Pazartesi, Şubat 15, 2010

içinden bahar geçen şarkılar..

Geçen hafta bol güneş yoktu ama yine biraz gezmeli geçti. Bu bahar müjdeleyiciler Kayaköy'den.. Pazar günü Çağıl dershaneye gitmediğinden onu alıp kahvaltıya Kaya'ya gittik, giderken önce Ares'i Kaya yolunda gezdirdik ki rahat oturalım.Zaten gittiğimiz yer neresi olursa olsun tek derdi masa altına girebilmek, çoğunlukla sesi çıkmadığından kimse farketmeden orada bizimle olsun mantığı güdüyor. Arada kafayı çıkarıp etrafa bakmasa kimse farketmez.
Bu ağaç sarnıç'ın bahçesinden..Yine evde yoktular, dolayısıyla Ares poppy ile oynayamadı.
-son aldığım habere göre Sarnıç artık Göcek'e taşınmış..Bundan sonra Göcek'ten haberlerini ulaştıracağız sizlere..

Sarı yasemin; kokusu yok ama görüntüsü güzeldir..

Birde küpe çiçeği gördüm ki çok güzeldi..

Bu da Cezayir menekşesi, hani Yaşar'ın şarkısındaki.. Gözlerin Cezayir Menekşesi..

Sarnıç' ın bahçesi.

Giderken yolda gezinen Ares.. Ares dediğimde durup böyle poz veriyor.


Kaya, çok özel bir yer.

Çeşme


Kaya
Kaya genel görüntü


Burası da bazen işten kaçıp yürüdüğümüz koylar.. Karşısı Hill Side.

Turkuaz Kıyılar..
Arabayı yolun kenarına parkedip zamanımıza göre bazen aşağıya bazen de önce yukarıya yürüyüp dönüyoruz. Görünen bölge Fethiye Körfezi..

Her zaman o taraflara giderken tekne yapım yerinden geçtik yazıyorum ya burası yolun içinden geçtiği kısım.Bazen tekne çekerken tekneyi çekene kadar bekleyebiliyorsunuz, başka bağlantı yolu yok şehirle.

Perşembe gecesi arkadaşlarım yemeğe geldi, Talinle Ahmet Bey. Dolayısıyla Çağıl'ın arkadaşları da.
Talin gelirken bu bademli browniyi de getirmiş, nefisti..Çok güzel pastalar ve mezeler yapar kendisi..Hani Topik yapmıştı daha önce de çok yazdım.

Bu da benim elmalı tartım.. Bu tart tarifi çok güzel değişik meyveyle de kullanabiliyorsunuz aslında.. Armutla da denemiştim.
Prens , bizim gittiğimiz gece Talin'lerde içeri girmek isterken. Onun bir de dişisi Çatlak var ama bahçede kulübeleri var orada yaşıyorlar.Çatlak adından da anlaşılacağı üzere çatlak bir tip. Hayatımda gördüğüm kanguru gibi zıplayan ilk köpek. Prens de gerçek bir prens :)

O gece çok güldük, espiriler havada uçuştu. Beril, Çağıl, Doğukan ve ben herşeye güldük sanırım.. Sarhoş olmadan hem de.. Talin, Uzunbey ve Ahmet Bey'de bize güldü diyebilirim..

Ahmet Bey' in akvaryumları yanında böyle gemi maketleri de var.
Talin' in sehpası..

Soframız..

Talin çok eski İstanbullulardan.. Bazı aile yadigarları var, sıkılırsan bana bırakabilirsin diye arada sataşıyorum. Bu ayna da onlardan..Daha önce büfesini görüntülemiştim. Ne yazık ki annesi buraya yerleşirken tüm eşyalarını antikacıya vermiş, yaklaşık iki senedir o da burada yaşıyor. Talin'le bazen bunu konuşup keşkelere gömülüyoruz.

