Çarşamba, Ekim 24, 2007

Çok güzel bir site için çok güzel bir mail aldım..önce hadi canım benim ne fikrim olabilir ki dedim ama maili tekrar okuyunca gerçekten fikrimi almak istediklerine emin oldum.

http://www.onlinemahzen.com/

Daha şimdiden fiyatların sitede ne kadar uygun olduğunu görmemek mümkün değil..! Meyveli şarapları yalvar yakar tanımadığım ve sevmediğim markalardan Ayvalıktan getirtmek ve içmek zorunda kalmayacağıma çok sevindim.Bu her gece şarap içiyoruz manasına gelmemeli ama insan içtiğinde de güzel içmek istiyor :))

İçelim güzelleşelim ...

...
Pazartesi süper Kalkan fotoğrafları çektim.Artık bir sonraki yazıya..

Bugün salı pazarımız vardı.Çok güzel plaj elbiseleri aldım :) Tanesi 5 ytl den. Tül ve perde de aldım,takınca resmini de çekeceğim.. Halkaları bile takılı 2 m tül 1 pencere için : 5 ytl perde de 5 ytl .Herşey bu kadar ucuz değil bunlar tek tekçi..Yani öyle derler ya,ellerinde kalan tek parçaları getirmiş satıyorlar :) Tek tekçi deyince aklıma Mahmutpaşa geldi birden.


Tül alırken adam beni azarladı,kadınlar tüllerle yolu kapamış bana laf söyledi..Ben de ona bak burda olay çıkar sen müşteri ile nasıl konuşuyorsun dedim.Ben İstanbulluyum biz öyle esnaftan azar yemeyen müşteriyiz dedim.Aysetun da kıkır kıkır güldü :)) Yani beraber gittik pazara..Kazıklanmadan alışveriş etmeye bayılıyorum da azarlayan esnafa tahammülüm yok :P
Ben İstanbuldan bile bu kadar kaliteli tül parçayı hiç bir yerden almamıştım.Bir ara gittiğim fabrika satış mağazalarını yazacaktım ya..Şimdi aklıma geldi .

Zaten çoğu tülcünün mağazalarda modelleri hep aynı ve zevkli gelmiyor hiç.Bir ikisine de ben uyuz oluyorum işle ilgili..(Bu kısmı anlarsınız siz) Yine de salon tüllerimi değiştirmedim koltuklarımı değiştirdiğimde değiştireceğim.En son Sinanobadayken yaptırmıştım bizim B.çekmece de ki eski komşu tülcüye..Çoçuğuyla aynı mahallenin çocuklarıyız ama çok samimi değiliz de tanıyoruz birbirimizi işte. Ben Sinanobaya taşındığımda gittim ve tüm eve tül yaptıracağım.Ben diyorum hepsi ayrı model çocuk bana diyor olmaz hepsini aynı model yapalım..Neyse çocuğu dinledim ve katlamalı,büzgü gibi duran ama yıkanıp çok rahat asılabilen krem rengi krinkıl (böyle yazılıyordu herhalde) yaptırdım..Çağılın odası ve mutfak hariç her oda aynı model ama zaten salon hariç diğerleri tek pencere..Sonra buraya geldim aranıyorum ne yapacağım diye..Bir taktım ki tüm tüller yeterli geldi ve tam boyunda..Yani çocuk benden öngörülü çıktı.İlk defa dinlediğime sevindim.O zamanın parasıyla oldukça yüklü bir para verdim ve tam ben tülü yaptırdım, Çatalca yolunda meşhur bir markanın fabrika satışını keşfettim.Yarı yarıya fiyatlar ama helal olsun ..İçime sindi ve senelerdir kullanıyorum bir şey olmadı..
Ben bir şeyi beğenirsem ve almazsam bir daha kolay kolay beğenip alamıyorum.Birde kilolu olma gibi bir dezavantajım var, aynı beden ve renk bulunca almak zorundayım yoksa bir daha bulamıyorum.
ama her şeyi yerinden almak gerekiyor ya İstanbul'da..Mesela inciyi Kapalıçarşıdan, saati tahtakale-saatçiler hanından sanırım 7 katlı ve tüm Türkiye'ye saatler ordan dağılıyor- , gözlüğü Doğubanktan-2. kattan,aslında beyaz eşya diye bilinir ama gözlüklerin ana dağıtımcıları ordadır- büyük miktarda çatal bıçak,işletmeler için Mercan'dan, mesela Ceylan'ın satış mağazası Beylikdüzündeydi,senelerce ordan aldım Çağıl'a kıyafet,en sevdiklerimden biri de Pelit o da Kıraç'ta fabrika satışı var..Mağaza, aynı zamanda pastaları da eve teslim edilebiliyor,Çağıl'ın doğumgünü pastalarını da hep ordan aldım.Büyük beden Kom mayoları da Yenibosna'dan alırdım..Araba da sorun olmayınca 2 parça için harcayacağın paraya 10 parça alıyorsun.Hem de kalitelisini ucuza..ama ayakkabı, çanta ve kıyafet konusunda takıntılı markalarım ve dükkanlarım var ki değişmez..Mesela Fatoş Triko İncirli..
Bunları niye yazdım..Bir malı kaça aldığımız önemli değil bence yakışması ve yakıştırması önemli.Çok gezdim evlerde ,günlerde, çok yedim içtim arkadaşlarla ama kapıyı açtığınızda gördüğünüz iki sıcak göz kadar etkileyici bakışları ne en pahalı kıyafeti giymiş insanlarda ne de o çok etkilendiğimiz markalarda görebildim..Geçmişten kalan ve hatırladığım en güzel anlarım hep sohbetlerimizin en koyu anlarıyla kahkahalarıydı.Hala da bir insana ilk baktığımda aradığım ilk şey Rolex saati değil sıcak bakışlarıdır.Hem inanın ki arkadaşlarla gezerken onun çok pahalı eşyalar kullanması ya da kullanmaması attığınız kahkahaların kalitesini değiştirmiyor..Gerçekten.


