
Çocuk Gibi sağolsun ikinci posta çekirdekleri de gönderdi ..Cumartesi atılacak onlarda :)
Buradan verdiği destek için tekrar teşekkürler.
Yoğun bir hafta bu.Pazartesiden beri çekirdeklerle ilgili ayrıntıları görüşüyoruz.Bunun yanında cuma günü Huzurevi yararına Fethiye Ressamlar Derneği ve Fethiye Evi Gönüllüleri ortak bir kermes düzenliyorlar Şükran Teyze'nin önderliğinde Fethiye Kültür Merkezinde saat 11.00 de.

Cumartesi günü sabahtan TEMA Fethiye daha önce gece bizim etkinlik yaptığımız kulübede 2B 'ler için kampanya yapıyor sabahleyin..Öğlende biz buluşuyoruz Mavi Kuşlar Orman İşletmede saat 11.30 da.
Öğleden sonra Zen Güzellik Merkezi davet etti açılışına ama gidemeyeceğim.Dağda olacağız
ama saat 16 ya yetişebilirsem Kavaklıdere' nin premium şarap tadımına Ecesaray'a gitmek istiyorum.
Bugün sabahtan beri dışardaydım.Gezerken herkes pançomu çok beğendiğini söylüyor.Berna'nın dikkatini çekmiş :) Anneme telefon açıp söyleyeceğim şimdi.Annem ben küçükken kareli kumaştan dikip giydirmişti bana bir panço onu hatırladım nedense hatta kenarına beyaz peluştan kalın biyeler de çekmişti.Eski fotoğraflara bakıp bulursam sizle de paylaşırım buradan.Şimdi böyle biraz da garip oluyor ama ben eskileri hatırlamaktan çok memnun oluyorum ne yapayım..

İşteyim.Gece çok iyi uyuduğumu söyleyemem.Şarap almıştım bir tane küçük Turasan' dan.Tatlı sert, onu içtim de uyudum biraz.Turasan'dan başka şarap alamadım çünkü çok kalabalıktı ve tadım yapacak zamanımız çok azdı.Babam sevmez tatlı ve meyveli şarap ,bilmeden de ben almak istemedim çünkü evde onun için ayırdığım daha güzel şaraplarımdan vardı.Onu yolladım Öğretmenler Günü hediyesi ona.Bu aralar şarapla ilgili yazılar yazmak istiyorum aslında.Canım çok içmek istiyor diye belki de bilmiyorum.Paylaşacağım mutlaka.Sarhoş olan insanlara uyuz oluyorum çok.Ya da içki içmeyi bilmeyenlere diyelim.Ben yazmıştım sanırım 1999 depreminden beri sarhoş olamıyorum .Ne kadar içersem içeyim hem de.Birde kötü bir şey içemiyorum.Farkettim ki damak tadı denen şey güzellikleri keşfedince kötülüğe katlanamıyormuş :) Yemekte de böyle olduğundan biraz mız mız oldum ben sanırım.Biraz da "şişman".Hala da kendime şişman diyemiyorum ya.Aferin bana..Ne kadar özgüveni yüksek biriyim .Kendime şaşıyorum.Kendimi çok büyük görmeme gibi kusurlarım var benim.Bazen iyileşiyorum ama çoğunlukla sanki 60'larda kalmışım gibi hareket ediyorum.Kapadokya'da en kilolu bendim sanırım hanımlarda.. Yine de ben keçi gibi tırmandığımdan Paul'ün eşi bana keçi gibisin demedi boşuna(nereye gitsek rehberin arkasındaydım da)..Bunu sanırım çok hareketli olduğumdan iltifat gibi dedi aslında yanlış anlamayın.Gerçi ben o hanımlara göre gençlerden olduğumdan keçilik..Ya da eskiden sporcu olduğumdan belki hala hareketli olduğumdan..Neyse yavaş biri değilim işte..İstesem de yavaş olamam ki .

Resimler : Yalçın Gökçebağ ..Aslında uzun süredir beğeniyordum resimlerini ama boyutları küçüktü bulduklarımın kayıt edemiyordum.Artık ressamları yazarken onlar hakkında bilgi de yazacağım ki biraz daha tanıyalım.Bu yüzden...

Yalçın GÖKÇEBAĞ (Denizli, 1944)
Yalçın Gökçebağ Isparta Gönenköy Öğretmen Okuluna 1955 yılında girdi. 1958 yılında İstanbul Çapa Resim Seminerine katıldı. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Resim Bölümünden 1963 yılında mezun oldu. 1990 yılında ODTÜ Güzel Sanatlar Bölümünde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladı. İlk kişisel sergisini 1967’de açan sanatçı, yedisi yurt dışında olmak üzere toplam otuz beş kişisel sergi açtı, çok sayıda karma sergiye katıldı. Altı yarışmalı sergide ödül kazanan sanatçının en önemli ödülleri arasında DYO Resim ve Heykel Ödülü ve Devlet Resim ve Heykel Başarı Ödülleri sayılabilir. Sanatını doğadan bir senfoni olarak yorumlayan Gökçebağ’ın resimlerinde renk bütüne, ince fırça işçiliği renge egemendir. Halen ODTÜ’deki görevine devam etmektedir.