Perşembe, Aralık 17, 2009

Söz vermiştin bana..


Dikencik Evleri- Üzümlü
Bu sefer kahvaltı resimleriyle başlamak istemedim. Nisbet yapıyor gibi düşünmeyesiniz diye.Oysa burası gibi yerlerde böyle yaşamazsanız olmaz. Gittiğiniz her yerde hayat size bir şey öğretebilir ya da keyifle çalışacağınız zamanlar yaratabilirsiniz. Bu sefer biz gerçekten keyif yapmaya gittik Dikencik Çiftliğine.. Bayram dönüşü Uzunbey bizi 4. günü sabah kaldırdı ve hadi yürüyüşe götürelim Ares'i oradan da kahvaltıya gidelim dedi.. Ben OK dedim :)) (Böyle bir cümleye de hiç alışık değilsiniz değil mi :)) Konuşurken ve yazarken olabildiğince Türkçe'yi kirletmemeye çalışıyorum. Bu tarz konuşan insanları da okumaktan hoşlanmıyorum.Yani yine cümleler devrik olsun, arada yabancı kelimeler olsun ama doğru ve temiz bir Türkçe olsun yazdıkları.. Daha kıymetli gibi geliyor, sanki öyle yapınca yazdıklarını önemsemiyormuşlar gibi.

Dikencik Evleri benim daha önce de gittiğim, çok sevdiğim ama bir türlü vakit bulup da Uzunbey'le gidemediğim bir yerdi.. Kahvaltıları ve konumu dolayısıyla onunla hep gitmek istedim. Yiyecekleri ve sundukları doğal ürünler , orada yetiştirdikleri ve Ayşe Hanım bu tarz konularda sunumları iyi olan becerikli biri. Yalnız butik bir yer olduğundan mutlaka kahvaltı ve akşam yemekleri için rezervasyon yaptırmak gerekli. Bu yüzden sabah Uzunbey yürürken bana haydi Dikencik'e kahvaltıya gidelim dediğinde ama nasıl olur hemen şimdi müsait olmazlar, hevesimiz kursağımızda kalır diye düşündüm.Neyse ki düşündüğüm gibi çıkmadı, telefonu Cengiz Bey açtı ve beklediklerini söyledi..
Bu güzel manzarada kahvaltı ettik önce.

Böğürtlenli meyve suyu , tereyağda mantarlı yumurta, kurutulmuş biberler nefisti..


Tabakta görülen Güvey Fenerlerinin meyvelerini de ilk defa burada yedim.Bende çiçek hali vardı ama meyvesini ilk defa gördüm. Benim çok hoşuma gitti. Fide alıcam daha sonra Ayşe Hanımdan..

Çok güzel ev ekmeği vardı,tarifini de alacağım bir görüştüğümüzde..

Kahvaltıdan soran kalkıp biraz etrafı göstermek istedik Uzunbey'e.. O çevresi orman olan Dikencik Evlerine kalitesinden ve doğallığından dolayı bayıldı.. Sahipleri de hoş insanlar ve benim arkadaşlarım ama daha önceden tanıştırmıştım Uzunbey'i bu yüzden hem muhabbet edip hem de şöyle bir etrafta gezdik biraz.

Ayşe Hanımın aralarda sizi karşılayan sürprizlerinden biri.. Önce içeride sonra da çitlerin dışında orman içinde yürüdük biraz.Küçük yürüyüş yolları da işaretlemişler..Bize tüm kış boyunca çıkan mantar çeşitliliğinden ve bahara doğru çıkacak olan ender görülen orkidelerden bahsettiler.. Hem yürüdük hem sohbet ettik, bir de misafirleri vardı o da bize eşilk edince saat 3'e kadar oyalanmışız orada.

