Pazartesi, Mayıs 12, 2008

Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar
Aşrı aşrı memlekete kız vermesinler
Annesinin bir tanesini hor görmesinler
Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Babamın bir atı olsa binse de gelse
Annemin yelkeni olsa uçsa da gelse
Kardeşlerim yolları bilse de gelse
Uçan da kuşlara malum olsun ben annemi özledim
Hem annemi hem babamı hem köyümü özledim

Bu öykü Malkara köylerinden alınmış olup belli bir kişinin dilinden yazıya geçirilmiş değildir. Çevrede herkes tarafından bilinen bir öyküdür. Söylentiye göre, çok eskiden köyün birinde Zeynep isimli çok güzel bir kız vardır. Onaltıya yeni bastığında Zeynep'i köylerindeki bir düğünde aşırı (yabancı) köylerden gelen Ali isimli bir genç görür. Ali Zeynep'i çok beğenir ve köyüne döndüğünde kızın babasına hemen görücü gönderir. Zeynep'i Ali'ye verirler. Kısa bir zaman sonra düğünleri olur. Ali, Zeynep'i alıp aşırı köyüne götürür. Zeynep'in gelin gittiği köy ile kendi köyü arası üç gün üç gece çeker. Bu kadar uzak olduğundan dolayı Zeynep, anasını babasını ve kardeşlerini tam yedi yıl göremez. Bu özlem Zeynep'in yüreğinde her gün biraz daha büyüyerek dayanılmaz bir hal alır. Köyün büyük bir tepesinde bulunan evinin bahçesine çıkarak kendi köyüne doğru dönüp için için kendi yaktığı türküyü mırıldanır ve gözleri uzaklarda sıla özlemini gidermeye çalışırmış. Oysa kocası, Zeynep'in bu özlemine pek aldırış etmez. Kaldı ki eski sevgisi de pek kalmadığından kendini fazlaca horlamaya, eziyet etmeye başlar. Sonunda bu özlem ve kocasının horlaması Zeynep'i yataklara düşürür. Gün geçtikçe hastalığı artan Zeynep'in düzelmesi için, köyden gelip gidenler de anasının babasının çağrılmasını salık verirler. Başka çare kalmadığını anlayan Zeynep'in kocası da anasına babasına haber vermeye gider. Altı gün altı gecelik bir yolculuktan sonra bir akşam üstü Zeynep'in anası babası köye gelirler, Zeynep'i yatakta bulurlar. Perişan bir halde Zeynep hala türküsünü mırıldanmaktadır. Aynı türküyü anasına babasına da söylemeye başlar. Çevresindeki bütün köy kadınları duygulanıp göz yaşı dökerler. Annesi fenalıklar geçirir ve bayılır. Zeynep hasretini giderir, giderir ama artık çok geç kalınmıştır. Bir daha onmaz, sonu ölümle biter. Herkes Zeynep için göz yaşı döker. İşte o gün bu gündür bu türkü ayrılığın türküsü olarak söylenip durur.

Kaynak:Türk Halk Müziği ve OyunlarıSayfa 164Cilt1 Sayı4 Yıl1 - 1982
Resim: http://www.hotead.org/ Edirne halk oyunları ekibi ( nostalji)

... .... ....

Bu türkünün çalınmadığı kına gecesine ve ya düğüne ben kına gecesi ve düğün demem..
Maili bana gönderen Çarli'ye teşekkür ederim ..

5 yorum:

HAYAT dedi ki...

bloğunu biraz karıştırınca bizim demirköy olduğunu anladım:)))
bende pınarhisardan belki buralardan geçmişindir
selamlar

Adsız dedi ki...

ailemden ayrı yaşadığım neredeyse 12 senedir bu türküyü duyup yada söyleyip de ağlamadığım yoktur..
hikayesini paylaştığın için çok teşekkür..

sevgler..

Hayatın Ressamı dedi ki...

vay bee çok dokunaklı .bende seninle aynıfikirdeyim.bu türküsüz kız gelin olmaz....

böğürtlengözün annesi dedi ki...

Kına gecelerinde çok söylenir zaten bu türkü ve hep tüylerim ayağa kalkar. Hikayeside gerçekten çok hüzünlüymüş :(

Kültür Mantarı dedi ki...

ben duymuştum daha önce hikayeyi. daha doğrusu annenem yalan yanlış anlatmıştı.