Salı, Aralık 15, 2009

Ne bir ses ne de haber..

Hayat karışık kuruyemiş tabağı gibi olsa ve biz sevdiklerimizi önce yemeğe başlasak, hatta seçsek, sevmediklerimiz kalsa.. Ben önce bademlerden,cevizlerden ve fındık içinden başlardım sanırım ama en önce kajuları toplardım itiraf edeyim eğer varsa.. Bunu niye yazdım çünkü zaman çok hızlı ilerliyor ve geriye baktığımda yaşadıklarım, keyifli zamanlarım bir tek yanıma kar kalmış görüyorum.Üzüntüler ve olanaksızlıklar canımı sıkmış, yine de bir şekilde atlatmışım..



Ülkenin içinde olduğu durum beni zaman zaman gersede bazı kişilerden hala kurtulamamış olmak üzse de.. Yine de bir umudum var işlerin düzeleceğine dair..

Son zamanlarda en uyuz olduğum insanlar devekuşu misali kafasını gömüp işine bakanlar olduğunu da belirtmekte fayda var.İyi de ne değişecek diyenlere de bir çift lafım var, değişim insanın kendinden başlar.İnsan kendi düşüncesine bile saygı göstermeyip aynen devam ediyorsa başkalarından bu saygıyı görmeyi nasıl beklesin ..? ! Politikacılar gibi yaşayın demiyorum ama çekinecek bir şey yok ki yazın, yorum yapın, değerlendirin, tartın, fikrinizi paylaşın ki bazı insanların da ufkunu açın.O sizin beğenmediğiniz fikirleri, bazıları beğenmediğiniz insanlara zamanında anlattıkları için buradalar. Yoksa şimdiye kadar gelenlerden bir farkları yok ki hatta eksikleri var ama kendileri için büyük adım attıklarını sandıklarından bunları göremiyorlar.. Bak şimdi bu bir eski yılı anma yazısı olacaktı ama dikkatinizi çekerim ki biz gitsek bile bu dünyayı çocuklarımıza bırakacağız, apolitik bir ortamda çocuğunuzu büyütebilirsiniz ama ilk dışarıya çıktığında açık giyindiği için onu inaçsızlıkla suçlayacak insanlar olabilir, kendi fikirlerini benimsetmeye çalışanlar olabilir, maddi sebeplerle yanına yaklaşan olabilir ya da kendi maddi olanaksızlıklarla birilerine yanaşabilir..Dünya halinde ne yaşanacağı belli olmaz.

Neyse üstteki resim cumartesi akşamı gittiğimiz taverna akşamından.. Çalış Plajında deniz kıyısındaki Light House da Andon piyanist olarak cumartesi geceleri taverna akşamları yapıyormuş, Mavikuşlarla kendimize kapattık gibi bir şey oldu, çok büyük bir yer değil zaten. Yemekler çok güzeldi, ahçıları Antalyadan bir oteldenmiş, belli oluyordu :) Keyifli ve eğlenceli bir gece geçirdik, hava da nasıl esiyordu anlatamam..Dışarı çıktığınızda dalgaların sesi müziği bastırıyordu.Ben uzun zamandır ilk defa sirtakiyi andıran kasap oynadım mesela .. Coştuk biraz.. Ankara havası bile oynadık o kadar coşmuşuz işte düşünün :))
Ara sıcaklardan Hamsi Kuşu.. Ben şarap içtim,Uzunbey ve Çağıl rakı.

