Pazartesi, Aralık 11, 2006

Dünden beri bloğa resim koyamadığımdan yazıda yazamadım..Resimsiz yazı yazamam ben..Yani anla halimi blog kardeş..Hadi beni uğraştırmadan resim koymama izin ver !
Tamam anladık ki hala resim koymama izin yok o zaman bende link koyayım .. Bak koyuyorum linki.Hala vazgeçme şansın var..İşte size cumartesi gittiğimiz Kayaköydeki rock bar Muşambar
Böyle resim falan koyamayınca lafa ortadan başladım ama iyi ki perşembe dinlenmişim..Çünkü cuma ve cumartesi çok yoğun günler geçirdim..
Cuma günü nefes alamadan sabah girdiğimiz bürodan akşam çıktık ancak..Annemle ve Burcuyla konuşurum ben her gün , Çarliylede sık sık..Annemi akşam ararsam Babamla da konuşmak içindir :) O gün ne Annem için ne de Burcu için telefonu elime alabildim..Eve giderken arabada konuştum ki zaman kazanayım kendim için..yemek yapıp yıkılmaya kanepeye.Yemekten sonra zor dayandım Hatırla Sevgili bittiği gibi uyumuşum da..
Cumartesi günü sabah 10 da Çağılın okulunda veli toplantısındaydım..Benim gibi renkli bir çocukum var benim :) Gerçi sınıf başkanı ama Çağıl da kim diye sormadıklarına göre yeterince tanınıyor galiba.Yalnız Uzunbey' in fiziğinde olduğundan bu ince ve uzun çocuğun velisi olacağım akıllara zor geliyor..Aslında kısa boylu değilim ben..Hatta kilolu olduğum için ve kemiklerim iri daha uzun gösteriyorum.Yüzü benim gibi yuvarlak ve kumral olduğundan kurtarıyoruz biraz. Neyse saat 10 dan 2.30 a kadar oralarda toplantıdaydık..Biyoloji öğretmeni hariç hepsiyle görüştük..Saat 2 de bir açılışa davetliydim, kaçırdım.Genelde düşüncem şu ki çocuğumuzda bizim gibi vizyonu bize benzeyen insanlarla arası iyi, olmayanlar ki Allaha şükür az ve iletişim bozuk..Bu kadar senede burada az gördüğüm öğretmen tarzından görmeye başladık nihayet..Yani bizim öğretmenlerimiz gibi..Yani modern..Şimdi bana kızmayın öğretmen arkadaşlar ama biz öğrenciyken Türkçeyi kötü kullanan öğretmenlerimizi biraz kıro bulurduk.İsterseniz şımarıklık deyin buna..Bu şiveli konuşanlar kötü öğretmenler demiyorum ama kendilerini ispat edene kadar bayağı bir uğraştırırdık onları. Hele bu öğretmenler Türkçe dersimize geliyorsa..Yine de öğretmenler konusunda ne kadar şanslı olduğumu zamanla anladım ben..İlk baleye gittiğimizde orta 1 öğrencisiydim ben ve daha sonra Mavi Tuna balesinde o seyrettiğim danseden başbalerin bizim dans hocamız olmuştu bir dönem..Burada yanlış anlaşılma olmasın sakın balerin değilim ben..Nerede ve nasıl dans dersi gördüğümde bana kalsın lütfen..
İçlerinden yine dumur eden biri çıktı beni..Kim olduğunu şimdilik yazmayacağım :) Adamın bu iletişimle benim gibilerin çocuğuna ulaşması çok zor..Ancak evinde öyle bir yakını olan bu adamın derdinden anlar..Neyse bir şekilde çocuğu çalıştıracağız artık..
Genelde yaklaşımları iyi buldum..Asarım keserim tarzı yaklaşımlar tüylerimi diken diken ettiğinden uyuz oluyorum ve bol bol kıpırdanıyorum sırada..Ya da ters bir şey söyleyip kendimi tutamadan dikkat çekiyorum..
Sınıf hocasının deyimiyle eğer Çağıl planlı ve programlı çalışırsa kesinlikle iyi bir yeri kazanır yoksa Çukurova gibi bir üniversiteyi kazanır dedi..Bu noktada Çağılında dikkatini çekmek istiyorum ki ondan beklentiler zaten kazanması yönünde..Şimdi aynı Babam gibi konuşacağım ama o isterse iyi bir yeri kazanacak ya da herhangi bir yere gidecek! Ne yazık ki daha böyle ilk seneden bu çocuklara yüklenmeye başladık.Güya ilk sene sınav konusu yoktu.İlk veli toplantısının ilk konusu da buydu.Yazık bu çocuklara yahu.
