Cumartesi, Nisan 20, 2013

Sen yoksun.Boşuna yağıyor yağmur,Birlikte ıslanmayacağız ki... *

Çağıl geldi, hem bizi görmeye hem de iki günlük gezimize katılmaya..Bu ayki gezimiz bir gece konaklamalı Şirince-Efes-Bafa Gölü gezisi. Kuşadasında Palmin otelde konaklama ve etrafı gezme turu.Ben geziye gideceğim diye Üzümlüdeki Kuzugöbeği festivalinde görev almadım.19-20-21 orası sürüyor. Çalış 'ta pazar günü 2. el pazarı var. 23 nisan akşamı Kayaköyde Boğaziçi Caz korosu burada konser verecek.24 nisan Sarnıç Göcek'te Sumru Ağıryürüyen  ve Utku Yurttaş -piyano- sahne alıyor.Gelince bir başka Kayaköy etkinliğinden haberdar edeceğim sizleri.Pazar akşamına kadar Şirince ve Efes dolaylarında olacağım.Herkese selamlar :)
* Başlık: Aziz Nesin
-İki gündür yağmur yağıyor,buraları çok ıslak..

Pazar, Nisan 14, 2013

Yolunu şaşırmış gitmelerin, korkunç ve güzel gelmelerin...

Yeni yazı hazırlarken rastladım bu resme, ters lale... Hiç görmedim ama çok severim :) Uzun zamandır bahçe yazısı yazmadığım aklıma geldi, clematisler, arap sümbülleri, bahçe çiçekleri,kaktüsler... Özellikle iyi bilmediğim soğanlı bitkiler,çalılar.Ne kadar çok özlediğimi farkettim. Dağıldım birden.Tüm yazacaklarım zihnimden kayboldu, gözlerimi kapadım, aklımda kalmış bir kaç müzikle gezdim teker teker hatırladığım çiçek bahçelerini..Bir çiçekten diğerine kondum,usul usul dolandım, yapraklarını yaladı su damlaları gibi zihnimin,kurak ve acı rüzgarlar esti saçlarımda. Üşüdü ellerim, saklanacak sıcak kelimeler aradı kendilerine ama bulamadılar.Hayat uzun zamandır kendini saklamıştı benden, hatta bıraktı beni, aklıma düşmedi, rüyalarımda gezindi hep,şarkılarda mırıldandı kulaklarıma.. Titrek bir alevde göründü gözlerime, onun yerine doldurdum ben boşlukları, şarkılar çaldım kendime, çiçekler ektim ümitsiz bahçelerime, dokundum hayallerime.. ama olmadı işte.Her cümlede ürkek bir çocuk fısıltısında beynimde dolanırken kelimeler, unutturmadı bana, içimde kabuk bağladı hasretler, dikenleri kaldı kaktüslerimin ve çıkmadı içinden.O bile çıksın istemedim ki, unutturmasın bana diye...       
Böyle bir gece işte.. Ya da geceler böyle...
... ... ...  
ÖZETİ 
Kuşların dilini öğrettin bana
çiçeklerin dilini
özlemlerin, eylüllerin, gurbetlerin
akarsuların ve zamanın
ateşi sönmeyen zamansızlığın bir de

Rüzgârın koynunda gündüzün
erguvan burcundan gecelerin

Bir bunun için mi sevmedim seni?

Yalnız ve yalnızca sürgünlerde
nice karasevdaların müebbetinde
çığlıkla çılgınlığım arasında bir
her zaman unutmak isterdim seni
her zaman hatırlamak bir de

Sonsuz beyazlığında iklimlerin
çırılçıplak lekesiz kentlerin

Bunun için de mi sevmedim seni?

Soruları yanıtlanmış aldanışlar adına
yanıtları belirsiz alışkanlıklar adına
yazlar ve kışlar, elvedalar adına
bir daha bir daha kavuşmalar adına
anılarını taşıyan her şey adına

Yolunu şaşırmış gitmelerin
korkunç ve güzel gelmelerin

Nasıl ve niçin mi sevmedim seni? 

Refik DURBAŞ

Sonra üstüne birde bunu gördüm ,tam oldu,yeni yazı kaldı.Üstüne yazılmaz artık.




