İstanbul'dayım hala. İnternette gezinirken bu resme rastladım bir sayfada.Bu resim beni Edip Cansever'e götürdü bu gece :)
-Sanki hiçbir şey uyaramaz içimizdeki sessizliği, ne söz, ne kelime, ne hiçbir sey.
-Kısa bir gülümseme yürüdü dudaklarından. Benim dudaklarıma da geçti...
-Tek ihtiyacım neydi biliyor musun? Bir papatya yaprağı daha.
-ve mutluluk bir kibrit çöpü. Artık ne kadar yanarsa....
-Hiçbir dilde söylenmemiş, hiçbir dilde yazılmamış, sözler ve şarkılar içindeyim.
-Öyle bi çık ki karşıma Her baktığımda ilk defa görüyormuşum gibi, az kalsın ölüyormuşum gibi'' hissedeyim seni .
-Değilsek de yakın, birbirimize uzak da sayılmayız büsbütün...
-İnsanın insandan başka dayanağı yok. Yalnızlık bile, başka insanların varlığı bilindikçe bir anlama kavuşuyor.
-Biliyor musun az az yaşıyorsun içimde ; oysaki seninle güzel olmak var...
-Ne çıkar siz bizi anlamasanız da.
-Elbette bir ustalıktır bizim sevgimiz.Mutlu bir yolcu gibi yol kenarlarındakilere el eden.
4 yorum:
Bazen, bazı yazıları ben yazmışım gibi okuduğumda, veya o yazarın/şairin bana seslendiğini düşündüğümde, aptallık ve delilik arasında bir tercih yapamıyorum!
mutluluk bir kibrit çöpü ne kadar doğru bir söz
sevgiler
Sevdim bunu :)
Gülsen Hocam, Ben de sizin şiirlerinizin havasını başka hiç bir şiirde bulamıyorum :)
Yüreğimin İklimi, evet öyle.
Lütfi Mutluer, arada böyle teneffüslerimiz vardır :)
Yorum Gönder