Bu izler yabandomuzu izleri bildiğim kadarıyla,ne kadar yakından gezmişler dediğimde Ayşe Hanım nasıl da farkettin diyerek şaşırdı.. Asortik bir krepim ya insanlar benden böyle bir bilgi gelince şaşırıyorlar doğal olarak :))
Mantar avı kadar heyecanlı bir şey olamaz aslında. Tam anlamıyla değil ama küçük bir tur yaptık sayılır ve etrafta çok güzel mantarlara rastladık.Gezmeye çıktığımızdan elimizde sepetimiz,fırçamız ve bıçağımız yoktu. Yine de nasıl zevkli olduğunu anlatamam.

Genelde çam ağaçlarının dibinde hafif bir yükselti altından toprağı kabartıyorlar.. Farkedip üstlerine basmamanız lazım. Sonra elinizle etrafını açıyorsunuz. Bıçakla kesip elinizde fırçalayıp sepete atıyorsunuz. Tabii ki bildiklerinizi toplamanızda fayda var.Birde hatırlatırım ki bazı mantarlar daha önceki seminerden öğrendiğimize göre zamanla etki ediyorlarmış..Yani bu bana birşey yapmadı, iyi bir mantar diye yemeğe devam etmemeli.İyice bilmeden kullanılmayacak kadar tehlikeli bir yiyecek.

Kopardıklarımızı topladık, ama bizim yediklerimiz bir önceki avdan kalanlardı.
Aynı mantarın arka ve ön görüntüsü.

Bu değişik çeşit ve yüzüklü,yüzüğü oynayanlar için bir püf noktası söylenmişlerdi ama şimdi hatırlayamadım.Yanlış olmaması uğruna yazmıyorum.

Orkideler sağlıklı büyüyüp hayvanlar tarafından ezilmesin diye böyle çalılarla koruma yöntemi geliştirmiş Ayşe Hanımlar.


Köylünün çamlardan topladığı sakızlar yüzünden şekli değişmiş bir ağaç.


Bu asi mantar saklanmaya bile gerek görmemiş :) Kafayı uzatmış doğaya..

Cengiz Bey, topladığı mantarlarla..

Ayşe Hanım..

Bu da değişik bir çeşit.

Bu gözle görülebilecek bir alanda görmedikleri bir mantardı, bizde yanından geçtik öylesine ..


Havuzbaşı.


Kaktüs

Burası diğer evin salonu, hepsi aynı model. Eşyaları farklı..

Ayşe Hanım ,ailelerinden kalan eşyaları da dekorasyonda kullanmış sık sık.

Bu da kendi mama sandalyesiymiş :) Tamamı ahşap. Gelen bebekli misafirlerin hala kullandığı bir parça.
Duvardaki halı kadar iş bankası resim koleksiyonundan kalan tablo yastıklara bayıldım en çok.

Yılbaşı için İstanbuldan müşterileri var bu yüzden biz bir başka haftasonu için ayarlama yapacağız.Kalmalı akşam yemeği :))

Odalar ..

Yine aileden kalma bir ipek batik tablo,
bu Eminönünden alınan eski aynayla aynı banyoda..

Yine herkesin çok seveceğini düşündüğüm deterjan kabı,küreğiyle beraber,Tahtakaleden almış.. Eğer giden olursa bende sipariş vermek isterim buradan yazayım.
(Onlarda İstanbul'dan emekli olup gelmişler, arsaları varmış ama çok eskiden alınmış.)

Annesinden kalma yatak örtüsü, nefisti..

Çiçekliğine de bittim :)

Bir daha ki gidişimde kaktüs götüreceğim onlara ..
Bir kocaman tur atıp evlerin çevresinde kahve içip sohbet ettik. Öğleden sonrayı bulmuşuz. Çağıl 'la Uzunbey çok sevdiler,tekrar görüşmek üzere ayrıldık.
Yalnız o kadar kocaman bir kangalları vardı ki (Luka) Ares'i kapacak diye korktuğumuzdan onu hiç salmadık.Luka bağlı olmasına rağmen korkutucu bir fiziğe sahip.İnsanlara birşey yapmamış ama Ares'ten fazla hoşlanmadı. Onunla yaşıt olmasına rağmen iki katı ve tüm ısrarlarımıza rağmen Uzunbey bir ara Ares'i bıraktı.Ares soluğu Luka'nın yanında aldı. RedKit'in köpeği Rintintin gibi koştura koştura gitti. Hepimiz ayaklandık. Ben bakamadım..Çağıl ve Uzunbey koştu, iki kere hamle yapıp Luka sadece uyarı da bulununca o da korktu, Cengiz Bey yakaladı da rahatladık.