Çarşamba, Nisan 10, 2013

TC Asortik Krep :)

Kısa kısa mı yazsam ne yapsam bu aralar, canım uzun yazmak istemedi. Facebook'ta bütün gün paylaşım yapıyorum,hoşuma gidiyor.Özellikle şu son TC  paylaşımı. 10 milyon kişi facebookta adının önüne TC ibaresini eklemiş.İyi etmiş :)  
Son uygulamalarda sağlık bakanlığından ve ziraat bankası gibi kuruluşlardan TC ifadesinin hükümet tarafından kaldırılmasını protesto ediyoruz.Bu gece okuduğum bir habere göre şirketlere de ihtar yazıları geliyormuş,adınızdaki Türk ibaresini kaldırın diye.Gelişmeleri takipteyim.
Kendi sayfam haricinde Fethiye ile ilgili bir sayfam, iş sayfam :) bir tane Çalış sayfam, kadın kolları,kaktüs grubum derken oldukça yoğun facebook  zamanım oluyor ilgileneyim derken.Hepside iyi gidiyor.Bin seksen yedi-1087-arkadaşım var ama bunların çoğu parti sayfası arkadaşlar  ve eklediklerimin hepsi genelde tanIdığım ya da sağlam olanlar.Çünkü diğer türlü sorgulamadan eklesem sorun yaşarım,şimdiye kadar pek bir sorun yaşamadım,bunu tanımadan eklememeye borçluyum.Günlük hayattan tanıyıpta çok samimi olmadıklarımı da eklemiyorum zaten.
Fethiye de bu hafta çok etkinlik var.Benim babam Kepirtepe Köy Enstitüsü mezunu, annem Edirne Kız öğretmen Okulu mezunu.Bu yüzden  17 NİSAN -köy enstitüleri kuruluşu-benim için önemli.Burada da köy enstitülüleri derneği tarafından etkinlikler var bu hafta.


Bizim çayımız var, çok çayları seven biri değilim ama parti çalışmasında çay yapmazsan olmuyor.


Çerkeslerin festivali var birde..

Bu hafta böyle geçiyor.Ben hala hangi diş hekimine gideceğime karar veremedim.Sezon açıldı ama işler çok yavaş gidiyor, hükümetimizi ülkenin halini yerlere göklere koyamıyor ya,yalan ; bütün turİzimciler sezon açacak para bulamadıklarından,ülkenin savaş durumları yüzünden -turizm bağlantıları bozuk-ve insanların psikolojisi yüzünden çok kötü bir nisan geçiriyoruz.Burada evleri olan İngilizler bile ortada yoklar.Birileri bizi uyutuyor,hala uyuyoruz...! Bunları konuşmaktan korkuyorsunuz çoğunuz biliyorum ama korkmak sorunu çözmüyor.Ya da görmezden gelerek ülkenin hali düzelmeyecek. Facebooktan paylaşımlar yapana sataşan bir guruh var ki onlara da ne desem gece gece bilemedim şimdi.
Ne çektiniz be..! Böyle giderse de çekeceğiz ama olduğumuz gibi de kalmayacağız, FARKINDA MISINIZ..? Desem...

Not: Hatay için Kitap Kampanyasına katılmak isterseniz...tık

Cumartesi, Nisan 06, 2013

Güneş bugünlerdi Ay maziler ve ikisini de batırdık.*

Güzel bir etkinlik, işim olmasa gitmek isterdim.Oysa bugün diş doktoru randevum, bir bebek gezmesi ve ev temizliği gündemdeyken hayal kurmaya çalışıyorum.Ben Bodrum da... :))
Yarın her yerden olduğu gibi buradan da Silivri için otobüsler kalkacak... Tüm yurt genelinde kalkacak otobüs saatleri ve yerleri bu linkte.(Ben gidemiyorum, hoş gidersem bir günde dönmezdim :))
http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/hazirliklar-tamam-il-il-8-nisan-silivri-otobus-bilgileri-h10292.html?jdfwkey=ise8w1

*başlık: İnternetten.



