Salı, Ocak 09, 2007



İSTANBUL AĞRISI
Kanatları parça parça bu ağustos geceleri
Yıldızlar kaynarken
Şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen
Sen
Eğer yine İstanbul'san
Yine kan kopuklu cehennem sarmaşıkları büyüteceğim
Pançak pançak şiirler tüküreceğim
Demek yine ben
Limandaki direkler ormanında bütün bandıralar ayaklanıyor
Kapı önlerinde boyunlarını bükmüş tek tek kafiyeler
Yahudi sokaklarını aydınlatan Telaviv şarkıları
Mavi asfaltlara çökmüş
Diz bağlıyor
Eğer sen yine İstanbul'san
Kirli dudaklarını bulut bulut dudaklarıma uzatan
Sirkeci Garı'nda tren çığlıklarıyla bıçaklanıp
İntihar dumanları içindeki Haydarpaşa'dan
Anadolu üstlerine bakıp bakıp
Ağlayan
Sen eğer yine İstanbul'san
Aldanmıyorsam
Yakaları karanfilli ....... eğer beni aldatmıyorsa
Kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
Yine senin emrindeyim
Utanmasam
Gözlerimi damla damla kadehime damlatarak
Kendimi yani şu bildiğim Atilla İlhan'i
Zehirleyebilirim
Sonbahar karanlıkları tuttu tutacak
Tarlabaşı pansiyonlarında bekarlar buğulanıyor
İmtihan çığlıkları yükseliyor üniversite'den
Tophane İskelesi'nde diesel kamyonları sarhoş
Direksiyonlarının koynuna girmiş bıçkın şöförler
Uykusuz dalgalanıyor
Ulan İstanbul sen misin
Senin ellerin mi bu eller
Ulan bu gemiler senin gemilerin mi
Minarelerini kürdan gibi dişlerinin arasında
Liman liman götüren
Ulan bu mazot tüküren bu dövmeli gemiler senin mi
Akşamlar yassıldıkça neden böyle devleşiyorlar
Neden durmaksızın imdat kıvılcımlari fışkırıyor
Antenlerinden
Neden
Peki İstanbul ya ben
Ya mısralarını dört renkli duvar afişleri gibi boy boy
Gümrük duvarlarına yapıştıran yolcu abbas
Ya benim kahrım
Ya senin ağrın
Ağır kabaralarınla uykularımı ezerek deliksiz yaşattığın
Çaresiz zehirler kusan çılgın bir yılan gibi
Burgu burgu içime boşalttığın
O senin ağrın
O senin
Eğer sen yine İstanbul'san
Yanılmıyorsam
Koltuğumun altında eski bir kitap diye götürmek istediğim
Sicilyalı balıkçılara Marsilyalı dok işçilerine
Satır satır okumak istediğim
Sen
Eğer yine İstanbul'san
Eğer senin ağrınsa iğneli beşik gibi her tarafımda hissettiğim
Ulan yine sen kazandın İstanbul
Sen kazandın ben yenildim
Kulaklarımdan kan fışkırıncaya kadar
Yine emrindeyim
Ölsem yalnız kalsam cüzdanım kaybolsa
Parasız kalsam tenhalarda kalsam çarpılsam
Hiç bir gün hiçbir postacı kapımı çalmasa
Yanılmıyorsam
Sen eğer yine İstanbul'san
Senin ıslıklarınsa kulaklarıma saplanan bu ıslıklar
Gözbebeklerimde gezegenler gibi dönen yalnızlığımdan
Bir tekmede kapılarını kırıp çıktım demektir
Ulan bunu sen de bilirsin İstanbul
Kaç kere yazdım kimbilir
Kaç kere kirpiklerimiz kasaturalara dönmüş diken diken
1949 Eylül'ünde birader mirc ve ben
Sokaklarında mohikanlar gibi ateş yaktık
Sana taptık ulan
Unuttun mu
Sana taptık.

ATTİLA İLHAN

13 yorum:

Adsız dedi ki...

hayatta tek yasamaktan mutlu oldugum sehir,gordugum sehirlerin icinde en guzeli.asik oldugum...
uzaktan

Punto dedi ki...

Şiir de güzel, fotoğrafta. İstanbul mu o en güzeli.

Adsız dedi ki...