Dikencik Evleri çok doğal hoş bir yer, büyükşehir havasından sıkılıp kaybolmak isteyenler için birebir. Ayrıca yanlız da gidebileceğiniz bir yer. Ayşe Hanım çok becerikli, 15 dakikada buzluktan çıkardıklarını pişirip sunmakla ünlü sofraları var. Yaptığı domates kurularını unutmak mümkün değil.Yazın başının belası olup onları yaparken gidip görüntülemek istiyorum. Ha birde geçen sefer içtiğim mantar çorbası var ki hala unutmuş değilim..
... ... ...


Bugün bürodayım, gece uyku tutmadı sabah beşte yattım. Karışık rüyalar görüyorum bu ara, dün annemle uzun uzun, Burcuyla havadan sudan konuştum, bu biraz rahatlattı beni.
Yarın yüksekokulda bir seminer var orada görevliyim.. Pazar günü 2. el pazarı çalışta.. O gece de Antalya bölge tiyatrosunun oyunu var "Ateş ve İhanet " Nazım Hikmet' ten alınan..Fethiye Belediyesi Kültür Merkezinde.
Biraz sonra dışarıya çıkacağım.. Bugünün şarkısı "söz vermiştin bana.." Çok sevdiğim Candan Erçetin'den..

17 yorum:

ruhdagı dedi ki...

Çok imrenerek içim giderek okudum :)

Manzaralar içimi açtı.

Yine yoğunsun şimdiden kolaylıklar dilerim.

Burcu - Mutfak Camı dedi ki...

çok güzelmiş her şey... şu sıralar ben de uyuyamıyorum ve uyuduğumda da bölük pörçük oluyor hep uykularım ve aynen yazdığın gibi karmakarışık, uzun,uyanınca bir kısmını çok net hatırladığım, bir kısmını hatırlayamadığım rüyalar görüyorum...

Zeugma dedi ki...

Mantar uzmanı sayılabilecek bir meslektaşımdan şöyle bir gerçek öğrenmiştim:
Mantarın hemen altındaki toprağı eşeleyip böcek vs. türden birşeyler gördüğünüzde kesinlikle doğru mantar.Çünkü zehirlenip ölmemiş o canlılar.
Fakat zehirli bir mantarın altında en ufacık bir böcek bile olmuyormuş.
Bu bilgiler yılların tecrübesiyle sabit üstelik...
Teşekkürler güzel paylaşım için...

minimalist dedi ki...

Dikencik evleri ne güzelmiş bilmiyordum sayende öğrendim teşekkürler. Kafayı boşaltmak için birebir süper.

Asortik Krep dedi ki...

Ruhdağı, teşekkürler.. Yoğunluğum bu sene hiç bitmeyecek sanırım :)

Burcu, sen rahat uyu şeker..

Zeugma, sana da bilgi için teşekkürler :)

Minimalist, Çok güzeldir.. bekliyoruz ilk fırsatta.. :)

Adsız dedi ki...

hadi gözünüz aydın yök ün kararı çıktı. çok sıkıntı yaratacak bir durum yok. çalışmaya aynen devam. sadece biraz daha özenli olması gerek. fire olabildiğince az olması lazım.

Gülen Tezer dedi ki...

