Perşembe, Nisan 09, 2009

Daldan dala..

Bugün işbaşı yaptım artık. Büromu ve işimi özlemişim..Ben yokken arkadaşlarım da beni özlemiş :)
Ben de onları..


Masamı şimdi çektim.Fazla dağılmadan derli toplu bir fotoğrafı olsun dedim..Yerdeki kilim Ares'in , canı istediğinde benim yanıma geliyor,yere yatmasın diye koyuyorum.Birde şarkı çaldığımda bana eşlik eden kanaryam var sağda gördüğünüz üzere..Müşteri gelince de onlara laf atıp ilgi çekiyor kendince.. Annemin Ares için yaptığı yatak Uzunbey' in odasında.



Ares, bugün sessizce bizim işimizin bitmesini bekledi, çıktıktan sonra eve geldiğimizde Çağıl' ın dönem ödevi vardı, elimizden geldiğince yardım etmeye çalıştık. Bir ara Uzunbey yardım ederken ben Ares'i tuvalete çıkarttım. Dışarısı sıcak artık, çıkınca üşümüyorum..Benim bile canım içeri girmek istemedi..Dışarıda çok güzel bir Ay vardı onu seyrettim biraz .. Dünyanın neresine gidersen git aynı gözüküyor , ne güzel :)



Dün akşam Fevzi ve arkadaşı bir de Ali ve eşi geldiler.. Daha önceden hani Karadeniz yemekleri yemiştik kışın..Hamsili pilav falan. Alinin eşi yapmıştı. Onlar zaten iyi arkadaş , ben daha sonra tekrar diğerlerini çağıracağım için sonradan akıl ettim de onları da çağırdım.. Güzeldi, gece . Sohbet edip şarap ve votka içtik.. Menüyü de yetiştirdim son dakika ama en son biber kızartırken Fevziler geldi :)

Dün yemeğe çıktık Uzunbey'le sonra da pera'ya uğradık biraz. Mavi Kuş derken biraz oyalandık,yazıyı yazmaya başladım ama bitiremeden çıktık.Akşamda Çağıl'ın ödeviyle geçince ancak bu sabaha kaldı .

Havalar burada düzelmiş artık, ben yine de hırkayla geziyorum. Gündüz ne tarafa gideceğimiz belli olmadığından denizseviyesinin üstüne çıktığında hava farklı olabiliyor.Bu yüzden arabada yağmurlar bitene kadar ki bu da mayısın 15 i falan demek yanımda yedek hırka veya montla geziyorum.

Bugün mantar festivali başlıyor.Ben komiteden ayrılsamda yarın belki uğramayı düşünüyorum.Çünkü Mutfakta Zen Tijen mantar festivali için buraya geliyor..Daha önceden tanışmıştık ,geçtiğimiz senelerde buraya gelmişti, ortak arkadaşlarımız da var burada..


Dün akşam ki menüde Rulo köfte-onlara bu yemekten yapmamıştım- et suyuna domates çorbası, safranlı tavuk sote, zeytin yağlı kabak dolma, mercimekli köfte, beyaz peynirli sigara böreği, biber kızartması,Lokumlu milföy, rokoko, annemden gelen domates sosu ve Uzunbey'in aldığı çiğ köfte. Bir de acı çuşka biberler ama onları yiyen olmadı :)

Yazmayı özlemişim..Bugün bütün gün maille gelen klasik parçaları dinledim hepsini değil , yetiştiremedim çünkü.Bugün daha çok ıf you go away , Historia de un Amor , St ll got the blues
'u dinledim..


Uzunbey Atlas hobiye gitmiş, Eldirek köyünü yazmıştım geçen gün hani pet pansiyon vardı, oradan beni bulmuşlar .. Asortikkrep sizin mi (sizin siteniz mi..? ) demiş o da benim eşim demiş :)) Tanıyoruz birbirimizi aslında ama resimden mi yoksa yazılardan mı çıkardılar merak ettim :) Görünce soracağım.

Obama hakkında Enne 'nin yazdığı bir yazı var, aynı düşüncelerde olduğumu yazmadan edemedim.

Seçimle ilgili dedikodularım var, her dedikoduda olduğu gibi gerçeklikleri de fazla. Çekmece' de ki seçimde Tepecik diye eski belediye Çekmeceye bağlandı.Oradaki köylülere ampül'e basın diye akıl vermişler..Köylüde gidip seçim kağıdığın tepesindeki ampül'e basmış. Oysa alttaki kutuların içindeki yuvarlak kısıma ve onun çevresindeki alana basmak zorunda. Oysa bazı uyanık sandık yetkilileri parti amblemi yanındaki bu oyları kabul etmişler. Neyse seçim bitipte chp çıkınca Tepeciklilerden itiraz gelmiş, bu yüzden her itiraz da bu tarz sayılan oylardan bizim başkana oylar yükselmiş..(Allahın sopası yok! ) 600 oy farketmiş seçimden sonra, oysa ilk seçim sonuçlarında 48 -50 oy fark varmış.

