
Perşembe sabahtan iptal etmiştim aslında randevumuzu, sonra işim erken bitince önce manikür -pediküre sonra da Zen' e gittim. Arada başka işlerimi de hallettim ama büraya uğramadan eve gittim.


Bana küvet var mı evde dedi evet dedim, istediğin zaman içine at kendini diye ekledi.. Zaten aklıma geldikçe atarım ben kendimi :))
Masaj yaptır dedi, yaptırıyorum dedim ama keyifli hoş bir ortamda olsun dedi, Vücudu yoran masajlar değil bunlar dedi.. Ben de ona Zen' deki ortamdan bahsettim falan..Yani keyifli dedim..Güzel dedi.
Yanına ne istersin viski mi diye sordu yok ben şarap alayım dedim :) Güldü.. Bir kadeh içebilirsin her gün dedi.
Yürüyüş yap,kendine zaman ayır ve bol oksijenli yerlerde gezin dedi..Demek ki boşuna değil her sıkıldığımda kendimi deniz kenarına ve dağlara atmam..Bunu artık sıkılmadan da yapmak lazım demek ki..
Kilonuz var ama ben sana zayıfla demem dedi.. Sağlıklısın, sadece ileri de iyot eksikliği yüzünden tiroid problemim olabilirmiş.. Ben aslında biraz zayıflamak istiyorum ama benim için bu zor ve uzun bir yol dedim.
Hatırladıklarım bunlar, zaten olumsuz bir şey söylemedi .. Vitamini kendi bildi zaten, bende neden aldığımı söyleyince üstüne bunları konuşmuş olduk.








Bugün sabahtan beri evde balkondayım. Pek kıpırdamak istemiyorum,bu hafta dinleneceğim,iş yapma haftam değil.
Sabahtan beri bunu dinliyorum.. Onun müziğini ve şarkı söyleme tarzını seviyorum.
Bilgisayar başındayım. Çağıl'da evdeydi.. Geç kalktık ve ikimize tost yaptım, babası onu gelip aldı.. Dershanesi başladı ama cumartesi pazar yok şimdilik..
Burcu aradı , eskisi gibi rahat konuşamıyoruz ve daha çok özlüyorum onu..
Bütün yaz pek tv açmadım.. Aklıma gelirse geç vakitlerde açıp cnbc-e de polisiye diziler izliyorum. Birde dün akşam bir konaklı dizi başladı ona baktım biraz. Uyku düzenimiz karıştı, çok geç yatıp sabah geç kalkıyoruz. Okul başlayınca zor oluyor ilk günler ama zaten bu sene eylül sonu açılacak.. İyi oldu aslında bizim için.. Sezon bitmeden çok önce okul açılınca zor oluyor okul durumlarına geçmek.
Allahtan çok sıcaklar yok, buranın çok sıcak zamanlarından çok sıkılıyorum.. Yani gerçek sıcaklarından..başkaları için sıcak olabilir ama burada devamlı yaşayanlar için sıcak başka bir kavram, herkesin anlayacağı bir şey değil.. Allahtan bu sene çok sıcak değil. Emekli olunca bu sıcaklarda burada kalmayacağım :)) Bana kalsa 15 temmuz -15 ağustos arası geziye çıkarım ben. İnanlımaz ama şimdi bir rüzgar esti ve saçlarımı havalandırdı birden.Buranın en serin yeride benim balkon herhalde .. İnanamıyorum ağustos ayında olduğumuza..Bu mevsimde gündüz değil balkonda oturmak klimasız ortamda bile durmak zordur..
Ay sonunda sizlerle paylaşamayacağım bir olay sonuçlanıyor benim için.. İyi bir şey yani benle ilgili.. İçin için sevinip hazırlık yapıyorum aslında.. Heyecanlanıyorum.
Kaktüs hastalığım yine depreşti hatta sukulent.. Gidip bir ara yeni kaktüsler ve sukulentler alacağım ve yeni saksılar düzenleyeceğim.. Akşam bir sürü resim buldum,yine de aklımdakilere benzetyen şeyler göremedim.Bu yüzden kendim düzenleyip resim çekeceğim..
