Üç gündür diş ağrısı çektim, iki gündür de zirvede yaşadım ağrıyı.Pazartesi günü ve gecesi artık çıldırtıcı boyuttaydı.Salı günü diş doktoruna gittim ama geç olmuştu.Dişim iltihaplanmış, bunun üstüne üç tane iğne yedim,bir türlü uyuşmadı dişlerim o zaman anladık iltihaplandığını.Çarşamba sabahı fuar yerine evde kaldım çünkü yüzüm şiş içinde dudaklarım kapanmıyordu ki konuşayım.Nazara geldik sanırım.Oğluşta döndüğü gibi İstanbulda hastalandı.Ona annem bakıyor bana da Uzunbey baktı. İki gecedir yemekler ondan. Dişçide de yalnız bırakmadı ki iyi olmuş.
Bugün dinlendim evde, arada arkadaşlarım aradı. Fuara da benimle beraber gidecekken bensiz idare etmek zorunda kalan Fatoş ve Zehra gittiler.Büroda iş arkadaşım doğum iznine ayrıldı.Bu yüzden Uzunbey teknik kısımdan bir arkadaşla dönüşümlü bizim kızlarla beraber fuarı idare etmiş. İlk gündü ama ben evde olsamda bensiz götürebilmeleri hele arkadaşlarımın beni yalnız bırakmaması çok güzeldi.Umarım yarın sabah kalktığımda yüzümdeki şişlik konuşabilmeme müsaade eder de bende işime gidebilirim.( gidemedim,çünkü şiş azaldı ama çok konuşunca ağrı yapıyor)
Evde olduğum sürece haberler,yemekteyiz, ve master şef seyrettim. Başka bloglara haberler üzerine yorum yazdım ki bunlar vurulan şarkıcı haberlerinin Japonya daki nükleer santral haberlerinin önüne geçmesi yönündeydi.Hala nükleer santral kurmak isteyenlere inanamadığım için hayretler içinde etrafı seyrediyorum.Nerden nereye geldik be..! (Burada be! ünlemini bilerek ve isteyerek kullandım) Çocukken şu yaşadıklarımızı birisi anlatsa hadi canım derdik.Hey gidi Ülkem hey...!
-Bu konuda nefis bir yazıyıda sizinle paylaşmak istedim.Köşeyazısı gibiydi mübarek :)
Hapistekilerden ,ülke gündeminden ve devletin durumundan bahsediyorum tabii ki.Blogları açmışlar, açsınlar tabii , buralarıda yazıp okumasak ne olur bizim halimiz.Yazımı edebiyat öğretmenimizin bize sık sık söylediği "gülersiniz ağlanacak halinize "cümlesiyle bitiriyorum. Kadın o günlerden geleceği nasıl da görmüş!!!
Not: 20 mart günü saklıkent koruma platformunun saklıkent ve fethiye civarına yapılacak olan HES'lere dikkati çekmek için yapacağı piknik var. O gün saklıkent minübüsleri yolcuları ücretsiz taşıyacak.Sabah 10.00 da piknik başlayacak. Altta fethiyede yapılacak olan heslerin haritası mevcut.
Tam 16 proje,ikisi şu an yapılmış,14 'ü yapılmak üzere olan. Hala heslerin iyi bir şey olduğunu düşünenlere diyorum ki, siz gelecekte körfezler dolduğunda, içme sularınız kalmadığında, heslere sahip olan şirketler bu sulara 49 yıllığına el koyduğunda, balık çiftliklerini bu işletmelerin sularına kurduklarında, ürettikleri enerjilerin 2M bir migrosa yetecek kadar hedefleri olduğuna inanmayın, size söylenenlere inanın.
Tabii ki bunları size biz bunları yapacağız diyerek yapmayacaklar,araştırın biraz, armut piş ağzıma düş olmayın.
Pazartesi günü birde ÇED raporu toplantısındaydım. Yat çekek yeri yapılması planlanan Karaot Mevkii için yapılan toplantıda gördüğüm komiklikleri belirterek konuya girelim mesela.. Mevcut alanının Karaot Mevkiine taşınıp taşınmaması konusunda görüşülen toplantıda o civarda bulunan turizm tesislerinin çağrılmaması, toplantının nerdeyse herkese haber verilme durumlarının unutulması ilk aşamalar sayılsa da toplantıda ne kadar taşınmasına karşıt olmayan adam varsa konuşturuldu.Bu toplantılar hakkında uzman olan birileri varsa eğer içimden acaba aynı fikirde olmayan açıklamaları rapora koyacaklar mı diye de düşünmeden edemedim.Öyle bir kontrol mekanızması var mı bilmiyorum ama tavırlarından sanki olmasını istediklerini konuşturdular gibi geldi.Kayıtları var aslında ama raporu görmek lazım sonra.Nasıl görülebileceği hakkında bir bilgim yok.
Bu arada Karaot Fethiyenin en bakir alanlarından biri, kuş ve balıkların ürediği ,carettaların sahiline geldiği bir yer. Çıkan haberlerden insanların nasıl bir tavırda olduğunu da görebilirsiniz. Yat çekek yerine karşı değilim ,şimdiki yerinin uygun olduğunu düşünüyorum ama Karaota yapılmasına karşıyım kısaca.
Günün şarkısı: Neden bilmiyorum ama bu şarkı, içimden o geçti.Hastayım diye olabilir.
Not: 2 Mutlaka bu iki linke bakın derin.Bugün yazı tamamen çevre yazısı oldu ama doğa ona yapılanları affetmez.!
