Çarşamba, Nisan 29, 2009

Pazartesiden beri koşturuyorum. Resimler çektim,daha sonra ki yazıda anlatacağım, çok güzel günler yaşıyorum aslında.Keyfine varmaya çalışıyorum, bir yandan da hem bizim işler hem etkinlikler çok yoruluyoruz. 2.Yunus Nadi Günleri hala devam ediyor, cumartesiye kadar görevliyim..

Bu arada bahçeye çıkamasam da geçtiğimiz sabah erkenden bir kaç resim çektim.Ben çok özledim bahçe resimlerini..

Artık havalar iyiden iyiye ısındı buralarda.Ceket giymeden geziyoruz. . Geçen pazar denize girende vardı.. Bir yandan da bu hafta Çalış Karnavalı toplantısına katıldım.. Bu sene 17 mayısta el sanatları sergisi var Çalış köprüsünün yanında.. Yine ayın 23 ünde karnavalı yapacağız..

Çağıl, son 3 okul gününde 3 yazılı oldu.. Sanırım bir kaç gün rahatız, bana bir şey olduğu yok ama yine de takip etmeye çalışıyorum..
Balkondan bir görüntü :)

Bunu Koçtaş'tan internetten satın almıştık geçen bahar..Güller büyüdü de üstüne bile sardırdık..

Bahçeden sokağın görüntüsü..

Çam ağacının altını geçen sene taş döşemiştik ama memnun kalmadık.Bu sene ahşap kaplama yer döşemesi düşünüyoruz..Taşlar kalacak çünkü bahçeyi suladığımızda oturma grubu su içinde kalmasın istiyoruz.İlk boş kaldığımız zamanda yapacağız :)

Pembe gül..
Eski komşum Hatice Teyze bir sürü çiçek vermişti, 2. el satışta pazar günü sattık onları gönüllülerle ve gelirini burslu öğrencilere bağışladık.. Onların hepsi benim bahçede bekledi günlerdir, pazar günü onlar gidince masanın üstüde bayağı boşalmış oldu.

Pembe Ceylan sardunya..
Sardunyalar ve güller açmış halde şu an.. Bu sene çiçeğimiz bol olacak demek ki..


Kırmızı Sakız sardunya..


Beyaz Ceylan Sardunya ..

Somon rengi Sardunya..

Kırmızı-beyaz sakız sardunya..

Kırmızı Gül

Pembe Ceylan Sardunya..

Gül

Sardunya.
Katmerli sardunya..

Eflatun ceylan sardunya..


Pembe-somon sardunya..
Şarkı aslında yeni değil ama bugün benim yanımda çalışan genç arkadaşlardan birinin telefonunda duydum, çok güzel çalıyordu..Yeni cep telefonu melodim.. İki alyans :)

Pazartesi, Nisan 27, 2009

Özledim :))

Kuzenimin nikahı iyi ki Isparta 'da kıyılmış.. Bizim için hem iyi bir gezi oldu hem de sevdiklerimizle tekrar görüşmüş olduk.Ayrıca çok iyi insanlarla tanıştık ve ağırlandığımızı da söylemeliyim.. En son tekne gezisinde kalmıştık ordan devam ediyorum. Biz çok yoğun ve atraksiyonlu bir günden sonra kendimizi tekneye zor atmıştık ve çok güzel geçti gecemiz..Gece eve geldik ki ertesi gün için hazırlık yapmam gerek ve geçen hafta doğru düzgün evde kalmadığımdan hiçbir şey hazır değil..Neyse biraz takıldım öyle,sonra maillerime baktım. Daha sonra bir uyku bastırdı ki mümkün değil bir şey hazırlamam,yattım.



