Pazartesi, Ocak 27, 2014

Sonsuza kadar konuşabileceğimizi hissettiğimiz insanlar, en güzelleri...*

Uzun zamandır yazamamamın sebebi yerel seçimlerdir. Biz öyle yoğun girdik bu durumlara anlatamam.Adayımız belli olduğu gibi çalışmaya başladık.Ha biz önceden çalışıyorduk,aday adaylarımızda ama, adayımız kesinleşince daha yoğun çalışmaya başladık.Bu yazı bir nevi martın sonuna kadar göreceğiniz yoğun temponun aynasıdır. Ölüdeniz Belediye Başkanımız Keramettin Yılmaz, Fethiye Belediye Başkan adayımız oldu :) 

Bugün yağmurlu bir gündü ve evde dinlendik.Cuma - cumartesi bol bol yürüdüğümden ayaklarım ağrıyordu.
Geçen hafta gittiğimiz Davraz, bizi böyle karsız karşıladı.Ben bir gün önce ancak doktora gidebildim ve çok üşüttüğüm için antibiyotiklerle ancak bu hafta iyileşebildim. Yaklaşık 3 hafta sürdüğünü yazmam gerekli. Hasta olduğum için ben ve Fatoş hariç herkes karlarla oynamak,kaymak için telesiyejle yukarı çıktı.Biz aşağıda sohbet-muhabbet ,yeni insanlarla tanışma derken bayağı bir eğlendik. 2006 da gitmişiz en son, yaklaşık aynı günlerde ama daha önceden gittiğimizde kar içindeydi.Ne yazık ki artık küresel ısınma on seneye bile kalmadan iklimleri değiştirebiliyor... 

Şu andan itibaren bile yapabileceğimiz çok şey var, çöplerimizi belediye ayırmasa da biz ayırmalıyız, organik ve atık diye.. Kullanmadığımız eşyaları mutlaka kullanabilecek insanlara ulaştırmamız lazım.Yeni çıkan bir teknolojiyi almak pahasına işimize gelmeyecek şekilde hareket etmemek belki..  Bunları neden yazıyorum,biraz olsun  farkındalık yaratmak için.
En güzeli de alışveriş yapmadan önce almamaya programlanmak.Yani nokta atışı yaparak daha sonra kullanmayacağınız, işe yaramayan şeyleri önceden almamak.Alıp fazlalıkları ya da beğenmediklerinizi başkalarına vermekten çok daha kolay.

Şimdi biraz çalışmalara dönelim...


Salı toplantılarına devam... Hafta içi ne yapacağımıza orada karar veriyoruz.

 
Muğla Belediye Başkanımız 3 gün boyunca bizlerleydi. Muğla Büyükşehir Belediyesini kazanacağı % 99 gözüyle bakılan Osman Gürün babacan tavrı,samimi davranışları ve iyi başkanlık dönemiyle halkın arasında toplantılar yaptı.Ben bizim mahalledekine ve Ölüdenizdekine iştirak ettim. Benim favori politikacılarımdan olduğunu da yazmak isterim.
CHP Fethiye teşkilatı eski-yeni demeden kenetlenmiş halde mahalle toplantılarında... Soldan sağa, 1. belediye başkanı aday adayımız, 2.eski dp ilçe başkanı- bizim partimize geçti- 3. cü Üzümlü belediye başkanımız, 4. cü eski milletvekilimiz, 5. Muğla Belediye Başkanımız Osman Gürün, 6. Ölüdeniz Belediye Başkanımız Keramettin Yılmaz, 7. bir önceki seçimdeki adayımız, 8. yeni ayrılan belediyemiz,Seydikemer'in adayı Alim Karaca, Onun yanındaki de Göcek Belediye Başkanımız. Mikrafonu tutan ilçe başkanımız. Foça Mahallesi toplantısı.
Muğla Belediye Başkanımız  Osman Gürün.
Cumartesi günü kız yetiştirme yurdunun küçük bir kermesi vardı. Mavikuşta stand açmıştı,bizde destek olmaya gittik.

Ümit Hanımın babasının ölüm yıldönümüymüş, lokma döktürmüştü, bir kısmını kermese götürüp dağıttı. Bizde Keçi'de yedik, orada buluştuk. Sonra ben bir randevuma gidip 3 te tekrar keçiye döndüm.Ümit hanımla çıkıp bir kaç yere uğradık. Akşamda ADD -Atatürkçü Düşünce Derneğinin Organizasyonunda Uğur Mumcu'yu Anma Gecesine katıldık.İki milletvekilimiz aynı zamanda yeni HSYK düzenlemeleriyle ilgili de konuştular.
Gece Fethiye Kültür Merkezindeydik.
Muğla Milletvekilimiz Ömer Süha Aldan 
Antalya milletvekilimiz Gürkut Acar 

