Cumartesi, Eylül 30, 2006

Uzun süredir yürüyüş yapamadım ya..Yarın banyo için tamirata usta gelecek ..Eğer erken işi biterse yürüyüşe gitmek istiyorum..Ben aslında yalnız yürüyüş yapmaktan hiç hoşlanmam..Mutlaka yanımda biri olması lazım..Konuşmasak bile yanımda biri olursa mutlu oluyorum..Annem burdayken biz hep yürüyüşe çıkarız..Demirköyde de her akşam üstü yürüyüşe gittik, bol bol konuştuk..Bana ordan gelirken Anneannemin son zamanlarında ördüğü bebek hırkalarından verdi..Çağıl' ın çocuğu için iki tane kendime aldım..Biri erkek biri kız bebek için..Bir tane de Annem bizim yanımızda çalışan ustanın karısı hamileydi ona götür dedi..Getirdim ama Anneme söz vermesem onu da saklayacaktım..Benim için çok kıymetli çünkü. Her zaman en az üç tane çetik verirdi bana sağ iken..Bu sefer ördüğü son çetikleri hepimiz paylaştık.Ben onları kıyıpta kullanamam ki şimdi..Kış gelecek diye ödüm kopuyor..Ya da hepsini aynen öyle saklayayım diyorum..Çağıl için kenara koymuştum bir ara hatıra diye.. Eşarplarından da aldım ve mavi ev ayakkabıları (bir-iki defa kullanmış )var..Aslında kış gelince onları giymeyi düşünüyorum..Şimdi sıcak daha açık terlik giyiyoruz..Kışı bekliyorum.
Ordan gelince insan öldüğünde geriye ne bırakabilir diye düşünmeye başladım bazen..Tabiki en çok sevgisini sanırım..Çünkü sevgiyle orantılı olarak anılıyorsunuz.. ama yine de geride birşeyler kalmalı..Ben bir dönem kumaş boyamaya ve elsanatları kursuna gitmiştim..Evde yaptığım tablolarım var..Zamanında hemen hemen herkese birşeyler yapıp vermişim..Burada da çalışırken gittiğim ahşap boyama kursundan yine yetiştiğim kadar birşeyler yapmışım herkese..Demirköyde benim boyadığım ekmek tabağını kullandık hep..Zaten onun kullandığı tabaktı..Onun ördüklerini gördükçe bunları düşündüm hep. .
Bir dönem danimarkalı bir kadınla tanışmıştım..Evime geldiler, yeni gelin bu hanım.. ne konuşayım el sanatlarıyla aran nasıl dedim..Bizde yaşlı hanımlar uğraşıyor, annem falan dedi.. İyi.. Göründüğünden de kazmaymışsın dedim içimden..Canı sıkılırsa sıkılsın..Kocasıyla sohbet ettim..En azından iş konuştuk üçümüz( kocası Türktü)..Onlara da ne gittim ne de bir daha çağırdım..Halbuki bende bütün gün örgüyle şişle gezmiyorum.. Ama en azından bir işle ilgili konuşacak bir kaç kelimem hep vardır..Birde başkalarını küçümseyerek konuşan insanlardan rahatsız olurum ben..Her ortamın tarzını yakalamak gerekir..Yeri ve zamanına göre davranacaksın..Yer sofrasına da oturacaksın kokteylde de takılacaksın..Bir dönem Uzunbeyin çalıştığı şirketin genel müdürü çok sosyal tanınan ve bir vakıf kuran bir beydi..Yemeğe gittik zamanın Günay 'ı na..Huysuz Virjin çıkıyor aslında ama şirket yemeği olduğu için sahne almadı.. Neyse bir kere karşılaşmışız ama adam resmen beni tanıdı ve o zaman konuştuğumuz konunun devamı hakkında konuştuk..Anladım ki hayatın sırrı karşında ki insana kim olursa olsun saygı göstermek..İnsan ilişkileri her kapıyı açtığı gibi kapatabilir de..Ve o şirket beyefendinin çalıştığı dönemdeki başarısını hiçbir zaman yakalayamadı..Adları gizli tutuyorum doğal olarak..
Nerden nereye geldim yine muhabbet olarak..Bunlar benim bu gece kafamdan geçenlerin sadece bir kısmı..
Bu ara biraz kitap okumaya başladım yine..Kendime "Baba ve Piç"i aldım.. ve daha 3 tane kitap daha aldım..okudukça beğenip beğenmediğimi yazacağım..
Hıfzı Topuz..Başın Öne Eğilmesin..(Sabahattin Ali' nin romanı)
Hıfzı Topuz..Gazi ve Fikriye.. (14.basım)
Liliana Serafimova..Mustafa Kemal ve Miti Kovaçeva(Umutsuz bir aşkın öyküsü)

