Sabahları denize gidiyoruz, öğleden sonra da pazara ya da gezmeye.. Kaç gündür kangu bizdeydi, bugün Uzunbey' e araba lazım olunca biz eski jipi aldık. Annem jipi maceralı buldu ama hoşuna da gitti. Ayrıca bu akşam Ares otururken annem ona çişin var mı diye sorunca Ares önüne dikilip hadi beni çişe götür dedi.. Bende madem çocuğu kaldırdın o zaman sen götür bak seni istiyor diye ısrar edince beraber çıktık dışarı.Normalde kışın geç vakit Uzunbey uyuyunca ya da akşamları bazen benim önüme gelip durduğundan Ares' i dışarı ben götürüyorum. Onun çiş merasimi şöyle oluyor. Kim dışarı götürsün istiyorsa onun önüne gelip dikiliyor, acıktıysa yalanıyor, tuvaleti geldiyse ne yaparsanız yapın önünüzden gitmiyor ve çiş dediğinizde heyecanlanıp oynuyor.Tabii bunu köpeğe söylediğimiz için daha kibar bir ismi yok bu tuvalet olayının. Neyse annemle dışarı çıkıp sokakta iki turla Ares'in tuvalet olayını hallettik. Annem bu konuda sınıfı geçti, gayet güzel gezdirip tuvaletini yaptırdı Ares'in. Hayvanlarla çok içiçe yaşamamış biri olarak süperdi :)
Yukarıdaki fotoğraf eski komşum Hatice Teyzenin bahçesi. Görünen kısım apart,şu anda kiracı işletiyor ama diğer bahçe fotoğrafları ve mekanlar onun evi :) Uzun süre komşu yaşadığımızdan çok sevdiğim bir insandır ve benim için çok kıymetli. Annem her geldiğinde onunla mutlaka ziyarete gideriz. Dün denizden sonra uğradık.
Görünen kısım onun evi, begonvil aşılı ve bir dalda iki renk çiçek açan bir begonvil. Önce ön tarafta oturduk sonra da havuz başında.Begonvilin önünde resim çektirdik. Ben onları ayrı ayrı çektim, çiçeklerin ve bahçeninde fotoğraflarını eksik etmedik.Hep beraber tadını çıkaracağız bu yazıda..
Bir kaç gündür doğal olarak pek bilgisayara oturamıyorum.Her gün denize gitmeye çalışıyoruz.Daha çok benim için aslında. Annem zaten Çanakkale de gitmiş ama burası banyo suyu sıcaklığında olduğundan su onun için dayanılmaz güzel.
Ben de çalıştığımdan her gün gidemiyorum denize,mevsimin son demleri sıcaklar için söylüyorum çünkü her mevsimin ayrı güzelliği var..Eylül ve ekimde deniz daha sıcak ama dışarısı daha farklı oluyor.Ben bu ayları çok seviyorum.
Güneş farklı yakıyor..
Ben de çalıştığımdan her gün gidemiyorum denize,mevsimin son demleri sıcaklar için söylüyorum çünkü her mevsimin ayrı güzelliği var..Eylül ve ekimde deniz daha sıcak ama dışarısı daha farklı oluyor.Ben bu ayları çok seviyorum.
Güneş farklı yakıyor..
Annem tişörtünün yakasını çok açık bulmuş ve yanlardan örgü ile zenginleştirmiş.. Esmer olduğu için mor ona çok yakışıyor. Bende moru seviyorum ve son zamanlarda benim de bayağı bir mor giysim oldu bu sayede..
Kolye Avon, Burcu hediye etmiş.
Kolye Avon, Burcu hediye etmiş.
Pazartesi- salı hariç her gün denize gitmeye dikkat ettik annemle. Pazartesi geldiği gibi Flamingo'ya kahvaltıya gittik.Sonra bankada işi varmış onu hallettik. Oradan Rana 'ya uğradık hani şu hediyelik eşya dükkanı olan arkadaşım. Onda çok güzel keçe hediyelikler vardı, annem bayıldı.Resmini çektik o da çalışacakmış.Tabii annem satmak için değilde hediye etmek için yaptığından bu kadar çok örnek görünce çok hoşuna gitti. Rana zaten çok ilgilidir,her zaman yardımcı olur. Bu arada Rana da alışveriş çantası gördük katlanıyor ve çantada bir cüzdan büyüklüğünde taşınıyor..Çok güzeldi, Pazar Filesi için görüntüledim de..Fikir olsun yapacaklara..
Fotoğrafları alt satırlarda..
Fotoğrafları alt satırlarda..
Pazartesi eve dönüp biraz dinlendik ve Çağıl'ın dershanesindeki toplantıya gittik beraber. Annem eğitim sektöründen emekli olduğundan fikri olsun diye beraber gittik ya da ben ayrılmaya kıyamadığımdan onu da sürükledim diyelim..
Salı günü keyifli bir balkon kahvaltısından sonra pazara gittik, çok gezip dolaşıp hoş şeyler aldıktan sonra eve döndük akşamüstü, o saatten sonra denize gitmek zor geldi ve evde dinlendik Uzunbeyle Çağıl gelene kadar.