Akşamki küçük kedicik çok tatlıydı.. Çağıl'la ikimiz eve almak istedik aslında ama içimizden :) Uzunbey'e çaktırmadan.. Ares ne yapar acaba..? Ya da Ares'in yavrularıyla doldurcam ben bu evi karar verdim :)) Uzunbey böyle dediğimde espri yaptığımı sanıyor ama ben onun yavrularını kimseye veremem ki..! Bu yüzden çiftleştirmek isteyen aşağı mahalleden olan adama öncelikle güvenip veremedim köpeği,alıp başkasına satar diye sonra da lazım ben o adamı işkence yaparak öldüreyim..Sanıyorum bunlar aklımdan geçerken yüzümden anladı ve köpeği istemeye gelmedi bir daha.. Onu balkonda bırakıp yukarı kata çıkmıyorum mesela, Uzunbey her ne kadar büyük köpekleri çalmazlar dese de buralarda bahçeden cins köpekleri çaldıklarından kıyamıyorum onu öyle bırakmaya..İleride kır evim için bir Alman kurdu ya da kangal almayı düşünüyorum.Koruma içgüdüsü ağır basan bir cins.. Bahçeye salacağım onu.. Ben eğiteceğim.Ares' in üstüne geleceğinden de o da Ares'i kabullenecek. Birde yavru olacağından zaten ağbi muamelesi yapacak Ares'e.
"Güzel pati "deyince kafayı kaldırıp bana bakan bir güzellik var yanımda şu an. Ona bakıp seyretmek bile beni o kadar rahatlatıyor ki.. İyi ki arife günü onu gidip almışım.. Ben seçmiştim bu yüzden Uzunbey hep bana onu sen seçtin ben olsam bunu almazdım diye altın bulmuş gözüyle bakıyor.. Yüzünde çok farklı bir ifade vardı ve hala o ifadesi duruyor bence.
Aklıma geleni yazdığım bir yazı oldu bu,daha fazla saçmalamadan bitireyim artık. Ya da gidip küvete atayım kendimi.. Hatta içine değişik otlardan bir karışım yapıp süzeyim bir tül içinden...
Banyo köpüğü kesmez beni. Evde kırmızı şarap var mıydı acaba ..? :))
10 yorum:
deniz manzarası görmeye dayanamıyorum el insaf yaw, ben daha tatile gitmedim :(((
Bekriya, yorumunu görünce gülümsedim valla.. Burada kafanı çevirsen tatil yapana rastlıyorsun ..Bir gün elimde makina onları çekeyim aslında :))
çekme yaaa ben de tatil istiyorum istifa ettirceksiniz sonunda beni :DD
Tatilciler dönsünler,okullar açılsın diye bekliyorum ben. Sonbaharda tatil yapıcam.Hem belki Fethiye ben görmeyeli nasıl bir yer olmuş, onu da görme şansım da olabilir.Zaten oradan bir kahve alacağım da vardı:))
Sevgiler canım..
Ece, sonbaharı bekliyorum o zaman :)) kahve borcumu ödemek için..
Asortikcim, ofis arkadaşlarımın (yani patronlarımın) Alman Kurdu var. Bebekliğinden beri büyümesini izliyorum. Şimdi Ares'i okudukça aklıma geliyor. Sevgiyle büyüyen köpekler benzer tepkiler veriyorlar sanırım. Evlerinde bir de kedileri var artık hiç zarar vermiyor.
Yakışıklı,sağlıklı bir köpek olduğu için çok fazla ç.itf.leş.me talebi geliyor. Bahçe kapısından gören komşular, veteriner aracılığıyla gelenler. Bizimkilerin tek şartı köpeğiniz buraya gelirse :) O kadar sevgi dolu ki nasıl davranırlar, iyi bakarlar mı derken kıyamıyorlar. Ben hayvanın cins.l hayatını bitirdiniz diye takılıyorum :) Olan yavrı Mersin'e uçakla gitti. Ancek bahçeli bir ev olduğu için kendi kuzenlerine verdiler.
Ama yavruları hiç vermemek de çok iyi fikir :)
merhaba
blogunuzu yeni keşfettim ve kaldım :) arese bayıldım.. kızımın koyu renklisi.. bende çifteştirmek istemedim yavruları kimseye veremeyip evin içi çitlik gibi olacak diye.. ama hep merak etmişimdir yavruları acaba nasıl olur du diye...sevgiler
sevgili asortik,
deniz manzaralı kahve eşliğindeki o fotodaki çakıl taşları arasındaki kaktüslere bayıldım. nasıl yapılmış o taraifini verebilirmisin?
Pumpkin,Hoşgeldin :)
Ares, biraz büyüsün diye bekliyorum aslında.. Sonradan sanırım izin vermemiz gerekecek.
Angel, ben yapacağım diye beni beklemekten yorulunca Zen yapmış kendine..
Kokteyl diyorum ben o tarz düzenlemelere.. Eski bahçe yazılarımda çok var. Birbirine uygun olacağını düşündüğün kaktüs ve sukulentleri alıp aynı saksıda düzenliyorsun..Yanına kum ve taş koyarsan süper olur..Blogda kaktüs,kokteyl,bahçe gibi başlıklara bir bak istersen..
Güzel bayramlar dilerim.Zevkliydi günlüklerinizi okumak..Sevgiler.
Yorum Gönder