Yazı sanki havada kalmış burda diye ekleme yapıyorum.Dün pazarda uzun süredir olmadığı kadar bir dostla eğlendim,gezdim ve alışveriş yaptım.Onunla olduğumda kendimi çok rahat hissediyorum.Çünkü o sizi yargılamaz,her şeyi paylaşır ve bildiklerini kimseye bazen size bile belli etmez :)
Aysetun, çok iyi bir arkadaştır.Ne garip ki bizi tanıştıran arkadaşlarımızla şimdi o kadar samimi görüşmüyoruz ama onlara her zaman dua ediyorum bana böyle birini kazandırdıkları için.Kocası da iyidir, zor zaman dostudur onlar karı-koca..En çok karısının kocasına Mü ! demesini severim..O arasıra bizim de Mü'müz olur, şımarırız bile..Mü bize insan yokluğunda gelip çok yardım etmiştir işte..Karısı da bana aileden biri gibi davranır hep..Yani onlar benim ablamla abim gibidir .. Ben severim , siz de bilin istedim :)
Biz hep güzel şeylerimizi önce birbirimize anlatırız, bu da güzel bir şeydir...
Nescafe içmeyi ve yanına pasta yemeği çok severiz ve çok dertleşiriz..Aysetun aslında asker çocuğu çok yer gezmiş ama Edirne' li..En son Ankara'dan geldiklerinden ben onlara Ankara'lı gibi davranırım -06- :) Biz 'de uzun süre 34 plakayla gezdik buralarda..Bizi tanıştıranlar uzun süredir buralı olduklarından 48. İlk zamanlarda bütün muhabbetler ve sataşmalar bunun üstüne dönerdi :) Biz üç araba her hafta sonu bir başka koyda eğlendik yaklaşık 2- 3 sene..Sonradan tahammül edilemez olduğumuzdan ! 3. araba ayrıldı aramızdan. . Vefalı bir insanım yanlış anlamayın sadece bazen gücüme gider bu şekilde terkedilmek..Hala da elimden ne gelirse yaparım onlar için ama içimi de acıtır bu şekilde davranışlar.

