Cuma, Ocak 12, 2007
"Bilinen hikayedir, daha once yazdim, yine yaziyorum,
cunku guncelligi hiç bitmiyor..." diye başlayan bir mail aldım geçenlerde..En azından şiiri paylaşmak için bile yayınlamak istedim aslında..Birde olayın aslı olup olmadığını bilenler yazsın diye..Hatta yazının sonunda adı geçen yere yakın biri varsa bakabilir mi diye..Sadece paylaşmak için bile güzel bir yazıydı..Paylaştım.
"
18inci yuzyil Amerika'sinda beyazlar, kızılderilileri
yurtlarindan sürmekte, katletmektedir.
Oklara yaylara karsi, toplarla, ateş kusan sopalarla
saldırılmaktadir bir ırkın üzerine...Artik o koca
kıtanın eski ve tek sahipleri, küçücük bir toprak
parçasinda, şimdiki New York'un Manhattan adasinda,
sıkışmış sekilde yasamlarını sürdürmek zorunda
kalırlar. Ama beyazlar doymaz, orada bile gözleri
vardır. Baskan George Washington, lütfedip Büyük
kızılderili şefi Seatle'a bir mektup yollar ve
" Topraklarinizi bize parayla satın ki " der, " artık
savaş olmasin " .
İşte Sef Seatle'in cevabının tarafımdan yorumlanip,
şiirlestirilmiş hali..
Satalım satmasina da topraklarımızı,
Irmaklar kizkardeşlerimizdir bizim.
Çicekler çocuklarimiz yüz aklarımız,
Delikanli fidanlar, yarına dayanaklarımız.
Gök ana aglamali ama, vurulduk diye degil,
Baba topragiyla kirlensin ayaklarimiz.
Koşmalı yavru ceylanlar, kaçmak icin değil.
Ata topraginda ekilmeli yarınlarımız.
Siz onlari korur musunuz ?
Siz onlari sarar mısınız ?
Ateş kusan sopalardan, ateş sularından ,
Manitu'nun kullarindan, korur musunuz ?
Sokelim sokmesine de çadirlarımızı,
Ya demir atlar kara dumanlarla kükrerlerse !
Vurursa demir çubuklar buffololarımızı !
Bizonlar erkek kardeşlerimiz ürkerlerse !
Barış çubuklari içmeyiz biz, katlolmak icin.
Otlar kadar çokuz, ya otlar tükenirlerse !
Çayirlarımızı satmayiz biz yokolmak icin.
Yarın bizler yokuz, ya nesiller tukenirlerse !
Siz onlari korur musunuz ?
Siz onlari sarar misiniz ?
Soluk benizli sevginizden, aç nefsinizden,
Gölgenizden, kendinizden korur musunuz ?
Goçelim göçmesine de beyaz şef heyhat !
O zaman gökten yagan yağmur degil gözyaşıdır.
Doğa biter yaşamın sonuna başlanır.
Yaşam sonu, yaşamaya çalışmanin başıdır.
Kaçarsak, biçilir ekinler bizle birlikte,
O zaman, yaşlı dünyanin gözü yaşlanır.
Satarsak, tutulur kinler sizle birlikte,
Tahta mezarım degil, beton bir anıt taşlanır.
Sonrasi malum, ABD parayla satin alamadigi o son
topraklari yine silah zoruyla ve katliamlarla alir.
Çadirlari yakarlar, yerlerine asırlar sonra
gokdelenler dikmek icin.
Ayni donemde, yeni yetme bir ülke olan ABD, 1783
yilında, yeni bir denizci devlet kimliğiyle, dunya
denizlerinde gemileriyle salınmaya başlar..
25 Temmuz 1785'te, ABD bayrakli ilk gemi olan Boston
limanina bagli, Kaptan Isaak Stevens'in idaresindeki
Maria, Atlantik'te Cadiz aciklarinda , Cezayir
sularinda Osmanli gemileri tarafindan ele gecirilir.
Sonra Philedelphia limanina bagli, Kaptan O'Brien'in
Dauphin adli gemisi de ele gecirilir. 1793 Ekim ve
Kasim aylarinda 11 ABD gemisi daha Osmanlilarca ele
gecirilir.
