Bu gece sizden destek istemek için yazıyorum.Bu resimler benim değil, sahiplerini gezdiğim bloglardan yazacak zamanım olmadı.Eğer bilen varsa ya da bu resim benim diyorsa lütfen yorumlara yazsın ve beni anlayışla karşılasın.Çünkü bu resimlere size olanı biteni anlatmak adına ihtiyacım var ve eminim resimleri gördükten sonra sizde benim gibi düşüneceksiniz.
Öncelikle burası neresi anlatayım.Burası benim cennet köşesi diye tabir edebileceğim bir yer... İğneada.
Kırklarelinin Demirköy ilçesine bağlı bir belde.Sadece bu özellikleri yok, longoz ormanları var mesela, faunası ve florası dünyaca ünlü ve normalde milli park ama bu ülkede bunlar bir yerde nükleer veya termik santral kurulmasına engel değil.Burada da olmadı ve hükümet yeni nükleer ve termik santral kurmak için burayı kendine 3. yer olarak seçti.Oysa İğneada arabayla İstanbula 2.5 -3 saat mesafede.Yani orada olabilecek bir kazanın ülkenin en önemli ve büyük şehirlerinden birini ne kadar çabuk bir sürede etkileyebileceğini sanırım hiç hesaba katmıyorlar.Oysa bence bu bile çok önemli,tabii ki ülkeye zarar vermek istemiyorsan.
Diğer yandan denizle gölün birleştiği uzun ve sarı kumdan oluşan nefis doğal kumsallara sahip.
Balıkçılığı ile Karadenizde önemli bir liman.
Eşsiz Longoz Ormanları..
ve bu güzelliğe hem nükleer hem de termik santral yapılması uygun görülmekte.
haber... ve bu habere yapılan bir yorum size tüm olayı özetleme adına çok iyi bir açıklama olacaktır.
İğneada'da 3. Nükleer santral yapılması demek:
1) Istanbul'a 120 km kuş uçuşu mesafede
bir Nükleer tehlikenin bulunması
2) 2007'de Milli Park İlan Edilen,
ve İğneada'ya 6.5 km mesafedeki Longoz (Su basar)
ormanlarının radyoaktif sızıntılardan yok olması
3) Altın kumlara sahip İğneada'nın, balıkçılarının,
ve doğal tarım ve hayvancılık ile uğraşan
herkezin sonu demektir. Hayırlı Olsun.
Yeşilliklerin arasında bir nokta ama önemli bir nokta bence geç olmadan yapabileceğiniz bir şey var..
Lütfen imza kampanyasına katılınız ve bulabildiğiniz her sosyal mecrada bu imza kampanyasını paylaşınız...
http://imzakampanyam.com/kampanya_detay.php?u=igneadaya-nukleer-ve-termik-santral-istemiyoruz#
Küçük bir bilgi...
Sizce de bir imzayı haketmiyor mu..?
Not: İğneada Longozuyla ilgili bilgi.
-Longoz : Longoz nedir?
Dünyada çok az sayıda bulunan longozlar, çevre açısından büyük değere sahip. Tabanı çeşitli ağaç ve bitki türleri ile kaplı olan, temiz ve doğal göl ve sulak alanlara longoz deniliyor.
Orhan Uyanık (İğneada Doğal Eko Sistemi Koruma Bölgesel Yaşamı Destekleme Derneği eski Başkanı) ise yazıda şöyle tarif ediyor : "Derelerin denize döküldüğü yerlerde yoğun ormanlar vardır.Dere ağızları,yağışların azaldığı mevsimlerde denizden gelen dalgaların taşıdığı kumla kapanır.Böyle olunca da dere suları geriye döner ve orman tabanına yayılır.İşte ; bir çok ağaç çeşidinin bulunduğu bu ormanlara da Longoz yani subasar ormanı denir."
İğneada longozu bildiğim kadarıyla Türkiyenin en büyüğü.İkincisi Sakarya Acarlar Longozu.
İğneada' Longozunda...
544çeşit bitki.Bunlardan 11 'i dünya üzerinde yok olmak üzere.. 3 tür bitki ise endemik.Yani Dünya da sadece İğneada longozunda yaşıyor.
46
tür memeli, 17 tür sürüngen barınıyor.
İçindeki göllerde 28 tür balık yaşıyor.
Türkiye' de 500 'e yakın kuş türü var. Bunun 219 çeşidi burada yaşıyor.
