Kapadokyadan kendime aldığım kadehler.. Kırmızı Üzümlü şarabı ile nefis zamanlar geçirdik..
ZEN ..
Zen bir uzakdoğu felsefesi olmakla beraber Osmanlıca da kadın anlamına da gelirmiş.Nisandan beri ayda bir kere gittiğim Zen de en sonunda resim çekebildim. Uzun süredir oraya gidiyorum ve bugün gittiğimde önce köpüklü güzel bir kahve içtik estetisyen Selma Hanımla ..Biraz sohbet edip aşağıda resimde görülen odaya geçtik.
Lorena Mc Kenneth'ın cd si eşliğinde Selma Hanım boyun dekoltemden kollarımın altına kadar olan kısmı açıkta bırakacak şekilde diğer kısımları havlu ile örterek önce yüzüme kremleri sürdü.Bir yandan yüzüme kremleri sürüp havlu ile compres yapıp çıkardıkça , kremlerin bekleme zamanında da ellerime,kollarıma, boyun dekolteme ,sırtıma ve en sonunda da yüzüme masaj yaparak arada konuşarak, çoğunlukla benim konuşmamla geçirdiğimiz bir süre boyunca işini yaptı. Her seferinde çoğunlukla sohbet ederiz .Çok nadir susarım ya da sadece müzik olur.Sadece yorgun ve düşünceliysem.
Sohbet etmek hele Selma Hanımla sohbet beni dinlendiriyor.Çoğunlukla okuduğumuz kitaplardan konuşuruz. Bugün mesela Can Dündar' ı çekiştirdik :)
Ben Zen Yüz bakımı yaptırıyorum ama orada değişik yüz bakımları ve masaj programları var.. Zayıflama ve bakım programları, inceltici programlar ve refleksoloji gibi değişik masaj teknikleri de mevcut.Sanırım ayda iki defa da masaja başlayacağım.Hem orayı seviyorum, hem de beni biraz dünya sorunlarından arındıran bir yer olduğu için oraya gitmek beni rahatlatıyor.
Zen'in manzarası..Sağda gördüğünüz masalar benim gündüzleri kahve içmeye kaçtığım Boğaziçi cafe.Oraya da gerçi en son bir ay önce gitmiştim biliyorsunuz.Son yazılarda çıkan kahve falına baktığım zaman. Bugün ilk gittiğimde içtiğim kahvede de oldukça ilginç bir fal çıktı.Selma Hanımla beraber yorumladık ve aslında ben öyle çok kahve falı bakan veya baktıran biri değilim. Sanırım işin en ilginç yanı da bu. Şarkılardan fal tutmayı sanırım kahve falından daha çok yapıyorum ama yine de orada kahve içip sohbet etmek bana iyi geliyor.
Çarşamba akşamı tv karşısında sabahlayınca perşembe işe gitmedim. Evde kendimce iş yapıp oyalandım,dinlendim.Bugünde temizlik günüydü,yardımcım vardı ama artık alıştığı için onu evde bırakıp gidiyorum..Böylesi daha iyi oluyor.Ben evde birisi varsa iş yapamıyorum .Çalışamıyorum da.. Artık böyle yapıp akşam temiz bir eve gelme keyfi yaşıyorum.
Ares artık belli bir düzene alıştı.Bu arada cinsi golden retriever.Çokta büyüdü.4 aylık oldu.Sanırım iri bir köpek olacak. Tam büyüdüünde 45-50 kilo olabi
lir dediler.Kocaman patileri var ve arife günü onu aldığımızda 7 kilo 700 gr dı.Şimdi 13 kilo oldu. Biz onu kendi veterinerimizden değil bir başkasından aldık. Öğrendiğimize göre köpek yavrularını satarken gerçek yaşlarını söylemiyorlarmış.Üstüne üstlük bize de hasta köpek satmışlar.Tedavimiz iyi gidiyor ve artık bizi iyice sahiplendi :) Evde gazete kağıdına tuvaletini yapmaya da alıştı.Bir ay sonra bir terslik olmazsa artık onları da kaldırırız.Tabii ki halılarımı kaldırdım.Tek problem evde her yer parke.. Antre, mutfak ve banyolar fayans. Bu yüzden Ares'in önünde arkasında geziyorum ve gece yatarken oda kapılarını kapatıyorum ki problem yaşamayalım.Tabii ki koltuklara oturması yasak.O ne yapıyor biz odadan çıktığımız gibi kanepeye yaylanıyor,hatta bütün gece orada yattığından bile şüphe ediyorum. Şimdilik kocaman bir dergi sepetim var onu sahiplendi ama ileride ona sığmayacağını tahmin edebiliyoruz.