Perşembe, Nisan 04, 2013

Aklıma bile gelmiyorsun artık.. O kadar kalbimdesin ki.*

Her gün yazmak isteyip yazamayan kaç kişiyiz..? Nereden başlasam ,nasıl yazsam ,böyle yazmaya yazmaya konuları da unutuyorum ve değinmeden geçiyorum çoğu zaman.İşlerden yazamıyorum,kafam dolu olunca kelimeler çıkmıyor zihnimden.3 gündür yazı yazacağım.
Bağdat Cafe 'den başlayalım.Uzun süredir okuyorum bloğu,ara ara yorumda yazarım destek olmak için, çünkü haklı olduğuna inanıyorum,bunu yüz yüze tanışmadan da anlayabiliyorum zaten, yıllardır bloğu okuyorum.Hoş aramızda tanıyanlarda var.Önce Tastoli Özlem aradı.Bir şeyler yapalım,mesela Ayşe Arman'a yazalım diye ,yazdık,hatta mail attık,bloglarda yazıda yazdık, faceten ulaşmaya çalıştık Ayşe Arman'a, Twitter'a yazdık,link verdik, insan bir cevap verir,olumsuzda olsa.Bu kadar insan ki -sayımız giderek çoğaldı- sana ulaşmaya çalışıyor. Herkes o yazarsa dikkat çekeceğini düşünüyor, bende ,ama İrem Hanım'da  bir kadın (Bağdat Cafe) ve en azından bir cevabı hak ediyor diye düşünüyorum. Hayalkırıklığımı anlatmam kelimelerle mümkün değil, en azından durum ne diye ona ulaşmasını beklemiştim.Çok mu insan odaklı düşünüyorum acaba.. ? Bir anne ve gazeteci bir kadının en azından ona ulaşmasını beklemekle..Bir insanın hayatında  daha önemli ne olabilir ki çocuğundan başka..? İlla bunu anlamak için insanın başına mı gelmesi gerekiyor..? Aynı soruyu sayıları bilmem kaçbinleri bulan blog dünyası için de sormalı mı..? 

Tanya bloğundan paylaştı,tvit attı, mail attı, başka arkadaşlarımızı da organize etti  ama demek ki yeterli değil, bu yüzden Ayşe Arman 'ın kendi katkılarıyla yapılan ! facebook sayfasına (öyle yazıyor),  bloğun adresini linklesek mi diyorum.Hani aranızda  bunu yapmak isteyenler varsa... İrem Hanımdan da cevap bekliyorum, facebook sayfası açıp bizimle paylaşması için.Sayfa açılınca sizinle de paylaşırım,biz şimdilik hala Ayşe Arman'a ulaşmaya çalışalım bakalım ve lütfen yazılarında şimdiye kadar  paylaşmayanlar hiç değilse yazılarında link verip konuyu gözden uzak tutmamaya çalışsınlar.Desteğini esirgemeyen arkadaşlara teşekkür ederim.

Kaya kilimi- bir mavikuş arkadaşımın evine ziyarete gittik, kaktüste onun evinden.


Keçi Kitabevinde kitap atölyemiz devam ediyor..Bu hafta "Hasan Ali Toptaş" incelediğimiz yazardı.Biz onbeş günde bir toplanıyoruz, yerli ya da yabancı bir yazar seçip onun herhangi bir kitabını okuyoruz, buluştuğumuzda da kitapları,yazım şekli,tarzı,eserleri, sevdiğimiz ve sevmediğimiz yönlerini konuşup,yazarın kitaplarını  irdeliyoruz.
İşçi partisi imza kampanyası yapmış, imza verdik destek için.
Bu kaktüsü çok seviyorum,Ziraat bankası önünde,bu sefer sakin olunca fotoğrafını çektim.Daha önceki halini facebooktaki kaktüs grubumda  paylaşmıştım.Her sene çekip izlemeye çalışıyorum ne kadar büyüdüğünü.. :)
Aşağıda grubun ilk sergisinin afişi yer alıyor,gitmek isterdim ama o tarihte benimde gezim var, Şirince - Efes Gezisi yapıyoruz,bir gece konaklamalı.Bu yüzden bu ay hiç bir yere kımıldayamıyorum.8 nisanda Silivri 'de dahil.