Aslında bazen burada yaşadıklarımı ileride yazsam diye geçiriyorum içimden..Burada büyüdüm ben.Otuzumdan sonra. Belki emekli olunca yazarım eğer Çağıl bizim işimizi devam ettirmezse tabii.Yoksa küçük yer hemen kimlikler çıkıyor meydana..

İşte böyle..Yalnız değilim buralarda. Annem geldiğinde gezeriz beraber, ne güzel insanlar var çevrende der.Aslında ikinci hayatlar yani sonradan bir yere yerleşmek en çok buna yarıyor.Seçiyorsun çevrendekileri.İşine yaramayanları eliyorsun ve bazen de koca bir şamar yiyiyorsun hayattan.Onu da anlatayım size .. Aysetun'la yaşadığımız bir hayat dersini..O bu tarz insanlara daha alışkın ama ben işin içinden çıkamadım önce sonra anladım ki insanın içinde bunlar..Yaşadığı yerle alakası yok.Adını direk yazmıyorum çünkü fazla tanıyanı yok buralarda ama belli de olmaz...Muhtemelen de gitti C.. Benim arkadaşım,sonra ikimizin de arkadaşı oldu.Bu arada Aysetun'lara kiracı oldu ama Allahtan benim yüzümden değil..Onunda burada yaşayan bir arkadaşı var, o da bize onu tanıştırdı.

Biz her hafta perşembe öğlenleri buluşup yemeğe gidiyoruz kışın 4 kadın.Politika,kitap,iş ,güç konuşuyoruz.Onlarda çocuk yok ama biri bekar biri de beraber yaşadığı biri var.Bunlar içkiyi çok seviyorlar, Aysetun içki içmez, beni biliyorsunuz zaten..Bu cümleyi niye yazdım çünkü bunlar abartanlardan bazen gündüzden başlayan kadınlardan..Ben onlara herşeyde yardımcı oluyorum ama..Karşılık beklemeden.Faydalı kişilerle tanıştırıyorum ve ne iş yapacaklarına karar vermeye çalışıyoruz.

Sonra birden davranış değişikliğine gidiyor bu C. Sık aramamaya başlıyor önce,ben zaten çok yoğunum ve ancak zaman ayırabildiğimde beraber olduğumuzdan anlamıyorum ..ama Aysetun bir iş var bunda diyor..Sonra biz şimdi bir kaç iş dalını birden yapıyoruz..Yani bir isim altında yaptığımız bir sürü iş var birbirine bağlı.Yakın bir arkadaşımdan telefon geliyor :
-senin bana tanıştırdığın C var ya
- evet..
-Yanında bir yabancı kişi senin şu dalında rakip bir iş için onu bana getirdi..
-İyi de bu iş için görmesi gereken ilk kişi benim aslında.Yani o işi burada tek ben yapıyorum benimle tanıştırması gerek! Tamam yanlış başlamış olmalı ama benim arkadaşım onu bana getirir..Bütün Fethiye dolaşılıyor, o işte çalışıp çalışmadığını bilmiyorum ama benim beklentim çalışsa bile önce beni ziyaret eder, ben bu işi yapıyorum der.Ben de ona rakipte olsa yardım ederim.Ettim, şimdiye kadar gelen her sektörde yaptım bunu.Yapmadı diyen tek kişi bulamazsınız ama Fethiye bitiyor ne o kişi ne de onu gezdiren bana gelmiyor.İnsan olarak yaşadığım hayal kırıklığını anlatamam.Ben bu insanı evime, işime ve çevreme soktum.Karşılık beklemeden.Sadece İstanbul'dan geldiği için ve Uzunbey'le aynı sektörde çalıştığı için.Benim ilk başlarda burada yaşadığım yalnızlığı burada yaşamasın istedim.Hayatı kolay olsun istedim ama en büyük darbeyi de ben yedim manevi yönden..