Ordan çıkıp şu para ödemeyen uyuz müşteriye gittim önce..Misafiri varmış bir saat sonra gel dedi..İşte biz böylşe sonradan görmelerle de çalışmak zorundayız..Gerçi bu o gün bir daha gitmeyeyim diye yapılan bir numaraydı ama ben yemedim..Uzunbeyle yemeğe gittik..Yemekte bu uyuz müşterinin parayı daha az vermek için yaptığı ucuz numaralardan olduğunu düşündüğümüz için Uzunbey bende geleyim mi dedi..Ben sen gelme bu seferden sonra zaten artık senin gitmen gerekecek çünkü ben biraz hırpalıyacağım bu uyuzu dedim. Böyle durumlarda en son giden kişi değişir bizde..Fazla sinirimizi zıplatmayalım artık diye..Bir nevi iyi polis, kötü polis numarası gibi..Neyse bu zat-ı muhtereme gittim..İlk defa ortalık sakin..Bakalım bu sefer ne numara bulacak diye düşünürken..Bana bir posta iş için anlaştığımız fiyatın yarısını yaptığımız işin iki katı için söyleyerek ben bu parayı ödemem dedi..Bende ödeyeceksin dedim..En son hatırladığım ben ayakta ve sinirli bir şekilde konuşurken bunun masada kıpırdayamadan oturması ve benim ona ahlaki bir konuşma yapmamla başlayan ve ne yani sana hediye miedeceğimi sanıyorsun tarzı bir konuşmayla bu sinirli konuşmayı bitirmem oldu..Bana toplamda 200 ytl indirip fatura kesersem bu parayı ödeyeceğini söyledi..Bende hem borcunun tamamını ödemiyorsun hem de fatura istiyorsun bune ciddiyetsizlik istemiyorum senin paranı deyip dükkandan çıkmam falan..Benden sonra Uzunbey gitti doğal olarak ziyarete..Siz gelseydiniz böyle olmazdı diyerek meşhur müşteri geyiklerinden birini yapmış..AYI ..(evet dayanamadım google dan bu kelime için gelebilecek olmalarına karşın ..Kullandım işte) Biz bütün bu numaraları biliyoruz..Kime kimi şikayet ediyorsun..Bu işyeri benim..Hem ben ne seni ne de paranı istiyorum o an..Uzunbey bir şekilde uzlaşmış ama bir daha ağzıyla kuş tutsa benim firmama giremez o..Böyle küçük yerde çalışmanın en kötü yanı işte bu..O uyuzun iyi bir markayı temsil etmesi yarın öbür gün benim kesinlikle ne iş için ne de alışveriş için ona gitmeme sebep olamayacak..Bitti.
Öğleden sonra büroda tam gaz çalışmaya devam ettik ama akşam yorgun bir şekilde işten çıktık..Çağıl ' ı eve bırakıp Kaya' da yeni açılan Muşambar' a gidecektik..Sonra Çağıl'ın aç olmasından önce onunla yemek yiyelim sonra beraber bara gidelim dedik..Direk Kaya' ya gidip İstanbul Apartta yemek yedik..Barın tam karşısında olmasından dolayı biz daha yemek yerken canlı müzik başladı..Şarkıları söyleyen Gülay, Selçuğun eşi barı ikisi işletiyorlar..Karmylassos diye bir otelin içi burası..Yani dış bahçesi..Kaya o kadar doğal bir yer ki zaten resimlerden nasıl bir ortamda oladuğumuzu anlayacaksınız.Muşambar gerçekten ahşaptan yapılmış içinde şömine falan olan bir yerin etrafının muşambaların burada sera kapatmak için kullanılan kalınından kapatılmış çok sıcak ortamı olan bir yer..Biz gittiğimizde bayağı kalabalıktı ve gerçekten bu tarz müzik dinleyenler tarafından doldurulmuştu..Bizde oturduk ve bazen Selçukla bazen Gülayla bazen orada müzik dinlemeye gelmiş başka tanıdıklarımızla sohbet edip müzik dinledik.Çağıl bira içti..Bizde :) Sonra benim birama da sulandı..Ortam biraz daha samimileşmeye başlayınca biz kalktık..ama çok keyifli bir ortamı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim..ve tekrar her hafta çarşamba ve cumartesi akşamları yapılacak bu canlı müzik akşamlarına gitmeye çalışacağım..Ben işte Fethiyenin bu yanlarını çok seviyorum..Doğal ortamlarda tanıdığın insanlarla oldukça keyifli zamanlar geçirebiliyorsun..Kimse pozlarda değil kimse de marka takıntısı yok ( herkes spor giyimli ve oldukça rahat durumlarda ) ve ölçüsünde..
Sabah geldiğimde başladığım yazıyı bu saat oldu hala bitiremedim.Bugün gayet renkli simalarımızoldu burada :)) Yazıyı göndermeden kopyalayayım da unutmayayım diye de içimden tekrar ediyorum bu arada..Her türlü arızaya karşı..
Pazar günü evden çıkmadım..İyi de yaptım.Yemek yaptım, kısır yaptım, oturduk yedik ve akşamüstü deuyuduk 4 saat.Sonra ben oturdum gece 4 e kadar..Bloğa resim koyamadım ve yazamadım yazımı.İşte bu kadar haftasonu özetim..Bu hafta yoğun bir hafta olacak..Hazır sessizlik hakimken biraz blog okuyup dinleneyim..

