Salı, Ocak 01, 2008

yeni yıl


2008 in ilk yazısını başka bir blogda rastladığım bir alıntıya ayırıyorum...

" Peki aylaklık yapmak, dizi seyretmek, uyumak varken neden şartlarımı zorluyor, sağlığımı tehdit ediyor, eşimin değimiyle “Boş işler ile uğraşıyorum? Ferhan Şensoy'un Denememeler kitabındaki “Kimin Ki İş?” başlıklı öyküsü ile cevaplamaya çalışayım.Öyküyü kısaca özetlersem: Galata kulesinin dibinde, Galata kulesinin çini mürrekkeple resimlerini çizmekte olan ressamın yanına biri yanaşır. Ressamın çizdiklerini inceledikten sonra, - Gördüğümüz, bildiğimiz Galata kulesini, o kaada çizip bana parayla satıyorsun... Seninki de iş mi kardeşim? der. Bombok oldum der Ressam ve sorar.- Siz ne iş yapıyorsunuz beyefendi?- Avukatım. - Benim yasal hakkım olan, hukuksal durumumu belirlemek üzere, yargıç dosyanın başına oturduğunda, benim ve yargıcın çok iyi bildiği, dava dosyasında yazılı olan şeyleri, bülbül gibi yargıca yineliyorsun. Senin bu zevzekliğin de, genelde yargıcın kararını değiştirmiyor. Avukatlık ücreti olarak benden bok gibi para alıyorsun. Seninki de iş mi kardeşim?Avukat bombok olur. Böyle bakıldığında, kimsenin bir iş yaptığı yok. Herkes birbirinden para tokatlamak için değişik karvizitler bastırmış. Mesai denilen şey, bu paranın peşinde bir koşturmaca. Ortada para olmasa, kimse hiç bir iş yapmaz. Ben gene keyifle, kulenin dibinde oturur resim çizerim, beğenene hediye ederim, der ressam. "

Kim ne ders çıkarırsa çıkarsın , bana ilginç gelen bir hikayeydi işte.Akşam dışardaydık.Samimi bir ortamdı.Yaşlı ama çok içen adamlara gıcık oluyordum zaten ,birilerini istemedim gelsin .Çağırtmadım arkadaşlara..Onlardan kaçtık ya allah başımıza başka birini yolladı.Tek uyuz olduğum nokta o idi..Uzun süredir zevzek biriyle yakın masalarda oturmamıştım.Her gece içen yaşı geçmiş alkoliklere uyuz oluyorum.Şu işi adabıyla yapanlara da saygı duyuyorum.Benim etrafımda böyle tipler çok olmadı da -aslında toplumda çok var! - onun için dayanamıyorum, içmesini bilmeyenler yaklaşmasın lütfen..Ben bu adamı gündüz görsem herhalde konuşmam,bütün nefretim kabardı , gerçi ilk defa akşam gördüm..bir daha da görmek istemem.Bir ara masadaki küçük rakı şişesini kafasına geçirmek istedim aslında ama iyi ki yapmamışım.Aramızda Uzunbey vardı ve en gıcık olduğum davranışlardan biri de tanımadığım insanların böyle özel gecelerde aramıza katılması.Bana mı sordunuz oturturken ya özel bir şey konuşamazsın, zaten tip kaymış,bunu gördükçe keyfim kaçtı..Kalkamadıkta ama onun yüzünden Uzunbey le bile konuşamadım pek.Çünkü ona doğru dönünce zevzek görüş alanıma giriyordu da..Neyse şimdi aklıma getirip sinir olmayayım..

2.30 da geldik ve yattık.Ev çok yakındı gittiğimiz yere..Zaten Çalış ta oturmayı bunun için seviyorum.10 dakikada denize ya da eğlenceye gidebiliyorsun.Keyfim yerinde olsaydı bir de deniz kenarında oturup Çağılla ve Uzunbeyle bira içmek isterdim ya da kahve..Hatta Çağıl'ı götürüp nasıl devam edilir göstermek ama seneye artık.

Bugün 11.30 da kalktık.Kahvaltı ettik ve dinleniyoruz sabahtan beri.Erkekler saç kestirmeye gittiler..

Ben de gidip yemek hazırlayayım aslında..

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Umarim beklemedigin kadar bereketli ve güzel bir yil gecirirsin.
Sevgiler

sessiz balik dedi ki...

asortikcim
öncelikle mutlu yıllar tatlıcım
sana ve uzunbeye ve çağıla ve dahi tüm sevdiklerine...

ayrıca bu ressam çok hoş hikaye
ve başıma gelen bir şey
ben mühendisim , mezun olunca ilk iş bankacı oldum ,yanımda da bi arkadaş felsefe mezunu , yandal yapmış sosyolojide yani öyle işte anlarsın filozof kabilinden

bana dedi ki " yaw özlem , ben hadi okuduğum kitapları genel kültür olarak birikimime ekledim , pek çoğu zaten ilgimi çekerdi mühendis olsam da yine okurdum boşa gitmedi .seninse mühendis olana kadar okuduğun herşey boşa gitti geldin bankacı oldun"

Asortik Krep dedi ki...

Edacım,umarım sende :))

Sessiz Balık, aslında ironik ama bir o kadar da değil gibi de..Hayat bu işte..Öyle meslek erbabı kişi var ki adamın kendi mesleğinden haberi yok..Kötü bir örnek belki ama bir mimar tanıyorum- bu arada benim amcamda mimar msü mezunu ama belediyede :))-
neyse çizimleri kendi yapmıyor ama paraları o alıyor,yanındakilerde maaş alıyor :)bu adamın çizdiği bir mutfak göstersem yerlere yatarsın:P bu meslektekiler şaşırmasın,burası anadolu öyle her işe ayrı teknik adam yok,bir mimar herşeyi yapar burda..biz ilk geldiğimizde bütün evlerin planı aynı idi.sadece üst katta (dublekste ) kaç oda var sormak yetiyordu.3+1 mi ya da 2+1 mi sor yeter..amerikan mutfak,odalar küçük,hatta kalitesiz inşaat.neden sonra inşaat kalitesi biraz düzeldi ingilizler yüzünden..
Aslında söylemek istediğim kişi ne iş yapıyor olursa olsun doğrusunu yapsa yeter.Orada benim hoşuma giden ressamın verdiği cevap sadece :))
Bence farkını çalışırken gösteriyorsundur ama sen farketmeyebilirsin..Hayatta fark yaratmak çok önemli..Benim hayat düsturum da bu :))Nerede olursan ol, fark yarat :))
farklı bir kişiyim bence,farklı bir insan, farklı bir anne -belki de farklı çatlak bir anne mi demeliyim bilmiyorum-farklı bir çalışan,farklı bir x'ciyim :)) mesleğim yani..

CaDı dedi ki...

Once yazinda ki adama kizip yorum yazayim dedim di ama simdi Sessiz Balik a bisey demek istiyorum. Bende muhendisim ya ucu dokundu:) Bi kere biz sadece hesap kitap egitimi almadik ki dimi, biz at gozluklerimizi cikarip genis acilardan bakmayi ogrendik, farkli cozumler getirmeyi ogrendik. Iste muhendislik orada basliyor:))

O adama gelince aynisini yilbasinda biz yasadik, seni cok cok iyi anliyorum! Doca gece boyunca calisti bende oyle takildim orada ayri kalmamak adina. Sarhos bir yonetici herkese geceyi rezil etti malesef, hem sabahlara kadar calis bide bu dertlerle ugras, off offf..