Salı, Kasım 07, 2006


Haftasonu yaptığımız gezide Yanıklar köprüsüne gelmeden önce sağdaki ilk yola saptık Kocabük mevkiine geldiğimizde Ahmet(Kizen)Beyin kendisinin planlarını çizdiği, (mimar olduğu için kendi planlarını kullanmış) taş evlerin görüntüsü çıktı önce önümüze..Doğal ahşap bir tabela ile sadece dış kapının yanında “Pastoral Vadi “ yazısı var..Aşağıya doğru hafif eğimle girdik bahçeye ki sokaktan alınma şanslı bir köpek karşıladı bizi..Neden şanslı çünkü hem adı öyle hem de sokaktan aldığımızda ihtiyacı olan bir aileye kavuşacağını düşündük dediler.Zaten bütün gün gördüklerimiz düşünülenle yapılan şeylerin birbirini yansıttığı bu yaşamda güzel görüntülerdi.
Valencia tipi portakal yanında limon, zeytin, nar gibi meyve çeşitleriyle birlikte 900 kadar fidan dikilmiş. Şimdi bu fidanlar büyümüş hatta gezimizin ilk dakikalarında yetişen organik narlardan yedik..Enginarlar ve lahanaların yanında ki ayva ağaçlarından olgunlaşanlar yerlere dökülmüş bile..Gördüğümüz ilginç olaylardan biri de geleneksel taş yöntemiyle zeytinyağı yapımı idi..Ayrıca yine üzümlerden organik şarap yapımı da planlanıp başlanan işler arasında ve geleneksel yöntemlerle zeytinyağı ve sabun üretmekte.
Meyve ağaçlarının arasında, ara ürün olarak sebze ve yem bitkisi üretimi sertifikalı (IMO) organik tarım yöntemleri ile yetiştirilip başta domates olmak üzere sebzelerden üzümlere kadar tüm ürünlerini konuklarla paylaşıyorlar. Gerektiği kadarını tüketiyor, fazlasını yine geleneksel - doğal yöntemler kullanarak daha sonra tüketmek için saklıyorlar. Hayvansal ürün (gübre) gereksinimini karşılamak için, doğal ortamlarında tavuk ve ördeklerini, ağılda ise koyunları barındırıp ekilen doğal yemlerle beslenmelerini sağlıyorlar.
Pastoral Vadi'de organik olarak üretilen ürünlerin doğal yöntemlerle hazırlanarak konuklarına sunulması mutfağın temel çalışma ilkesi olarak benimsenmiş. Çiftlikte yetişmeyen yada yetmeyen ürünleri, aynı tarz üretim yapan yada güvenilen geleneksel yöntemle yetiştiren köylülerden elde ediyorlar.
Genelde evlerde artık pek yapılmayan, mönülerde kolay bulunmayan, yöresel Akdeniz mutfağı ağırlıklı hazırladıkları yemekleri müşterilere ve misafirlerine sunuyorlar.Taş fırında ekmeklerini, yemeklerini ise tandır ve ocaklarda odun ateşiyle yapıyorlar. Yemek hazırlama işlemi aynı zamanda bir atölye çalışması olduğundan, istenirse konuklarıyla yemek hazırlama çalışmalarını beraber yapıyorlar.




Tatuta (Tarım Turizm Takası; organik tarımın hayata uygulanışıyla ilgili turizm şekli) Projesinin bir parçası olan 42 dönüm arazi üstünde kurulan bu çiftlikte geleneksel taş evler ve yörenin bin yıllık yapı geleneği olan kerpiç evler de konaklayabilir, tatil yapabilirsiniz..Kışın da konaklama yapabildiğiniz bu doğal ortamda gözünüz gibi gönlünüzü de ısıtabilirsiniz.Ahşap bungalovları gezerken dikkatimizi çeken bir başka özellik ise çiftliğin içinde yetişen ağaçlardan bu bungalovlara isimler verilmesiydi. Doğal hayatla uyuşmayan bir şey göremediğimiz bu özel gezide yerin altına yapılmış tandır içinde gelenekselden farklı olarak yapılan bir raf sistemiyle yemekler pişiriliyor.Tandırda ısıtılan sıcak su bakır boruyla tüm çiftlikte kullanılabilecek bir kazana gidiyor. Yüzme havuzu olarak kullanılan havuzun işleyişi ise doğal suların kanal yardımıyla belli bir yükseklikten havuza akıtılmasıyla sağlanıyor.Havuzların temizliğinde hiçbir kimyasal kullanılmıyor tabi ki.Güneş altında yosunlaşma olabildiği için su sık sık değiştiriliyor ve çevrenin sulanmasında kullanılıyor.Elektrik için su kanallarından karşıki mahalleye giden bir su borusuna türbin koyup enerjiyi de oradan elde ediyorlar.Burada söylememiz lazım ki atık suları da iki ayrı gruba ayırarak tuvaletten gelenleri bir yerde depolayıp belli oranda kireç karıştırıp Ph’ ını 13 dereceye çıkararak patojen bakteriyi öldürüp, bir süre bekletip ,ağaç gübresi olarak kullanıyorlar.

Biz doğal yaşam üzerine çok güzel birkaç saati birlikte paylaştık.Gerçekten doğayla dost yaşamak ancak bu kadar olurmuş dedik yani insan isterse hayallerini toprağa aktarabilirmiş.
www.pastoralvadi.com

5 yorum:

Adsız dedi ki...

Ya ben düşünüyorum da, döndüğüm zaman sizin yakınınıza falan mı yerleşsem, öyle ilginç ve güzel yerler anlatıyorsunuz ki, bunları bile keşfedebilmek ayrı bir kültür ve emek gerektiriyor. Buradan hayranlıkla ve imrenerek okuduğumu bilmenizi isterim. Bu arada siz güneşin tadını çıkartırken biz de bembeyaz karların içerisindeyiz :)) Sevgiler. K.

EBRU dedi ki...

Resimler ve anlattıkların çok güzel. Doğal, temiz bir ortam ve organik yiyecekler bir harika. Hep böyle bir yerde evim olsun isterim. Şehir stresinden kaçıp temiz hava, sessizlik, yeşillik, organik yiyecekler ve daha birçok doğal şey. Gezdiğin yerler çok güzel bu konuda çok şanslısın . Sevgiler...

Asortik Krep dedi ki...

Sevgili K, madem şehri bırakıp buralara geldik o zaman keyfini çıkarmak en iyisi derim..Hatta gezmediğim ve yeni birşeyler keşfetmediğim zaman sıkılan birisi olarak dönmeni bekliyorum :)
Oraların keyfini çıkar..

Ebru, bence arabaya atlayıp böyle yerleri keşfetmek çok güzel..Haftasonu iki günde dışarıda olmamıza rağmen haftaya çok iyi başladık..

Adsız dedi ki...

şöyle okuyorum da buranın neresi nerede veya hangi il sınırlarında olduğuna ilişkin fazlaca bil bilgi göremedim.

































































Asortik Krep dedi ki...

Adsız, Yanıklar köyü - Fethiye / Muğla... :)