Cuma, Ekim 07, 2011

Yalnızlığımın içinden kimseyi geçirmedim ben

 
Alaçatı, son zamanlarda en keyif aldığımız gezi oldu. Pazar günü fuarda işimiz bittiği gibi arabayla Alaçatıya geçtik.Otelimiz şehrin diğer ucunda marina kısmındaydı.Marina daha inşaat halinde,yani bir kısmı daha bitmemiş. Biz gittiğimiz gibi üstümüzü değiştirip havuza indik.Hava çok güzeldi ama gölgede kalan havuz suyu serindi.Tereddüt etmeme rağmen suya girdim.O gün çok yürümemize karşı, fuarda yediklerimizin üstüne  birde yüzmek istedim.Uzunbey'de  havuz kenarında gazete okudu.Mevsim yüzünden haftasonu sadece kalabalık olduğundan otelde bizden başka müşteri yoktu.Zaten küçük bir butik otel.Akşamüstü geç vakte kadar yüzdüm ve  yukarı odamıza çıkıp giyindik ,süslendik,akşam saat sekize doğru yemek için merkeze hareket ettik.
Yolda giderken Yusuf Usta diye bir yer gördük.Sırf görüntüsü bize kaliteli geldiği için durduk ve yemek yedik.Ben saç kavurma ve açık büfeden salata aldım.Uzunbey köfteli patlıcandı galiba, yanında da pilav ve tatlı yedi.Yemekler güzeldi,servis biraz zayıf kalsada idare ettik.Daha sonra da merkeze inip aşağıda çarşının bitmesine kadar olan alanda gezdik dolaştık.İmren'de tatlı yedik.Herkes uzun kollularla gezerken biz o gece kısa kollularla dolaştık.Serin bile değildi,sanırım geceleri serin oluyor.Bizim şansımıza hava esmiyordu bile :) Yorgun bir şekilde  odamıza döndük.Yorgunluktan ayaklarım ağırıyordu gece yatarken.
Esas oteli yazmam gerekli, ilk otele girdik ki görevli yok ortalarda, sonra gelincede pek ilgili davranmadı hatta her ikimizden de nüfus cüzdanı istedi,yirmi senedir evliyim balayı haricinde ilk defa her ikimizden de kimlik istenen ilk yerdi.Uzunbey arabanın yanında olduğundan illa benden kimlik istedi.O kadar mı evli gibi durmuyoruz merak ettim aslında :)) Neyse bana göre gereksiz bu hareketlerden sonra odamıza geçtik.Ertesi gün o günkü görevlinin babası olduğunu öğrendiğimiz bey -aydınlıydı galiba- bize çok sıcak ve hoş davranınca oğlunun uyuzluğunu önemsemedim. Dekorasyonu  güzel bir oteldi, yer ayırttığımız turun içecek ve meyve oda servisini unutmaları dışında bir sorun yaşamadık.Otelin en sevdiğim kısmı baktığımda denizi görmek ve odamızın cumbasıydı.
Ertesi sabah kalktığımızda da hava yine güzeldi, hafif rüzgar vardı ama ben yine  tişörtle gezdim.Biraz alışveriş yaptık, sakızlı kurabiye yedik,sakız reçeli aldık ve yola çıktık.İzmir'e doğru, çevre yolu civarında çok güzel bir alışveriş yerine girdik.Sanırım Aydın-Çeşme otoyolunda,Limontepe mevkiindeydi.Adını da  Mudo conceptin outlet mağazasının sitesinden baktım :) Hem indirimler vardı hem de biz hala denize girdiğimizden buralarda yazlıklar sezon sonu konumunda olduğundan iyi oldu.Çok güzel alışveriş yaptık.Bende bir kaç şey aldım ama esas olarak uzunbey ve çağıla aldık.Fiyatlar süperdi.Birde Muğla,orada yeni açılan bir yer var, Muğla -Marmaris yolunda Muğladan daha çıkmadan.Outlet Park diye,orası da güzel bir çarşı. Dönüşte Cafe derin Zehralarda yemeğe davetliydik, yorgunuz diye bize gelin dediler, yemek yiyip eve döndük.
Alaçatıda kentsel sit var, yapılan bütün binalar belli bir tarzda. Marina- merkez arasında bir bina.
Girişte rüzgar enerjisi için kurulmuş pervaneler.
Otelin karşısındaki evler.
oda
bahçe
havuz keyfi
                                                                    çiçekler

 mavi cumbalı odada kaldık
                                                  merdiven başında birde balkonu vardı

İmren Pastanesi
 Bu dekoru çok beğendik
 ben dondurmalı sakızlı muhallebi yedim :)
 uzunbey, dondurmalı helva yedi :)

eski yer karolarına bayıldım
 imren pastanesi
 otelin lobisi

 kahvaltısı güzel olduğu için aslında çok meşhur olan alaçatı kahvaltısı etmek için dışarı çıkmadık

 taş boyama
şömine başı
 köşe koltuk
 kahve keyfi


 havuz başı


cumbamız
 marina tarafı
 o tarafta büyük bir otel, bir sörf merkezi vardı
alaçatı  marina
 alaçatı yolu
 yollardan manzaralar
 çarşı
 sokaktan görünüm
 Hatay fuarından aldığım takı seti-gümüş kaplama
ipek fular aldım birde eşarp koleksiyonum için.