Maddi yönden ise Aysetun yedi..Köpek aldıkları için diğer eve çıkmak istediler o ev bahçeli bir evdi çünkü.Şehir içinde apartmanda oturuyorlar..Bunlar çıkarmak istedikleri için evin çeşitli yerlerinde bilerek ve isteyerek kırıp döküp evi bırakıp gittiler..Ev tadilattan geçti ki onlar girmeden yeni yapılmıştı içi..Bahçeye Mü ile beraber döşedikleri nazar boncuğunu bile söküp almışlar giderken..Sanırım mesaj verdiler..ama mesajı aldık artık insanları hayatımıza alırken iki kere düşünüp alıyoruz sayelerinde.

İş konusunda ne oldu? Döndüler ,dolaştılar ve bir iki çalışma yapıp maddi sebeplerden bırakıp gitti işi o adam..Buralarda bazen denk geliyoruz adamla..Sanırım C pazarlamada çalışacaktı..Yapamadı.Burası kolay bir pazar değil.Sanırım burdaki insanlar insanın yüzüne bakınca içini okuduklarından bir iş çıkaramadılar :) Yapsalarda beni etkileyecek konumda değiller zaten.Devam etseydi de zaten piyasanın en iyileri zaten benim müşterim o ancak 2.kalite firmaları alırdı yine işim etkilenmezdi benim.Hatta bana gelseydi belki tutunacak bile vakti olurdu ama o bana hiç gelmedi..Yüzü tutmadı sanırım.Ben de hiç aramadım.Gittiğine de sevindim.İnsan olarak böyle vefasızlıkları gördüğümde nedense içim acır ve gözlerimdeki ışıltı bir an için kaybolur benim.

7 yorum:

Aysetun dedi ki...

Canım arkadaşım, iyiki varsın......
Ve 3. araba iyiki bizi tanıştırmış ta senin gibi özel bir dostu kazanmışım.Haftaya fırsat bulursan yine tekrarlayalım.Öptüm...

TATLI CADI dedi ki...

Ben de pazara gelmek istiyorum . Çok severim pazarları,hele gömülüp karıştırmayı.
İnsan denen garip varlıklara gelince boşver "her işte bir hayır vardır" de geç.Bak gördün mü bu işin hayrıda Aysetun gibi bir dost edinmek olmuş.Her iki dostu da öpüyorum.

one ben bir sey dedi ki...

Sevgili Asortik,
Ziyaret ve Nazik doğum günü mesajınız için teşekkürler.
NOT:Fethiyeye Gönül ablamı ziyarete geldiğim zaman sizinle bende tanışmak istedim ama bir türlü fırsat bulamadık,inşallah başka sefere; o zamana kadar sayfalarda buluşalım ,
sevgilerimle

Aysetun dedi ki...

Sevgili Tatlı Cadı,ben de seni öpüyorum..

Asortik Krep dedi ki...

Aysetun, canım benim,çok tatlı bir arkadaşsın sen..Daha yazmadığım çok özelliğin var..İnternet kurdum benim :P

Tatlı Cadı, eğer İstanbul'a yolun düşerse Cuma pazarına gitmen lazım Fındıkzade de .En eski pazarlardan biridir:) Ama buralara yolun düşerse salı pazarını şöyle bir karıştırırız Aysetunla :) Ben de seni öptüm.Sağol.

Sevgili Candan Hanım, ben de çok istedim ama ben yaşadıklarımın sadece bir kısmını buraya yazıyorum..Diğerlerini yazmaya ve paylaşmaya inan vaktim kalmıyor..Bir koltukta üj-bej karpuz taşıdığımdan bazen hayatımın emekli olduğumda nasıl olacağını düşünemiyorum bile :)) Bir dahaki sefere artık bekliyorum yeni büroya..

Aysetun,yok öyle benden izinsiz öpmek..Ne oluyoruz bakiiim :P

Nazkız dedi ki...

Bu sene Şirince'yi keşfettik biz ve taptık meyve şaraplarına oranın, mutlaka biliyorsundur sende.. Şarap düşkünleri olarak verdiğin siteden de faydalanacağız mutlaka...Bu arada pazar alışverişin ve tül fiyatları sebebiyle sana olan kınskançlığım bir kat daha arttı:-))))

Asortik Krep dedi ki...

Nazkız, Şirince'ye de ben gidemedim..Ben de şimdi seni kıskandım ya...