Bugün Fethiyenin bir köyüne gittim.Yüksekte ve deniz manzaralı bir köy.Evlerde su yok.Elektrik var.Evlere su gelmesi için yapılan son toplantıda erkekler su deposunun yapılmasını istememiş.Sebebi yok.Neden ihtiyaç olduğu halde bu insanlar suya hayır diyorlar.Çünkü köyün ortasındaki çeşmeden kadınlar su taşıyor evlere..Erkeklerin umurları değil.Ben bütün gün ordaydım.İçlerinde tanıdıklarım da var.Hem konuştuk ara ara hem de onlar çalıştılar.Koca gün kadınlar hayvan otlattılar, su taşıdılar, oduna gittiler ormana, tekrar su taşıdılar, tekrar hayvanları otlattılar öğleden sonra, çocuklar zaten eteklerinde..Arada kaçan keçileri toparladılar dağdan,bize çay yaptılar, 3-4 senedir bol bol doğurdular, bu arada bakamayacaklarını evlatlık verdiler..Ne yazık ki seyrettim sadece ... Bir de bol bol konuştum,size sadece sizin faydanız olur,kendinize bakın,kendinizi düşünün diye..
Bu arada hemşireler dağ köylerinden sorumlu oldukları halde oralara az gidiyorlar,yani başka köylerde oturuyorlar, bir de doğum kontrol araçlarını köye getirmiyorlarmış, gelin aşağıdaki köyden siz alın diyorlarmış.Köyde 3 aydır telefon, telekomla anlaşmazlık yüzünden kesik ve bu kadınlar bütün işleri kendileri yaptıkları halde nasılsın bile dendiğinde nerdeyse kocasına bakıp iyiyim diyor..
Tüm gün dağdaydık,yüzüm yanmış..Akşam uygar dünyaya döndük ama beynimin içindeki son görüntüler topukları açık çoraplarla gezen çocukların ayağındaki lastik pabuçlar.
Bu arada eğer orada durmayacaksan bir köye ebe olmayacaksın.İlçe Sağlık'ın kontrol etmesi gerekli ama bizim ülkemizde şartlar bunlar ancak bu kadar yapabilirim dendikçe ne yapsak boşuna..Farkındaysanız son yazılar devletle ilgi kurumları anlatıyor..Bu şartlarda bunu yaparım diyen insan devlette çalışmamalı..Biz özel sektörde buranın yaşam koşulları bu, ancak bu kadar demiyorsak onlarda bir şeylere saldırmalı..
Tanıdığım başarılı insanların ortak özelliği durumları ne olursa olsun radikal olan insanlar..Özel de ya da devlette, başkalarından farklı her davranışları bir cesaret belki ama bir yandan da düzene bir meydan okuyuş.Hayatta bir fark yaratma..
Fark yaratanları seviyorum özellikle de bunu bilerek ve isteyerek yapıyorlarsa :)
Ressam: Yalçın Gökçebağ (su da çamaşır yıkayanlar)
10 yorum:
Hayata fark yaratma mantığı ile bakan sayısı öyle azki Asortik :(
Aslında köyde yaşayan o kadınlar,hayatlarından memnundurlar.Çünkü başka hayat bilmiyorlar.Biraz da izledikleri Tv'den cesaret kazanabilseler,başka hayatlar da var,biz de yapabilirz deseler...
Çok zor yaa...
Aman oralara gidip de rahatlarini bozmiyalim.Birakin öylece yasasinlar.
Fetiye dedigin yer dogunun bir kösesine sikismis bir kasaba degilmi ?
Eger bir yardim illada yapilacaksa
bir kac tane köy kahvesi kurulmali.
Amma yatakli olmali ki aksamda orada kalinabilinsin.Belki dogum kontrolü olabilir.
Yazini okudugum zaman aklima Almanya da bir gezi anisi geldi.
Dag köylerinden geciyorduk.
Bakin dediler bu köylerde elektrik
yok.Neden diye sordugumda oraya getirilmesi cok büyük masrafa mal oluyormus...
Gecenin karanliginda isil isil parliyan bu köyler gözden kaybolurken icimde bir mutluluk vardi; hah diyordum elektrik gelmiyen köyler yalniz bizde yokmus diye.
Saygilarla.
Asortikcim bu ülkede kadın ne zaman değerini bulucak hala merak ediyorum. Bu aslında yine biz kadınların elinde ve belki de hatanın büyük çoğunluğu da biz kadınlarda...
**Fark yaratanları ben de seviyorum hem de çok :))
Son olarak teşekkür ederim arkadaşım mailini aldım...