Avrupa'da Polonya dışında sadece İğneada 'da longoz bulunuyor.Bu kadar da az bulunan ve önemli bir longoz.Öyle ki İğneada'da ki 2500 dönümle Avrupanın en büyük longoz ormanları için Dünya Bankası ve Küresel Çevre Fonu 8.2 milyon dolar hibe etti ve 4 bölgeyle birlikte İğneadayı "Mutlak Koruma Alanı " ilan etti.
Şimdi bunlar gazetede İğneadalı çevreci Orhan Uyanık'ın verdiği bilgilerden ama benim size söylemek istediğim..Biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz, kabaca bu dünyanın dengesini sağlayan ekosistem bu hayvan ve bitki türlerinin yokolmasıyla beraber zamanla dengesini kaybediyor.Bu çevreye verilen zararlar çoğaldıkça, herkesin ağzına almak istemediği o son belirtilere doğru- ki bunun arıların yok olmasıyla başlayacağı söyleniyor - süreç hızlanıyor.Ne kadar çok ağaç kesilirse, ne kadar çok bitki ve hayvan yok edilirse bu süreç o kadar fazla hızlanacak.Küresel ısınma moda olan bir deyim haline geldi, her yerde kullanılıyor.Nedense Türkiye'de bu çok önemli iki kelime magazin gibi çabuk tüketilmeye başlandı.Sizle paylaşmak istediğim bir başka bürokrat geyiği de kesilen ağaçların yeniren yenisi dilkilecek :P yenisi yetişinceye kadar bu doğa ne olacak..? Orada yaşayan hayvanlar, bitkiler ne olacak.Faunası, florası bozulmayacak mı oranın..?
Fauna :Jeolojik bir dönemle ya da yöreyle ilgili, insanlar dışındaki hayvanların tümünün yaşamı.
FLORA :
Bir jeolojik dönem ya da yöre ile ilgili bitki yaşamı.
Dünyada çok az sayıda bulunan longozlar, çevre açısından büyük değere sahip. Tabanı çeşitli ağaç ve bitki türleri ile kaplı olan, temiz ve doğal göl ve sulak alanlara longoz deniliyor.
Orhan Uyanık (İğneada Doğal Eko Sistemi Koruma Bölgesel Yaşamı Destekleme Derneği eski Başkanı) ise yazıda şöyle tarif ediyor : "Derelerin denize döküldüğü yerlerde yoğun ormanlar vardır.Dere ağızları,yağışların azaldığı mevsimlerde denizden gelen dalgaların taşıdığı kumla kapanır.Böyle olunca da dere suları geriye döner ve orman tabanına yayılır.İşte ; bir çok ağaç çeşidinin bulunduğu bu ormanlara da Longoz yani subasar ormanı denir."
İğneada longozu bildiğim kadarıyla Türkiyenin en büyüğü.İkincisi Sakarya Acarlar Longozu.
İğneada' Longozunda...
544çeşit bitki.Bunlardan 11 'i dünya üzerinde yok olmak üzere.. 3 tür bitki ise endemik.Yani Dünya da sadece İğneada longozunda yaşıyor.
46
tür memeli, 17 tür sürüngen barınıyor.
İçindeki göllerde 28 tür balık yaşıyor.
Türkiye' de 500 'e yakın kuş türü var. Bunun 219 çeşidi burada yaşıyor.
Avrupa'da Polonya dışında sadece İğneada 'da longoz bulunuyor.Bu kadar da az bulunan ve önemli bir longoz.Öyle ki İğneada'da ki 2500 dönümle Avrupanın en büyük longoz ormanları için Dünya Bankası ve Küresel Çevre Fonu 8.2 milyon dolar hibe etti ve 4 bölgeyle birlikte İğneadayı "Mutlak Koruma Alanı " ilan etti.
Şimdi bunlar gazetede İğneadalı çevreci Orhan Uyanık'ın verdiği bilgilerden ama benim size söylemek istediğim..Biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz, kabaca bu dünyanın dengesini sağlayan ekosistem bu hayvan ve bitki türlerinin yokolmasıyla beraber zamanla dengesini kaybediyor.Bu çevreye verilen zararlar çoğaldıkça, herkesin ağzına almak istemediği o son belirtilere doğru- ki bunun arıların yok olmasıyla başlayacağı söyleniyor - süreç hızlanıyor.Ne kadar çok ağaç kesilirse, ne kadar çok bitki ve hayvan yok edilirse bu süreç o kadar fazla hızlanacak.Küresel ısınma moda olan bir deyim haline geldi, her yerde kullanılıyor.Nedense Türkiye'de bu çok önemli iki kelime magazin gibi çabuk tüketilmeye başlandı.Sizle paylaşmak istediğim bir başka bürokrat geyiği de kesilen ağaçların yeniren yenisi dilkilecek :P yenisi yetişinceye kadar bu doğa ne olacak..? Orada yaşayan hayvanlar, bitkiler ne olacak.Faunası, florası bozulmayacak mı oranın..?