16 yorum:

cenebaz dedi ki...

Çağıl'ın geleceği ile ilgili endişelerini çok iyi anlıyorum ama gerçekten de onlar bizden daha kötü bir dönemde okuyorlar. Üniversite aslanın midesinde. Bizim danıştığımız hocalar lise 4 yıl oldu diye 3 ve 4'te dersane ve özel hoca önerdiler. Bu yıl yalnızca kötü olan dersleri için sınav öncesi 1-2 özel ders alıyor. Düzenli almıyor. Bıkmasın dediler. En büyük hayalim piyangodan para çıksın. İlk işim tüm hoca ve dersane işlerini kesip oğlumu özel bir üniversiteye göndermek. Bi tanecik oğlum var, hayatı ÖSS hazırlıklarda heba olmasın, gençliğini yaşasın istiyorum.

Asortik Krep dedi ki...

Ben aslında sadece kazansın ve o muhteşem öğrencilik yıllarının tadını çıkarsın istiyorum :)
Artık bölümüne kendi karar versin ve programlı çalışsın..ama ne isterse yanındayım..Çokta çalışmasın ben zaten arada çok güzel kaynatmasına mutlaka izin veririm..Ne yapayım ruhumda var..Çalışmaksa sonuna kadar eğlenmekte sonuna kadar :))

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Merhaba...
Olsun biz resimsiz de okuyoruz sizi.
Şu soğuk seramik resim yazısında bir resim yarımdı,altında ismim yazıyor demiştiniz .:))

Ben de o zaman düşündüm,hiç isminizi merak etmemişim. Bu ismi kabullenmişim.

Ama mesleğinizi gerçekten merak ediyorum.
İlkönce restoran diye düşündüm, sonra emlakçı gibi...
Ama ikisi de değil sanırım ,hiç açıklamayacakmısınız.? :))
(resim konusun da inanın nazar değdirmedim.)

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Yaniisim çok sevimli olduğu için kabullenmişim.Lütfen yanlış anlamayın olurmu?

Asortik Krep dedi ki...

