Pazartesi, Mayıs 30, 2022

Sevgi paylaştıkça çoğalır..

Çok güzel günler geçirdim. Blog dünyasında çocukken hayatı paylaşılıp, 17 yıl sonra düğünü yazılan çocuklar arasına Asortikkrep' in oğlu Çağıl' da girdi sonunda. Benim bir de kızım oldu ; Beril 🙂 

Güzel bir şeymiş kızı olmak.. Kayınvalide olmak da.. Ben gelin diye çağrılmaktan hoşlanmayan bir gelindim. O yüzden bundan sonra yazılarımda Beril ve Çağıl diye devam edeceğim. 

Yoğun iş tempoları yüzünden onların planladıkları gibi hızlı bir şekilde 19 mayıs'ta çok güzel bir nikah kokteyli ile sevindik.. Buraya yazıyorum ki kaydetmiş olayım. Artık eskisi kadar mutlu olaylar yazamıyoruz bu ülkede günlüklerimize.

Rüya gibi bir gündü hepimiz için. Yüzlerindeki mutluluk hepimize geçti. Baştan beri söylediğim gibi " güzel anılar biriktirelim" derdindeydik. 

Çok yakın akrabalarımızı ve dostlarımızı  çağırdık. Pandemi olmasından dolayı açık havada olması süper oldu. 4 saat boyunca sohbet edip, zamanın keyfini çıkardık, resimler çektirdik. 

Ben bu aralar tedaviden dolayı  kelim biliyorsunuz, ileride torunlarıma resimlerde güzel gözükmek için peruk taktım. Süslendim, püslendim, elimden geldiğince hoş güzükmeye çalıştım.. ama tabii ki yıllardır düşündüğüm kıyafet ve hazırlıkları tam olarak yapamadım. Yine de çocuklarım o kadar iyi hazırlanmışlardı ki beni hiç yormadılar. Çok güzel bir gün geçirdik. 

Bu arada nikah kokteylinde nikah şekeri yerine patili dostlar için  mama dağıttılar. Bir tane bile almamışım 🙃 Onlarında kedileri var. Güzel bir düşünceyle hareket etmelerine ayrıca sevindim. 

Kızım oldu derken gerçekten törende  heyecanlandım. Ben heyecanımı, korkumu, sıkıntımı çok paylaşamam, sadece sevincimi saklayamam, gözlerimden okunur.. Sakin  görüntümün altında senelerin verdiği bir gururla izledim onları, kendi çocuğum gibi izlememeye çalıştım, çünkü insanın duygulanmaması mümkün değil, her anın tadını çıkardım ve ilk defa bir gazeteci olarak çok resim çekmeden olayı izledim. 

Fotoğrafçıyı yakalayıp, bugün için özel peruk aldım,  benim bol fotoğrafımı  çekin dediğimi, yakın akraba ve arkadaşlardan bazılarıyla kayıt yaptıkları bir video vardı sürpriz, kameramana konuşmanın dakikasını söyleyin yeter derken, adamın ne kadar şaşırdığını, ve hiç teklemeden onlara doğaçlama kısa bir video çektiğimizi de eklemek isterim. Diğer misafirlerin duygulandıklarını görüp, kendimi tuttum tabii ki. Başkaların yanında kolay ağlamam ben, artık beni biliyorsunuz.  Bazılarına " kayınvalide" benim deyip hava attığımı, kaynana partisi yapıp bunu ayrıca kutlamak istediğimi söylediğimi de saklamayacağım🥰 

Çok mutlu olsunlar, güzel bir yuvaları olsun. Beril ve Çağıl' ın mutluluğu bizim mutluluğumuz olsun.. Onların birbirini bulması, evlenmek istemelerinin bir şans olduğuna inanıyorum. Biz aileler için de aynısını düşünüyorum. Bu şansı, bu mutluluğu ömür boyu sürdürsünler, bizde buna tanıklık edelim diye de ekliyorum. ❤️





 

Salı, Mayıs 10, 2022

Rüyaları gerçekleştirmenin en iyi yolu uyanmaktır. Tam güldüğün yerde başlar şiirler.