Link 1 Doğa Derneğinden nefis bir uyarı.
Link 2 Japonya depreminin öncesi sonrası görüntüleri.
10 yorum:
doga kendisine yapilan haksizligin bedelini kat kat veriyor bize geri, ama anlayan yok ne yazik ki :(
gunlerdir kahroluyorum bende olanlari izlerken, butun bu insanlar nasil oldu da sagduyularini, insanliklarini yitirdiler :((((
hepinize geçmiş olsun canım
Asortiğim önce sana sonra dünyaya geçmiş olsun. Seninki bir süre sonra geçer de dünyanın hali ne olacak işte orası meçhul.
Şu sıralar diş dertleriyle muzdarip biri olarak seni benden iyi kimse anlayamaz. İnsanın ağrıdan beyni uyuşuyor resmen. Ben de 10 gündür 2 çekim, 1 kanal ve dün de 2 diş kesimi yaptırdım. BUnların sonucu bir duduk ısırığı, iki adet kocaman aft ve bir uçuğa sahip oldum. Ağzım dünya savaşından çıkmış gibi. Yapılan köprü görüntü ve rahatlık açısından sorun çıkarmasa da çektiklerime değse bari. Daha ufukta bir de diş kökü kist ameliyatı görünüyor. Umarım seninki de tez zamanda geçer. Her türden çalışmanda kolaylıklar diliyor sevgiler yolluyorum. Çağıl'a da iyilikler diliyorum.
Ben uzun süreli buralardayken yolunu Ankara'ya da düşür diyorum:)
Sevgili Asortik Krepciğim; çok geçmiş olsun, benimde çaresine bakmam gereken ama korkudan erteleyip durduğum dişlerim var:(((
Doğanın dili olsada insanoğlunun yaptıklarını anlatsa, gerçi o da işe yaramaz eminim kendinden başka hiçbirşeyi, hiç kimseyi düşünmeyen bu zihniyete. Ben de kolaylıklar diliyorum sana bolca ve kızımla kocaman sevgiler yolluyoruz
Çok geçmiş olsun canım ben dişçimle artık kanka oldum ve azıcık sızlasın varıyorum yanına Allah kolaylık versin.Ayrıca her zamanki duyarlılığın için tebrikler sevgilerimle...
bugün daha iyiydin arkadaşım. bu arada İzmir yazısını yeni okuyabildim.bloglara giremeyince interetede girmez oldum ya.. bornovdaki cafenin adı Elit..Bornovalılar bilir :)
çok geçmiş olsun ablacığım :)
inşallah en kısa zamanda yoluna girer ve işlerinin başına doğru yol alırsın güzel hafta sonları sevgiler öpüldün :)
Bunu ben de hissediyorum biliyor musun sevgili dostum... yani birbirimize benzediğimizi.. karakter ve duygu dünyası olarak aynı paralellerde seyahat etmek gibi!! :)) Bu nedenle seninle tanışmak çok istemiştim oğluşu istanbula getirdiğinde... araya kaynadı gitti çırpınışlarım, senin farklı çırpınışların arasında!!
Ne kolay söylenir .. ah ne kolay söylenir bazı cümleler.. "başın sağolsun" gibi... "geçmiş olsun" gibi.. Bak şimdi ben de söylüyorum sana .. sadece nüansı farklı:
"bu kadarla kalsın sevgili asortik krepim" .. gülüşüne zarar gelmesin!
seni seviyorum ben.
Sevgili Asortik; dişin için çok geçmiş olsun, hallolacak bir sorun, atlatacağına inanıyorum. Gelelim haberlere: Aynı dertten feci muzdaribiz karı-koca, yani şu İbo haberlerinin Japonya' yı bastırmış olmasından, çıldırabiliriz yani. Kanaldan kanala adeta 'kaçıyoruz' haberler başladığında, bir ümit:(( Bir de hes'lerle ilgili körfez söylemin bana bir tek şey hatırlattı: When the last fish is caught, when the last tree is cut, when the last river is poisoned; then the man will understand money cannot be eaten !!! Sevgiler..
A-HA, insan hangi birine koşsun şaşırıyor.Etrafımız bir anda seçimden sonra yapılacaklarla çevrili,bekliyoruz sonumuzu.
1-hes'ler
2-2b'ler
derken en büyük bomba da nükleer santraller oldu.Baksana rusya da anlaşma imzalandı,2. si için sızıntı yapan japonya grubu sessiz sedasız sinop için imzaya gelmişler ankaraya.basından tıs yok!
Black, sağol tatlım.
Leylak Dalı, o kadar çok gelmek istiyorum ki ankaraya anlatamam :(
Bilge'nin annesi, bende gezmek istiyorum seninle cafelerde haberin olsun :))
Özgen, ne yapıcaz bu çevre düşmanlarıyla bilmiyorum.
Zehra'cım,elit olduğunu sen söyleyince hatırladım ancak :)
Burcu, sana netten sürprizimi umarım beğenmişsindir :)
Hasret Senfonileri, sizinle tanışmayı çok çok istiyorum. Bazen yazdıklarınız içimi deliyor, daha açık ve net yazayım içimi okumuşçasına beni etkiliyor.İdolümsünüz yazıda...Kelimelerinizi içiyorum ve çok hoşuma gidiyor.
Lezzetli Somunlar,aynen katılıyorum.Sonumuz oraya gidiyor.Kızılderili şeflere zaten tapardım,öğreti gibi oldular doğa konusunda.
Yorum Gönder