Pazartesi, Eylül 17, 2007

Bir Antalya Gezisi...

Dün Uzunbey'in aşırı ısrarları sonucu Antalya'ya gittik günü birlik.Cumartesi akşamı Talin'lere uğramıştık çaya..Uzunbey isteyip duruyordu ama ben yanaşmıyordum..Talin ve Ahmet Bey'de destekleyince hatta Ahmet Bey' e sende araba kullanırsın Asortik Krep bütün hafta yoruldu deyince olur tabi kii deyip cevap verince bizim arabayla Antalya'ya gitmeye saat 11.00 de karar verip eve geldik.Ben yatıncaya kadar saat 2 yi buldu..Sabah saat 7 ye kurup saati arabayla gidip Talinleri aldık.Giderken ben kullanırım ,dönüşte sen kullanırsın dedim Ahmet Beye..Antalya yayla yolundan 2.5 saat zaten..Giderken Bekçiler de Şafak Dinlenme tesisleri var..Muhtarın.Çok güzel kavurması olur ve mutlaka bütün Fethiye'liler oraya uğrar.Bizde uğradık ama çaya..Çünkü kahvaltıyı Konyaaltında bir balık lokantası var çok güzel açık büfe kahvaltı veriyor kişibaşı 9 ytl deyince orada yapmaya karar vermiştik.Bekçilerde mola verdiğimizde İstanbullu içgüdümüzle birbirimizle dalga geçtik ve şimdi ramazan istermisiniz kahvaltı olmasın dedik.Yine de Çağıl ve Uzunbey çorba içtiler..Biz çayda kaldık.
Bu arada Bekçilere kadar arabayı ben kullandım.Şöyle kullan, böyle gaz ver,üç şerit var sollasana, niye bu viteste gidiyorsun muhabbetlerine uyuz olup Bekçilerde çok biliyorsanız boyunuzu görelim deyip anahtarı Ahmey Beye verdim.Uzunbey kullanamıyor ya..Son bir haftadır bunlara sardı.İyi de bana araba kullanmayı o öğretti sayılır..Tüm pislikleriyle hem de..O yedi yaşından beri kullanırmış ..İnanıyorum çünkü babasının işi araba sektörü..Gerçi şimdi iyi kullanıyormu derseniz..Hayır derim :)) Ben daha iyi kullanıyorum :)
Hem bende 23 yaşımdan beri her gün araba kullanıyorum.16 sene olmuş arkadaşlar..her yerde de kullanırım..Yani uzunyol, kısayol Fethiye,İstanbul,Antalya farketmez ya da dağlar,ovalar ne araba markası ne de çeşidi ..Tek kapılısından şimdi kullandığım Renoult Kongoo (iş arabamız , yoksa benim favorim başka) ya kadar, ya da düz vitesten otomatik vitesine kadar.Süper olduğumu iddia etmiyorum ,yarış sürücüsü de değilim ama en azından çoğu insandan iyi ve dikkatli kullanırım.Hem öyle yavaş bir şöförde değilim..Tek cezamı hızdan yemişim :) Burcuya giderken Çanakkaleye...Hal böyleyken bence başka şeye saramayan erkekler bu gibi şeylere sarıyor..Bu tarz müdahaleleri uzun zamandır yaşamadığım için bazen yolun ortasında indirip bırakasım gelmiyorda değil.Birde şu yoldan git, burdan gir,buraya parket..Mübarek sanki sahil yolu ya da E-5 gibi farklı durumlar yaratan yollardayız ya Fethiye'de..Birde ben en iyi geri geri giderim ya da geri sağdan-soldan iki araba arasına girerim..Neden? Çünkü eskiden Sultanahmet,Kocamustafapaşa ve Bakırköy'de günlerim olur, bitişik nizam evlerin önüne parketmek zorunda kalırım..Sultanahmette bayır yukarı, Paşa'da dükkanların önü, Bakırköy'de alışveriş için dolanırken bazen dar sahile inen sokaklarda yer bulurdum da ondan..Eee Beyoğluna İstiklale Uzunbey'i ziyarete ya da yemeğe, Tüyap' otoparka, ya da akraba gününde Çorlu'ya,Lüleburgaz'a, Eminönüne Tahtakaleyi gezmeye, Fatih'e annemin amcakızına, Bursa'ya Trilye'ye akrabalara, Demirköy'e Anneannemlere, ve 3 sene boyunca her haftasonu Sinanoba- Kefken(Adapazarında Deta sitesindeki yazlığımıza) giden başka bir kadındı zaten.
İnat olduğumu söylerler..İnatım..Burcum boğa,yükselenim oğlak..Ben 100-110 yaparken laf söyledin mi sonra kalırsın tek şöföre tabi ki..Nasıl ki verdim anahtarı Bekçilerde Antalya da gezdiğimiz yerler dahil akşam 10'a kadar Ahmet Bey arabayı kullandı.Hem Antalya'yı en iyi ben bildiğimden arada yolu şaşırdılar sesimi çıkarmadım..Migrosa gidiyoruz diye dolandılar da dolandılar..Ben de söylemedim yolu hatta haftaya başka şöför alalım bu yolları bilmiyor diye laf atmaktan tutun beni Tepe Home'a sokmadıkları için bütün gün
- bayıra karşı yatır beni , tepe homa götür beni diye türkü söyledim :) onlara..Araba da Çağıl olmasa piskopat gibi araba kullanacağımdan Akdağlarda çoktan onları bir uçurumun dibine atacağımı da arada ekledim...Domuzluğumdan da araba da uykum olmadığı halde dönüşte uyudum..Kalktım Korkutelinde tatlı yedim yine uyudum.Uzunbey'in Ahmet Bey'e , yorulunca söyle Asortik Krep geçsin lafını duymazdan gelip gıkımı bile çıkarmadım.
Neyse yolda konuşa konuşa , birbirimize laf soka soka Antalya'ya geldik ..Onlar iki erkek ben yalnız. Bizim balıkçı gerçekten ramazan diye kahvaltıyı tabak boyutuna indirgemiş ve bizde girmedik..Oradan Kaleiçine geçtik ki ilk defa arabayla girdik ve oraya parkettiğimizden yemek yerlerine yürüyerek çıktık,kahvaltı yapacak yer arıyoruz..Giderken bol bol fotoğraf çektim .Üstteki de eski bir kapı tokmağı..Aşağıdaki de kapının kendisi..