Kadınlarımız malesef kendilerine öğretileni yaşamakta.Ninesi,annesi,teyzesi,ablası nasıl yaşadıysa onlarda öyle yaşıyorlar.Onlara garip gelmiyor muhtemelen.Eğitimsiz hiç bir çark doğru işlemiyor malesef hayatta.
Türkiye'de hepimiz işimizi doğru yapsak bu noktalarda olmazdık diye düşünüyorum zaten.Herkes görevinin başında olur gizli entrikalar dönmezdi.
Büyük şehirlerde, sırça köşklerde yaşayıp "sözde demokrasi havarisi" kesilenler, şöyle bir Anadolu'yu dolaşsalar, köylere ulaşsalar, kadınları -özellikle Karadeniz kadınlarını- görseler onların "şikayetçi olmayan bakış açılarını" inceleseler yüzleri kızarır mı acaba?
Suyun olmaması ne kadar kötü yaaaa, umarım en kısa zamanda suları olur
Çocuk Gibi, ne yazık ki öyle..
İşitme Kaybı, eğer tv'leri eğitim için kullanabilsek müthiş bir iş yapmış oluruz..Salak kıyafetler giymiş 3 kelimeyi birarada söyleyemeyen her şeye gülerek cevap veren şirinlik muskası sunucu-programcılardan vazgeçtiğimiz gün biz bu işi başarırız..Bakın kadın programları demedim sadece şarkı-türkü söylenen salak sunuculu programları dedim..
Erdil Baba, köyde imam olmadığı için mescite tuvalet yapmayan bir müftümüz var..Mescitte namaz kıldıran bir imam olmadığından abdest almak zorunda değillermiş gibi..Kıraathane de yok,olursa da tuvalet lazım :) Bu devlette mescite tuvalet yapmazsa kim yapar bilmem..
(kendi demiş imam yoksa tuvalete gerek yok diye,suyu olmayan mescitimiz var yeter böyle dağ başındaki bir köye,abdestide çeşme başında alsın ya da toprakla..)
Zeyno, oduna giderken beni de çağırdı genç bir hanım :)) Ben aslında ona ben gelirim problem değil ama sabahtan beri suyu sen taşıdın,keçileri otlattın,bize çay pişirdin, getirdiklerimizi taşıdın,çocuklara baktın, ben olsam oduna da evin erkeğini yollarım ben gitmem diyecektim ama onu üzmek istemedim..Şimdilik sadece doğum kontrolü hakkında bir kaç şey fısıldadım :) Gerisi daha sonra..Birde köyde depoya karşı çıkan bir adama köyde su olursa arsalarınız daha değerli olur diye akıl verdik, belki bu yönden kadınlara bir yardımı olur söylediklerimizin..
Ginger, yazdıklarım tam da 14 mart tıp bayramına denk gelmiş..Tüm hemşirelerimizin tıp bayramını kutlamışım :))farkında olmadan..
Punto Amca, yalnız keşfettiğim bir şey var ki tv sayesinde daha güzel Türkçe konuşmaya başladılar..4 senedir gidip geliyorum köye bu sene kullandıkları cümleler ve kelimeler çok farklı geldi..Demek ki tv sadece bir eğlence aracı değil asklında iyi bir eğitim aracı ama bu yönünü görebilene..
Gamzeli, Fethiye deftardarlığından bu köye bir sene boyunca bir ödenek çıkmayacağını bir ziyaretim sırasında öğrenmiştim tesadüfen..Sanırım bir başka yönden destek gelecek ve oraya bir tuvalet yapılmasını sağlayacak biri söz verdi,böylece hiç değilse bir tuvaletimiz olacak..Bu bir adımdır, herşey bir kerede olmuyor..Aşama aşama yol almasını öğrendim ben buralarda..Bu da bir başarıdır bu herkesin unuttuğu köyde..Bu arada yazmadığım ufak bir kaç ayrıntı..Çocuklar taşımalı eğitimle yakın başka bir köye okumaya gidiyor, bu köy likya yolu üstünde olmasına rağmen tuvalet sorunu olan bir yerdir.
uzun süredir ben de bloglara bakamamıştım. Arada geçen zamanda yazdıklarını okudum. Umarım artık daha iyisindir.
Yaşadığımızın dışında bir dünya var aslında hiç bilmediğimiz, uzaya gidip yaşam var mı diye arayacağına insanlar kendi dünyalarına baksa ya.
Yonca, doğru söylüyorsun..Türkiye de bile yaşam kalitesinin ve farkının arasında uçurumlar var..Bu söylediğim yer turizm merkezi Fethiyeye sadece 45 km mesafede başka bir dünya..
Yorum Gönder