Pazartesi, Ocak 22, 2007
En son çarşamba günü yazı yazmışım..Sonra da hazır gelenlerden kullanmışım..Bazen hayata yetişemiyorum işte..Bu ara dolu dolu geçiyor günler ve yaşadıklarımın hepsini yazamıyorum..Çarli diyordu geçen gün abla ne o bir oraya bir buraya gezip duruyorsun..Ben yarısını yazmamışım daha ne diyorsun dedim :) Mesela geçtiğimiz hafta o güzel Likya Yolu gezisinden sonra o gece çok sevdiğimiz bir kaç dostla bir araya geldik,şaraplar içtik, sohbet ettik ..Geceyarısına kadar oturmuşuz farketmedik..Bunu unutmuşum yazmayı..Perşembe günü festival basın toplantısı vardı..Önce iki saat konuştuk, hazırlandık sonra basını çağırmıştık geldiler bu arada biz deniz kenarında bir cafedeyiz ve çaylar, kahveler, sahlepler gırla gidiyor,kahkaha ve şakalaşmalarla toplantı yapıyoruz..Zaten bu grubun içinde olmak demek eğlence demek .Bu sene 4. sünü yapacağımız festivalimiz boyunca iş zamanı iş ama her zaman eğlence bizim parolamız :)) Unutmadan eğer haziranın 21-24'ü arası bu tarafa gelirseniz Okay Temiz, Onur Akın, Yeni Türkü gibi sanatçıları ve kendi çapında iyi yerde olan yazarları ağırlayacağız kitap günlerinde..Herzaman ki gibi Sunay Akın, bu sene gösteri de yapacak olan Metin Uca, Halit Refiğ de iki filmi ile festivalimize katılacak..Bu konuyla ilgili daha sonra ayrıntılı yazacağım..Bu sene benim ve Uzunbey'in görevi Okay Temiz ve Mesut Yar ile ilgilenmek..Biri konser verecek Ölüdenizde diğeri de kitap imza gününe katılacak.
Cuma günü harala gürele geçti..Akşam eve geç gidiyorum ve geç vakit yemek yediğimiz için ve yorgun olduğum zaman dayanamıyorum mutlaka uyuyorum.Bu hafta da Hatırla Sevgili 'yi kaçırdım mesela..Cuma akşamı biri aradı ve cumartesi günümüz koşturmayla dışarıda geçti..Sonra dönüp iş yaptım evde..
Pazar günü dışarıya kahvaltıya gidiyoruz genelde çünkü hem hava çok güzel oluyor hem de hepimiz sofrada oluyoruz..Öbür türlü getir götür yap bir şey anlaşılmıyor sohbetten ve bazen de Uzunbeyle önemli şeyler konuşacağımız zaman çıkıyoruz dışarı..Bu pazarda yine Çağıl'ın isteğine uyarak Yörük Müzesine kahvaltıya gittik..Böyle yazıyorum ama müze bir tarafta istersen geziyorsun aslında orası bir apart..Yalçın Apart.Hergün köy kahvaltısı bulabileceğiniz bir yer..Bizde gazetelerimizi aldık, kahvaltımızı keyifle ettik ve ormanda yürüyüşe çıktık.Bir ara öyle bir tepeye çıktık ki daha önce resmini yayınladığım oniki adalardan 2-3 ada görünüyor, Fethiye ve Şovalye adası görünüyor ve Babadağ ile Mendos dağı gözüküyor.Diğer tarafta Akdağlar karlı ve deniz ışıl ışıl.Bu görüntüyü anlatmaya kelimeler yetmez..Makine arabada..Ben öyle bir manzara ile karşılaşacağımızı bilemediğimden almamışım yürürken..Çünkü bayağı bir yokuş tırmandık..Bir ara kesildim iyice ve şişmanlığa verdim yorulmamı.Ama dönüşte in in bitmedi yokuş ve inerken kaymayalım diye kendimizi zor zaptettik..Yani ben yine de iyi yürümüşüm o kadar yolu diye tebrik ettim kendimi ama inerken :)) Eve giderken bahçeden portakallarımızı topladık.
Öğleden sonra pazar pazarındaydık ve evimize geldik..Yemeğim hazırdı ve acıktığımızdan karnımızı doyurduk.Ben biraz iş, biraz gazete, biraz yemek, biraz eğlence derken akşam geç vakit yemek yedik ve tv karşısında uyukladık..Hava çok güzeldi bir ara bahçeye çıkıp armut koltuklarda oturup bira içtik..Balkonu yıkadım ve Tarçın'ı balkondan uzak tutmanın yolunu aradım.
Bugün pazartesi ve anlatamayacağım kadar yoğun bir haftaya giriyoruz..Hayırlı haberlerim var size ama herşey bittiğinde anlatacağım :))Bu hafta belki yazı yazamam diye baştan birşeyler yazmak istedim..Ne zaman rahatlarsam o zaman ekler yazacağım ve sizleri haberdar etmeye çalışacağım gelişmelerden.