Bir gün önceyi nasıl geçirdim bir bilseniz..Bazen terslikler üst üste gelir ya.. İşin kötüsü ben bunu hemen hissediyorum yani bir şeylerin ters gideceği içime doğuyor.. Geçen hafta çok çalıştık, Christmas için ekstra çalışmalarımız vardı diyeyim siz boşlukları tamamlayın artık.. Önceden hazırlanmaları gereken işler bunlar yani son dakikaya bırakılamıyor.. Christmas
Almanlar için 24 ünün akşamı ,İngilizler için 25 aralık akşamı kutlanıyor.. Neyse koşturuyoruz ya, iki müşteriye gideceğim şehrin bir ucu Karagözlerde..Önce Dilek Hanım ve Kadriye'ye uğruyorum orada çantamı açarken kırmızı oje şişesi fırlayıp yerde patlıyor,(normalde bunlar makyaj çantamda durur) yeni kotum ve yerler kıpkırmızı..Aseton deniyoruz olmuyor,neyse arkadaşlar yerleri temizledi, ben çıkmayacağını anlayınca bıraktım, allahtan arkadaşların yanındayım.. Aseton alıp getiren ve hatta yanında aynı renk oje alan arkadaşlar hem de :)) Toparladık ortalığı ama birde arada toplantıya uğrayacaktım, pantolondan dolayı gitmedim. ( Pantolonum kuru temizlemeye gitti, bayağı temizlenmiş damla damla çok küçük lekeler kalmış paçasında)
Ben normalde arabada telefonla konuşmam, kenara çeker ya ben ararım ya da daha sonra dönerim telefon çalarsa.. Tam antik tiyatronun orada telefon çaldı,bir baktım ki ziyaretine gittiğim müşteri,açtım ama mecburen,orası yuvarlak bir cadde ve ucu gözükmüyor..Zaten bende polisi gördüğümde geç olmuştu. Neyse kenara çekin dedi, ben 23 yaşımdan beri her gün araba kullanıyorum ve hatalı olarak tek bir cezam var -Çanakkaleye giderken radara girdim, hızdan ceza yedim :)) onun dışında bana başkaları çarptı falan iki tane de kazam küçük kazam var.
Saygısızlık yapıp telefonu bile bırakmıyorsun dedi,oysa panik olup kaza yapmamak için bırakmadım,nasılsa gördü.. Gören adama yalan mı söyleyeceğim. (Aşırı dürüstlükten fırça yiyiyorum hep) birde ben öyle kıvranıpta bir şey demem hatalı davranmışım cezamı kessin öderim.. Neyse sadece kaza yapmamak adına telefonu bırakmadığımı söyledim..Birde aslında böyle şeylere dikkat ederim dedim. Ehliyetimde Bağcılar yazıyor .Buralarda halk arasında karizmatik bir durum bu :)) ama polis amcaya işlemedi tabii. Sanırım bana uyuz da oldu, hani kes cezamı gideyim tavırlarına.. Neyse cezayı kesti ama araba Uzunbey adına.. Onun kullandığı benim adıma.. Çapraz kullanıyoruz yani..Arabanın muayenesi geçmiş 5 gün , tutturdu ruhsat sahibi gelsin alsın diye iyi de bizim büro bayağı uzak ve uzun süredir ilk defa tek arabayız o gün. Amannnnn zaten daha iki müşteri gezeceğim, Uzunbey'in işi başından aşkın.. Neyse yakınlarda bir yere gelmiş, geldi,imzala da hemen gidelim dedim, teşekkür ettim polis amcalara :) Soyadlarımız tutuyor,cezada yazdın ne diye ruhsat sahibini çağırıyorsun ki ..? Birde tembih etti, o kullansın diye .. Olur , köşeyi döndük ben onu işe bırakıp yine aynı yerden geçtim ama..
Bu resimler Çalış Karnavalının 2. el pazarı kasım ayı pazarından.
Off yazarken yoruldum ya.. Resimleri dün akşam koydum yazıyı bugün yazmaya çalışıyorum ama bir insanın kafasında kırk tilki dolaşmıyor.. Şimdi dışarıdan geldim ve yine pazartesiye hazırlamam gereken işler var. Bu arada dün yine bir görüşmedeydim..Bu sefer Çalış komitesiyle ilgili.. Birde rüyamda telefon kulubesi gördüm bol bol :) Haber mi alacağım nedir ..? :) Nasıl bir psikolojideyim görün işte. Yazıdan belli oluyor sanıyorum.

Ben kasımın pazarını yazıyorum ama bu hafta sonu aralık ayının 2. el pazarı var ve ben görevliyim.Biz - Fatoşla ben-satış yapıp gelirini bağışlayacağız burslar için.

Bu kitabı aldım..

Bunları beğendim ama almadım, şimdi pişmanım.






Küçük kızlar için keçe çanta :) Çok şirindi..


Küçük likör bardakları koleksiyonuma bir takım daha ekledim.Gümüşlükte yer kalmadı artık.
Likör bardakları için bir çare düşünmem gerekli, kadehler ortada kalıyor..
Bu kavşak benim her gün evden işe giderken kullandığım kavşaklardan birisi..Normalde beyaz bina tarafından karşıya geçmem gerek ama ben çoğunlukla kavşağın bu tarafından geliyorum ki karşıda Şovalye adası ve manzarasını seyredeyim kırmızı ışıkta.İşe giderken deniz ve su görme hastalığım var benim, denizi görünce havam yerine geliyor :)) Sabah dokuz yoğunluğu bu trafiğin.. 82 sn boyunca denizi seyredip, bazen de böyle fotoğraf çekiyorum :) Durduğum konumda en yoğun taraf sol taraf çünkü bu yol devlet hastanesi yolu. Bazen sola dönüp yola koyulurken ambulanslarla karşılaşıyorum.. En çok onlar için dua ederim, bir an önce hastaneye kavuşsunlar diye..

Bir önceki resimdeki güneş ertesi gün olmayabiliyor.. Geçen hafta Hill Side yolundan çekilmiş bir Fethiye manzarası..Hemen önümüz tersane, sağ taraf 2. Karagözler mahallesi, denizden gözüken teknelerin olduğu yer Ecesaray marina..

Aynı gün tepeden inişte telefon çaldığında sağda durduğum yer..(hem sürüp hem konuşmuyorum ya,söylemiştim ..) Bu sefer Atapark otel önü..2. Karagözler dediğimiz mahallenin çoğunlukla manzarası böyle ama kendisi güneş tepeden dolayı az geldiğinden biraz soğuk bir mahalledir..