Ares'le gittiğimiz geçen haftaki pazar kahvaltımızdan...O kahvaltı üstüne son pazar biz birde gezi yaptık Xanthos'a.Yani iki haftadır yazı yazacağım demek bu.
Yanıklar da Kargı çayı kenarında "huzur sofrası" diye kahvaltı yeri. Her şey doğal ve güzeldi, ara ara gidiyoruz, her gittiğimizde daha iyi buluyoruz. Birde küçük köpeklerini bağlasalar daha çok gideceğim de onlar bağlayana kadar stres yaşıyorum doğal olarak. Ares bir şey yapmıyor ama köpek bize hiç rahat vermiyor.Birde şöyle bir tehlike var ki ben sinirlenirsem o da sinirleniyor,ben hem sakin gözüküp,hem de şimdi Ares'i ısıracak diye endişelenince doğal olarak stres yaşıyorum.Mekan sahipleri köpek besliyorsa gündüz ya köpekli misafirlere uyum sağlamayı öğretmeli köpeğine,öğretemiyorsa da bağlamalı.Gece açsın, dolaşsın köpek.Birde kötü tecrübe yaşadığım için ben köpek bağlanana kadar stres oluyorum.
Neyse sahibi bizi görünce de köpeği  bağlasa gidiyoruz, seviyoruz orayı.
Ares


huzur sofrası kahve keyfi
kuzular
Burası da Fethiyenin en organik çiftliği Pastoral Vadi.
Akdağlar yoldan bembeyaz, o resim çekildiği gün biz tişörtle geziyorduk. Sonra hava bozdu,hatta şimdi yazıyı yazarken ara ara yağmur çiseliyor,camdan yapraklar uçuşuyor.Bugün esintili bir gün.Hırkalar üzerimizde.
Bunlar kahvaltıya gittiğimiz gün öğleden sonra Ölüdeniz Belcekız plajında çekildi.
Ares sabah tatlı su,öğleden sonra tuzlu su banyosu yaptı.
Plaj sakindi ama o gün her yer çok kalabalıktı.Mangalını ,kilimini alan yeşil alanlara,deniz kenarlarına koştu. Büyükşehirlerden tek farkı bu tarz ortamlara taş çatlasa 10 dakika mesafede olmamız.

Gülce Ares'i kovaladı durdu, ona taş yedirmeye çalıştı :) Yattı ,yuvarlandı.
Ölüdeniz- Belcekız Plajı Paragliding yapanlar.
Şarap keyfi.
Ares

Fatoş'un doğum günü pastası.1 martta çok kalabalık bir organizasyonla kutladık.

Aslında Dünya Tiyatrolar Günü için çekmiştim bu resmi. Kibele Sanat evinde.27 martta yayımlayacaktım, yetiştiremedim.

Uzunbey'in dernek arkadaşı Semra Hanımla evde küçük bir toplantı yaptık, bir etkinlik için.Gitmişken etrafta çok güzel eski eşyalar görünce izin isteyip çektim.Bu müzik kutusu eski ve şu an çalışır vaziyette.
Aileden kalma fincan.
Eski radyolar.
Eski berjer ve biblolar.
Ailesi ve kendisi İzmirli.. Hatta Asansör'ün altındaki bu evlerden birinde doğmuş.


Veranda cafede bu sene tam 3 tane doğum günü kutladık.


Keçi de arada çok güzel kitap dergilerine rastlıyorum.

Arada ADD Fethiye (Atatürkçü Düşünce Derneğinde) imza gününe katıldık. Fethiyeden Şahsene Camız kitaplarını imzaladı.
Gülce'lerde kahve keyfi yaptık Zeyneple.

Vücut dili ve sağlıklı yaşam ile ilgili bilgi aldık bir eğitimciden.
Bir gün sergi gezdim, " Bizi Rahat Bırakın" Irak savaşından  yaralı kurtulan insanların , görüntülerinin fotoğraflarıyla oluşturulmuş bir sergi..Mimarlar Odası tarafından Fethiyede açılmış,ülkenin çeşitli yerlerinde sergilenmiş Irak savaşının 10.yılı nedeniyle yapılmış,savaşın insanlar üzerinde yaptığı tahribatı en ağır şekilde gösteren fotoğraflardan oluşuyor.Çok kısa bir tur attığımı tahmin edersiniz,insan bakmaya zorlanıyor ama savaş çıkaranlar utanmıyor.
Biz bu hafta sonunda çok güzel bir gün geçirdik,Xanthos-Patara turumuzu yaptık.Bol bol resim çektim,ayrıca paylaşacağım.

