Perşembe, Şubat 22, 2007
Geçtiğimiz günlerde buldum bu fotoğrafı..Hamak ararken karşıma bu çıktı :) Hemen kaydettim bilgisayara..Kullandığım tüm bilgisayarlarda böyle fotoğraflar mevcut.Bazen yazı yazmadan şu fotoğrafı kullanayım diyorum ve eğer evdeysem bürodaki bilgisayarda kaldığını hatırlayıp başka bir yazıda kullanmak üzere yeni bir fotoğraf arıyorum..Geçen akşamsa vazgeçtim yazı yazmaktan, istediğim fotoğraf yoktu diye.
Dün Mavikuş'tan Berna ile buluştuk ve kahve içmeye Cafe Oley' e götürdüm onu..Çok güzel kahve falı bakar o..Ben fala düşkün biri değilim ama benim fallarım çok güzel çıkar hep çünkü fal bakanlar bugün kahve içelim sana fal bakacağım derler bende kahve ısmarlarım :) Yani içlerinden gelir ve yine çok güzel bir faldı :) Aslında cafe oley benim hurmalı kek ve nescafe ikilisi için gittiğim bir yer..Annemde gelince mutlaka gideriz..Bu sefer Özsüt' e gittik ama benim tanımadığım bir marka bu..Yani ben İstanbul'dan geldikten sonra İstanbulda şube açmış bir marka olduğundan ilk burada gördüm..Nişantaşı, Taksim ve Osmanbey Sütişlerinin zamanında en iyi müşterilerinden biri olan bendenizi pek kesmiyor ama kahveyle ve eklerle idare ediyoruz çoğu zaman.
Neyse ben fala geçeyim ki dünkü fal inanılmaz güzel çıktı.Berna benim festival arkadaşlarımdan biri ve şimdi günlük bir gazetede güzel yazılar yazan bir köşe yazarı..Pozitif enerji işlerinde çok başarılı ve onun yanında kendimi rahat hissediyorum..Her falda ve tabakta mutlaka balık çıkar benim falımda..Tam sözünü bitirdi ki ben dedim bu sefer yok mu? O da ne dedi ve aynı zamanda da son bir şey gördüm yunus gibi balığın yani kısmetin var dedi :) Tamam işte bu çıkmazsa benim falım bitmez ki dedim :)) gülerek..Yani arkadaşlar iyilikler ve güzellikler hepimizin üstüne olsun ben böyle yorumladım falımı :)
Şimdi anlatacağım olay aslında çok komik..Yani bana komik geliyor..Biz ara ara Çağıl'la atışırız..O bir şey söyler ben karşılarım ben söylerim o cevap verir falan.Beni biraz tanıyan biri aslında çocuğuma ne kadar düşkün olduğumu da bilir ama bir kendisi bilmez garibim :) Şimdi büyümeye başladığından beri ara sıra beni zorlayan çocuk numaralarına yatıyor falan bu..Bizim evde neye kızsa sebebini benden bilir..Yani buna Babamız bile karar verse suçlusu ben olurum..Yine böyle bir akşam sanırım istemeden de olsa kızdı bana..Zaten dedi hastanede karıştırdınız siz beni..Ben güldüm çünkü daha 15 yaşında olmasına rağmen boy bakımından adı Uzunbey olan Babamızla yarışmaya başladı..Tipi Uzunbey'in kopyası, yüzü bana ve Çarli'ye benziyor..Elleri ve ayaklarının yapısı aynı babası..Yürüyüşü ki eşim bu konuda kimseye benzetilemez aynı babası..Yani onları yanyana görüpte şüpheye düşebilecek birini tanımıyorum..Neden dedik ama ben hala bizimle dalga geçtiğini falan sanıyorum..Benim kaşlarım bitişik dedi..Bak Babamın kaşları nasıl farklı..Ben onu çok ciddiye almadığımdan yüzünün ve saçlarının renginin bana benzediğini unutarak ya tabi sen sütçüden oldun deyip birde dalga geçtim çocukla..Biz ona sataşırdık eskiden biz seni -şimdi Carrefour olan- Continent'ten aldık derdik..Neyse sonra aklıma geldi benim Babam'ın kaşlarıda bitişik ama sarışın ve beyaz tenli olduğundan ve yüzümüz ona benzediğinden oğluşumun burnu gibi kaşlarıda Dedesine benzemiş :)) Yani vücut olarak ince uzun Babasına, yüz olarak bana benzemiş..Dedeside taşınırken geldiğinden ispat ettik(!) kendisine çocuğumuz olduğunu..Hızını alamadı tabi o gece yeni ergen ya bu sefer tutturdu doğumdan sonra seni değiştirmişler hastanede :))