Bu cumartesi Burcu'dan mektup geldi.Biz internet bağlanmadan uzun uzun mektuplaşıyorduk ve sonra msn ve cep telefonu hattını indirimli alınca o uzun mektuplara ara vermiştik.Burcu bana yine yazmış.Çok hoşuma gitti.Bende ona yazacağım..Evlendiğinden beri ve ben Fethiye'ye geldiğimden beri bu böyle..O da saklıyor mektupları bende.Ondan gelen bu mektupları okumak bana mutluluk veriyor..Biraz kafamı boşalttığımda ilk işim cevap yazmak olacak :)
Yukarıdaki resimde dağın eteğinde görülen yer Hisarönü ve Ovacık.Yani Ölüdenizin oturulan mahalleleri yani köyleri ama bildiğiniz köylerden değil çoğunluğu villa ve otel olan bahçeli evlerden oluşan ve yabancıların oturmak için tercih ettiği köylerden .Dağın öte yanından görünen yerleşim yeri Fethiye ve devamında görünen sahil Çalış..Yani ova da nereye giderseniz gidin mutlaka Babadağ'ı görürsünüz..Resmi internetten buldum..Onun için kaynağı yok ama dikkatinizi çekmeye çalıştığım bir nokta var ki resmin solunda araba yolunu görüyormusunuz..Etrafı bomboş ve toprak.İşte paraşütçüler bu yollardan tepeye tırmanıp aşağı atlıyorlar.Giderken de sırat köprüsü gibi bir yolda ilerliyorsunuz yukarı.Ben bir kere çıktımda aşağı inmesi daha korkunç geldi..Düşünün bu yolda ve 1967 m yükseklikte dört çeker bir arabada sallana sallana gidiyorsunuz..Allah düşmanıma vermesin diyeceğim ama Babadağ' da atlayış merkezi..Neyse seveni bu sporu yapsın.Ben mi? Bir daha yukarı çıkmayı düşünmüyorum..En azından tepe noktasına.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
Sen ne kadar çok yer geziyorsun ya cidden. Bazen seni elinde ufak bir baston, oradan oraya gezen, dağcı, hayatını artık eğlenceye bırakmış, mutlu mesut bir insan olarak düşünüyorum. Gözümün önünde oluşan manzarayı betimleyebildim sanırım.
bi önceki yorumuma cevabında okul işlerimi merak ettiğini sormuşsun. Hazırlık bitti Allah'a şükür. Hatta bölümün ilk dönemi de 3.27 ortalamayla bitti. Şimdi ikinci dönemin programını hazırlamakla uğraşıyorum.
Noktasız Virgül,inan ki gezdiğim kadar çalışıyorum da :))
Emekli olunca inşallah çizdiğin görüntüde olacağım :)
Okul için sana kolay gelsin.
asortikcim bende senı bıara blogundakı gozluklu fotondan cıkardım tv de görünce.benım tek sorunum eşimin ve benim buralı olmamız ve memur olmam yoksa bende cok tanısmak ısterdım (sana abartıyorum gıbı gelebılır zaten son gunlerde fıkrımde degısmeye basladı amaaaaaaannn neyse senınle alakası yok yanı) :)
Çok özendim. En çok da kahvaltı sonrası ormanda yapılan yürüyüşe...Çok da güzel anlatıyorsun. Hayatındaki gelişmeyi de merak ettim. Allah tan hayırlısını diliyorum sizler için :)
Resimlerinle Fethiye'ye tekrar gittim geldim sayende. Cok guzel bir yerdir, basli basina bir sehir olmakla birlikte, Mugla'ya bagli bir ilce olmasi beni hep sasirtir. Benim Turkiye'de oturdugum ilce de Mugla'ya bagli, bu durumda hemseri oluyoruz dimi simdi biz ;) Pazar gunlerinin sabah kahvaltilarini da ozledim simdi senin bu yazini okuyunca. Biz de Bodrum'dan kalkar, Marmaris'e cinarin altina giderdik kahvaltiya, her daim taze koy kahvaltisi yapmaya. Sen simdi kesin oraya da gitmissindir, yarimada hani :)
Sevgiler
Sanem
Bu kadar yoğunlukta bu kadar uzun yazacak zaman bulman bile mucize, gerçekten. Ama ne güzel dolu dolu geçiyor günler. Bu arada bahsettiğin iyi haberi de bekliyoruz:)
merhaba,
iyi haftalar diliyorum...
Aqua, yanlış anlamıyorum zaten..Rahatsız da olmuyorum :)
Böcürük, en kısa zamanda aynı yere gidip fotoğraf çekeceğim..Gördüğünüz zaman hak vereceksiniz..İyi dileklerin için teşekkür ediyorum..Gelecek hafta paylaşacağım sizlede :))
Sanemçetamin, Merhaba hemşerim :))
Marmaris benim bölgem dışında ama gitmişliğim vardır yine de..
Çenebaz, Eğer bürodaysam zaten hep netteyim bir müşteri gelene kadar.Genelde evde de nete giriyorum..Yani akşamları.
İyi haber kısmetse cumadan sonra :)
Sobe Asortik!:)
Senin ismini degistirmek lazim ya da ekleme yapmak. 'Evliya Asortik Krep' :)
Bir gun dondugumde Fethiye'ye gelirsem bana tur yaptirir misin? Ama kalsik sehir turu degil. Sizin yaptiginiz gibi, en guzel yerlere goturur musun beni? :)
Annelog, ilk fırsatta yayınlayacağım..
Nilly, o kadar gezmiyorum sadece fırsatı kaçırmıyorum:)
Ne demek gezdirmemek gezdiririm tabii ki..
Yorum Gönder