Perşembe, Kasım 11, 2010

Her gün seni düşünür, her an seni yaşarım.





 Haftasonu Uzunbey bana yardımcı oldu fotoğraf işini çözdüm.Yeni bir blog açmayı bile düşündüğümü söyleyince olaya el attı.Google crome yüklemiş Çağıl, onu kullanırsan problemini çözersin deyip hem de. Yani benim günlerdir sıkıntı çektiğim olayı üç dakikada çözünce ona " sen benim kahramanım' sın " dedim :)) Sanırım hoşuna gitti, gülümsedi. Bilgisayarı işi olan herkes gibi bizlerin bilgisayar hikayeleri onların pek ciddiye aldıkları bir şey değil.Yani onlar bizler gibi bakmıyor olaya.. Bilgisayarı bu kadar ciddi kullanıp bizim olaylara  farklı bakmaları beni biraz etkilese de benim önemsediğimi bilmeleri bana yetiyor şimdilik.Bloğum benim için önemli,ruh sağlığımı  etkiliyor.Çünkü ben buraya yazdıkça mutlu oluyorum, eğer bu bağımlılıksa bağımlı olmaktan memnunum ama diyebilirim ki ben normal hayatta işimi, görevlerimi ve hayatın gereklerini elimden geldiğince yaptığımdan mutlu olduğum bir şeye saygı göstermelerini beklemek de en büyük hakkım.(Bu cümleyi bir kere de okuyun lütfen, uzun ve devrik cümlelerime bitiyorum yahu :))
O benim hayatım. Ona yazmadığımda  hayatımda eksiklik duyuyorum.Kendimi yalnız hissediyorum.Oysa kalabalıklar içindeyim ama burası başka.Başka bir Dünya'yla iletişimi sağlıyor  bana. Ona seslenmek,dokunmak,saçlarını okşamak gibi bir şey. Sessiz sevgilim o benim :)  Nerde başladı ne zaman bu boyuta geçti bilmiyorum. Çok da araştırmıyorum.Bu hali bana yetiyor.
-Burcu başlattı,onun yüzünden aslında-

Biz hafta sonunu yine hareketli  geçirdik. Cumartesi bana Zen Güzellik'in sahibi Selma Hanım ve Eşi, birde Gülderen geldi. Gece oturup sohbet ettik ve şarap içtik. Ertesi gün Zehra ve Derin ile buluşup Xanthos'a gezmeye gittik.Hem gezdik hem de fotoğraf çektik. Fevzi'lerde bizimleydi. 3 çocuk onlarda Derin'le Ares'te bizimleydi.Çok eğlendik diyebilirim kendi adıma.Güzeldi ve yorgun olarak döndük evimize ama orada bizi gezdiren Durmuş Amca 'yı unutmam mümkün değil.(soldaki foto) 35 senedir orada çalışıyormuş. Kitap gibi anlattı zaten bize. Hepimiz bayıldık anlattıklarına.Bizimle turladı bütün alanı da.Oradan çıkıp Saklıkente geçtik. Oturup dinlendik, bir şeyler yedik.



Xanthos'ta yeni kazılar yapılmış, çok güzel mozaikler çıkmış.Ben kendi fotoğraf makinemle sadece bir kaç yakın plan çektim oysa bürodan getirdiğimizle her yeri çektim ama hepsi diğer kartta olduğundan ancak bunları kullanabiliyorum.
En üstteki fotoğraf dağ menekşesi, Xanthos'u bloğu açtığım zaman yazdığım bir yazıtında çok gururlu insanlar olduklarını Perslerin eline geçmemek adına kölelik yerine ölümü seçtiklerini anlatan bir yazı yazmıştım.
Bunu kentin tarihinde iki kere yapıyorlar.Yani kadınlar ve çocukları öldürüp erkekler uçurumdan atlıyorlar. Benim dağ menekşelerini resimlediğim yerden yani, bir keresinde de kendilerini ve şehri yakıyorlar.Ben  o fotoğrafları çekerken çok komik bir şey oldu, orası bayağı yüksek bir yer, herkes gitti, ben çiçeklere hasta oldum. Beton platformdan aşağı inip en uca gittim,aşağısı uçurum, benimde yükseklik korkum var :)) Hatta bir yerden zıplayarak geçtim,bulunduğum yer ilerden gözükmüyor,hepsi bana bir bakıyorlar platformun üstündeyim,sonra bir dönüyorlar yokum :))  Herkes merakla bana doğru gelmeye başlıyor,Durmuş Amca kızmış hatta  nereye gitti diye,diğerleri ne düşündü bilmiyorum ama birden ben beton zeminden rambo gibi elimde makineyle çıktım karşılarına , Zehra fotoğrafımı çekti :))


Dağ çiğdemleri da sarı sarı salınıyordu,soğanlarından çıkarıp aldık hatta ben çıkaramadım da Durmuş Amca çıkardı benim için.Giderken de deli kız çiçekler için bir daha uçurumlara yaklaşma der gibi de bakıyordu :) Bence beni oradan uzaklaştırmak için o kadar uğraştı o soğanlar için.

