Bu aralar ev kalabalıktı,Çağıl ve Annem geldi İstanbuldan. Bir hafta kaldılar,önce onlarla sonra da onlarsız geçti günler yazamadım.Gezdik,tozduk,yemek yedik, sayılı gün çabuk geçti, salı gelip salı gittiler..
Aslında yazacak çok şey var , bir yandan da yok! Bu aralar sadeleşme çalışmaları içindeyim :) Evde değişim yaptım.Fazla eşyalarımı verdim, geri kalanlarını odalara daha düzenli bir şekilde aktardım. Her şeyi,çekmeceleri, rafları,dolapları elden geçirmeye çalışıyorum. Çağıl gelene kadar evle uğraştım, onlar gittikten sonra balkon ve bahçeye uzandım.Aşağıda zaten resimleri göreceksiniz.Bitmedi tabii ki , senelerin izleri var, bakış açımı değiştirdim diyelim.Bir çok şeyi elemeye karar verdim.Takılarım mesela.. Daha çok hediye gelen ama benim kullanmadıklarımı anneme,burcuya ve arkadaşlarıma açıp en azından 1-2 tane benden hatıra alabileceklerini söyleyip geri kalanlarını mavikuşa ya da partiye vereceğim burslar için satılsın.
Ben otantik- doğaltaş-gümüş olanlarını kullanıyorum zaten,imitasyon uzun süredir almıyorum ama içlerinde çok zevkli çalışmalar da var.Yirmi yaşında kendi yaptıklarımda.
2013 'e girdik ya.. 42 yaşında oldum artık.Daha bir sınırlarımı kaldırmaya karar verdim. Yenilenmelerdeyim ya.. Zaten açık sözlüyümdür de, bakış açısı olarak da sınırlarımı açmaya çalışıyorum,başkalarına bakarken en azından.Daha bir bağışlayıcı ve insanları oldukları gibi kabul etmeye çalışıyorum.Onları düzeltmeye çalışmadan,öylesine, küçümsemeden-eskiden de küçümsediğimi söyleyemem ama yargılamadan diyelim-daha bir hayata bıraktım kanatlarımı, kontrolcülüğümü yenmeye çalışıyorum, olağana bırakmak benim için çok zor aslında..Yani zordu...Savaşım halindeyim anlayacağınız..Kendimle.Küllerimden doğmaya mı çalışıyorum.Sanırım.Güzel bir şey aslında değişim. Kulağa güzel geliyor.Eh yapabildiğimiz kadar diyelim.-şimdilik-
Faceteki grubun ilk sergisi.. Keşke gidebilsem ama zor.Kaktüsleri özlemişim, balkondakilerle uğraşırken ne kadar keyif aldığımı tekrar hatırladım :)
Bu kitaplar Çağıl'ın İstanbulda babamlardaki kitaplığı, benim ilk kitaplığım.Edebiyat sözlüğü ve divan şiiri benim kitaplarım, sınavlara hazırlanırken ona vermiştim.Güzel bir kitaplığı var, kitap okuması çok hoşuma gidiyor, bu blog için kitaplığımı düzenlerken çektim bu fotoğrafları.. İstanbuldakiler eski fotoğraflar, diğerleri yeni.
Bu yeni düzenlediğim misafir yatak odasındaki kitaplık.Dekorasyon dergilerim, bahçe dergilerim, ansiklopediler ve dünya müzelerini anlatan sanat dergilerim mevcut.Yine bu blogdan kitaplığın tam halini görebilirsiniz.1996 dan itibaren dekorasyon dergileri ,ev bahçe, evim dergileri , cd lerim, sevdiğim bazı büyük kitaplar, sakladığımız tek sayı dergiler gibi..
Bu fotoğrafları çekebilmek için bayağı bir düzenleme yaptım evde, yaparken de farkettim ki kitaplığım eskimiş, yeşil kitaplık en az onbeş senelik, yeni bir kitaplığa ihtiyacım var ve ben ancak bu ayın 24 ünde alışverişe gidebileceğim.Yeni kitaplık evdeki 4. kitaplığımız olacak, nasıl bir şey alacağım henüz muallakta ama bir kitabım dahi benim için çok kıymetli :)) bu yüzden tüm düzenleri kitaplıklara göre ayarlamayı düşünüyorum evde.Diğerleri 2. planda.
Kitaplığa sığmayanlar..
Düzenlerken farkettim ki babamın bana verdikleri, Briç kitabı gibi oynamasam da -ki çok oynamak istemişimdir- arada öyle kitapları bir araya getirip düzenlemeliyim. Alttakiler karışık yığından üstüste denk gelenler :)) Ortaya karışık hali yani..
Fazlalık kitapları alınca babamın son ziyaretinde benim için düzenlediği biçimiyle kaldı kitaplık, o geldiğinde mutlaka onları düzenlemesini isterim ve tekrar gelinceye kadar asla bozmam.Üst katta İngilizcelerden seçmeler var,babam son düzenlemeyi yayınevlerinin alfabetik sırasına göre yapmış :))
-Babacım,kitaplık yeni düzenleme istiyor.. Bilmem anlatabildin mi..? :))
Bu kitaplar devamlı elimin altında,arada açıp baktığım resim-ressam ve bahçe kitapları,salonda durur, uzun kış gecelerinde açar açar bakarım.
CHP Kadın Kolları Ortaca buluşması.. O gün aşırı yağmurluydu ve yağmur altında pazarda çalıştık.Ortaca bizi çok hoş karşıladı,pazarcı hanımlar hem sevecen hem de çok çalışkandılar.Oyalar ortaca kadın kollarından birinin çalışmaları..Ben küpe aldım. Broşlarda vardı.