Fauna :Jeolojik bir dönemle ya da yöreyle ilgili, insanlar dışındaki hayvanların tümünün yaşamı.
FLORA :
Bir jeolojik dönem ya da yöre ile ilgili bitki yaşamı.
9 yorum:
umarım cok ınsan görür
cok ınsan okur bu yazını
nedır bu dogaya dusmanlık ? bılmıyorum..
bı tane agac dıkıyorsun ve onun buyumesı bı boyuta gelmesı en az onlarca yıl
oysa varolanı yokedıyoruz bız..
hemde boylesıne bı guzellıge sahıp alanları
Allah ıslah etsın bu dusuncedekılerı de dokunmasınlar bu dogal guzellıklerımıze.
Paylaşım için teşekkürler. Geçtiğimiz yaz İğneada'yı görmeyi planlamıştım ama olmadı.Merak ettiğim bir yer. Şimdi sizin yazınızı görünce üzüldüm.İmza kampanyasına katılacağım.
İmzaladım. face de ve bloğumda bende yayınladım.
sevgiler
Kabahatin en buyugu sevgide; her seyi o kadar seviyoruz ki ?
Dogayi severiz, hayvanlari severiz !!
O kadar cok severiz ki onlarla yasami
paylasmayi unuturuz.
Bencillerisiriz, cünkü evren tek bizim icin vardir.
Felaketler pes pese gelir bir suclu gecici olarak muhakkak bulunur.Nasilsa unutkanlik bizim idolümüzdür.
Okumak diye bir problemizde yok,okusak da ya unutur ya da anlamayiz...
Ben hamburgeri severim !!!
Onun icin kac agac kesilmistir dogada, kac litre su harcanmistir ?
Elektrikler kesildigi zaman hayatin duracagini hepimiz biliriz de. O meret olmadigi zamanlarda sanki yasam hic olmamis gibi davraniriz.
ABD ye, Japonya ya, Rusya ya Süper devletler derizde.Nükler felaketlerde ne kadar aciz kaldiklarini görsek de unuturuz.Dedim ya unutkaniz okusakda anlamayiz okudugumuzu.Gözlerde ki perdeyi biraz aralasak ne "alternatif" olanaklar oldugunu görebiliriz.Bu yaziniza yorum degil sadece arkadaslarimi hala takip ettigimin
bir isareti olsun.
Saygilar.
Öykü, o bölgede halkın yüzde doksanbeşi nükleer ya da termik santral istemiyor.Yüzde beşi de zaten ne olduğunu bilmiyor.
Sezer, teşekkür ederim :) Gidin görün,hayranı olacaksınız eminim.
Yüreğimin iklimi,çok sağol, süpersin :))
Erdil Bey, biz sizi çok özledik, Biyonikkediyle beraber çok konuştuk...İyi olmanıza çok sevindim ve bir kaç ay önce sayaçtan sizin bloğunuzdan gelen biri olduğunu farkettiğimden beri sizin olduğunuzu tahmin ediyordum :)) Destek için teşekkürler...Lütfen uzakta kalmayın,bizleri bırakmayın.
Merhaba..Çok uzun süre blogdan uzak kalmıştım, iğneada ilgili gelişmeleri araştırırken yazınıza dolayısıyla blogunuza rastladım ve sevindim. Beğendik benim köyüm sayılır, akrabalarım var orda ve haklısınız yöre halkı asla istemiyor, üstelik işsizlikten kıvrandıkları halde istemiyorlar. Trakyanın yegane güzellikte incisini bu şekilde katledeceklermi, inanılır gibi değil. Bu konuda ne yapılması gerekiyorsa bende yapmaya hazırım.
Fethiye konusunda teşekkür ederim.:) İmza kampanyası, lingini tıkladığımda yine blog açılıyor beceremedim, ama ısrarla uğraşıyorum.:)
Blog içindeki ling açılmadı, yine geleceğim..
Çok güzel kareler yakalamışsınız, hayran kalmamak elde değil.
Yorum Gönder