Ben bir gün gelipte onu kaybedebileceğimizi hiç düşünmemiştim.Benim için heybetli ve güçlü bir kadındı herzaman..Dedem büyük bir ağaçsa o topraktı..Ya da bolluğun ve bereketin simgesiydi..Onun yanında olupta kendimi kötü hissettiğimi hatırlamıyorum hiç..Bir şekilde kelimeleri beni ikna ederdi..Çocukken fazla yaramazlık yaptığımızda bile ben ondan korkmazdım..Çünkü ya bana çok kızmazdı ya da ben öyle hissederdim..Aslında korkulan bir kadındı.Kendini ezdirdiğini hiç görmedim..Haklıysan bile bunu söylemek cesaret isterdi ..Sevdiğini tam sever sevmediğine herzaman düşmandır..Unutmaz ve unutturmaz.(bu huylarım ona çekmiş ) Sert bir kadın olduğundan bazen azarlayarak konuşur ama sen bilirsin ki o seni kollar..Pahalı aldığımız şeyleri ona söylemezdik..Kızardı çünkü..Demirköy' de bu fiyata diye..Anlatamazsın ki ona aldığının marka olduğunu..Çünkü yokluklar zamanı doğmuş bir kadın o..Küllü sularla tencere ovmuş..Karneyle ekmek almış, bir çok savaş görmüş, erkeğini askere 4 sene göndermiş ( o zamanlar öyleymiş askerlik 4 sene yapılırmış) bütün bunlara rağmen inadına güzel olmak ve güzel yaşamak hastasıydı..Gezmeyi, gezdirilmeyi, güzellikleri çok severdi..Ha birde İstanbul' u..Eskiden her geldiğinde mutlaka boğaza götürürdük onu..Denizi ve deniz manzarasını çok severdi..Ayakları çok ağrıdığı için uzun uzun yürüyemezdi ama Ben İstanbul' da iken onunla gezerdik..Bana hiç ayağım ağrıyor demezdi ve hiç oturmadan ya sahilde ya da alışveriş merkezlerinde gezerdik..Ben ne alsam kıymetliydi..Demirköy de ki evde vitrinde hep aldıklarımı gördüm..Ona çok pahalı mutfak malzemesi almazdık çünkü kullanmazdı..Kıyamazdı..Bende hergün kullanabileceği bazen de kullanıp atabileceği şeyler alırdım ki saklamasın..Yine de onları vitrine koyar plastik dahi olsa herkese "Asortikkrep "aldı diye gösterirdi..Ben onun sanırım en sevdiği torunlarından biriydim..Bana hiç kötü bir şey söylediğini hatırlamıyorum..Yani beni kırdığını..Bende ona hiç ters bir davranışta bulunmadım..Birbirimizi üzecek ve kıracak bir davranışımız olmadı..Kıyamadık sanırım..Kızgın olsa bile etrafa, bana sert davranmazdı..Bende onu kızdıracak şeyleri ondan sakınırdım..Ben onu taşta oturtsam kimseye bir şey söylemezdi..Bana bunu hissettirecek kadar da beni severdi..En güzel şeyler hep benimdi..Kim ne alırsa alsın benimkiler güzeldi..Çocuğuma da öyle davranırdı..Başka çocukların yapmaya korktukları şeyleri benim çocuğum yaptığında kızmazdı.Hepimize gittiğimizde özel şeyler pişirmeyi ve yedirmeyi severdi..En güzel Akıtma ve Kapama ( tepside kuzine üstünde yaptığımız bol taze naneli kuzu etli pilav) yapardı bence..Güzel yemek yaptığını ve hepimize bu özelliğin ondan geçtiğini söylememe gerek var mı bilmem..Aslında anlatacak çok özelliği var bence..Biraz da burda olmadığım zamanlarda ya da onu kaybettiğimizde yaşadıklarımı yazmak istiyorum..O gün bahçede biraz çiçeklerle ilgileneyim dedim..Gülleri budadım falan..Ceplerim çalmış duymadım ama evin telefonu acı acı çaldı..Yetişemedim tabii.Hem ellerim kirli hemde doluydu..Uzun uzun çalmasından hiç şüphelenmeden yetiştim en sonunda.