Eskiden gün arkadaşlarım derdi ki çocukken hayatın keyfini çıkarın çocuklar büyüdükçe sorunlarda büyüyor..Gerçekten bakıyorum genelde bloglara işe giderken çocukları evde bırakmak, hastalıklar ve buna benzer çocuk problemleri..Ben bunlarla uğraşmayalı bayağı bir zaman oldu ama her yaşın kendine göre problemleri var..İlk okula başladığı sene büyük bir problemim vardı çünkü o zaman bende işyerimi yeni açmıştım ve ilk defa çalışmaya başlamıştım..İyi ki Çağıl Annemin okulunda okuyordu yoksa altından kalkamazdım..Çağıl genelde başka çocuklara benzemeyen bir çocuk..Genelde benim problemlerimde başkalarının problemlerine benzemedi..Hala da öyle..Okula ilk başladığımızda yaşadığımız ilk problem Çağıl'ın okumayı bildiği için okuma-yazma olaylarını reddetmesiyle başlamıştı..Ben bu çocuk kasımda yazar diye beklerken şubata kadar yazma işini yapamadık..Hatta Burcu ile aynı kolejdeler o zaman yani biri lisede diğer ilkokul 1 de :) Dalga geçerdi onu kızdırdığı zaman..Okuyo ama yazamıyo diye..Hala da başkalarına benzemeyen problemleri vardır benim oğluşumun..ama olsun ben onun her halini çok sevdiğim için hiç peşini bırakmam..Bu onu biraz sıksada ileride beni anlayacağını düşünürüm..Farklı bir anne olduğumuda kabul ediyorum zaten..Yani evkadını ya da iş kadını ben içinden geldiği gibi hareket etmeyi seven ve bazen de kafasının dikine giden biriyim :) İnatçıyım da..Herkesin kızdığı şeylere kızmam ama başkalarının kızmadıklarına kızabilirim..Çünkü hayata bakışım farklıdır benim.
Blog yazıyorum diye çoğunlukla benimle dalga geçiyor oysa ki bilmiyor ki çoğu insanla paylaşamadığım şeyleri buraya yazıyorum ve başta Anneannesi olmak üzere teyzesi ve çoğu arkadaşım beni burdan takip ediyor..Birde daha çok genç bilmiyor ki bazen insan kalabalıklar arasında bile yalnız kalabilir..
Dün sabah kahve faslıyla başlayan günüm buraya geldiğimde tanıştığım ve çok sevdiğim diğer bir arkadaşım olan Dilek Hanımın doğumgünüyle devam etti.Herzaman ki gibi Mercan'da buluştuk..Pasta kestik, hediyelerimizi verdik ve sohbet ettik..Haftaya cuma ( çünkü bu haftasonu yokuz ve cuma akşamı bale gösterisine gidilecek) bana yeni ev oturmasına gelecekler ..Dün resimler çekildik ve çok güzel bir öğleden sonra geçirdik..Daha sonra Kültür Merkezine uğrayıp yeni yapılan perdeleri ve sahne merdivenlerine baktık hep beraber !
Doğum günün tekrar kutlu olsun Dilek'çiğim..Buraya geldiğimde ilk tanıdığım insanlardansın ve arkadaşlığın hep bana yol gösterici oldu her zaman..Ayrıca işimizi kurduğumuzda da hep destekçimiz oldun..Teşekkür ederim.Çocuklarımız aynı sınıftaydı ve bir veli toplantısında tanışmıştık ilk olarak..Ne güzel değil mi? Önemli arkadaşlıkların başlaması için hiçte öyle ciddi bir yerde karşılaşalım ya da çok yakın olalım derdi olmadan da insanlar çok yakın olabilirlermiş..Dün aslında ara ara ona baktım sohbet ederken Annem hariç ağzından şimdiye kadar hiç kötü bir şey duymadığım ,hayata pozitif yaklaşan gördüğüm ender insanlardan kendisi..