Bu bere beraber çalıştığımız Yasemin'in.. Bir arkadaşından hediyeymiş..Örneği çok hoş takıldık ona aynı renk ve modelden yapacağız diye..

Sırada Dikencik Evleri,Christmas pazarı ve geçen pazar günkü Ölüdeniz yazıları var :)
Bir gün yazarım elbet, yazmasam da öyle güzel resimler çektim ki mutlaka paylaşmak istiyorum.
Bugün hüzünlüyüm.. Günün şarkısı da öyle.

13 yorum:

Kirpikteki Gözyaşı dedi ki...

Tabaklara takıldım ben Asortik:) Taverna güzele benziyor. Afiyet olsun! Ayrıca sana katılıyorum. Konuşmalı, yazmalı ama sanki uzun zamandır böyle değildi ortam....

beste dedi ki...

ah o kadehlerde ne guzel sicak sarap icilir keske alsaymissin. Mince pie satiliyordu ingilizler mi yapmis yoksa birileri ingilizlere mi yapmis merak ettim ben pek severim de yapacagim yine:)

meltem dedi ki...

işlerin çok yoğun kolay gelsin, ceza için üzüldüm ama sağlık olsun.. bi daha ki sefere daha dikkatli olursun gerçi her zaman dikkat ediyormuşsun ama, benim beyde telefonla konuşurken ceza yese bi gün ders olur belki çok konuşuyor telefonla korkuyorum bazen:(
fotoğraflar yine çok güzel

Asortik Krep dedi ki...

Kirpikteki Gözyaşı, bence şu an konuşma zamanı.. Hani filmlerde var ya, ya şimdi konuşursunuz ya da sonsuza kadar susun diye. Öyle bir konumdayız..

Beste, orası İngiliz pazarı zaten.Yani o tarz ürünleri İngilizler yapıyor..Burada yaşayanlar :)

Meltem, benim eşimde hem telefonla konuşup hem de direksiyonda olunca çok kızıyorum..

minimalist dedi ki...

kaju benim de favorim :)) Değişime inanmak ve değişimi sevmek lazım kesinlikle hemfikirim. Yemek harika, taverna anladığım kadarıyla nefis; Çalış her zamanki gibi süper; oooo hayat Fethiye'de ne güzel :)))

Fevkalade dedi ki...

Kaju nedir diye sorsam:)

enne dedi ki...

Ben önce fındıkları yerdim (iflah olmaz Karadenizli:) Gigi kajuları yerdi, Cigi tabağa elini daldırıp hepsini yere dökerdi:)

Ben de ilk ve tek cezamı Maltepe Sahilyolunda 90 KM hızla gittiğim için yedim, yüksek hız yani:) Normalde hız yapmam, Dolphin bana hep seni Makam Şöförüm yapacağım der. Oluyor işte böyle, geçmiş olsun.

Kırmızı oje ne güzel dağılmıştır yerlere, keşke resmini çekseydin:)

Taverna gecesine içim gitti. Öyle ihtiyacım var ki.

Ne güzel bir yerde yaşıyorsun. Her gün denizi görüyorsun, kokusunu içine çekiyorsun. Çok şanslı olduğunu söylemiş miydim daha önce?

O pazarlara dalasım var fena halde. İşime yarayan yaramayan bir sürü şey almak istiyorum.

Hüzün Neşe'nin dostuymuş (ben uydurdum), senin hüznün bile bir başka Asortikçim. Yazıların beni hep neşelendirip mutlu ediyor.

Asortik Krep dedi ki...

Minimalist,anneni ziyarete gel hadi :)) Çaliş bu mevsim çok güzel :)

Fevkalade, Kaju; Hint Fıstığı da denilen bir tür kuruyemiş.Senin için link veriyorum,ordan bakabilirsin..
http://www.bengalisweet.com/images/KAJU%20WHOLE%20FIN%201%20SM.jpg

Unknown dedi ki...

hüzünlü olmak yakışmıyor sana ablacığım...ölüdeniz fotolarını sabırsızlıkla bekliyorum :)
kolay gelsin sana yoğunsun sanırım bu aralar koşturmalar arasında kendini ihmal etme tabi ki bizi de :)) sevgiler...

Asortik Krep dedi ki...

Enne, ben hüzünlü olsam bile buraya yazdığımda rahatlıyorum biliyormusun.Paylaşmak bana iyi geliyor..
Kuruyemiş yemenizi izlemeye gelebilirmiyim :)) Çok merak ettim..Pazarlarımız gerçekten farklı, görmek lazım :))

Asortik Krep dedi ki...

Burcu, Ölüdeniz o gün bir başka güzeldi deyip resimleri beklemeni rica ediyorum..Buna siz karar verirsiniz artık :))

Hülya dedi ki...

off off okadar cok sey yapmissinki : ) ben okurken yoruldum! Ama pazardaki hersey cok guzel gozukuyo. Keske bende orada olsaydim : )

enne dedi ki...

gel gel, sana kuruyemiş nasıl yenir, halının üstü nasıl kirlenir ve koltukların altından nasıl kuruyemiş toplanır gösterelim çocuklarla beraber:)