(saat 8 civarı)Açtım ve Burcu annemin beni arayıp aramadığını sordu..Sesi kötüydü ama benim aklımda hiç öyle bir şey olmadığından kötü bir şeye yormuyorum hala..Konuşmadığımı söyleyince bana anneannemi kaybettik dedi..Hadi canım dedim...dedim yanii.İnanmadım..O hiç bir zaman gidecek biri değildi benim için.Herkesi severim ben ama onu başka..Kulaklarıma inanamadım ve telefonu kapadım..Ağlamadım ağlayamadım ..Kafamda sadece yetişmek var..Çünkü ben buraya geldiğimde anneannemin tek korktuğu şey ona veda edememem..En uzakta benim ve zaten uzaklara gittiğim için çok üzülmüşlerdi hep dedemle.Hemen Uzunbeyi aradım ve ondan bana bilet almasını istedim..Çağıl da gelmek istedi ona da bilet baktık..Bulamadık..Ben 10 arabasına yer buldum tek kişilik ..Hemen aldık Çağıla dedim benim gitmem lazım..sen kalsan olur mu? Olur dedi..kendime bir çanta hazırladım hemen ama nasıl hazırladım bilmem..Çağıl da hazırlamış ona sonra gelirsin İstanbulaben seni karşılarım dedim..Hemen yola çıktım..Yolda müzik çaldığında ve dayanamadığım zamanlarda sessizce ağlayarak sabah istanbula vardım..Çarli eşiyle beni beklemiş ve arabayla yola çıktık.. 2.5 saatte Demirköye vardık..Biz gittiğimizde yıkamaya almışlardı..Aslında ben onu başkasına emanet etmezdim ama o kafayla yanına gitmeyi akıl edemedim..Zaten ev iki katlı alt kat teyzemin üst kat dedemin evi..kocaman bir bahçede meyve ağaçlarının altında sandalyeler var..ve dedemle anneannemin en sevdikleri ağaç olan ceviz var..dedemi de ordan geçirmiştik..üstkata çıkamadım birden..çıkarsam oda oda onu arayıp ağlayacağımı düşündüm çünkü..herşey onun stilinde..Çerçeveli fotoğrafların kenarına iliştirilmiş ailenin rsimleri gibi ya da çivilere asılmış takvimler gibi..Örtüleri, kocaman sırt yastıkları falan..Dedemi keybettiğimizden beri istanbulda olduğundan çok özel eşyaları yok orda.Zaten tatile teyzemle gelmiş ve döneli 3 gün olmuş..Hem alt kat hem de üst kat insan dolu..Akrabalar, eş dost ve torunları..torun çocukları , torun eşleri herkes orada..Uzunbey zamanla yarışılan bir işte çalıştığımızdan yanımda yok..çünkü ya ben ya o gelebilecek..çağıl, belki de gelmediği iyi olmuş ev ve ortam buram buram anneanne kokuyor..ben kendimi akşamdan beri o kadar sıkmışım ki daha bahçeye girdik her kucaklaştığımla ağlaştım..en sonunda kendimi topladım ve yukarı çıktım..sonra onu cevizin altına getirdiler..aynı dedem gibi..ben burada bunaldığımda bazen o cevizin altında oturduğumuzu hayal ederdim..böyle mi toplanacaktık cevizin altında anneannem.
