Ben çocukken şubat tatillerinde (ocak tatili şubatta olurdu ve adına şubat tatili derdik) ve yaz tatillerinde Annem ve Babam İstanbul'a gelip tiyatroya, sinemaya ve bilimum eğlenceli yerlere giderdik..O zamanlar Beyoğluna arabayla girerlerdi..Daha trafiğe kapanmamıştı cadde.Tepebaşında Pera Palas' ın karşı sokağında bir yokuş vardır..Kasımpaşa yokuşu..Babamın teyzesi orada otururdu..Çoğu zaman onda kalırdık..Eski İstanbul kadınlarındandı İffet teyze tam 45 yıl Sultanahmet adliyesinde memur olarak çalıştı..Dilinde yarısı yanmış bir sigara , ölene kadar dudağından düşürmedi onu..Tanıdığım güçlü kadınlardandı..Kocası öldükten sonra , çocuğuda yoktu, senelerce yalnız yaşadı.Bazen de Sultanahmete işyerine uğrardık ziyarete..Zaten 10 yaşından sonra babamın memleketi olan İstanbul' un bir ilçesine taşındık..İstanbul' a dair hatırladığım ilk şey 6-7 yaşlarındayken Taksim meydanında kocaman dev gibi bir ekrandan yayın yapılırdı..Evdeki tv.den sonra gördüğüm en büyük ekrandı o..Babamın dayısının çocukları Osmanbey' de bir taverna işletirdi..pasaj içinde .Hatırladığım en eski anılar Taksim, Sulatanahmet, Tepebaşı, Osmanbey' ait.Birde vatan caddesindeki lunapark gazinosu..Nedense o kalmış aklımda.Annemle Anneannem her geldiğinde bir gazinoya giderdik..Çok gezmişliğim vardır sanatçıları..Geçen gün aklıma geldi de eski tramvaylarda biletçiler olurdu..Evde oyun oynarken çoğu zaman o tramvaydaki biletçi olup herkese bilet satardım ben..Daha o zamanlardan satışla ilgili işlere özendiğimi hatırladım birden..Hatırlayamadığım arka kapıdan binip ön kapıdan mı inilirdi acaba..Çünkü biletçiler şimdi ki gibi önde değillerdi..Şimdiki şişhane durağının orada çok güzel eski ahşap evler vardı..O zamanda eski evlere hastaymışım yani.Ve en köşedeki -şu an orada trafik ışıkları var-arsa boştu..Yıkık dökük küçük bir bina vardı en son..Benim çok eski hatırladıklarıma en yakınlar bunlar...
Bir başka zaman babamla sinemaya gidiyoruz..Bu daha yeni onlara göre..Jaws..Çemberlitaş şafak..11 yaşlarındayım..aynı sinemada bir tatlıcı var..Muhtemelen sütiş..Kazandibi yiyiyoruz..Sonra da filme giriyoruz.Filmin öyle bir sahnesi var ki bir ara sessizce gelen köpekbalığı birden tekneden aşağı bakan birine denizden çıkıp atlıyor..Çığlık atıyorum ve karanlıktayız ama çok utanıyorum.Babam genelde aklına geldikçe hala anlatır..Sinemadan çıkınca beni Babiali yokuşunda gezdirip matbaalara ve kitapçılara bakıyoruz..Kitap alıyoruz..Okuma alışkanlığım ondan geçmiş zaten..O semte ve geziye bayılıyorum.Üstüme kitap kokuları sinmiş..Hoşuma gidiyor..Nasıl gazeteci olunur babama soruyorum:)
Deniz kıyısında bir semtte oturuyoruz.İlk geldiğimizde domates tarlaları olan yerler zamanla mütahitlere veriliyor ve evler dikiliyor..En az 4 katlı..Geldiğimizde küçük bir belediye olan memleket zamanla kocaman bir şehir oluyor..Hatta meşhur İzmit depreminde ilk bu evler çatlıyor..Eee ovaya ev yaparsan olacağı bu.Sonra kışı hatırlıyorum..O kış çok kar yağdığı için yollar 3 gün kapanıyor..Laleli' den kalkan bavul dolu otobüsler şirin beldemizde mahsur kalıyor..
Beyaz turistler o bölgede yeterli otel olmadığı için evlere dağıtılıyor..2 sene önce yine meşhur Balkanlardan gelen soğuk hava şartları aynı şehirde beni yakalıyor ama bu sefer yol o kadar kalabalık ki asfalt kar tutmuyor yoğunluktan..Trafik yoğunluğundan..Ama ara yollarda herkes mahsur.Kimsenin aklına o yolları açmak gelmiyor ki..Burası Türkiye...
Bunları niye yazdım..Çünkü anlattığım yakın tarih.Çok uzak zamanları anlatmıyorum ki ben..Hepimizin çok yakın zamanlarını hatırlatmaya çalıştım..Şimdi bunların aynısını ben buraya geldiğimde küçük bir kasaba olan yaşadığım yerde yaşıyorum..Burası artık şehirleşiyor..Ve ben bunu aşama aşama yaşıyorum..Tüm gayretim önce heryeri beton yapanları uyarmak..Yavaş yavaş koruma altına alınmış yerler yeni mahallelere dönüşüyor..Görüyorsunuz ve engel olamıyorsunuz..Bir zamanlar bizim denize girdiğimiz yerlerde çocuklarımız denize giremiyor diye buralara geldik belki ama korkarım çocuklarımızın çocukları da buralardan denize giremeyecekler..Nerden biliyorsun derseniz geçmişten derim..Hem de çok yakın geçmişten...
5 yorum:
Evet, ben de giremedim, merak ettim, neyse ki düzelmiş
Eski bir Beyoğlu resmi koymuştum son yazıma.O bir şekilde daha sonra sayfanın açılmasını engellemiş..
Bu sabah düzeltebildim..
Asortik krep hafızana hayran kaldım .. Bazen ben bir binanın önüne dikiliyorum.. burda daha önce ne vardı diye ? çoğu zman çıkartamıyorum.. Aklımda o binnaın orda ne vardı.. çoğu zman herkes unutmuş oluyor..
Unutmayanlarda var senin gibi
Eşekbaşı,teşekkür ederim..Sana da mutlu yıllar..
Dali; 4 yaşımdan beri anılarımı depoluyorum:)
Krep Hanımcığımm,
Sevdiklerinizle birlikte mutlu, musmutlu,huzurlu,keyifli bir yıl diliyorum size ışıklar kentinde! Sevgiler...
:)
Yorum Gönder