Osman Gürün Ölüdeniz Toplantısı.Yanında Ölüdeniz Belediye Başkanımız Keramettin Yılmaz.
Cuma günü de kadın kollarıyla beraber üzümlü,nif ve incirköye gittik. Önce İncirköyde gezdik.
Bizi koyunlar karşıladı.. Arkadaşlardan bazıları onları koyunların içinde çekmemi istedi :) İncirköy içiçe geçmiş,eski taş ev,yeni beton evlerden oluşan küçük bir köy.Öğlene kadar gezdik köyde,sonra düğün evine uğradık.
Evleri gezerken böyle yaratıcılık dolu eserlerle karşılaşmak süper oluyor...Eski çamaşır makinesinin kazanından mangal mesela.. :)

Eski evler hele böyle yastık dayanmış eski pencerelere de hiç dayanamam.
Gülümser Teyze ile akraba olduk biz :) Bu yaşta bu kadar aydın köy insanı az bulunur çünkü.Hayran oldum ben ona. Çay yapmak istedi bize ama zamanımız azdı,başka zaman içmeye söz verdik ama halk tv seyrediyormuş devamlı, zaten bir spiker hatta bir politikacı kadar olaylara hakim bir kadın  köyde ilk defa gördüm. Sonra konuşurken benim tanıdığım, akrabası olan emekli bir köy enstitülü öğretmenimizle akraba olduğunu keşfettik.İçimden aydın olmak genlerle ilgili olabilir mi diye düşünmedim değil :) Merdivenin üstünde görülen Atatürk takvimine dikkatinizi çekiyorum. Ben ona sizle akraba olabilir miyiz dedim ,o bana kızım ol dedi :)) Tekrar gidip çayını içeceğim. Esattan, saddama, bir gece önceki arena programına gündemdeki herşeyi biliyordu, valla ... Bence tv'ler eğitme amaçlı kullanılmalı, kadın programı diye bütün gün saçma sapan şeyler seyrettirince demek halk uyuyor... Daha çok özgür basınımız olmalı.. !
Bu pencere bana o kadar çok şey söyledi ki.. Bir gün anlatırım.
Gittiğimiz üç köyde de afişimiz asılıydı... Düğün yemeği olduğundan Keramettin Başkan da köye uğrayıp yemek yemiş sonradan.Burada 3 gün 3 gece düğün sürer,düğün evlerinde yemek özeldir,herkesin katılımı beklenir.
Bu sofra bir düğün yemeği sofrasıdır. Yedi çeşit yemek ortaya konur ve beraber yenir.. Yemekler çok güzeldi,mutlaka keşkek olur. Ben helvayı ve etli nohutu da çok beğendim.

Bulaşıklar için koca bir kazan su kaynatılıyordu bir yanda. Düğün evinden çıkıp asker evine uğradık.

 Köyün sokakları çok dardı, çoğu yere arabamız giremedi.

Asker evi yakınında bir duvara durumu işlemek bizim facebook duvarlarını anımsattı bana :)  

Burası da Nif. Kirazıyla ünlü köyümüz.
Toplantımızı yapıp bir-kaç esnafa merhaba dedik.
Nif.                                      



Nif'in pazarını da gezdik biz.Fethiye tulumu.

Nif'ten Üzümlü'ye geçerken deniz manzarası...


Üzümlü 'de pazarda gezip sırf alışveriş için uğradık.Daha önceden kızlar gitmişti oraya.
Adaçayı...
Çalı süpürgesi...
Ezme, pestil,cevizli sucuklar vardı.
Bu incir kaya inciri diye geçer genelde..Kolay bozulmaz. Nerede görsem almaya çalışıyorum.
Gelincik otu.
Adaçayı.. Gerçek bitki çayı.Suyun içine daldırıp içtiklerimizden.

Bundan sonra sanırım parti günlüğü izleyeceksiniz :)) Neyse güzel işler bunlar,hayat okulu gibi.Ben çok seviyorum, bu yüzden de sık sık çalışmaya gidiyorum,kendi işimi bırakıp.Bir gün bana gidip çalışmalısın demişti bir arkadaşım,çalışıyorum,keyifle ve heyecanla... Gelecek güzel günlere ...  

*Başlık: C.Süreya.

Perşembe, Ocak 16, 2014

Yeni meydanlar açılmış uzaktaki şehrimde*

"en güzel deniz: henüz gidilmemiş olanıdır.
en güzel çocuk: henüz büyümedi.
en güzel günlerimiz: henüz yaşamadıklarımız.
ve sana söylemek istediğim en güzel söz
henüz söylememiş olduğum sözdür."  
*Nazım Hikmet. 
(17 ocak doğum günü sebebiyle..)
Facebook'ta çok sevdiğim bir grup var, eski zamanlarda İstanbul'un güzel fotoğrafları .. Kendim üye olduğum  gibi sevebilecek arkadaşlarımı da bu gruba ekledim.Şimdiye kadar neden ekledin diyen çıkmadı.Bende eski fotoğrafları zaten çok sevdiğimden kafamı dinlemek istediğimde çıkıyorum eski İstanbul sokaklarına...
Bir şehir bu kadar mı hor kullanılır ..? 