onu dedemin yanına götürdük..o halde bile ben onları birbirine yakıştırdım inanın..Burcunun yazdıklarını okudum ..aynen söylediği gibi annem devamlı kelimelerle ve cümlelerle uğurladı annesini dedemin yanına..zaten girişte ve en güzel yerde sağda ..kalabalık erkek topluluğu var..bizim orda kadınlar mezarlığa gitmiyor..biz gideriz..hele dedemde nerdeyse ben indiricektim onu söylediler yaklaşma diye..bana ne ben onu çok seviyorum..kendi ellerimle koymak isterdim yine de.anneannemde o gücüm yoktu ve hala inanmıyordum görmeme rağmen..cevizin altında görecekmisiniz dediler..tabi görücez hatta izin verseniz alıp kalbimize sokucaz ama izin yok..sadece yüzünü açıp dokunabiliyorsun..ben her ikisini de görmeme rağmen onları hep güzel halleriyle hatırlıyorum..zaten güzeldiler de..kalp krizinden ve ayakta öldükleri için kötü bir görüntüleri de yoktu..bıraktık onları beraber ve eve döndük..o gün dua okunduğundan ertesi günün akşamı dualar başlıyor..2 gün boyunca gelenler dönmeye başladı..gelen gitti ve en sonunda çalışmadığı için teyzem, orada yaşadığı için dayım ve eşi, annem ve ben kaldık..cuma gecesi kaybetmiştik..beni bekledikleri için ertesi gün ikindi namzıyla defnettik..o geceden tekrar cuma gecesine kadar her akşam eş, dost akraba ve komşulardan oluşan 50 kişilik bir grupla her gece dua yapıldı..annemin memleketi olduğu için tanıdığımız çok, duyan başsağlığına geldi gündüzleri..ben annemi yalnız bırakmamak için ve biraz daha onun hayaliyle yaşamak istediğim için kaldım..annemle bazı günler onu ziyaret ettik, yemyeşil ormanlarla çevrili demirköy de yürüyüşlere çıktık..onu ve çocukluğumuzu konuştuk..bol bol karamuk(yabani böğürtlen) yedik yollarda..Fettah Ali denilen orman içinde buz gibi suları olan çeşmeye gidip su aldık ,serinledik sıcakladığımızda..anneannemde orayı çok sevdiği için onu andık..bol bol onu konuştuk..eşyalarını derleyip topladık ve benim çocukluğumun en büyük tanıklarının olduğu bir devri beraber kapattık orada..belki de kendimizi iyileştirdik..sonra 7. gece yi yaptık ve ertesi gün B.çekmeceye yola çıktık.normalda daha kısayol olmasına rağmen Lüleburgaza babaanneme uğradık görüşmek için..annemdeki eşyalarını da topladık, kendimize hatıralar aldık..bana annem daha demirköyde beraber aldığımız yüzüğünü verdi anneannemin , burcuya küpesini..fotoğrafları aldık tekrar saklamak için..ben daha çok yemeni ve eşarp aldım ondan hatıra..ve etamin işli bir yatak eteği.. Cüzdanından dedemin eski fotoğrafları çıktı ..birde herkesin resmi olan küçük vesikalık albümler..
Pazar sabahı Çağıl ilk defa İstanbula yalnız başına geldi..bizde karşıladık onu..sonra da ben pazartesi akşamüstü fethiyeye yola çıktım..oğluş şimdi anneannesiyle ve dedesiyle istanbulda..tatilde..sıkılana kadar orada..bizde babasıyla burada onu şimdiden özlemeye başladık..
Bir devir kapandı ve ben çocukluğuma ve hayatımın bir dönemine anneannemin ölümüyle veda ettim..onu çok sevdim..benim için eşi benzeri olmayan bir mertebede şu an..görmeme ve dokunmama rağmen hala inanamadığım bir duygu içindeyim..geçermi ya da geçecekmi bilmiyorum..ama bana onu hatırlatan herşeyi en az onun kadar seviyorum..
benim için bitmedi..çok garip aslında nerde olduğunu görüyorsun ama onu kafanda belirginleştiremiyorsun..içimde işte..başka bir açıklamam yok henüz..