Ben resim çekerken o bana poz veriyordu bir ara :))
14 yorum:
Balkonunun yeni hali çok güzel olmuş. Sana geldiğimde o koltukta oturup kitap okumayı hayal ettim ben hemen, bir de koltukta karşılıklı oturup dedikodu yapmayı. Bir de Zen'in gerçekten anlattığın kadar iyi olup olmadığını anlayıp diğer bloggerlerle de paylaşabilmem için beni de orada bir seansa götürmelisin. Ares büyümüş gibi gerçekten. Burada bir arkadaşım da bayramda üç aylık bir köpek aldı kendine, gidip geldikçe onu Ares niyetine seviyorum. Havhav da olsa yeğenimiz sonuçta özlüyoruz. Bir de bir ara Ares'e köpek maması alacağımı söylediğimde, Çağıl'ın, ben de yerim, demesine, aklıma geldikçe gülüyorum.Özledik sizi...
Burcucum, Selma Hanım senden çok bahsettiğim için gıyaben tanıyor.Yine de geldiğinde ben seni de götüreceğim Zen'e :) Şimdiden bir sürü yer birikti zaten..Hava durumundan çıkamadığımız tekne turu, Zen ve diğer yerler..Senin bende en az bir ay kalman lazım :)
bir insan böyle dalıp dalıp okur mu ya yazıları.sen zene gidip dinleniyorsun bizde seni okuyarak moral buluyoruz en az yaşamış gibi hissediyor insan kendini.
sizi,gördüm.sevindim.hoşgeldiniz.sizi okumak güzel))eylül
Merhaba, Hemşerimiz Selma hanıma çok selamlar iletin bir dahaki sefere, çok tatlı bir ailedir onlar. Karşılıklı olunca eminim çok güzel zaman geçiyordur. Sizleri de göremedik bu arada uzun zamandır ama koşturma bitti, artık bekliyoruz kahveye sürekli.. Dönmenize de çok sevindim bu arada.. (anonime açılmasına da)Selamlar, sevgiler.. Nurdan..
Hayat, dalıp dalıp okumak kadar güzel birşey yoktur aslında :)
Eylül,uzun zamandır buralarda yoktun sanırım anonime kapayınca yazamadın..Artık kontrollü yorum aldığımdan anonime kapatmayacağım.
Nurdancım, ben geldim sen yokken otele tam iki kere kahveleri de içtim ama sen yoktun :) Yine gelirim sanırım iyileştin artık.
bence bu yazının başlığı cennetten bildiriyorum olmalıydı. ne şanslısın ve sanırım bunun farkındasın..
Funda, olabildiğince keyfini çıkarmaya çalışıyorum diyelim :))
merhaba o kadar çok alışmıştım ki yazılarınızı okumaya fethiye ve çevre resimlerini görmeye blog yok olduğunda çok üzülmüştüm yeniden görünce çok sevindim :) gamze
Funda Hanıma katılıyorum. Sen cennette yaşıyorsun asortik. Böyle bir hayat kurduğun için ne kadar mutlusundur, sana çook imrendim şimdi. Kolay olmadığını da anlıyorum, o kadar çok emek var ki o balkonda, bahçede ve kurduğun ilişkilerde. HAni ben gelip aynı şeyleri yapayım desem olmaz ama onda birini bile gerçekleştirsem mutlu sayardım kendimi. Ne olur böyle resimlere devam et, baktıkça içim açılıyor, deniz kenarındaki o parkta çay içiyormuşum gibi hissediyorum.
Gamze ,teşekkür ederim bu düşüncelerin için :) Resimsiz yazı yazamıyorum zaten biliyorsunuz :)
Enne, emek var doğru ama temelinde sevgi var :) Yaptığım her işi sevmeye çalışıyorum, sevmediğimi ise yapmıyorum.Böylece hayatımı keyfe çeviriyorum.Arada sıkıntılarım da olmuyor değil ama en azından hayatımda olan herşey dürüst ve özenli bir yaklaşımın ürünü oluyor.Sıkıntılarda daha kolay hallediliyor bu yöntemle..Vazgeçmeyeceğim şeyler var bunları insanlara net söylediğim için tercih yapmak zorunda bırakılmıyorum. Neyse yine de hayatım kolay gözükmesine rağmen zorlayıcı olabiliyor.sadece bu şekilde katlanmak benim için daha kolay.Yalnız çok dürüst ve samimi olduğum için sorunları daha kolay atlatabiliyorum.Bunu net söyleyebilirim :)
Kopeginiz super sirin masallah. Resimlere bakarken biyikli yanaklarindan opmek istedim :) Benim icin de sevin. Cok sevgiler, Ayca
Sevgili Ayça, son yazımda son halinin resimleri de var, teşekkür ederim..Sana da sevgiler..
köpeyiniz çok tatlı ben hayvanları çok severim sizinde bi hayvan dostu olduğunuz aşikar kutluyorum başarılar diliyorum onu benim için öpermisiniz
Yorum Gönder