Bu kadar mı inadına vazgeçilmez olur.. ? :) 


Ah birde bunların Ankara versiyonu olanı var.. Eski Ankara fotoğrafları..
Ona da üyeyim :)  


Anıtkabir 


Yenişehir 1920  ...  İstanbul'u anladık da Ankara ne iş derseniz..Öyle güzel fotoğraflar ki resim altı yorumlarını bile okuyorum derim. Piknik gibi meşhur mekanlarını bu fotoğraflardan öğrendim mesela.. :)  

Birde böyle ömürlük fotoğraflar var ki..  Memleketimden insan manzaraları....  

Yazının bundan sonraki kısmı farklı bir zamanda yazıldığından konuyla alakası yok :)

Uzun süredir yazamamışım.Ancak sayfaya bakınca farkettim on gün geçtiğini.Kaç gündür de yazmak istiyorum ama olmadı.Geçtiğimiz hafta başından beri kırıklık hissediyordum.Pazartesi -salıyı geçirdim yavaş yavaş hafta sonuna doğru kötüleşmeye başladım ama hasta olmak için bile zamanım yok.Daha doğrusu evde kalamam dinlenmek için.Ve maratonla hastalık aynı anda başladı geçtiğimiz haftasonu yani.. Cuma akşamı yemek-kesin gitmemiz lazım,işle ilgili özel davet-cumartesi sabahı kadın kolları kahvaltısı vardı.-Boğaziçi Restaurantta, buralarda gündüz hava sıcak olduğundan deniz kenarında dışarıda yapıyoruz kahvaltıyı,yani herkes dışarıda olduğundan bende esmese de dışarıda masada oturdum.

Öğlen eve gelip gece yemekli misafir için - mantar çorba,dalyan köfte,pilav,zeytinyağlı bakla,yoğurtlu kızartma,peynirli börek,lokumlu milföy,meyveli jöle menülü bir hazırlık yaptım,akşam yemek 19.30 dedim diye Uzunbey çok geç buldu :) ama her şey önceden hazırlanmıştı,bütün gece rahat ettik.

Pazar sabahı yine o haftanın önemli etkinliği için kahvaltıya davetliydik ki o sabah artık kırıklık hastalığa dönüp,yüzüm gözüm soğuk algınlığı belirtilerini taşıyıp, gece öksürüğü yüzünden uyuyamamıştım.Sahil boyunda, deniz kenarında ama bu sefer iç kısımda oturduğumuzdan allahtan üşümedim.

Pazar öğleden sonra doğru deniz kıyısına gidip Ares'i gezdirdik biraz.Hava güzel,esinti yoktu ama ben bir saat zor dayandım ve eve gidip kendimi yatağa attım.Öksürük,hapşırık derken biraz dinlenmeye çalıştım.Öksürüğünde nöbet şeklinde ve oldukça sesli olduğunu da yazmam gerekli.Kriz gibi.Hala da sırtım dik şekilde geceleri yatıyorum, yoksa öksürmekten uyuyamıyorum. Bu aralar tek üzüntüm geçen pazartesi gelen Çağıl'ın hasta bir anneyle tatilini geçiriyor olması.Yine de geç vakte kadar oturup,dizi seyrediyoruz,muhabbet ediyoruz,kahve -likör içiyoruz, keyif yapmaya çalışıyoruz :)


Bu gece aslında Fevzi ve Zeynep bize yemeğe geleceklerdi ama planlar değişti,dışarıda buluşup beraber bir kutlama yapacağız :) 

Bu fotoğraflar ne diyenleriniz için, bu eve taşındığımdan beri giriş katın camlarında bulunan kaktüsleri düzenlemeye çalışıyorum.Bu yüzden bazılarını kaldırmaya ,başka yere almaya karar verdim.Bir kısmı hala tepsilerde yerleştirilmeyi bekliyor.

Saksıdakiler..
Çiçek açacak..



kokteyl
Echeveria  'dan iki yaprak düşmüştü, bende onları çoğalsın diye başka saksıya aldım.İyi gidiyorlar.

Bunlar  öyle bir bitki ki taşta bile yetişiyor.

Yetiştiği yer burası..

Bir saksı böyle hazır geldi bir arkadaşımızdan..
Boğaziçinden Letonya tatil köyü.

Dışarıdan süt aldığımda evde yoğurt yapıyorum, tek kötü tarafı çok çabuk bitiriyoruz. 

Yemek hazırlığında Dalyan Köfte yapımı...
Lokumlu milföy.
Bu da eşimin benim için çizdiği avatar :)) Yanımdaki Fevzi. Biz yoga yaparken.
Uzunbey kendisini de çizmiş. Bir sürü macera hazırlayıp ikimiz için günlerce facebookta paylaştı. En sonunda ben rica ettim kaldırması için. Bir sürü hayranımız olmuş. Devam ederse fenomen olmaktan korktum :))
Millet yolda görüp bugün ne yapıyorsunuz diye soruyordu..  Avatarımın çok benzediğini söylediler birde..  :)
Kahve resmi Koca Çalış Escape cafeden. Pazar gününden. Bu blog için.. :))

Bu gece Kayaköydeyiz..Birazdan giyinip çıkacağız.Bu haftasonu gezimiz ise Isparta -Davraz Kayak merkezi. Kalabalık bir grup gezmeye gideceğiz- kısmetse.. Bu ara bahçe yazıları yazasım var... :) Yazarım bir ara.