İyi ki varsın !
Dün Beylikdüzü turizm fuarına giden arkadaşımla da görüştüm..Bana aklıma hiç gelemeyen birinden selam getirmiş..Babam'ın TÜYAP için ücretsiz giriş kartı var..Babam FETAV stantını ziyaret etmiş ve bana selam göndermiş..Çok memnun oldum ve fuar anılarını ve haberlerini almak için ayrıca onu ziyaret edeceğimi söylerek ayrıldım arkadaşımdan..Bir daha ki fuara bende gitmek istiyorum artıkkkk..Özellikle Beylikdüzündekine.
Şükran Teyze huzurevinden çıkıp bana komşu oldu artık..Senelerdir yalnız yaşamaya alışan biri için yine iyi dayandı diyorum..Zaten yine eli huzurevinin üstünde ve oradaki arkadaşlarını yalnız bırakmıyor yine de..Gördüğüm en iyi halkla İlişkiler uzmanlarından :))
En son tv'ye onun sayesinde çıktık yazdım mı bilmiyorum..TRT2 de Hayatın İçinden diye bir program var..Bir hafta Fethiye'ye gelip çekim yapmışlardı..Bizde Şükran Teyze'yi anlatırken çıktık işte :) Benim daha önce ki tv hikayem bir yarışma programıdır..O günün şampiyonu olup büyük hediyeyi kıl payı kaçırmıştım..İşin komik yanı o zamanlar çalışmadığım için yani ünvanım ev kadını ya beni torpilli birinin karşısına koydular..İyi de ben çalışmadığım zamanlar okuyup yazardım çok :) Hediyeleri ve soruların hepsini ben bilince bunlar dumur oldu..Sonradan yönetmenin ahbabı olduğunu da ağzından kaçırdı ama olay kalabalık bir mekanda geçtiği için bir şey yapamadılar..Bende hediyelerimle mutlu mesut yaşadım :))
Yine çok uzun yazmışım..Uzun yazıları seviyorum okumayı yazarkende aklıma geleni yazıyorum..Yani bir plan dahilinde uzun yazmıyorum.Doğaçlama oluyor..Bunu yazmak istedim sadece ..Yani ek olarak.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
15 yorum:
Biliyor musunuz Asortik,gazete köşe yazılarını hemen ortadan okumaya başlarım yada bir romanı orta,arka sayfalarından falan.Yani beni sürükleyecek bir kelime,alıp götürüverecek bir cümle varsa zamanımı hak edip etmediğine karar verip başa döner yeniden okurum.Tuhaf ama böyleyim ben:)
Fakat senin yazılarını en başından itibaren öyle büyük bir zevkle okuyorum ki,hiç atlamadan ama.Geçmiş tüm yazılarından sınav bile yapabilirsin beni.Ben varım:) yazdığınızı yaşayarak,keyifle okuyorum seni.Yani SeN zamanımı fazlasıyla hak ediyorsun.P...
Asortikcim, Çağıl ile ilgili yazdıkların bana hiç yabancı gelmedi. nedense benim de sıradışı çocuklarım varmış gibi geliyor, ki ben de kendimi çoğu zaman farklı düşünen, farklı algılayan biri olarak düşünürüm.Çevremdekiler de bunu sık sık dile getirir en başta eşim:)
Demek ki bu özellik annelerden geçiyor çocuklara:))
Tv de izlemek isterdim seni:))
bale nerdeeeeeeee?
sorunada cevap;BILMIYORUM :)
Demek Çağıl 15 yaşında. Ah, biz ne zaman göreceğiz o günleri :)
Ama haklısın, çocuklar büyüdükçe, sorunlar da artıyor. Bizim büyük daha anaokulunda olmasına rağmen birkaç problemimiz oldu bile okulla ilgili. Ya bale dersine girmek istemiyordu, ya çıkan yemekleri beğenmediği için gitmek istemiyordu ya da başka şeyler. Şimdiden başladı, ilerki yıllarda neyle karşılaşacağım bilemiyorum. Oysa küçükte ne kadar rahatım, yiyiyor, içiyor, oynuyor, yatıyor:) Eskiden bunları takardım büyükte. Yok mamasını yemedi, yok uyku saati kaçtı filan diye. Meğer bunlar gerçekten de birşey değilmiş :))
Bir de niye ev kadını diyince, kafalarında bir imaj oluşur ki. Şimdiki ev kadınları gayet okumuş, kültürlü, dil bilen bayanlar. Yani illa ki çalışıyor olmak mı lazım, kendini geliştirmiş olmak için. Bunu bir türlü anlayamıyorum :(
Halbuki çalışmayıp çocuk yetiştirmek bence önemli bir tercih. Bebekken belli olmuyordu, ama büyük oğlum büyüdükçe, özenle baktığım çocuğumdan meyveleri toplar oldum. Bu da çok hoşuma gidiyor. Biraz fazla uzattım galiba.