İyi de Turizm'in başkenti..Antalya'da bir ramazan sabahı,Kaleiçinde ve dönerciler çarşısında börekçiler bile kapalı idi..Oysaki eylül ve etraf turist dolu..İftara açığız yazılarıyla dolu dükkan camekanlarından kafayı sokup soru soracak kimseyi bulamıyoruz ki saat 11.00 Ben Yenigün mağazasının önünde şişman bir amcaya sormuştum en yakın börekçiyi bilir diye, adam tarif etti ama meşhur börekçi de börek yoktu..Ustası ya da sahibi bana sanki bilmiyoruz gibi ramazan ya dedi..Ben de ona "seferiyiz " biz dedim gülerek..Bana kalsa bende kadınlara özgü durum !var,aramızda da hırıstıyanlar var derdim ama kıvrılıp en üstte gördüğünüz manzara resmini çektiğimiz ilk fast food dükkanında oturup kahvaltı ettik.Sonra Yenigün mağazasından daha önce bana Mutfakta Zen Tijen'in getirdiği bağaça kurabiyelerinden ve reçellerden aldık,dut pestili ve badem ezmesi de aldım ,Uzunbey'de cevizli sucuk almış..Börekçi sorduğum şişman amca ordaydı..Ona börekçikapalıymış dedim de..Bana ben elimden geleni yaptım diye çok sempatik ve yerinde bir cevap verdi ben yine de ona hayırlı işler deyip çıktım mağazadan..Sonra Tansaş'a gittik.Tansas'tan çıkıp Depo'ya gittik.Bu sefer hiç Fethiyeli görmedim..Yolda mobilya fabrika satış mağazası diye girdiğimiz zevksiz bir dükkanı gezdik ve oradan Migros'a gittik.Bu arada geziyoruz ki acıkalım..Çünkü Depo'da türk kahvesi ve su içtik yine midemiz doldu..Migros yolunu bulamadılar ya biraz rötarlı girdik ki nasıl kalabalık ve Antalya'nın o herkesin oruç tutan tavrından sonra burda da kendimize zor boş masa bulduk.Herkes yemekteydi sanki..ve saatte 4-5 civarıydı yani iftar saati değildi..