Doğal olarak gittiğimiz her turizm yerini Fethiye ile kıyaslıyoruz.Alaçatı çok hoş bir yer, ben çok beğendim.Kaliteli bir yer ve tam tatil yeri.Hanutçuluk yok,yolda kimse size bir şeyler satmaya çalışmıyor, evler ve binalar muntazam estetik, fiyatlar sezon sonu olduğundan sanırım bize çok pahalı gelmedi.Yalnız insanlar güler yüzlü ve pozitif değil,bir kendini beğenmişlik hakim.Oysa samimi ve doğal olabilirler bana çok kasıntı geldiler.Onun harici güzel bir yer,tekrar gitmek isterim :)
Geldikten sonra uzunbeyle konuştuğumuzda Fethiyenin havasının ve ikliminin özellikle kışın hiçbir yerde olmadığını ve Fethiyenin bu durumu iyi yansıtamadığını konuştuk.Kışın hava çok güzel mesela,bütün gününüzü dışarıda geçirebilirsiniz ama biz bunu satamıyoruz mesela. Ancak kendimiz kulanıyoruz tepe tepe :))

Bu arada Uzunbey Alaçatıdaki butik otellerin 4-6 odayla uzun vadede işi götüremeyeceklerini ne kadar pahalı olursa olsun işin kurtarmayacağını düşünüyor. Kentsel sit yüzünden taş binaların ya da taş görünümlü binaların otel kullanımın zor olduğunu da ekliyor.

*Bu gece şarkımız Zeki Mürenden,eski şarkı söyleme tarzını ve eski şarkılarını çok seviyorum.

6 yorum:

Evren dedi ki...

alaçatı istila edilmeden önce samimi ve güleryüzlü bir yerdi... 10 - 15 yıl öncesinden bahsediyorum. son yıllarda popülerleşmesiyle birlikte yerli halktan çok işi tamamen ticarete dökmüş profesyoneller(!) ara sokaklara dahi iş yeri açıp da genel dengesini bozunca alaçatının biraz yüzler asılmış olabilir haliyle. ama ben gene de çeşmenin dantel gibi koylarını seviyorum. bir koyda denize giremezsin rüzgarından dalgasında, hemen dönersin tepeyi bir sakinlik, bir dinginlik şaşar kalırsın...

velhasıl sizin fethiyeyi döver mi dövmez mi bilmem ama bizim çeşmemizde fena değildir hani :)

Asortik Krep dedi ki...

Evren, bir turizm yeri olarak karşılaştırmamı mazur görün lütfen.Çok kaliteli mekanları var, bu mekanlar Fethiyede var ama concept dağınık.Biz Muğla'nın en büyük ilçesiyiz.Hem nufus olarak hem de yüzölçümü olarak.Birde yapımız tarım ve turizm kaynaklı olarak ikiye ayrıldığından yaz-kış iş yaşantımız yoğun ve karışık.Otelin tam yanında seramız olabiliyor, biri çalışırken diğerini etkiliyor.Genele baktığınızda dağınık bir yerleşim olduğundan bilinçli bir harekette zorlanıyorsunuz.
Ama ben iki kere Çeşme taraflarında tatile geldim.Bu üçüncüsüydü.1991(Altınyunus)1995(Ege Turu)2011 Alaçatı, her seferinde de sevdim,gelişmeleride kendi gözümle gördüm.
Fethiye kimseyi dövmesin hepsi kendi alanında bir numara olsun :))ben daha mutlu olurum.

Çınar dedi ki...

Yine gönlüm şenlendi fotoğraflar ve ayrıntılı tanıtımlarınla.
Yurdumun her köşesi cennet yeter ki korumasını bilelim.

Sevgiler

B'r'cm'marinmabed' dedi ki...

Alaçatıyı hiç görmemiştim, fotoğraflar çok güzel. Ayvalığı hatırlattı bana. Sevgiler..

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

Ben de 24-25 eylül'de çeşme'deydim. Kahvaltı ve akşam yemeği için Alaçatı'ya gittik. İmren'den aynı şeyleri fotoğraflamışız biliyo musun ;)))

Asortik Krep dedi ki...

İçmimar :) evet Ayvalık'a çok benziyor.

Yonca,Hemen bakıyorum :))