En asortiğinden krebim; griye, pusa inat, Turkuaz kıyıların en yeşili ve mavisi gözlerimi iyileştirdi. Artık daha iyi görebiliyorum :) Her şey çok şnce bir zevkin ürünü. Daha bu akşam taş ev hayali kurmuşken ve Sedef de 'olur senin öyle bir evin' dedikten sonra bu evi görmek beni çok mutlu etti.
Ares'e mukayyet olun :)
Öpüyorum büyük.
Ali abim bana mantar gönderecek :)

Asortik Krep dedi ki...

Çarli, Çağıl'ın farklı bir bölümden girdiğini kimse bilmediğinden kesinlikle yorumu senin yazdığını anladım :))

Gülen, gözlerinin iyileşmesine daha da yardımcı olacağım demek ki :))

Dağ Mantarnı ya çorba yapacaksın ya da yağda yumurta kırıp yiyeceksin ,çok güzel oluyor :)
Ben kültür mantarını fırında pişirmenin yanısıra rendelenmiş domatesle tereyağında soteliyorum.Az karabiber,kekik ve kimyonla da renklendiriyorum.Ağzı açık bir şekilde sotelemek gerekli ama..
Afiyet olsun,sende nasıl yaptığını yazarsan memnun olurum :)

Çınar dedi ki...

Off evler çevre hele de mantarlar bir harika. Ne güzel bir gün olmuş doğayla içiçe. Gerçi sen bu tarz gezileri sık sık yapıyorsun gördüğüm kadarıyla. Bize de sayfana girip okuyup manzaralara bakarak mutlu olmak düşüyor:))

Sevgiler canım

enne dedi ki...

Mantar mı? Bizim oralarda (böyle yazmayı seviyorum) fındık ocaklarının (ağaç denmez, ocak denir) dibinde olur ve biz Kirmit deriz. Yağmurdan bir gün sonra gidilir, toplaması o kadar zevklidir ki. Çocukken ne çok giderdik abimle ve kuzenlerimle. Annem kirmiti tereyağı soğanla kavurur, yumurta kırar üstüne (her şeye de yumurta kırıyorlar ha) ve yerken parmaklarını da yersin.Olsa da yesek.

Asortik Krep dedi ki...

Çınar, doğayı seviyorum :)

Enne, ocak ; mantarların çok olduğu yer,kaynak anlamında burdada kullanılan bir isim.

Unknown dedi ki...

Sevgili Asortik, ohhh ruhuma çok iyi geldi inan. Bugünlerde öyle çok ihtiyacım var ki öyle bir yerde uzuuun ve sakin bir yürüuüş yapmaya...

Bloğumda senden bahsettim çok az:)

Bir de doğumdan önce hastane çantamı anlattığım yazıda lizözlerimden bhasetmiştijm ama resim koyamamıştım. Sen de sormuştun hatırlar mısın? İşte sırf sana söz verdim diye koydum lizözlerin resimlerini bloğa:)

sevgiler

Asortik Krep dedi ki...

Dağlarkızı, gelip yorum yazdım sana..Teşekkür ederim haber verdiğin için :)

Özlem dedi ki...

mükemmel bir kahvaltı ortamı bayıldım oraya.günün ne kadar keyifli geçtiğini hissedebiliyorum:))

Unknown dedi ki...

ne kadar güzel bir kahvaltı ve harıka ınsanlarmış sizin gibi :)
ben bayıldım o ortama allah bana da kısmet eder inşallah...
sevgiler asortikciğim...

Meyvelitepe dedi ki...

Yazının tamamı çok zevkliydi ama ben geliyorum gidiyorum "o deterjan kabına" bakıyorum, çok hoş. Bir daha giderseniz satıcısının tam adresini hatırlayabilirler mi acaba?
Keşke İstanbul'a sık gidemeyenler için alışveriş sever birileri bunları bulsa, isteyenlere ücreti karşılığı gönderse. Komisyon ödemeye razı olurduk herhalde:)
Sevgilerimle. Jale

Asortik Krep dedi ki...

Özlem, güzeldi gerçekten.

Burcu, teşekkürler :)

Jale Hanım, ben annemden isteyeceğim yılbaşından sonra, sizin içinde alırız :)