Pazar, Ocak 14, 2007


Likya Yolu Projesi, bu bizim projenin amacı, konusu ve ne yapılacağını zaten kendi içinde barındıran ismi.Likya Yoluyla ilgili daha önce bilgi vermiştim..Dün ikinci öngörüşme toplantımızı yaptık köylülerle..Bugün sizin için seçtiğim resimlerin hepsi geçen toplantıda da adı bizim için değişik gelen Gey Mahallesinden antik Sdyma kentine geçen yol..
Yeni açılan bir yolda yolculuk yaptınız mı hiç? Ben daha önce bu şartlarda Faralya'ya gitmiştim..İnsanın araba kullanırken başı dönüyor yolda ama pür dikkat kullanıyorsun mecburen..Dün arabayı ben kullanmıyordum ama yine de yolda dikkat kesildik hepimiz..Bende hem korkarım hem de yaparım tarzı bir insan olduğumdan boyuna yolu görüntüledim..Normal yolun altındaki patika yol, bu araba yolunun açılmasından önce insanların kullandığı yol..Bizim yolumuzun genişliğini aşağıdaki resimlerden göreceğiniz için patika yolun genişliğini hayal etmeyi size bırakıyorum :)

Bu resimde arabanın yolda ilerlemesiyle camdan görünen manzarayı izliyorsunuz..Dün hem bu yollardan geçtim hem de kendi kendime bu yolda çalışan insanların bu yolu açarken ne tehlikeler altında çalıştıklarını düşündüm..Buradan düşseniz deniz kıyısında ki kayalardan toplarlar sizi..Nitekim Fethiye' de yaşayan bir yabancı Faralya yolu asfaltlandığında arabayla asfalt kurumadan yola çıktığı için ne yazık ki uçurumdan aşağı arabayla beraber düştü iki sene önce.Araba asfaltın kayganlığından ve yolun kenarında koruma olmadığı için deniz kıyısına kadar yuvarlanmıştı..

Bu yolda değil belki ama buna benzer bir çok yolda bu köydeki çocuklar hergün okula gidiyor bu yörede.Taşımalı öğretim yapıldığı için köyden çocukları minübüsle her gün yakın merkezdeki okullardan birine taşıyor arabalar..Yolun altı ve üstü net olarak çıkmış bu resimde..Arada dağın zirvesine çıkıyorsunuz zaten..Yani hava açıkken Rodos'un göründüğü kıyılar bunlar..Harita koyamayacağım şimdi ama bu yol tam da Yediburunlar denilen yerin tepe noktası.

İşte yukarıda gördüğünüz yolun genişliği.. tam en tepe noktada 34 plaka bir araçla karşılaşmayalım mı..Yolun sağında yani uçurumda biz olduğumuz için onlar yolun sol tarafına iyice yapışıp durdular ve biz yavaş yavaş yanlarından geçtik.Burada ve her yerde 34 plaka görebilirsiniz artık bu çok normal bir durum.Ne yazık ki biz 34 plakamızı 2 sene önce arabayı yenilerken değiştirmek zorunda kaldık.

Son resim burada Hoşmerim adıyla tanınan ve benim Çanakkale ya da Balıkesir taraflarından yediğim hoşmerimlere benzemeyen bir tatlının resmi..Gey Mahallesi Muhtarının evinde yediğimiz öğle yemeğinde bize çıkarılan Hoşmerimin hem tarifini hem de resmini aldım ki Fethiye Yemek Kültürüyle ilgili döküman ve bilgi bulamadığımdan belgelemek istedim..
Hoşmerim :
Süt akşamdan pişirilir..Her sabah kaymakları toplanarak biriktirilir..Kendi yağıyla tavada kavrulur ve iyice kızartılır.En sonunda bal ile karıştırılır.Yapılırken sanırım o tatlı halini kırmak için tuz atılmıştı ama bence tuzsuz yapılsa daha güzel olur :))

Bu resimde ki bitki yabani adaçayı..Bahçeden koparıp gelen kahveci bize hemen çay yaptı orada ve mis kokular içinde içtik çayımızı..Öyleki tüm kahveyi bile kokutmaya yetti 5-6 adaçayı..Yapılması :(daha önce içmeyenler için) sıcak su içine bir kaç dal adaçayı koyuyorsunuz ve içiyorsunuz..Dikkat sert sevenler dalı çıkarmadan içsin :)

Toplantı ile ilgili sizinle paylaşmak istediklerimi madde madde yazıyorum :

Likya Yolunu yürürken karşılaşacağınız Oklu Kirpiler zehirlidir dikkat edin ama tüm Dünya da nüfusu azaldığı için koruma altında olduğunu biliyormusunuz?

Deniz kenarından yürüdüğünüzde yine Dünya' da sayı bakımından azalan su kaplumbağalarını görebilirsiniz..

Kırmızı Gagalı Karga yine bu yolda görebileceğiniz değişik türlerden biridir.