Yağmur Damlası, niye yanlış anlayayım ki kötü bir isimde olabilirdi ama bana bunu kardeşim verdi sevmesemde reddedemezdim.Hem taktığı isim gerçek anlamda bana çok yakın..Nedeni asortik uyumlu giyinen anlamına geliyor..Benim renk takıntım vardır uyumsuz renkler giyemem ben..Mutlaka bir uyumu vardır renklerin ve giydiklerimin..Halk dilinde de biraz sosyetik anlamında kullanılıyor o manada da Burcuya göre daha popüler şeyler severim ve takip ederim ben..Yani o doğaldır ben gösterişli..Ben makyaj yapmadan sokağa çıkmam o makyaj yaparak..Kolye ve küpelerimi takım takım , eşarplarım marka markadır..Her kıyafete ayrı aksesuar ve ayakkabı kullanırım.Kıyafetlerim dolaba sığmaz.Alışverişin her konusunda canavar gibiyimdir..5 saat çarşıda dolaşırım, yetmez gece de sahile çıkarım gibi..O pazarda 2 saat dolansa sıkılır ve gider gerçi bu sefer salmadım ben :) E böyle bir ablaya da asortik demeyecekte ne diyecek hak verdim doğal olarak :))
Kreplik hamurumuzdan zaten..O akıtma yöresel, ben şehirli krep :)

Asortik Krep dedi ki...

Bu arada emlakçı ya da restaurant işletmecisi falan değilim..
Halkla İlişkiler diye düşünebilirsiniz tam olmasa da..Bir kaç işi aynı anda yaparak çalıştığım bir mesleğim var.
Adım da yaşıtlarımda az bulunan ama benim sevdiğim bir isim..ama her zaman söylüyorum şöyle havalı bir babaanne ya da kayınvalide ismi olur :)

Adsız dedi ki...

asortikçiğim,zaten gelin adayı ismini duyduğunda şöyle bir düşünecek,çok asortik bir kayınvalidem olacak diye.gerçekten güzel bir ismin var.(gerçeği)
valla giyim konusunda benzeşiyoruz galiba,bende dikkat ederim ve elimden geldiğince güzel uyumlu giyinmeye özen gösteririm.hem kendimiiyi hissediyorum hemde seviyorum güzel giyinmeyi.
alışverişi de çok seviyorum çok kıyafetim var artık almayacağım desemde,sözümü tutamıyorum zamanımın çoğunu çarşı pazar gezmesine ayırıyorum eşim bazen bugün pazarda seni yok yazmadılar değilmi diyor yarı şaka yarı ciddi.
amann hayat çok kısa nelerden hoşlanıyorsak yapmak lazım değilmi?
sevgiler

Nasıl geçti habersiz... dedi ki...

Hımm,isim konusunu daha önce okumuştum evet.
Zaten şık ve zevkli olmasanız onu koymazdı kardeşiniz.
Saksı ve çicekleri gördüğümde de demiştim,gerçek bir zevkin ürünü diye.
Bu sizin zarif kişiliğinizle uyuştuğu için yakışmış isim.
Ama şimdi gerçek ismi de merak ettim. :))
Benim içinde renk uyumu,hava gibi,su gibi önemli.

Benim giyim tarzım bazen kimsenin taklit etmeyeceği kadar uçuk olur,çevreme göre. :)

Neyseki her zaman değil.

sevgilerimle.

Adsız dedi ki...

taptaze hava bile burnuma geldi.. Ege - akdenizin en temiz zamanlari sanirim..Mekan da cok guzel geldi gozume..

Nedendir bilemiyorum kucuk yerler hep boyle, alanyada da esnaf birbirinden hic pesin alisveris yapmaz.. Kusadasinda da gorumcemin magazasindaki alacakli defterini gormustum de, cok sasirmistim.. Inanilmaz rahat oluyor insanlar. Hele ki gorumcemin iccamasiri sattigini dusunursek:) Isin boyutu sanirim anlasilir:)
Enteresan bir konu gercekten asortik..Iyi polis-kotu polis numarasi da super!.. Neyse tanimis ogrenmis oldunuz bu sayede belki..

Asortik Krep dedi ki...

Marfan, gerçekten keyfini çıkarmak lazım hayatın :)
Pırtık, coştum ve çok asortik bir şekilde ayı dedim emin ol valla :)
Yağmur Damlası,işte keyifti, alışverişti deyip yaşıyoruz bir şekilde ..
Elma Şekeri, işte çok profesyonel olmaya çalışsakta etikte eski tarz bir insanım ben..Hala söze güvenirim..Küçük yerlerde de öyle olmalı zaten..
Birde internet sağolsun..Namerde muhtaç etmiyor çoğunlukla ve her istediğini alabiliyorsun :)

devin dedi ki...