özledin mi yine istanbulu? aklıma gelmısken deepoyla ilgili postta bana cvb yazarken burcu yazmıssın baskasına mı yazdın da ben mı ustumu alındım yoksa bana yazdıysan bır yanlıslık var öfff amaaaan neyse bende nelere takılıyorum ;)

Asortik Krep dedi ki...

Uzaktan, yine seni dündüm inan ki bu şiiri gördüğümde..Demek mesaj yerine ulaştı..Çok sevindim :)

Punto, teşekkürler..Bence de..

Aqua, İstanbul sadece İstanbul olduğu için değil benim memleketim olduğu için ve ailelerimiz orada olduğu için İstanbul..Evet özledim ama Annemleri bekliyorum Ocak sonunda kısmetse :)
O yorumda cevap verilen sensin..Yani senin sorunu ben yanlış anlamışım..Burcu aradı ve abla yanlış anlamışsın dedi..Yani Burcu söyleyene kadar ben senin espriyi sorduğunu değil, eleştiriyi sorduğunu sanmıştım..Sonra düzelttim :)

Can dedi ki...

yaşaması zor ve eğlenceli yer.
hatırlarım atilla ilhan'ı da, maçka parkında yürüyen yalnız adamı.

Unknown dedi ki...

Uzun zamandır pek bloglarla ilgilenemiyorum, kendi blogumda dahil. Bugün bir boşluk yakaladım ve blog yazılarına göz atayım dedim. Yazılarını özlemişim asortik! Hepsini tam anlamıyla okuyamadım ama kafamı dağıttı.
Bir de kesin karar verdim bu yaz mailece Fethiye deyim:o))Kendine ii bak..

Adsız dedi ki...

asortikcim,kalp kalbe karsiymis derler ya oyle gercekten :)
uzaktan

Asortik Krep dedi ki...

Scullcan, insanın hayatının bir döneminde olması gereken kent :)
Maçka'yı çok severim bende..Öğrenciliğimden..

Duha, o zaman sen gelene kadar kendime iyi bakmaya çalışacağım :))

Ayselce, merhaba :)

Uzaktan, :)

yalnızlar kraliçesi dedi ki...

aaa yazmamış asortikim dedim kendi kendime. sayfayı tıkladığımda hep yeni yazıyla karşılaşırdım, yeni yazı yok. merak ettim valla, bişii yoktur umarım.

zeyno dedi ki...

Asortikcim, Bu şiirden sonra birkez daha dedim "İstanbul u görmeliyim artık" diye.

Bu arada sana mail attım Eren Eyüboğlu nun resmi için, gönderirsen sevinirim, şimdiden teşekkürler...

Burcu - Mutfak Camı dedi ki...

Abla, özlemekte haklısın aslında bir buçuk ayı geçti göreşemeyeli. Seni özledim ben de. Telefonlar yetmiyor ki birbirlerini gerçekten sevenlerin ve özleyenlerin hasret gidermesine. Yüz yüze görüşmek, sarılışmak, karşılıklı konuşmak şart yürek ağrısının azalması için. Sevgiler...

ERDIL dedi ki...

http://sanal-yasam.blogspot.com/2006/11/gene-aklima-dstn.html
Fethiye'den Asortik kardesim.Berlin'den Erdil Baba,Atilla Ilhan o gün tipki bizler gibi takilmis sana okumus yazmis kizmis.Gene de seni sevmis.Unutmak icin Unutulmak gerek Ünüverste siralarinda takildigimiz bir Petek pastahanesi vardi.Orada biri masaya kazimis.Her kezin hosuna gitmis ki o masa hic degistirilmemisti.Istanbul sen bizi unutmadin ki biz seni unutalim.
Saygilarla.
Not ne oldu tv yazilarin !..

Asortik Krep dedi ki...

Yalnızlar Kraliçesi, sadece doğru düzgün oturmadım bilgisayara onun için.

Zeynocum, bilgisayar evde kaldı akşama göndereceğim resmi :)

Burcum, işte hiç değilse 4-5 saat olsaydı aramız kaçıp giderdik birbirimize..Bende çok özledim..

Dost, yazacağım bir tv yazısı ama ne zaman bilmiyorum :)
Hem benim alanım..hem de bu ay içinde yazarım merak etmeyin :)