Resim gerçekten de hoşmuş:)
P, hakkımda çok güzel şeyler yazmışsın ama sadece yazmayı seviyorum..
Zeyno, sanırım kendimiz büyütürken sıradışı büyütüyoruz sonra da başka çocuklardan farklı diyoruz ..Haklısın ya..Ben bunu farketmemiştim :)
Aqua, Fethiye Kültür Merkezinde saat 7.30 da.Mersin Devlet Opera ve Balesinden karma gösteri..Biletler kapıdan alınabilir..
Senin branşınla ilgili bir bölümü var diyelim o zaman :)
Ayçiçeği, ben de Çağıl'ı kendim büyüttüm ve çalışmadım..Şimdi evde oturan kadınlara karşı bakış açısı daha farklı..O zamanlar insanlar çalışmıyorum dediğinde seni pek fazla kaale almazlardı..Yaklaşık onsene öncesinden bahsediyorum..Birde benim eşim finans piyasasındaydı.Genelde eşli toplantılara giderdik ve tek çalışmayan bendim :) Yine de problem yaşamazdım çünkü çok okur ve çok gezerdim :))Sonra çalıştığım zaman bu okuma ve gezme seanslarımın çok faydasını gördüm.Yani şimdi ne çalışan insanlar biliyorum ki hiçbir şeyden haberi yok.Kendi sektörünü bile takip etmez..Tabi ki genel kültür çalışıp çalışmamaya bağlı değil..Yeni nesil bunu biraz daha ispatladı diyelim.
Benimle de yarışmaya gelmiştin. Hatırlasana benimki de çok trajik bitmişti. Çok iyi giderken en sorulmaması gereken soru sorulmuştu. :(
Hatırlamaz olurmuyum..OLsun yine de bir anımız oldu..Böylece erkeklerinde yumurta pişirme yöntemlerini bilmesi gerektiğini öğrendik beraber :))
Ya sen hep böyle uzun uzun yaz. Ne güzel tatlı tatlı anlatıyorsun, bizler de zevkle okuyoruz. Eline, diline ve klavyene sağlık:)
Çenebaz
Şu hastanede karışma olayına bir ara bende takmıştım aileme göre çok aykırıydım ve kimseye benzemezdim kesin karışmışım derdim ,ablamda biz seni çingenelerden aldık diye dalga geçerdi.yaş ilerledikçe tip olarak ailenin kopyası olmaya başladım.Eşimde ben doğum yaparken ya bebek karışırsa diye bayağı bir telaş yapmış. ilk aylarda bir baktık aynı kaynanam (şimdi benzemiyor çok şükür)tamam DNA testine gerek yok dedi.hala güleriz..berkayda ikimizin kopyası(bende yorumları uzun yazıyorum bak..)
Çenebaz, sağol ya moralim düzeldi :)
Figen, her çocuğun aklına gelebiliyor bazen demek ki?
Sen benim sayfama ugramadin gaiba son gunlerde hic. Tam sana gore bir konum vardi. Sanal Kahve falima baktiriyordum. Sen bir ara firsat bulunca bir ugrasandaaaa, ban soyle guzel seyler soylesendeeeee, ne guzel olur diyorum :)
Nilly, aslında uğradım ama bu sabah..Yalnız ben kahve falı bakmayı pek bilmiyorum da :)) Kendi falıma kendim baktığımı söylemişmiydim daha önce :))
Haklısın 4 yaşında aşk böceği ama gitgide sorunların boyutu ağırlaşıyor :)) Ama sana çok özeniyorum çoookkk ...
Yorum Gönder