Cumartesi, Eylül 02, 2006
























Yaşlarım..Benim yaşlarım.
İnsan 5 yaşına gelmeden anlıyor; açlığın öldürdüğünü, soğuğun dondurduğunu, ateşin yaktığını...Sevgisizliğin insanın canını acıttığını...Duyguları, nesneleri, kişileri, çevresini tanıyor. Her şey ona çok büyük görünüyor: Ev, masa, anne, baba...10'una gelmeden oyunla, sayılarla, harflerle tanışıyor. Azgın bir iştahla öğreniyor. Kız ya da erkek olduğunu fark ediyor. Dünyanın evde, okulda kendisine anlatılandan da büyük olduğunun ayırdına varıyor.
15'inde, tam da en çok kendini sevdireceği çağda, sivilcelenen yüzünden, değişen bedeninden utanırken aşkı keşfediyor. Dış dünya kadar iç dünyanın da büyük salonları ve kendisinin bile bilmediği odaları olduğunu, açıldıkça o odalardan devasa bahçelere çıkıldığını hissediyor, büyüleniyor. Şarkıların içinde sevdalar gezdirdiğini, şiirin her türden hasreti dindirdiğini anlıyor. Aşk acısını öğreniyor. Yine de seviyor; ille seviyor, inadına seviyor.
20'sinde putlarını yıkıyor, başkaldırıyor, kanatlanıyor. Her şey ona küçük görünüyor: Ev, masa, anne, baba... "Dünya küçükmüş; büyük olan benim" efelenmeleri başlıyor. Lakin dünya bunu bilmiyor. O yüzden 20'ler çoğu zaman hayal kırıklıklarıyla geliyor.
25'inde ayaklar biraz yere değiyor. Okul bitiyor, iş telaşı başlıyor. Sınıfta öğrenilenlerin akı, sokaktaki gerçeklerin karasına çarpıp grileşiyor. Yolu hızlı gelenler çabuk yorularak, sevdiğini bulanlarsa kalbinden vurularak evleniyor genelde...5 yıl önce uzak bir ülke olan "istikbal", daha yakına geliyor. "Bir denizde yangın çıkarma" hayali erteleniyor. "Dünya zor"laşıyor.
30'unda muhasebeye başlıyor insan: "Dünya hâlâ beni tanımadı, üstelik galiba ben de dünyayı tam tanımıyorum" dönemi...Mevcut bilgilerin sorgu yeri...Kuşkunun beyliği...Tehlikeli yaşlar: "Bunun nesine hayran oldum ki ben" pişmanlıkları, "Hakkımı yediler" sızlanmaları, sırta saplanan hançerler, çelmeler, dost kazıkları, ağır ağır olgunlaştırıyor insanı...
35, yolun yarısı... Hiç okul asmadan, evden kaçmadan, bir terasta sevdiğiyle öpüşüp bir çadırda uyanmadan 20'sine gelenler için gecikmiş telafi çağları... Daha önce hiç yüz verilmemiş ana-babaların sözüne yeniden kulak kabartılan yaşlar...Olgunluğun karasuları...
40'ında eski kotlar dar gelmeye, saçlara ak düşmeye, aile büyükleri yaşlanıp ölmeye başladığında bocalıyor insan...Panik, kadınları kuaföre sürüklüyor, erkekleri araba galerilerine; ve ikisini birden yeni sevda hayallerine...Yiten gençliğe, boyalı saçlarla, içe çekilen karınlarla, kırmızı arabalarla çare aranıyor.
45'inde "istikbal" denilen o uzak ülkenin toprağına ayak basıyor insan...Hem ölüm yarınmış gibi, hem hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamasını öğreniyor. Eski dostlar, hatıralar kıymete biniyor. Didişmenin yerini sükûnet, böbürlenmenin yerini nedamet, kinin yerini merhamet alıyor. "Keşke"ler "iyi ki"lerle, hırslar hazlarla yer değiştiriyor. Bu dünyayı silkelemekten, daha iyi bir dünya için kavga vermekten vazgeçmeseniz de, öbür dünya umuduna da kulak kabartıyorsunuz, ara sıra...
......... Can Dündar yazmış.. Resim: Monet

9 yorum:

Asortik Krep dedi ki...

Aysetun, boşver canım..Ben 40 bedene girmeyeli yıllar oluyor ..kotlar ne ki!

Aslı Cin dedi ki...

Çok da hoş yazmış.

Asortik Krep dedi ki...

Potansiyel arıza, ne güzellll kutlayalım bunu bence :))
Aslı, di mi?
Gizlice, son zamanlarda yaşla ilgili en güzel yazılar hep ondan geliyor..

Gamzeli dedi ki...

Çok güzel yazmış , Can Dündar'ın yazıları çok güzel oluyor zaten ...

Suleyman Ve Ben dedi ki...

Merhaba asortik krep,

Yas = Age

Yas 20 en guzel benim icin :)

I want to stay 20 forever and never grow up :)

Senin icin hangi yas en guzel?

Asortik Krep dedi ki...

Gamzeli, evet bence de..
Süleyman ve Ben, benim için 30 ' lu yaşlar güzel..Hayatın başka bir yüzünü öğrendim çünkü..Zordu ama güzeldi..

kedi dedi ki...

30lu yaşlarımı ben de seviyorum.
Daha bilinçle bakıyorsun hayata,anlamına daha iyi varıyorsun.

40lı yaşlar nedense uzak geliyor şimdi bana.
Tıpkı 20li yaşlarımda 30lu yaşların uzak geldiği gibi:)))

Unknown dedi ki...

Sevgili Asortikkrep,Can Dündar'ın
yazılarını ben de beğenerek okurum
bu yazısında da herkesi ilgilendiren bir konuyu ne kadar tatlı ve akıcı bir lisanla anlatmış.Paylaştığın için teşekkürler,sevgiler.

Asortik Krep dedi ki...

Gizlice,Çağıl yok ama ben sana bildiğim kadarıyla anlatmaya çalışırım..msn ve mail adresim aşağıda..bana mailini verirsen yapmaya çalışırız artık birşeyler.. asortikkrep@hotmail.com