Annemle yürüyüş yaptık, özsüt fethiyeye gittik, deniz manzaralı sıcak çikolatalar ordan.
Annemin bloğu için görüntüledim,bütün el işleri bende genellikle :)) Burcu duymasın.. Evin her yerinde el emeği ve güzellikleri var. Gerçi bu dantel takımı benim çeyizimdendi , alıp masa örtüsü yaptı ,daha da güzel oldu bence.
Gelelim kaktüslere..Saksıları değişti, balkon elden geçti, az sulandı, düzenlendi.
Soldaki burcunun hediyesi küçük bir sepetti,hala kırıkta olsa bir yerlerde iş görüyor..
Pembe yılbaşı çiçeğim şimdi açtı.
Bunu aranızdan biri iyi bilir :)) Seneler önce bana hediye göndermişti.Bende gözüm gibi baktım. Mine Flora...
Bir kısmı diyelim...
Bunlar da diğer kısmı ama balkonun...
mutfakcamım :))
Balkonum,sağ taraf kaktüs kısmı...
eskilerden
yeni grup
en yeniler,daha büyük..
Bahçede de var ama düzenleme bitince görüntüleyeceğim ve bahçedeki diğer çiçek saksılarımı da azaltacağım,umarım :)
Sırada nefis Gemile Koyu fotoğrafları var, ama az sonra... :))
Bu arada, Berceste'nin nefis yazısını lütfen okuyun, Delfina'nın destek isteğini de es geçmeyin..!
Burada üç gündür bahar havası var :)
*başlık: Nazım Hikmet.
12 yorum:
ne güzel ne hoş kitaplar ve benim gibi kitap delisi insanlar görünce nasıl seviniyorum anlatamam harikasınız;))
Merhaba Asortik Krep Hnm, Ayy hemen tanıdım saksımı ben... Epey Kaktüs var maşallah.. Yılbaşı çiçeğinize de bayıldım bu arada.. Sevgiler..
Mine Özgür
Yorumda adım geçtiğinden ancak böyle yayımlayabildim :))
Sadeleşmek fazlalıklardan kurtulmak ve düzenli, ferah bir eve kavuşmak ne güzel. Ama yerine yenileri alıp doldurmamakta iş. Ben de sadeleşiyorum ama bir bakıyorum yine doldurmuşum.
Güzel ferah evinde mutlu okumalar diliyorum.
O yılbaşı çiçeği ne harika öyle.. bende heves ve merakla ben,m yılbaşı çiçeğimin açmasını beklemekteyim
Şu salvador dali sergisini bence gezmek istiyorum izmirdeyken burnumun dibindeyken gitmezsem ayıp olur demi
Balkona bayıldım.Yılbaşı çişeği de harika.
Sanatçı ruhuna, yeteneklerine hayranım arkadaşım, 7 senede keşke banada birazcık bulaşsaydıya...
Sevgilerimle...
baban anladım dedi.
Ben de bu fotoğrafların bir kısmını face'den de gördüm, hafızam mı yanılıyor derken hatırladım ki o sizsiniz! Ortamınızda her şey keyifli görünüyor, güzel şekil vermişsiniz yaşamınıza ve bunu uzun yıllarca sevdiğiniz her şeyle sağlıkla devam ettirin inşallah. Biliyorsunuz benim ilgi alanım sukkulentler. Raftakiler, yılbaşınız ve diğerleri hepsi çok ciciler! de en çok saksıların sevimliliği hoşuma gitti. Selam ve sevgiler, Zeynep
Tüm o düzenlenmiş kitaplar değil de, dağınık olan raf beni benden aldı desem.
Ediz Hun da kaktüs kongrelerine filan katılırmış, bir programında izlemiliştim. Ne değerli ne bilge bir bey.
Eline sağlık
Deli anne
Aslım, bende kitap okumayı seven insanları seviyorum :))Sizde harikasınız canım..
Mine Hanım,anlayışınıza sığınarak yorumu bu şekilde yayımladım :))
Hüznünü Tadı, sadeleştiğimi yazdım da evim boşaldı mı ? Hayır..! :)) BOŞALSIN,DOLDURMAYACAĞIM,SÖZ :))
Mavi Balon, sabah demlikte kalan çayları dök yılbaşı çiçeğine arada,seviyorlar :)) Birde sergiye git bence de.
Pie kurabiye,sağol :)) Balkon bana küçük geliyor ama idare ediyorum.
Aysetun,sen de farkındalıkları çok yüksek bir insansın :)) Bence o da yeterli bir meziyet.. Hem abartmışsın beni :))
Hamarat Kontesim, gelin o zaman :))
Sevgili Zeynep Hanım, ben 2005 ten beri blog yazıyorum,oysa face hesabım daha yeni, ben aslında sizi kaktüs mail grubundan tanıyorum :)) Blog özel yaşantımdan,face iş yaşantımdan ibaret,yani öyle tutmaya çalışıyorum.Saksılarımın genellikle geri dönüşüm olmasına özen gösteriyorum ve seramik saksıları kaktüslere ve sukkulentlere çok yakıştırıyorum.
Çiğdem, o dağınık raflardan bende çok var :))
Ediz Hun,Türkiyenin en tanınmış koleksiyonerlerinden biridir,kendisi çok saygı duyduğum bir sanatçı ve kaktüsçü.Duayenlerden.
yazılarınızı büyük bir keyifle takip ediyorum ama itiraf etmeliyim ki öncelikle resimlerinize bakıyorum ve onlara bayılıyorum.Ne kadar güzel açmış maşallah yılbaşı çiçeğiniz.ee sevildiklerini onlar da biliyorlar.
özlem selit
Yorum Gönder