Buralarda deniz kıyısında ve deniz esintisi alan dağlarda bol bol sandal ağacı var ve sandal ağacının meyvesi ağaç çileğidir..

Sakız ağaçlarından Yunanistan'da önemli ölçüde para kazanılan bir sektör var ama biz Akdenizde çok bulunan sakız ağaçlarını pek fazla değerlendiremiyoruz.

Avrupa'da ki 12.000 bitki çeşidinin 10.600'ünün sadece Türkiye'de de bulunduğunu ben dün öğrendim..
Babadağ' da sadece 49 endemik bitki çeşidinin bulunduğunu da :))

Bu yolu yabancılar yürüyor..İngilizi ,Fransızı, Almanı..Artık Türklerde çoğalarak yürümeye başladılar ama bu yol bir günde kilometrelerce yürünecek ve insanın neler yapabileceğinin bir kanıtı..Uzun dönem yürüyemeyenler içinde sadece belli rotalarda yürüyebileceniz kısımlar var...Benim bildiğim normal yarı yolu geçen bir rota 12 gün falan sürüyor.Arzuya göre 3 -4 günlük rotalarla da yürüyebiliyorsunuz..Eğer yürümek isterseniz ya da etrafınızda yürümek isteyenler varsa bundan böyle FETAV (0 252 612 33 66 Fethiye Tanıtım Vakfı) bu konuda yardımcı olabilecek..
Biz proje gönüllüleri olarak bu yolu yürümek isteyenlerin hayatını kolaylaştıracağız ya da bu yolda para kazanabilecek insanları bu turizm dalında bilinçlendirmeye çalışacağız. İlerisi için de gelişmesine yardımcı olacağız..
Yine çok güzel bir geziydi..Bir sürü yeni bilgi öğrendim doğayla ilgili..ve gerçek hayat keşfetmektir diyebilirim sonuç olarak :)

6 yorum:

yalnızlar kraliçesi dedi ki...

Ne güzel uğraşların var, kutlarım seni..

Asortik Krep dedi ki...

Resimlerin üstüne tıklayıp büyük halini görebilirsiniz yazmayı unuttum bilmeyenler için :)

Adsız dedi ki...

Asortik gerçekten ülkemizde doğa adına faydalı işler yapıldığını görmek çok hoşuma gidiyor. Allah kolaylık versin canım. Ancak ben bu yolda yürümenin önemini pek anlayamadım. Sadece doğasını görüp, tanımak ve turizme açmak mı, yoksa başka bir amacı mı var? Neden yürümek isteyenleri destekleyeceksiniz onu anlamadım doğrusu. Biraz da başım ağrıyor anlayamadım, kusura bakmazsan merak ettim;)

Asortik Krep dedi ki...

Bu yol zaten şimdi yabancılar tarafından yürünüyor..Yani temmuz-ağustos harici bu yolda turistler var..Bizim yapmaya çalıştığımız hem bu yolun daha kullanılabilir turizm uygulamasına geçmesi hem de ileride sürdürülebilirliğini koruması.Bu ne demek ? Mesela bütün gün yürüdünüz ama bir köye vardınız köyde su yok..Nasıl yıkanacaksınız ya da nasıl hijyen bir ortamda konaklayacaksınız..Diyelim ki bunlar yok..Ülkenize döndünüz ve size soruyorlar nasıldı diye ne anlatırsınız? Türkiye çok güzel ama tavsiye etmiyorum gelişmiş bir yer değil gibi..Genelde turizmde önümüzü tıkayan bilgiler işte bunlar.Önemli olan basitliği değil çünkü onlar bu doğallığa geliyorlar ama temiz olması lazım konaklayacakları yerlerin..Sizlere anlattığım yerler Fethiye' nin ve Akdeniz'in kıyısı..Yani cep telefonu çalışmayan yerler var..Acil bir durum olduğunda sadece havadan ulaşılabilecek yerlere gidilebilir..O da kurtarma helikopteriyle..Düşünün deniz var ama denize inen yol yok..Sizde dağdasınız, sırtınızda sadece uyku tulumunuz var.Amacımız bu şartları iyileştirmek,şartları iyileştirirken halka da hizmet sağlayabilmek ve turizm gelişirken hatalı uygulamalara engel olmak.Kısaca bu.

uykucu dedi ki...

ah yaz gelsede oralara gelip yürüyebilsek bende yıllar önce fethiye kordonda adaçayı istediğimde böyle bardağa dalıyla koyup getirmişlerdi çok hoşuma gitmişti onu hatırladım..

Asortik Krep dedi ki...

Figen, ilk geldiğimde bana da ısrar etmişlerdi iç diye ben içmedim ve İstanbula döndüğümde hep burnuma adaçayı kokusu geldi ve canım istedi :) sonra buraya geldiğimiz gibi ilk fırsatta koklayarak içmiştim..