Bu da değişik bir duvar süsü, şekli çok hoş ve yapılabilir..
Geçen hafta cumartesi günü çok özlediğim ve bir türlü görüşemediğim Şükran Teyze ile buluştuk en sonunda. Aynı mahallede oturuyoruz birde. Ona telefon açtım ve kahve içmeye davet ettim deniz kıyısına.Uğrayıp evden aldım ve oturduk denize doğru. Hava soğuk değildi ama güneş de yoktu. Politikadan konuştuk, cumhuriyetten, kitaplardan, daha çok hükümetten, geçmiş olaylardan ve ülkenin şimdiki halinden kısaca çok üzülüyorum dedi, gerisini siz tamamlayın artık. Ben onun bu aslında kendi dünyasında gibi sakin görünen ama aklı hep ileriye dönük daha ülkem için ne yapabilirim çabasına hayranım ve takdir ediyorum, gururla izliyorum. İdolüm o benim.
Normalde ben kısa cümlelerle tanımlamaları ama uzun ve devrik cümlelerle anlatımları çok severim, bazen ne demek istediğimi ya da espirilerimi espiri yaptım diye açıklamak durumunda kalan biriyim. Kısa zamanda çok şey anlatmayı severim ve arada bazı gereksiz kelimeleri de yutarım. Çoğu zaman bu yuttuğum kelimeleri açıklamak zorunda kalırım yani karşımdaki boşlukları tamamlarsa da muhabbetten çok keyif alırım. İşte Şükran Teyze ile bu aradaki gereksiz cümleleri çoğu zaman kullanmayız, başka bir boyutta bakışırız, espiri yaparız, atışırız, sessiz kalırız ama birbirimizi çok iyi anlarız. Tekrarlardan kaçtığımızdan da su gibi geçen zamanda çok şey konuşuruz.Onunla sohbet etmek beyin jimnastiği gibidir. Ona bağımlı gibiyim, hayatta kaybetmeyi göze alamadığım insanlar arasındadır.Tanıyıp da etkilenmeyen birini görmedim diyebilirim.. Onunla soğuk seramik yaptığım günleri özlüyorum.. Birde evdeki sunumları bir geyşa gibi yumuşak ve bir sanat eseri kadar etkileyicidir, hazırladığı sofraların ve ikramların orjinalliğini daha hiçbir sofrada yakalayamadım dersem yalan olmaz.Ressam olmasının etkisi ne kadardır bilmiyorum ama onun hala başka insanların yaşamını değiştirmeye çalışmasını hayranlıkla izliyorum.
O gün beraber denizi seyrettik, çay içtik.

Gazeteci arkadaşlar denize giren iki kişi yakalamışlar kendi işlerine dalmış, fotoğraf çekip duruyorlardı.Geçtiğimiz cumartesi yani..Bugün de aynı yerde çay içtim ,yine hava güzeldi ama denize giren yoktu, kimse sormadan söyleyeyim..
Bugün yazımı yazdım ve Üzümlü de bir temizlik şirketinin açılışına gittim.. Pera organizasyon açılışı yapıyordu, açılış süresince Ares arabada kaldığından dönüşte onu Çalışta gezdireyim biraz dedim. Herkes arabalarla deniz kıyısındaydı, hava çok güzeldi. Önce biraz yürüdüm Şat 'a doğru sonra da oturup çay ve kahve içtim. Fal da baktım ama doğru düzgün bir şey göremedim.. Ares uslu uslu oturdu benimle sonra da eve döndük. Çağıl geldi dershaneden öğleden sonra, şimdi de tv seyredip sohbet ediyoruz. .
Minimalist Emitt Fuarında bizim Fethiye standını ziyaret etmiş.Çok hoşuma gitti. Uzunbey dün uçakla gitti, aslında bugün dönecekti ama salı sabahına erteledik, gitmişken bir kaç yere uğramak istedi. Dünden beri Ares hüzünlü ve garip garip sesler çıkarıyor gördüğü rüyalarda.Uyandırmak zorunda kalıyorum çünkü onu öyle seyretmeye dayanamıyorum. Araba sesi duyduğunda ayağa kalkıyor ve küçük bir çocuk gibi hani Ares'in babası gitmiş mi dediğimde hüzünlü hüzünlü etrafa bakıp durmasına da yokluğunu anladığına işaret sayıyorum.
Yazacak çok şey vardı aslında ama nedense yazmaya başlayınca hepsini toparlayamıyor insan.
Bugün şarkı yok,zaten en güzel şarkıyı bir önceki yazıda yazmışım daha ne olsun :)
Not: Devin'e uğradım ya geçen hafta, sesi kısılmıştı, kolu şişti, yine de konuştuk,biraz özlem giderdik.. Ben anlattım çoğunlukla o dinledi.. İşler güçler bildiği şeyler aslında ama değişiklik olsun dedim ona.. Eğer aramak isteyen olursa telefonunu verebilirim. Artık ona daha sık uğramam gerekli!! ..