ABD Kongresi, 27 Mart 1794 yilinda, Osmanli
denizcilerine karsi koyacak gucte savas gemileri insa
edilmesi veya satin alinmasi icin, Baskan George
Washington'a 700.000 altina yakin harcama yetkisi
verir.
Osmanlilarin olusturdugu bu deniz tehdidi sayesinde,
ABD donanmasinin temelleri atilir. 5 Eylul 1795'te
ABD, bu tehdide karsi bir anlasma yapmayi kabul eder.
Bu anlasmaya gore ABD, Atlantik'te ve Akdeniz'de ABD
sancagi tasiyan hicbir tekneye dokunulmamasi
karsiliginda, Osmanlilara pesinen 642.000 altin ve
yilda 12.000 Osmanli altini ve 216.000 dolar vergi
odemeyi ve Cezayir'deki esirleri iade etmeyi kabul
eder.
Dili Turkce olan ve 22 maddeden olusan bu anlasmaya,
Baskan George Washington ve Cezayir Beylerbeyi Hasan
Dayi imza koyarlar.
Boylece ABD, yillik vergiye baglanmis olur. Bu,
ABD'nin iki asri askin tarihinde, yabanci bir dille
imzalanan tek anlasma oldugu gibi, yabanci bir devlete
vergi odemeyi kabul eden tek Amerikan belgesidir.
ABD tarihinde, kendi dilinde olmayan tek uluslararasi
anlasma Turkce'dir ve ABD'nin tarihinde vergi vermeyi
kabul ettigi tek ulke Osmanli Imparatorlugu' dur....
ABD Baskani George Washington Osmanli imparatoru
tarafindan muhatap gorulmemis ve anlasma Osmanlilarin
Cezayir Beylerbeyi tarafindan imzalanmistir.
Bu anlasmanin orjinali Foreign Office Archives
Washington'dadir."
Mailde adı geçen kişi ve grupların adını yazmadım..Bende saklıdır :)) Şiiri yazan kişi isterse açık yazabilirim..
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Asortikcim, şiiri ve hikayesini bilmiyordum, çok etkilendim açıkçası. Hele ki Amerika ile imzalanan anlaşmayı okuyunca" biz neydik, ne olduk" demeden edemedim....
Şiir beni de çok etkiledi. Ama Amerika'yı geçmişte de olsa böyle dize getirmiş olduğumuzu duymak yüreğime bir ferahlık verdi nedense. Çok hoşuma gitti. Tarih derslerinde böyle bir şey okuduğumuzu hatırlamıyorum. Acaba bilerek mi? Ne de olsa böyle bir şeyi bilmek insana güçlülük duygusu veriyor. Asortikçiğim yeni bloguma yeni hikayeler koymaya devam ediyorum. Oraya da beklerim. "Geride Kalan"
Bende buraya geldigimde Kizilderililerle ilgili bir odev hazirlatmisti ogretmen. Colorado'daoldugum icin oradakilerle ilgiliydi benimkisi. Bir sefi incelemistim. Adini unuttum gerci ama ilgincti. Bulursam bir yerlerde yazarim sana. Sundance diye de arama yaparsan ibadetleriyle ilgili bir yazi bulabilirsin.
Asortikcim,
Osmanli doneminde oyle olmus da gel-gor gunumuzde ne tavizler veren hukumetlerimiz var. Kapitulasyonlar donemini hiiiic aratmayan bir gumruk birligi anlasmasi ve takip eden diger ekonomik ve ticari tavizler.
Sonu hayrolsun demekten baska bir sey gelmiyor elden.
vaybe biz neymişiz ama niye bunları bilmiyoruz?izin verirsen eğer bu yazını bende maille tüm çevreme göndermek istiyorum öğrenilsin gerçekten hiç duymamıştım ki ben araştırmayı ve tarihi çok severim niye saklanmış(iznin olmadan yapmam bekliyorum)şiirde muhteşem kızılderililerin soyuda türklere dayandığı için ben yineliyorum vay be biz neymişiz..
diğer arkadaşlar gibi ben de, neymişiz ne olduk diye hayıflanmadan edemedim..
Yorum Gönder