Bu fotoğraf bir Bakırköy akşamından. Dün çektim, aslında kemoterapiye gittim ama kanım düşük çıktı. O yüzden kemoterapi bugüne kaldı. Dün iki ünite kan aldım. 
Bugün, -bugün diyebilirim artık- gecenin bir yarısı .. benim doğum günüm. Geçmişe baktığımda bu bloğu yazalı 17 sene olmuş. Başlarken Çağıl küçüktü, ben Fethiye' de yaşıyordum ve bana  bloğu Mutfakcamı Burcu yaşgünü hediyesi açmıştı. Yazmayı severim, hem de çok ama ilk seferinde yazmak istemedim. İçimdekileri hayli ve misli dökeceğimi bildiğimden de yazmadım. Ama yazmak beni her zaman rahatlattığı için ve Burcu ısrarla yaz dediği için yazmaya başladım. Şimdi geriye dönüp baktığımda iyi ki dediklerimden bloğum var. Her şeyi yazamasam da çünkü yetişememişim, çoğu şeyi yazmışım, dertleşmişim, kızmışım, yaşamışım. Aynı hayat gibi yoğurmuşum yılları burada. 
3 hayat yaşamışım buralarda diye yazdıktan sonra hayatım değişmiş. Şimdi inanılmaz bir şekilde tekrar İstanbul' dayım. İstediğim gibi bir yaşamdayım artık. En azından kendim için hareket ediyorum. Büyük bir yaşam savaşım var - kimin yok ki ? - bir çok kere engeller aştım. Kopan ipleri sağlamlaştırmakla geçiyor hayatım. 
Bu hastalıkta en sevmediğim acıma hissi. Aklınızın alamayacağı cesurlukta insanlarız biz. Yaşadıklarımızın yarısını yaşasanız oturup ağlarsınız. Psikolojisi farklı, acısı yoğun, vedalaşmaları çok, ama tahlilleri doğru sonuçlar doğuran bir yol bu yol.
Ve insan ayıklayan. O yüzden yeni yaş almalara, yaşlanmalara kalmadan ilerliyor. Bu doğum günümde 51 yaş bitiyor, oysa yaşadıklarımla bir 25 katabilir hayat bana.. Hastalığın, yalnızlığın, yaşlılığın her türünü gördüm şu 3.5 senede. Hastane koridorlarında sıra beklerlen göz tanığı oldum hayata. Ne Türk filmleri çevirdim. Üstüne yaşamaya çalışırken babamı kaybettim aynı nedenden. Çok ağlamadım ama içim ağlarken güçlü durmayı öğretti bana hayat. Ölümü gördüm, iki kere atladım sırtına vurduğu sepetinden, bir 3. sü için savaşıyorum. O yüzden korkusuzluğum ve çoğu kişinin bilmediği bir şey biliyorum. Hayatı gerçek manada yaşamak. Yeni yaşımı karşılarken eski hayatlarımı uğurluyorum.  
Ve yanında umutsuzlukları, hüsranı, sevgisizliği, insan seçmeyi, günlük hırsları, şımarıklıkları. Eskisi gibi anlatıp farkındalık yaratmak bile gelmiyor içimden. Büyümek buysa hayat, çok yaşlanmaya kalmadan verdiğin dersleri inan ben aldım. Sevgiyi bildim, sevildim. Birileriyle mutlu olmayı öğrendim. Sonra kaybettim. O kaybedilmişlikte bana çok şey öğretti. Ama unuttum hayat. Şu an yeni yaşımda tek söyleyebileceğim kendini sevmekmiş. Boşmuş gerisi. Geçmişe baktığımda geçmişte kalmış. Level atlatmış hayat bana. Mutluluk vermiş. En güzeli çocuğummuş ❤️ Şimdi iki oldular :)
Sonra da ailem. Annem, babam, kardeşlerim. Mutluluk kendimdeymiş zaten. Ben yaşatmışım karşıma.. Benim izin verdiğim kadar hayat güzelmiş, ben çekilince karşımdaki de bitmiş. Güçlüymüşüm be hayat. Şimdi çok daha net anlıyor insan. Biliyordum ama pekişti. Yoruldum ama galip geldim. Kimseye eğilmedim. İçimden geldiği gibi sevdim. Gelmediyse bıraktım.Bıraktığım yerde özgürleştim. Böyle de güzelmiş hayat. Kendi ayaklarının üstünde durmak, hayata meydan okumak, ölümden korkmamak, zorluklarla savaşmak güzelmiş. Nereye kadarsa, gittiği yere kadar savaşçı olmak benim hayatımmış. Ve bundan mutluluk duymak. 
Yeni yaşımı, üstümde taşıdıklarımla, kalbimde götürdüklerimle, umutlarımla karşılıyorum hayat. İnadına yaşamak, dik durmak, yolundan dönmeden buna devam etmek, zorlanarak ama bırakmadan yeni pencereler açmak hedefim. Değişik bir yeni yaş yazısı oldu bu. Dün o pencereden güneşi batırırken içimdeki pencereleri bir bir açtım ben yeni hayatlara. Değişe değişe kabuklarımı atıp geliyorum hayat... 
Bana yol aç !