Cuma, Aralık 09, 2005

RESSAM ŞÜKRAN TEYZE..

Sabahları artık yürümeye karar verdim.2 tane arkadaşım var bir haftadır her sabah yürüyen, onlarla yürümek istiyorum artık.Hem evden de yine çok uzaklaştım.İnsan kendini işe kaptırınca mümkün değil evle bir daha irtibat kuramıyorsun.Yarın bizim sponsorluk yaptığımız bir etkinlik var..Oraya gitmek zorundayım ama gelecek hafta ve daha sonra artık iş için kendimi kasmamaya karar verdim.Ben hayatımın hiç bir döneminde işteki kadar hırslı olmadım.Nedir bu işten çektiğim benim.Kendi işimi yapmaktan da artık sinir olmaya başladım çünkü mesai saatin yok.Günün her saati iş düşünmek zorundasın.Arayan müşteriye cevap versen bir türlü vermesen daha sonra kendini suçladığın için bir türlü.Aslında çalışmayı seviyorum ama abartıyorum sanırım.Hem bu aralar yani çok çalıştığım zamanlar Çağılın peşini bıraktığım için sınavlar bir felaket.Dershanede de sınıf düştü son sınavdan sonra.Artık her gece onu fazla sıkıştırmadan bir şekilde motive etmem lazım.Akşam bu gerçeği anlatana kadar şekilden şekile girdim.Üstüne gitmeden çocuk büyütmek kadar zor bir şey yok.Onun için çocuğu küçük olanlar sabretsin büyüdükçe sorunlar başka başka şekilde büyüyorlar.
Burcu Çatı' dan ve Şükran hanımdan biraz bahsetmiş ama bende bu aralar çalışmadığımız için çok özledim atölyemizi.Çatı' dan bahsedebilmek için Şükran Hanım' dan bahsetmem lazım sizlere..Şükran Hanım hayatı boyunca klasik resim çalışmış, en az 50 senelik bir ressam.Akademik eğitimden sonra memurluk hayatı olmuş yine resmi ilgilendiren bir sektörde devlet memurluğu yapmış.Önce İstanbul daha sonra Bursa ' da yaşamış ve bir gün anne tarafından akrabalarını bulmak için Turkuaz Kıyılara gelmiş.Geliş o geliş bir daha gitmemiş burdan.Bir gün artık belli bir olgunluğa eriştiğini düşünüp yeni insanlara kendi tarzı olan bir tekniği öğretmek istediğinde ortak arkadaşlarımızdan tanıştık onunla.Öğrencisi oldum.Ama hayat hocamız mı oldu yoksa resim mi karar veremediğimden kendisi aynı zamanda en yakın arkadaşımızda oldu.Bir devlet dairesinin çatısında küçük bir atölyemiz var.3 senedir yaşadığı Turkuaz Kıyılardan artık kendi evinde yaşamak için gitmek zorunda kaldı.Ama yine bizimle olacak.Ondan sık sık bahsetmek zorundayım ki..Dünya da kendi misyonunu çok önce tamamlamış birinin ne kadar çalışkan ve öğretici olabileceğini anlatayım.Onda gördüğümüz ve kıyısından köşesinden bir şekilde kaptığımız yaşam sevincini ve bir resim hayata nasıl uygulanır,hayattan nasıl zevk alınır anlatabileyim istiyorum.Küçük bir ipucu vermem gerekirse İstanbul' u Kapalıçarşıyı özlediği bir gün buradan gece otobüse binilir, gündüz Kadıköy' de inilir, karşıya Eminönüne geçilir, aşağıdan Kapalıçarşıya girilip Şark kahvesinde kahve içilir...Oradakilere sadece bir kahve için geldim denilir , tekrar geze geze Kadıköye dönülüp oradan otobüse binilir ve gelinir..Sadece özlediği için ..İşte böyle biridir benim Şükran Teyzem..İlerleyen zamanlarda daha güzel hikayelerde buluşmak üzere...

5 yorum:

Burcu - Mutfak Camı dedi ki...

Şükran teyzeyle çok kısa süre görüşebilmeme rağmen yazımda da bahsettiğim gibi ben ona hayran oldum.seninle şöyle bir sabah kahvesi içip günlük dedikoduları paylaşmak isterdim şimdi.öptüm.

Adsız dedi ki...

HANİ NERDE BENİM YAZIM ?

Asortik Krep dedi ki...

Burcu; bende isterdim...
Çarli; geliyor işte acele etme ki güzel olsun.
Ninecik; daha ne hikayeleri var Şükran Teyzenin zamanla paylaşacağım:)

Adsız dedi ki...

Ben almanyadan sevgi, gercekten cok guzel bir blog, eger twitter veya facebook sayfasi varsa hemen
ekliycegim.

Asortik Krep dedi ki...

Sevgi Hanım, sayfanın en yukarısında "asortikkrep'in bloğu" yazısının üstüne tıkladığınızda son yazılan yazılara da ulaşmış olursunuz. Bloğumu face'te paylaşmayı düşünmüyorum. Buradan takip edilebilir diye..Twitter için de hala zaman yaratamadım,çok yoğun çalışıyorum.İleride belki..Sevgiler Almanyaya..