Kahveye geleceğim de, biraz grip gibi oldum, bir iki gün çıkmayayım evden diyorum.
O müşterileri gayet iyi bilirim, pek çoğuyla uğraşmışlığım vardır, ne diyeyim Allah kolaylık versin :)

renkler dedi ki...

Öğretmenlerde şive olmamalı. Kesinlikle bu böyle, Türkçe öğretmenlerinin ise ekstra bir konuşması olması, Türkçeyi çok iyi kullanması lazım.

İster kendi işin olsun, ister bir yerde çalış iş hayatı çokyıpratıcı, çünkü her çeşit insanla uğraşıyorsun. Bir burada ne adamlar ile konuşuyoruz. Parası iel seni bir insan, bir mimar olarak değil de, basit bir çalışan olarak görüyor. Hayır basit bir çalışan bile olsam bu şekilde davranılmaz ki! Ben çok politik bir insan da değilim. Hatta dikbaşlı sayılabilirim. Yalakalık da yapamıyorum. E böyle olunca kötü çalışan oluveriyorum. En azından sen kendi kendinin patronusun. Ben de böyle devam ederse kendi işimi kuracağım. Biraz içimi döktüm kusura bakma:-)

Asortik Krep dedi ki...

Renkler, mimarlıkta zordur bilirim..Amcam Mimarsinan mezunu..Şimdi Belediye de mimar.Kendi işini yapmak da bir kadın için tavsiye ettiğim bir şey değil..Şöyle akşama eve gittiğinde yemek yaparken yarın ki faturaları nasıl ödeyeceğim gibi bir derdi olmamalı bir kadının.Yoksa yemeğin tadı kaçıyor kafan bulanıkken yaparsan :) ve mesai bittiğinde eve gidip sorunsuz anne ve eş maskesini takman lazım yüzüne.Parasını geç ödemiş müşteriye kızmış bir anne evde pek yaratıcı olmuyor..Ya da ben beceremiyorum sanırım..Oysa benim Annem gündüz bir sınıf öğrenciyle başa çıkıp akşam da evde 3 çocuğa mis gibi yemekler hazırlayan bir anneydi.Her sabah yataktan kalktığımızda yüzümüze gülerek günaydın diyen bir kadın..Bazen aynı yerde çalışmanın zorluğu da aynı gün aynı stresleri yaşıyor oluşumuzdan kaynaklanıyor..Niye kızgın ve niye moralsiz olduğunu bildiğin bir adama da kapris yapılmıyor doğal olarak..Onun için kadınlar kendi işlerinde çalışmasın mümkünse mesaisi bittiğinde eve gitsin ki evdeki insanlarda morali sağlam ve neşeli bir anneye kavuşsun :) Biraz uzun oldu ama içimi döktüm :)

yalnızlar kraliçesi dedi ki...

çok haklısın iş konusunda, kadınlar maaşlı bir yerde çalışsın ve de eşiyle aynı işte değil..

ben de eşimle çalıştım bir süre aynı işyerinde. sorunlar ortak olunca eve de taşınıyoo..

piyasa da çok kötü, seni anlıyorum..

işlerinde kolaylıklar....
sevgiyle kal

nilly dedi ki...

Bizimde ortaokulda bir matematik ogretmenimiz vardi saolsun nerdeyse herbirimizi popomuza bir tekme yemistik. Bir erkek arkadasim yuzune bulasan uhuyu cikartmaya calisiyordu ve ogretmenizi ona, 'ne o ulan, agdami yapiyorsun'demisti. Ama farkindaysaniz hep boyle deli dolu ogretmenler daha cok hatirlanir. Muhabbetlere' ya benim bir hocam vardi' diye baslariz. Iyi ogretmenlerimizide onlar kadar anmassakda yine hatirlariz. Ama onlarin disinda diger ogretmenleri hatirlayanlar ve ananlar cok az olur.

Asortik Krep dedi ki...

Yalnızlar Kraliçesi, aynı işte çalışmak zor değil aslında çünkü biz işte ortak gibi çalışıyoruz farklı sorumluluklarımız var ama kadın için daha zor çünkü eve gittiğinde onu idare etmek, bakmak ve kollamakta sana bakıyor..Dedim ya kapris yapmaya kıyamıyorum :)

Nilly,ben sevdiklerimi hatırlarım hep :)