Benim yakışıklı oğluşum Çağıl Dönerciler Çarşısında kahvaltılık yer ararken..(Şortlu ve arkası dönük)Şimdi doğal olarak bu çocuk yemeğe düşkün ve iyi yiyiyor..Her iki saatte bir şey versen yer ve hatta abartabilir..Yemeğe oturunca bir kaç kez yanımızdakiler tarafından sınandıkça anlaşıldığından bizim her gezi yemek muhabbetine dönüyor çoğunlukla..Birde Fethiyede olmayanlar yenmeye kalkınca iş biraz da abartıya kaçabiliyor :)
Migros'ta ben ve Çağıl Mc Donalds'a gitmek istedik..Uzunbey fast food sevmez..Ahmet Bey Arby's dedi..Talin ortaya karışık birşeyler almış..Herkes aldıklarını yedi..Ben Royal burger büyük menü, kızarmış halka soğan, çikolatalı donat ve dondurma yedim, Çağıl mc chıcken büyük menü-böylemi yazıyorduk unuttum valla yemeyeli-dondurma ve devamında bir mc chıcken + kızarmış halka soğan yedi..Yol boyunca donatıma asıldı ama akşam eve gidince yemedi,sanırım bugün okuldan gelince yer onu.. Dönüşte Korkutelinde o inmedi arabadan,biz tatlı yedik, sonra Bekçilerde çay içerken o kavurma istedi babası abartma dediğinden kızdı yemedi..Akşamda duş alıp yattık eve gidince..Bir Antalya gezisi böyle geçti..
Haftanın 7 günü dışarıda, hatta son iki haftasonu yollarda geçen biri olarak her sabah artık okullar açıldığından yine erken kalkmak zor olsa da bugün dokuza doğru işteydik..Tam gaz taşınacağımız işyerinin inşaatı devam ediyor ve Uzunbey daha bir ay araba kullanamayacağı için benim şöförlükte..

Kaleiçi çok güzel eski evlerin olduğu bir yer..Hem yürüdüm hem de eski kapı ve evlerin fotoğraflarını çektim.Birde hoş bir giriş vardı büyük,neresi olduğunu bilmediğimden gezmeyi bir daha ki sefere bıraktım.Ayrıca ilk geldiğimde Antalya'ya 7 yaşındaydım ve o zaman arkeoloji müzesine ve Aspendosa bayılmıştım.Çok uzun süredir müzeye tekrar gitmediğimden bir gelişimde tekrar gezmek istiyorum.Aspendosu daha sonraki senelerde de ziyaret ettim.Hatta Düden ve Kurşunlu şelalesine de gittim.Çağıl küçükken gezmiştik en son..Belki ara ara gelip gezebiliriz ama ramazan da gelinmez, gelmişken güzel yemek yerlerine de gitmek lazım :)
Kaleiçindeki eski evlerin resimlerinden..

Migros'un girişindeki ramazan concepti..

Bu resimleri çekerken Uzunbeyleri kaybettim bir baktım Çağıl beni arıyor..Diğerleri yukarıda yemek kısmına çıkmışlar bile..
Uyuzluk falan yaptım arkadaşlara ama aslında yolculuk için iyi arkadaşlardır..Davraz' a da beraber gitmiştik..Alışveriş yaparken de birbirimizi sıkmadık..Daha çok onlar bizi bekledi çünkü Uzunbey'in kolu giysi giyip çıkarırken problem yarattı ve yavaş giyinip,soyunduk ama güzel şeyler aldık ve iyi bir geziydi beni sinirlendirmeleri hariç.Evet depo markaların indirimli satış dükkanlarının olduğu bir yer ama biz İstanbul'dan böyle yerlere alışkın olduğumuzdan giydiklerimizi depo'dan alıp giydiğimizi saklamayız efendim...Yani bence kaliteliyi ucuza almak iyi bir alışveriştir..Devamlı marka giyip ortalıkta dolaşmak zaten benim tarzım değil..Ben güzel kadınların yerine ve duruma göre giyinince güzel olduklarını düşünürüm ve sevdiğim için giyinirim.Başkalarına göre yaşamak bana göre değil.