  xantosYazının buraya kadar olan  bölümünü dün yazdım aslında ama bugün güzel bir şey oldu, bu kısımları oturup yeni yazıyorum.Saat 1.55.Onbir  kasım.Ben bugün saçımı boyatmaya, manikür ve pedikür yaptırmaya gittim kuaförüme. Kuaförüm Hisarönünde.Kuaförden çıkıp işe döndüm sonra da eve, yolda  arkadaşımla konuştum,beni simurglara benzetti :) 
Kısaca "Si-murg - otuz kuş" demekmiş.  Kuşların hükümdarını bulmaya  giderken yapılan yolculukta  30 kuş sadece yolu geçebilmiş ve anlamışlar ki,  aradıkları sultan kendileridir ve" gerçek yolculuk kendine yapılan yolculuktur."
Bu  mit benim çok hoşuma gitti :) Bayıldım. Belki okumuştum ,hatırlamadım ama tekrar duymak, simurg 'a benzetilmek güzel geldi.
Geçen gün yemediğimiz üzümlerden reçel yaptım, çok da güzel oldu. Karışık üzüm  kullandım, şeker ve üzüm o kadar. Görünüşüde kendi de güzel oldu,uzunbey beğendi.

 Zehra(Cafe derin) Mutfakta 1inci yi ziyarete gidiyordu, beni de çağırınca gittim.Daha doğrusu kahvaltıya çağırdılar,çünkü bir gün önce çok yorulmuştum ve sesim zor çıkıyordu,kıyamadılar bana :) Ares'te evdeydi, biz Ares'le dışarıda pozlar çekildik,onlar içeride blogların ayrıntılarıyla ilgili çalışıyorlardı.Birde Ozzy 'miz var, kendisi süper bir asistan blog konusunda :))
Bir yandan da blog buluşması yapmış olduk.



Kaktüsler,sukulentler,tohumları ve pergoleler...

Özgen'in yaptığı nefis poğaçalar ve yabanmersinli ve vişneli cheese cake


Okan Bayülgen geçen gece programda , bende hem izliyorum hem internete takılıyorum. tv de bir  prof. dr. (Kemal Sayar) ve internet konusunda uzmanlarla ahkam kesiyor,hatta bloglarda konuşuldu ama  internete karşı psikiyatris meslekten örnek veriyor, bir uzman arkadaşının başından geçen olay itiraf.com dan alıntı!  :)  Ya dr.un  arkadaşı itiraf.comdan ya da bizim prof  iyi bir itiraf.comcu .

Aslında size iç döküntülerimle ilgili yazacaktım ama artık uykusuzluktan göz kapaklarıma hükmedemiyorum, bu şekilde kafamı da toplayamadığımdan bu gecelik bu kadar deyip sizlere iyi geceler diyorum..
Tabii ki çok güzel bir şarkıyla. Bu şarkıyı annem ben geçen gece onu aradığımda ne seyrediyorsun diye sorduğunda aç 95. kanalı diye bana açtırdığı kanalda yakaladım.Uzun zamandır dinlememiştim,eski şarkıların güzelliğini unutmak mümkün mü..? Sesini açıp dinledim bütün gece.Hatta bugün Hisarönünden dönerken kendi kendime mırıldandım arabada.
Ben şarkıların ya eski hallerini ya da tsm formunda söylenişlerini sevdiğimden bazen çok zor buluyorum kayıtlarını.Bizim çocukluğumuzda söylenen hallerini seviyorum nedense..Bu da o şarkılardan biri oldu.

6 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

sabah çayıma keyif kattınız... Hem görsel hem ruhsal olarak...Her yazınızı okuduğumda hep oralarda olabilmek gibi bir his geliyor içime.
Ben şimdi şarkıyı dinlemeye gidiyorum:)
Sevgimle

yemekbiraşk dedi ki...

hepsi birbirinden güzel olmuş fotoğraflar buluşmanızda çok güzel burada böyle bir ayrıcalık olmuyor maalesef
sevgiler..

Adsız dedi ki...

Bayılıyorum sizin bu enerjinize.Yine harika yerler gezmişsiniz.Bu şarkıyı bende çok beğeniyorum:))Çok ama çok şekersiniz.
Yüreğinize sağlık.
Çok öpüyorum
Ozzy:))

Zehra Gürgen dedi ki...

sen ne zaman çektin bizi öyle :) ?
seninle olmak çok güzel canım, ilaç gibisin..vakit nasıl geçiyor bilmiyorum birlikteyken,

ama bir gün gecelemek lazım şöyle elde şarap dillerde sohbet...

sevgiyle öpüyorum kıymetlim

Asortik Krep dedi ki...

Sevgili Lale, sizi buralarda da görmek isteriz :))

Yemekbir aşk, biz büyük bir blog buluşması düşünüyoruz bayramdan sonra..Ne dersiniz..?

Sevgili Ozzy, sen çok yaşa çünkü sayende buluştuk biz :)) Bende öpüyorum..

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Etkinlik için teşekkürler,Serap hanım
sayfasında şimdi gördüm.

Ailece bayramınızı da kutlarım.