"en güzel deniz: henüz gidilmemiş olanıdır.
en güzel çocuk: henüz büyümedi.
en güzel günlerimiz: henüz yaşamadıklarımız.
ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür."
en güzel çocuk: henüz büyümedi.
en güzel günlerimiz: henüz yaşamadıklarımız.
ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür."
*Nazım Hikmet.
(17 ocak doğum günü sebebiyle..)
Facebook'ta çok sevdiğim bir grup var, eski zamanlarda İstanbul'un güzel fotoğrafları .. Kendim üye olduğum gibi sevebilecek arkadaşlarımı da bu gruba ekledim.Şimdiye kadar neden ekledin diyen çıkmadı.Bende eski fotoğrafları zaten çok sevdiğimden kafamı dinlemek istediğimde çıkıyorum eski İstanbul sokaklarına...
Bir şehir bu kadar mı hor kullanılır ..?
Bu kadar mı inadına vazgeçilmez olur.. ? :)
Ah birde bunların Ankara versiyonu olanı var.. Eski Ankara fotoğrafları..
Ona da üyeyim :)
Anıtkabir
Yenişehir 1920 ... İstanbul'u anladık da Ankara ne iş derseniz..Öyle güzel fotoğraflar ki resim altı yorumlarını bile okuyorum derim. Piknik gibi meşhur mekanlarını bu fotoğraflardan öğrendim mesela.. :)
Birde böyle ömürlük fotoğraflar var ki.. Memleketimden insan manzaraları....
Yazının bundan sonraki kısmı farklı bir zamanda yazıldığından konuyla alakası yok :)
Öğlen eve gelip gece yemekli misafir için - mantar çorba,dalyan köfte,pilav,zeytinyağlı bakla,yoğurtlu kızartma,peynirli börek,lokumlu milföy,meyveli jöle menülü bir hazırlık yaptım,akşam yemek 19.30 dedim diye Uzunbey çok geç buldu :) ama her şey önceden hazırlanmıştı,bütün gece rahat ettik.
Pazar sabahı yine o haftanın önemli etkinliği için kahvaltıya davetliydik ki o sabah artık kırıklık hastalığa dönüp,yüzüm gözüm soğuk algınlığı belirtilerini taşıyıp, gece öksürüğü yüzünden uyuyamamıştım.Sahil boyunda, deniz kenarında ama bu sefer iç kısımda oturduğumuzdan allahtan üşümedim.
Bu gece aslında Fevzi ve Zeynep bize yemeğe geleceklerdi ama planlar değişti,dışarıda buluşup beraber bir kutlama yapacağız :)
Bu fotoğraflar ne diyenleriniz için, bu eve taşındığımdan beri giriş katın camlarında bulunan kaktüsleri düzenlemeye çalışıyorum.Bu yüzden bazılarını kaldırmaya ,başka yere almaya karar verdim.Bir kısmı hala tepsilerde yerleştirilmeyi bekliyor.
Saksıdakiler..
Çiçek açacak..
kokteyl
Echeveria 'dan iki yaprak düşmüştü, bende onları çoğalsın diye başka saksıya aldım.İyi gidiyorlar.
Bunlar öyle bir bitki ki taşta bile yetişiyor.
Yetiştiği yer burası..
Dışarıdan süt aldığımda evde yoğurt yapıyorum, tek kötü tarafı çok çabuk bitiriyoruz.
Lokumlu milföy.
Bu da eşimin benim için çizdiği avatar :)) Yanımdaki Fevzi. Biz yoga yaparken.
Uzunbey kendisini de çizmiş. Bir sürü macera hazırlayıp ikimiz için günlerce facebookta paylaştı. En sonunda ben rica ettim kaldırması için. Bir sürü hayranımız olmuş. Devam ederse fenomen olmaktan korktum :))
Millet yolda görüp bugün ne yapıyorsunuz diye soruyordu.. Avatarımın çok benzediğini söylediler birde.. :)
Kahve resmi Koca Çalış Escape cafeden. Pazar gününden. Bu blog için.. :))
Bu gece Kayaköydeyiz..Birazdan giyinip çıkacağız.Bu haftasonu gezimiz ise Isparta -Davraz Kayak merkezi. Kalabalık bir grup gezmeye gideceğiz- kısmetse.. Bu ara bahçe yazıları yazasım var... :) Yazarım bir ara.
4 yorum:
Kaktüslere bayılıyorum, bahçe resimlerini bol bol yayınla benim için lütfen :)
Sen bu kadar kaktüs çeşidini nereden buluyorsun, merak ettim.
Merhaba resimler çok güzel şu taşta yetişenlerden bir türlü edinemedim gitti.
sevgiler
Kaktusleri bende cok seviyorum.Ne güzel yetistirmissiniz. Hepsi birbirinden güzel.Hollandadan selamlar...
hevesinize sağlık ... öyle bir ortam var ki insanda heves bırakmıyor biz oy atmaktan aciz hale geldik sizler orada olayın çok içinde hevesle uğraşıyorsunuz hayranımmmm
Yorum Gönder