Bugün evdeydim..İşe gitmedim.Dolayısıyla bilgisayar evde olmadığı için ve akşama eve geleceği için akşamı beklemeden meraktan Biyoniği aradım.. http://biyonikkedi.blogspot.com Anlattıklarının aynısını bloğa da yazmış zaten..ama ona anlattığım bir olayı sizinle paylaşmak istedim..O zamanlar 5. sınıfa gidiyorum..Kimseden tokat yememişim..Babam o zamana kadar sadece elime yaramazlık yaptığımda(sebebi de onlardan habersiz evsahibinin gençkızıyla çeşmeye gidiyorum ve döndüğümde Babam diyor ki ya benim istediğim gibi davranırsın ya da bu evden gidersin ..Ben hiç birşey söylememişim ve küçük çantamı topladığım gibi evden gidiyorum demişim :)) hatırlamadığıma göre 5 yaşlarında olabilirim..) elime 2 kere vurmuş , Annemden zaten hiç bir şey görmedim..Neyse İstanbul Mimarsinan ilkokulunda(pretty ,sizin eve giderken eski bir bina vardı eski, şimdi yıkıldı orası işte) okuyorum.Annemde aynı okulda öğretmen..Çok iyi bir öğrenciydim ben..Sınıf öğretmenimiz derste ve biz ilkokulu ortaokullarla beraber aynı binada paylaşarak okuyoruz..O zaman ilkokullar ayrı ortaokullar ayrı..Birden diğer okulun öğretmeni sınıfa girdi ve sınıfta konuşmaya başladı bizim öğretmenle.. Aslında gürültü falan yapmadık..sadece çocuk benim saçımı çekti bende kendimi korudum.Bu bize misafir gelen öğretmen hemde bizim öğretmenimiz sınıfta iken gelip bize birer tokat attı..Ben öyle zamanlarda ağlamam..Ama çok gücüme gitti..Hem ilk defa dayak yiyiyorum hemde çok iyi bir öğrenci olduğum için utandım çok.Annem şikayet etmeyi düşündü ama okul arkadaşları kendi de öğretmen yakışık almaz diye vazgeçirdiler onu..O yani "Cemal Hoca" zaten bu şekilde ün yapmış kendine göre disiplinli bir öğretmendi.Bana göre ise hasta.. Sırf onun yüzünden günlerce psikolojik olarak kendimi kötü hissettim..Öğretmenlere ve okula karşı güvensizlik içinde kendimi toparlayamadım..Hala hayatta en sevmediğim şey dayaktır..ve hiçbir zamanda onu unutmadım..Hala sinirli erkeklere uyuz olurum ve sinir yapanların gösteriş yaptıklarını düşünürüm..Kendi yetersizliklerini (çünkü disiplinli olmaya çalıştıkları için durumdan her zaman hoşnutsuzdurlar) saklamaya çalıştıklarını düşünürüm.ve sinirli erkekler beni sinirlendirir uzak dururum.İşte hala bile nefretle hatırladığım bu tokat olayı haklı ya da haksız adamın yanına kar kaldığı için hala bile neden Annem şikayetçiolmadı diye düşündüğüm bir şey..O uyuzu nerde görsem sonra yüzüne bile bakmadım..Annemde ..Hatasını anladı ama onu hiç affetmedim ben. Zaten ortaokula B.çekmeceye Babamın olduğu okuluna başladım..ama orada okumamı isteselerdi ben gitmeyecektim zaten..Biyoniği arayıp vazgeçmediği için rahatladıktan sonra ona bunu anlattım..Evet bir gün geliyor unutuyorsun ama ne zaman sinirli birini görsem aklıma bu olay geliyor..Sinirleniyorum.

3 yorum:

Burcu - Mutfak Camı dedi ki...

Baba ve Piç'i ben de istiyorum senden sonra...

Age35 dedi ki...

Asortik,postunu okuyunca öyle derinden paylaştımki duygularını..tokatla ilgili olanı.benimde 5. sınıfda böyle bir anım var.Sınıf başkanıydım herkesin karnelerini toplamamı söyledi öğretmen ,getirmeyenleri de sıraya dizdi sırayla tokat attı.Sonra sıra bana geldi,başkan olduğum için ben rahat rahat geride duruyordum ki bana "sana da atmak zorundayım,seni diğerlerinden ayıramam dedi.."O anı hiç unutmuyorum....

Asortik Krep dedi ki...

Burcum,okuyunca veririm..
Age35, çok adaletliymiş canım ..Birde böyle erdemli insan görüntüsü vermeye çalışırlar kendilerine..