Kayaköy İlköğretim Okulunun Kütüphanesi için kermes yaptık.
Oldukça büyük bir kermesti,çok yorulduk ama değdi.
seramikler

Hanife'nin standı.



Rana'nın taşları.

Fethiye'den hediyelik z.yağ sabunları.

Önlükler.

Kermes Kaya ilköğretim okulunun kütüphanesi için yapıldı.


Kabuklu Fasulye yöresel Fethiye yemeği,kermese yaptık,herkes severek yedi.Aşure ve keşkek de vardı.
Fatoş kermeste benim gibi görevliydi.(Bloğu okuyor,eğer istemezse resmi kaldırabilirim :)) Burcu aradı neden yazmıyorsun diye.. Zaman bulamıyorum dedim.Böyle zamanlarda sevdiklerimi de az arıyorum.Bir kere zaten çok özleyince arayamıyorum, konuşmak yerine gitmek istiyor canım.Sanki seslerini duyarsam  dayanamayıp kalkar giderim gibi konuşamıyorum.Eskisi gibi konuşmayı özledim.

Benim ön dişlerim seramik,geçtiğimiz hafta  sağ önlerden biri ortadan ikiye kırıldı,sanırım onbeş sene olmuş.Değişmesi gerekiyor, en sevmediğim tedavilerden biri diş tedavisi,kendimi başkalarına zor teslim ettiğimden, zor uyuştuğumdan ve dişlerim sorunlu olduğundan araştırıp duruyorum.Burada bir diş hekimim yok-tu, bulmaya çalışıyorum,moralim bozuk,geçici yapıştırmayla gezip,çıkarsa yutmamak adına ağzımın sol tarafıyla yemek yemekten gına geldi.Sanırım haftaya bir karar verip başlamam gerek.Bir ay sürermiş,gelecek günlerim biraz sıkıntılı,eve kapanıp kimseyle görüşesim yok ama aslında her gün sokakta ve etkinliklerde görevim var :)

Yarın bir terslik olmazsa kadın kollarıyla Dalamandayız.

Mavi Kuş'ta çarşambaları görev aldım bu ara,başkan trafik kazası geçirdi,hepimiz kriz yönetiminde ekibi daha çok desteklemek adına daha fazla sorumluluk aldık.Zaten dışarıdan elimden geldiğince çalışıyordum,şimdi çarşambaları nöbet tutup,dernekte çalışacağım elimden geldiğince.Bugün 2. el pazarı vardı,haftaya başlayacağım kısmetse...

8 nisanda herkes Silivri de, ben buradayım  :(


*başlık: Cemal Süreya

Bunu koymazsam olmaz,facete gördüm çok hoştu,Ankaranın çok konuşup etrafa laf yetiştiren başkanı için yapmışlar :)) Uzayla yarışıyorlar onlar canım...  :))




Yalan Dünya daki yeni tiplemeye  de bayıldım..tık


 O karakteri doktorlara konuşturmuşlar, bu hafta face'teydi...



Ne çektin be doktorum 

Sabahlara kadar ders çalışırdın biz sokakta top oynarken. Sonra tıbbı kazandın. Biz flört ederken sen yine sabahlara kadar ders çalıştın. Sonra biz işimizi kurduk, ev araba aldık, evlenip çoluğa çocuğa karıştık, sen hala mecburi hizmetlerdeyin, nöbetlerdeydin, TUS çalıştın. Şimdide aldığın çekirdek parasında herkesin gözü var, dövüp sövüyorlar, öldürüyorlar ...
değermiydi bee ....
Akıtacan tabi elemini, kederini ... N'apçan ... ?
Çok daha kötü şartlarda yaşamak için bu kadar didinmeye, fedakarlığa değermiydi ?
Çok yıprattın kendini bee ... Ama kıymetini kim biliyor?
14 Martta bile dövüyorlar sizi ...
Yürüyün tabi, yürüye yürüye yollar aşınmaz ...
Ne çektin bee ...!