Bu arada başka bir konuda yazılan bir noktayı görünce aklıma geldi eklemek istedim :

Hafta sonu Antalya 5M migros ta Mc donald's ta kasanın hemen yanında pipeti açtım. Benim pipetimin kağıdının içinden saç çıktı..Dalgalı saçı alıp kasadaki kıza verdim ve pipeti değiştirin lütfen dedim..Güldü ve dalgalı ama dedi yani benim saçlarım oldukça dalgalıdır..Ve bunu gülerek söyledi..Ben de dikkat edersen dalgalı ama boyalı ,elindeki kızıl kahve dedim hem de fazla kurcalama istersen deyince tekrar yavşamış suratını düzeltti..Yani dünya markası ol ama Türkiye de olunca işler değişiyor..Bir de dalga geçmeye çalışıyorlar.Mc donald's ın ayın iğrenç elemanını seçtim.Antalya 5M de hijyen konusunda gördüğüm en geniş bayan elemanı çalışıyor yiyecek sektöründe..Pes yani.






14 yorum:

ERDIL dedi ki...

Kalemine saglik ne güzel anlatmissin.Hele Antalya kaleicindeki eski evlerden
bahs edince cok gerilere gittim.
Kesik minarenin karsisnda bir ev varya simdi pansiyon gibi yapmislar.Iste o evde evlenmis ilk evimiz olmusdu hey gidi eski günler.
saygilarla.

sofi dedi ki...

GEÇEN RAMAZAN BAYRAMINDA ANTALYADA
TATİLDEYDİM VE SIK SIK DEPO YA GİTTİK.HARİKA BİR ALIŞVERİŞ MERKEZİ ÇOK RAHAT DOLAŞIYORSUN ÜRÜNLER,FİYATLAR,KAHVESİ GÜZEL DAHA NE OLSUN!ÇAĞIL'A GELİNCE BU YEME İŞİ YİRMİLİ YAŞLARA KADAR SÜRÜYOR ONDAN SONRADA KONTROLE BAŞLIYORLAR,BÜYÜYORLAR VÜCUDUN İHTİYACI VARKİ YİYORLAR CANLARI SAĞ OLSUN AMA YEMEK YAPMAYIDA ÖĞRENSİN:)

Asortik Krep dedi ki...

Ne güzel Erdil Bey, böyle eşsiz hatıralara açacak bir sebep verebilmişsem ne mutlu bana :))
İyi ki yazmışım Antalya yazısı..

Asortik Krep dedi ki...

Sofi, eli alışsın diye bazen iş yaptırayım diyorum da söyleniyor bana..Yalnız babasını da yıllarca mutfağa sokmadım sonra bir farkettim ki bu konularda çok becerikli :)) -yemek hazırlama konusunda- genlerinde var umarım yapar..Hem kızlar annesi öğretmemiş diye beni suçlayacaklar oysaki ben öğretmeye çalışsam da o na dinletemiyorum.

sessiz balik dedi ki...

merhabaaa
ben daha düğünün incilerini okuyamamışken bir de baktım üstüne Antalya gezilmiş yenilmiş içilmiş ve onlar aktarılmış bile buraya...
ya araba kullanman konusuna hayran oldum , ben daha o koltuğa oturamayanlardanım

sofi dedi ki...

Uzunbey'de süleymaniyeyi tercih edenlerden ben 63'te ordaydım ebeler,servis iyiydi:)YONCA'da okudum...

Asortik Krep dedi ki...

Sessiz balık, ben gidiyordum 100 le benle dalga geçtiler yavaş ve kötü kullanıyormuşum diye..Çünkü hayatlarını tehlikeye atacak bir davranışta bulunmadım ..Oysa Ahmet Bey etrafı seyrederek ve daha yavaş gitti,ağzını açıp tek kelime söylemedi..Dertleri benle çok becerikliyim bence :)) Kıskançlar..
Herkes hakettiğini bulur ama benim eşim şanslı :) perşembe günü doğmuş..hatta perşembe sözlendik,perşembe evlendik ve ben perşembe doğurdum Çağıl'ı :)) Yani şans, kader,kısmet ondan yana :))

Sofi, e Süleymaniye 'de de doğmuş ,yukarıda yazdım. - bir perşembe ama senden bir kaç sene sonra..70 de :) -

Asortik Krep dedi ki...