Çarşamba,perşembe, cuma sabah-öğlen saatlerinde denizdeydik. Şimdi öyle ki denize gidiyoruz ,yanımızda termos ve deniz koltuklarımız, bir keyif bir muhabbet , ne kadar kalsak yetmiyor.Bazen havlumuzu serip sıcak kumlarda uyuyoruz bazen de denizde muhabbetle hareket yapıyoruz.Bu arada ama hep bir şeyler konuşuyoruz. Burcu arıyor,Çarli arıyor, Annem konuşuyor, ben de arada konuşuyorum.Bazen çok komik oluyor,Burcu aynı dedikoduyu hem anneme hem bana arka arkaya anlatıyor,ben bazen sulandırıp yeni hikayeler üretiyorum konuşma uzuyor, annem tutturuyor bana da anlat diye Burcuya..
Burcu aradıkça ben açıp ne arıyorsun sık sık diye dalga geçiyorum ya da annem en sevdiği kızında diye sataşıyorum..
Akşamları aslında kaç gecedir bilgisayara oturuyorum ama yazı yazmaya yeni başlayabildim. Bazı girdiğim forumlar var, maillerime bakıyorum iş için birde biraz takılınca yeni yazı yazmadan geçti kaç gün. Bazen çok gülüyoruz.. Annem öğretmen olduğundan bazı insan davranışlarına takınca ortaya çok komik diyaloglar çıkıyor..Bana dönüp sanki onlara söylüyormuş gibi yorum yapıyor, ben de bunun üstüne mutlaka bir kaç kelime yazıyorum..Bu sefer her ikimizde ya gülüyoruz ya da espri yapıyoruz aramızda, ben taklidini yapıyorum falan.
Bu akşam Ares'i bağlayıp mahalledeki bakkala gittik annemle..Çok yakın olduğundan yürüyerek gittik, bir paket un alacağız ki kadınbudu köfte kızartacak bize :)) Birden zinciri elimde kaldı, karanlıkta Ares yazan künyesine takmışım zinciri, o da asılınca Ares boşta kaldı. O farketmedi ama ben panik oldum.Kaçsa yakalamamız imkansız, Ares bu konularda çok oyunbaz. Neyse ben atlayıp yakaladım ,taktık yine falan.. Eve geldik annemden süper bir yorum.O bilmiyor mu bir daha böyle ev bulamaz :)) İyi de anne o ilkokul öğrencisi değil ki öğretelim bunu. İstersen andımızı da ezberleteyim :) Bu tarz konuşmalar, espriler ve konuşmalarla geçiriyoruz günü.
Hatice Teyze'nin bahçesinden çiçek süsü.. O bahçede bir hazine gizli,her köşesi ayrı güzel.. Kendi de bulunmaz bir insan, komşum, arkadaşım, büyüğüm, dostum, Fethiye de ilk tanıdığım insanlardan..
Kaktüs koleksiyonumun burada başlamasına sebep olan insan. İlk kaktüsüm onun bahçeden çıkarıp dışarı koyduğu kaktüstür.
Her gidişimde o bahçe tavaf edilir ve her köşesi didiklenir.Yine de her seferinde elleri boş göndermez ve herşeyi hediye edebilir.. Hiç sınırlaması yoktur. Aile ve ev ekonomisi konusunda çok bilgilidir ve ders verecek konumdadır. Ondan çok şey öğrendim hem bahçe hem de ev kadınlığı konusunda..
Eski soba da kaktüs düzenlemeleri..
Şedoks -Pomalin ağacı.. Büyük ve iri greyfurt ama tatlı..
Karides çalısı..
sukulent
katır tırnağı
Köpek şeklinde saksı da sukulent ..
Bu ayakkabının teki kaybolmuş..Diğerini de değerlendirmiş :)
Hatice Teyze, müthiş bir geri dönüşüm savaşçısıdır.. Onun geri dönüşüm saksısı ; patlak top.
Aşkın Gözyaşı- sukulent
Kurdela çiçeği..
Kaktüs..
Bahçenin her yeri ayrı güzel..
Manolya ağacı..
Burası benim Hatice Teyzeye komşu olduğum ev. O ağaçları ben diktim oraya, gitmişken görüntüledim ne kadar büyüdüklerini..
Kırmızı Japon gülü..
Katmerli Japon Gülü
Katmerli İngiliz Yasemini..
Mercan çiçeği
Rozet çiçeğİ
Bu da balkondan bir ayrıntı
Almanyadan yapma çiçek :))
Almanyadan yapma çiçek :))
Leylekler bahçede .
sukulent
korkuluk..
sukulentler..
İlk gün Flamingo da ki kahvaltı..
Daha anlatacak bir sürü hikayem var ama hem çok uykum geldi hem de hepsini hatırlayamadım. O kadar çok hızlı geçiyor ki günler.. Hepsini yazamıyorum..
Kısaca,geziyoruz, tozuyoruz diyelim..
Gelelim haftanın şarkısına.. Bu haftanın şarkısı nostaljik bir şarkı; çocukken dinlediğim ve sevdiğim .. O zamanlar şarkının sözlerini anlayamazdım..Küçüktüm. Oysa müziği kadar sözleri de çok güzelmiş, şimdi anlıyorum :)
Ben daha sık burada olmaya çalışacağım ama sizlerde ortadan kaybolmayın olur mu.? :)