardı ama kışın açık kalmadığından Hisarönüne gitmek zorunda kalıyorduk. Artık paket servis alabileceğimiz bir restaurant daha açıldı, bu da bizim gibi yazlık bir semtte oturanlar için çok önemli.Bizde geçen gece gittik tabii ki.Ben çin böreği çok severim,mutlaka ara sıcak börek alırım.Tavuk çorbaları sevmediğimden istemedim bazen mısırlı içiyorum gidince.
Biz genelde akşam eve gelince tekrar merkeze yemek yemeye gitmeye üşeniyoruz, bu yüzden bu tarafta ne kadar çok restaurant varsa kışın bizim için o kadar iyi.Her gece dışarıda yemiyoruz tabii ki ama yorgun olunca, bazen de keyfimiz yoksa dışarıda yiyeceğimiz zaman Çalışı tercih ediyoruz. Çoğu da müşterimiz olduğundan tanıyoruz.Kışın bu taraflar biraz da sakin oluyor,günün kalabalıklığından sıkıldığımızdan sakin yerleri tercih ediyoruz.
Bizde yenecek şeyleri Uzunbey seçer, çünkü ben o ne yerse özenirim,başkası  değil ama onun yediklerine özenirim.Çünkü bir şekilde gittiğimiz yerin spesyalini bilir ve onun yedikleri güzeldir.Bir çok tecrübeden sonra buna kanaat getirdikten sonra o ne yerse bende onu yerim.
sıcak tava-
Bir akşamüstü yürüyüşünden.Soldaki Mendos,sağdaki Babadağ.Hava güzel ama başları karlı.Sırf bu yüzden çektim bu resmi.
Karşıda Akdağlar.Görünen yer Çalış sulak alanı.Kuş gözlem yeri.
Çalış Plajı
Gün batımı-Çalış
Akşam güneşi- Çalış'tan Şovalye Adası
Talin'in bürosu.

Ahmet Beyin motorsikleti.
Geçen pazartesi akşamı Fatoş beni kırmadı ve beraber benim için turunç reçeli yaptık.Bunları kabuklarından rendeledik ve kavanoza şekerle koyup,keklere ve kurabiyelere eklemek için şekerleme yaptık.
Geleneksel turunç reçeli şekli böyle oluyor.Fatoş Sökeli. Çocukken ailecek toplanıp ,yengeler,teyzeler beraber topluca yaparlarmış, ben daha önce bir kere yapmıştım ama onsuz zor olurmuş.
Hale, kendine süper bluzler ve kıyafetler diker,giyer, böyle bizi özendirir...Toplantı sonrası gidilen bir keçi kitapevi buluşmasından.
Üzümlü kuzugöbeği basın toplantısı...
Gülsen Hanım vardı bir ara Ölüdeniz sanat evinde ,geçen gün görüştük elinde bir cep telefonu kılıfı, hemen çektim tabii.O birinin evden attığı dantel parçalarından yapmış bunu.Çok beğendik. Artık İstanbulda olduğundan az görüşüyoruz ama çok güzel şeyler bulup buluşturur,ara ara geldikçe görüşürüz.
Bu örgü kolye de Hanifeden.Sipariş yapıp satıyor.Çok güzeldi ama tekrar çekmem lazım,titretmişim.
Partiden sokak görüntüsü.Geldiğim haftadan sonra hava bir ara bozdu, sonra toparladı ve bizler direk kabanlardan kazaklara geçtik.Şimdide hava çok güzel,soğuklar bitti.İki gün önce İngilizler denize giriyordu Çalıştan.
Bu da Dükan krepi.Merak edenler için :) Arada yapmak iyi oluyor.Yulaf kepeği un gibi olunca bunu yapabiliyorsunuz.Yulaf ezmesi küçük küçük parçalardan olduğundan krep yapılmıyor,onu süte ya da yoğurda katıyoruz.Eğer çok yapıp her sabah yerim derseniz,fırında yapabilirsiniz ama ben seramik tavada bir seferlik yapıyorum,krep gibi değilde omlet gibi pişiriyorum.Krep tarifi daha önce yazmıştım.Bu omlet tarifi...
2 yumurta ,iki yemek kaşığı yulaf kepeği-un gibi olan hali- göz kararı bolca süt, koyu kıvamı sağlayacak kadar herhangi bir peynir rendesi, güzelce karıştırılır,arzuya göre baharat,ben karabiber ve pul biber ekliyorum, yağsız seramik tavada omlet şeklinde pişiriyorum.Hamur kabartma tozu eklenerek fırında da yapabilirsiniz,malzemeleri çoğaltarak koymanız gerekli.Böylece birkaç gün yenecek kadar yapmış olursunuz.Buzdolabından alıp,mikro dalgada bu boyutta 2 parça günlük yiyebilirsiniz.