9 yorum:

Begonvilli Ev dedi ki...

Oraları biliyorum. Kaya Köyü'nün tarihçesini araştırıp mimarisini de incelemiştim. Evlerin birbirinin manzarasını kapatmayacak şekilde inşa edilmesine hayran kalmıştım.

İşten kaçıp yüzdüğün koylar harikulade. Yaz gelse diyorsundur.

Ah Ares, ne tatlı şeysin sen öyle! Prens'i de sevmeden geçmeyelim.

Dostlarla buluşmalar ne hoş oluyor değil mi:)Sofranız da çok iç açıcıymış.

Sabah sabah karşılıklı sohbet etmiş kadar olduk. Bu blog arkadaşlığı da baya keyifli bir şey. Fotoğraflar, paylaşımlar çok hoştu, teşekkürler.

minimalist dedi ki...

Asortikcim selam;

Şükran Teyze çok şekermiş; yüzünden asalet akıyor zaten !

Denize girenler de çok şekerdi yaaa canım istedi; çılgın şeyler!!!

Atıfta bulunduğun ve benim blogdaki benle ilgili görüşlerin için de teşekkür ederim.

İyi haftalar.

Nilgün Komar dedi ki...

fotolara daldım kaldım..
harika..
anlatımında güzell..
bayıldım kaldım..
hadi yaz gelsinde yaz fotolarını görelim...

hindiba dedi ki...

Bahar fotograflari öyle iyi geldi ki...Burasi buz gibi, insan sadece kar fotografi ve kar altinda agac fotografi ve karla kapli nehir fotografi falan cekebilir. Onun icin de sogugu göze alip disari cikmak lazim tabii :)

Burcu - Mutfak Camı dedi ki...

yazı ve fotoğraflar çok güzeldi. Devin'e selam ve geçmiş olsun dileklerimi iletirsen çok sevinirim. Bir an önce iyileşsin de yeni yazılarını okuyalım artık :O)...

Dört Yapraklı Yonca dedi ki...

bahar çiçeklerini benim için de seyret :))

buralarda da bir tane şaşkın gördüm bu sabah açmış :)))

gülsen VAROL dedi ki...

Ne zaman yazdıklarını okusam,sanki gizlice odana girmiş komodininin çekmecesinden günlüğünü yürütüp gizli gizli okuyormuşum gibi hissediyorum sevgili asortik krep.. O kadar "olduğu gibi" ve o kadar içten yazıyorsun ki.. sanki konuşur gibi.. bazen hemen o an cevap veresim geliyor sohbetteymişiz gibi hissedip!!
Hele resimlerine nasıl nasıl vurgunum anlatamam.. Bazılarını dosyama kaydediyorum.. durup dururken bana ilham verenler oluyor .. kullanırsam izin var mıdır bilemem?

Asortik Krep dedi ki...

Begonvilli ev, bu sene baharda yüzmeye kaçmayı düşünüyorum,çok özledim..

Minimalist, inan çok memnun oldıum standı gezdiğine Babamda gidip resim çektirmiş :)) Kızıma götürün demiş :)

Çelebi74, ortalığı coşturacağım da siz gelmeden durabilirmisiniz bilmiyorum :))

Evrencim, baharı dışarıda karşılamayı düşünüyorum bu sene,artık nereleri çekeriz beraber seyrederiz bilemiyorum :)

Burcu, bu akşam uğramayı düşünüyorum eve giderken.. İleteceğim..

Yonca, ne demek, emrin olur..

Haret senfonileri, fotoğraflarım herkese açık , paylaşmak istediğim için zaten bu şekilde kullanıyorum yoksa engellerdim.. Birde dükkan senin :)) ne demek..

ASLI dedi ki...

Asortikcim;

Buralara yalancı bahar uğradı kaçtı. Bu günlerde hava yağmurlu. Bahar gelecek de naz yapıyor.

Sevgiyle kal.