Kırklarelinde sandık başkanı olan akrabam anlatmış..Muhtar adayının her ikisinde de elle yazılmış bir not çıkmış zarftan ve aldınız mı oyları diye okkalı bir küfür ve her iki muhtarın kağıtları top yapılıp parçalanmış.Benim anlamadığım hem notunu hem de muhtarların kağıtlarını aynı zarfa nasıl sığdırdığı :)

Birazdan toplantım var,çıkacağım.. Hava nefis, buraların keyfinin çıkarılması gerektiği zamanlar aslında. Yalnız da gezilmez ki şimdi..Deniz kenarına gidip kahve mi içsem :)

Annemler Burculara gidecek, yazmadım ama daha sonra resimlerle ayrıntılı yazacağım Çarli'nin işyerine gittik annemle son gün..Çok keyifli sohbet ettik, onu böyle işinde ve başarılı görmek beni mutlu etti :)

Ekşi'de Trakya Argo Sözlüğü var, geçenlerde bir şeyler ararken buldum.. Çok güzeldi.. Ben de bir şeyler katsam fena olmayacak aslında... Hala onay bekliyorum , çaylak' ımda. Gerçi yazılanlar argodan çıkmış Trakya sözlüğüne dönmüş , güzeldi.. Bazı insanlara yakışıyor aslında küfür etmek.Usturubunda ederse ben garipsemem ,çok kullanmam ama kötü şekilde kullanandan hoşlanmam.Bazen de şurda biri olacaktı ve şunu söyleyecekti diye içimden geçiriyorum :) Özlüyorum yerinde laf kullananları .. Evde pek kullanmalarına izin vermiyorum ama bazen insan araba kullanırken kullanıyor istemeden.
Huylarım mı değişiyor..? Yaşlanıyormuyum ne..!
Bu da kilimin dolu hali :))

Sarı şeker coştu (kanaryam) :)) Şu an öyle güzel makara çekiyor ki bir gün kayıt yapmam lazım anlamanız için.. Zaten büroya gelenler bir yanda köpek, bir yanda kuş,diğer yandan kaktüs ve çiçekleri görünce şaşırıyorlar..Onlar buraya canlılık katıyor. Onları görmeden keyfim yerine gelmiyor.Normalde yazı yazarken sesler rahatsız ediyor beni,ama kanarya ya da müzik sesine eşlik edince , ya da telefonda konuşurken ona konuştuğumu sanıp ötmeye başlıyor. Şimdi yeşillik ve yumurta sarısı getirdim evden.Çok sevdiğinden coştu sanırım.

Masamın üstünün toplu hali.. Ben böyle seviyorum yani eşyası bol ve her şey elimin altında.

Not: Birde çok kötüyüm,alışkanlıklarımdan kolay vazgeçemiyorum :) Bırakamıyorum diyelim.

7 yorum:

Anne İş'te dedi ki...

o büroda çalışmak istiyorum:)))o nasıl bir enerjidir ya....bu arada ben de bir ödülünüz var:)))

Malla dedi ki...

Gezi dönüşü işe başlamak basar ama o sıcak büronda hiç öyle olmayacağa benziyor:)

enne dedi ki...

Ne güzel bir büro. Hani TRT2 'de bir ressam vardı, bonus saçlı (rahmetli oldu) işte o derdi ki hadi herkesin gitmek isteyeceği bir dağ resmi yapalım, senin büro da herkesin çalışmak isteyeceği bir yere benziyor:)

Ece dedi ki...

Hayatım boyunca hiç kimseyi kıskanmadım.Ama o kilimi müthiş kıskandım şimdi. Hem o kadar da dolu değil canım, bacakların arasında bana yetecek kadar yer var.Şööle başımı da karnına yaslasam?
AHHHHH!! Mahvettiniz beni. Yeminle..

uykucu dedi ki...

o benim oturduğum sandalye değilmi:)

Asortik Krep dedi ki...

Dijle, gel aslında,Antalya tarafına geldiğinde yayladan Fethiye Antalya arası 2.5 saat. arabayla :)
Ödülümü yazacağım büyük bi,r zevkle hem de :)

Malla, teşekkür ederim..En büyük takıntım sevdiklerim etrafımda olmalı :)

Enne, sanırım huzur açısından da öyleyiz.Yanımdaki arkadaşlar en az 3 senelik..Burası için uzun bir zaman..

Ececim, böyle diyorsun da seni görse zaten sen söylemeden alır seni kollarının arasına.. Sevgi arsızı benim ki :)) Hatta üstüne atlar, koltuğa oturdun mu dizine yatar.. Daha nasıl anlatayım bilemedim :)) Bu arada sende de olsa keşke..Biz onu altıntop diye aldık, gerçekten stresimizi dağıttı,küçük oğlumuz oldu.

Asortik Krep dedi ki...

Figen, evet şeker :) Bu geldiğinde beraber gezelim bu sefer.. olur mu..?