Allahtan yazmak istemiyormuşum,birde yazmak istesem ne yazacağım merak ettim  :))
...
           4+4+4 e gerçekten dikkat...! 
Uyarıyorum,daha önce de çok yazdım ama bu sefer gerçekten önemli bir dönemeç noktasındayız yine.
İlköğretime  başlama yaşı küçültülmek isteniyor..! Zihinsel ve  bedensel gelişimi tamamlamamış çocukların okula erken başlaması çocuklara zarar verir.!
4 yıldan sonra veli isterse çocuğu okula göndermeyebiliyor, halk zaten kendine yardımcı,tarlaya işçi, eve hizmetçi kullanmak istediği çocuğunu okula göndermeyecek..!  Eskiden herkesin başbakakan olma ihtimali vardı,fakir halkın çocuğu artık bu eşitliği kaybedecek, destek bulamazsa okuyamayacak, kendi isteği dışında yerlere kaydı yapılabilecek ve bizler çocuklarımızı bu toplumda büyüteceğiz.Çocuklar hayata başlamadan onları evlere,tarikatlara,örgütlere teslim etmeyelim!
4+4+4 sisteminde ilkokuldan ortaokula geçilirken diploma verilmeyecek, bütün bu değişim sertifikalar için mi..? Neden diploma yok,bunu çözemedim ama yok işte. Bu kadar çaba bu kadar emek bir sertifika için mi..? 
Sağlık sistemi için çok yazdık, zaman ne yazık ki bizi haklı çıkarıyor, ortalık sağlık sistemi sorunlarından geçilmiyor,parasız sağlık sistemi masalına hala inanan var mı merak ediyorum.Şimdi sırada eğitim sistemi var, iki ileri bir geri bu sistemi kabul ettirmeye çalışacaklar, kanmayın, kanmayalım.

Not: 1 Hangi kafayla yazdıysam yazıyı en çok düzelttiğim yazım bu oldu. O kadar eksik kelime,yanlış vurgu hataları yapmışım ki inanamadım.Bir çoğunu sildim,cümleyi temizledim.

Not: 2   Yarın Çalışta 2. el pazarı var. 

7 yorum:

gülsen VAROL dedi ki...

Özlemişim yazılarını sevgili asortik krepim.. "nevi şahsına münhasır" denen!
Ne güzel bir duygu imiş, sevdiğin beğendiğin bir yazıyı okurken, onu yazanı, yazarken de hayâl edebilmek..

Hamarat Kontes dedi ki...

Her şeyi çok güzel yazmışsın,beni özendiriyorsun.Bu yazını Ankaraya gitmeden önce yazsaydın sana anıtkabirden mutlaka alırdım.Anıtkabire doyamadığım için emekli öğretmenler derneğinide götüreceğim ,ozaman alırım.telefon kılıflarına ,bebek şekerlerine bayıldım ,ellerine sağlık yapanların.Seninde çiçeklerin çok güzel olmuşlar. Benimkilerde öyle.

The Merika dedi ki...

gitmiş kadar oldum desem yeridir:)

Unknown dedi ki...

Fethiye'ye 2 sene önce tatile geldim çok beğendim..bir daha gitmek istediğim yerler arasında..özlemini duydukça sizin yazılarınızla özlem gidermeye çalışıyorum:)

Blogger Bolat dedi ki...

Ohhh sayende o şehir bu şehir çiçek böce yemek dolaştık :)

bilge ve annesi dedi ki...

Asortikciğim sanma ki uğramıyorum, uğruyorum fotoğraflara bakıyorum, yazdıklarını okuyorum içim doluyor ama yazamıyorum bir türlü, ne olacak böyle hiç bilmiyorum, kendine iyi bak, güzel bir hafta sonu diliyorum, sevgiler

Asortik Krep dedi ki...

Gülsen Hanım,ilk defa yorumlara bu kadar arayla cevap veriyorum.Öncelikle hepinizden özür dilerim ama olmadı,bir kez de böyle olsun.

Hamarat Kontesim,bende kolyeyi geç gördüm,aklıma geç geldi istemek ...

Merika, bunu hissettirebildiysem ne mutlu bana. :))

Samtima, bir daha gelirseniz kahve içelim beraber..

Bolat,hayat bunlardan ibaret değil mi zaten..Çiçeklerle böcekler :)

Bilgenin annesi, hiç kızmam öyle şeylere,sitem etmem,bazen takılırım ama kesinlikle bu tarz şeyleri önemsemem.Özleyince geliyorum bir kaç yazıyı üstüste okuyup gidiyorum.Takmam yani,üzülme.