Tansaş yazmışım yazıda.. yalan Koçtaş'a gittik..Bu marka yapı markete sadece burada gittiğimden ters geliyor adı,unutuyorum :)

Adsız dedi ki...

Asortik canım bende her sene Antalya'ya giderim o kadar güzel anlatmışsın ki ellerine sağlık yne gitmiş gibi oldum.

Asortik Krep dedi ki...

Edacım, ben severim Antalya'yı..Tatil için genelde yakın diye gidiyoruz çünkü çok uzun tatillere çıkamıyoruz..ama herkesi tanıdığımız için de buralarda tatil yapamıyoruz..Muhabbet dönüp dolaşıp işe geliyor,tatil olmuyor..Bazen en uyuz olduğum başbaşa yemeğe giderken öğlende erkek müşterilerle karşılaşıp onların da bize katılması..Millet kadınlardan rahatsız olur ben erkeklerden oluyorum çünkü neyi ne zaman konuşacaklarını bilmiyorlar.Pazar günleri ya da saat 10 dan sonra, sabahın yedisinde iş için arayan olduğunda eğer çok acil bir şey değilse rahatsız da oluyor(um)uz.Cebimizi kapayamayacağımız bir işimiz var!
Birde diyelim ki bilgisayar ile ilgili bir problem var..(tamir işi değil)adama plajdayım da desen o an kalkıp bilgisayar başına gitmeni isteyebiliyor..İyi de tut ki bilgisayar buldum ,hatta dizüstü var,interneti ıssız koyda nasıl bulmamı bekliyorsun ki?
Yani yarın arayın konuşalım demek bugün git yarın gel anlamına gelmeyebilir..Olanaklar kısıtlı demek ki..
Ya aslında siz yeni evlisiniz böyle söylenmez belki ama işkolik erkekler dünya da hangi işi yaparsa yapsın,nerede yaşarsa yaşasın işkolikler..Alırken düşünmek lazım :))
İşkolik bir koca + işkolik müşteri = yıllardır sakin olmaya çalışan A.Krep
Ben mi? Eğlence zamanı eğlence,iş zamanı iş..
Keyif insanı A.Krep..

Alphecca dedi ki...

Haftasonu için aklına esip Antalya' ya gidebilmek ne güzel bir ayrıcalık Asortik :)

Bu arada marka olayı konusunda söylediklerine yürekten katılıyorum :))

Asortik Krep dedi ki...

Çocuk Gibi, bu her haftasonu senelerce 2 saatlik yola yazlığa giden biri için olağan bir durum :)
Ya da örnekleyeyim ..Mesela kar üstünde sucuk-ekmek-şarap için Bolu Abant'a günü birlik o zaman yeni açılan otobandan gezi..

Canı köfte isteyince B.çekmeceden Tekirdağ'a bir gezi..

Eskiden sevgiliyle sadece öğlen yemek için 12.00- 13.30 arası B.çekmece-Gayrettepe-Büyükçekmece hattında 2 saat gidiş 2 saat dönüş 4 saatlik yola yapılan gezi..Uzunbey için :)

Bu bünye gezmezse olmuyor ..Sadece 1 gün için gelmiştim bir keresinde İstanbul'a ..Annemin göğsünde kist vardı ve morali çok bozuktu..Yanında olmak istedim :))

En büyük gezi de Büyükçekmece-İstanbul yayla yolundan hiç durmadan 9 saatlik bir gezi :)

Tijen dedi ki...

aşkolsun insan gelip de aramaz mı??? bir daha duymayalım yoksa kızarız bilesiniz krep hanım...

Asortik Krep dedi ki...

Tijen,çok planlı ve parogramlı bir gezi değildi..ama bir daha ki gezimde neden olmasın?

Bende üstünde 18 yazan bahaçalardan, Yenigün'den aldım ama senin getirdiğin kadar lezzetli değildi..

Bir daha geldiğinde sana senelerdir yediğim ama benim yapmasını ancak Burcu'dan öğrendiğim otantik Pomak böreği Kabaklı Börek yapacağım :)
Hem de istersen Bulgurlu Börekte..
Bekliyorum..ama Uzunbey iyileşince.Çünkü onun gölgesi gibiyim şu an.Özel zamanım yok.