Kuzenim ve eşi :)
Cuma sabahı erkenden kalktım, herkese bir küçük valiz hazırlamam gerekli..Çünkü ayrı ayrı odalarda giyindiğimizi düşünürsek tek ve büyük valiz zor olur. Hatta ben ve Çağıl orada giyinmeyi düşündük, Uzunbey daha önceki hayatını takım elbiseyle geçirdiği için finans dünyasından alışık, yolculuğa öyle çıktı. Bende önce biraz ütü yaptım, ertesi gün giyeceklerimizle beraber biraz çanta hazırladım, Çağıl'ı okula geçirdim, Uzunbey'le beraber çıktık.Onu işe bırakıp ben çarşıya gittim. Terziye Atahan'ın sünnetinde giydiğim elbiseyi kısalttırıp üstüne siyah ceket giyip gitmeyi düşünüyordum.Kısalttırdım da ama ölçü alıp kısalttığı için tekrar bakmadan aldım ,geldim.Oysa evde bir denedim ki benim Obamanın eşi gibi dizaltı olsun dediğim etek boyu tam diz üstü olmuş.Ben kısa giyerim ,kimsede karışmaz zaten ama kilodan hiç estetik durmuyor..Yani ben yakıştıramadım. Daha önceden hiç giymediğim bir etek ve bluz hazırlamıştım aklıma elbise gelince 2. plana atmıştım. Onları da yanıma alıp 1.5 saatte tüm çantalarımızı ,ütüleri ve evi biraz toparladıktan sonra erkeklerin eve gelmesiyle hazırlığım bitti. Onlarda duş alıp , giyindiler ve biz saat tam ikide kapıdaydık..


Fethiye-Antalya yolu..Korkuteli civarı.
Ares'i akşamüstüne kadar büroda bıraktık, akşamüstü veterinerimiz bürodan alıp pansiyona götürdü. Ertesi günde biz yokken alıp sabahtan yine büroya bıraktı.Böylece sadece gece ayrı kalmış oldu ve ilk defa yalnız kaldı.Geldiğimizde küseceğini düşünmüştük ama maşallah küsmedi bize.

Şimdi Isparta için iki yol var,hemen hemen aynı ama haritadan bakıp kendimize Korkutelinden sonra dağ yolundan giden kısa bir yol güzergahı çizdik.Böyle zamanlarda ben haritayı alıp copilotluk yaparım eşime.. Korkutelinde herzamanki yerde mola verip karnımızı doyurduk ki (Şişçi İbo) hem Ispartada yeni bir yer aramayalım hem de midemiz şişken kokteylde kötü gözükmeyelim..

Yoldan mütemadiyen annemi aradım, en sonunda daha kokteyle bir saat zaman varken Ispartaya ulaştık.Annem ilk defa gelmesine rağmen yolu bize tarif etti ve gece de kalacağımız eve ulaştık.

Damadın ailesinin evine çok yakın ve diğer gelinin ailesinde ağırladılar bizi. Ev çok büyüktü, (neden böyle yazdığımı daha sonra anlatacağım :) Teyzemler ve eltisi hariç,küçük dayımlar, annemle babam,diğer dayımın eşi ve kızı birde biz aynı evde kaldık evsahipleriyle.. Normalde bir yere gittiğimizde otele gideriz biz, yani normal şartlarda dışarıda kalırdık ama hem bir gece olduğundan hem de damadın ailesi kimseye izin vermediğinden :) otele gidemedik. Böylesi daha iyi oldu biraz daha fazla görüşmüş olduk akrabalarımızla..

En üstteki kapak resmi ve bu resim kaldığımız evin bahçesinden.. Tepeye doğru hoş bir mahallede kaldık.Hemen hemen tüm evler bahçeliydi..Arada oyun parkları vardı.Güzel bir şehirdi, Çağıl'da beğendi :)
Bir gece önce geç yatmamıza rağmen ve o gece oyun oynayıp çoğunlukla ayakta durmamıza hatta içki içmemize rağmen eğlenceli ve hoş bir geceydi.. Gelinde müzik öğretmeni olunca hep kaliteli müzikler dinledik,birara diskotek gibi ayarlanmış ışıklarla dans ettik,kaşık havaları oynadık.(Şimdi biz Trakyalı olduğumuzdan her havayı oynarız. Kaşık havası da oynadık,Ankara havası da arada dokuz sekizlikte attırdık.) Birde içtik tabii.Öbür taraf çok içmiyordu zaten, onların yerine de içtik :) Düşünün zaten ben, dayım,babam, eniştem,gelinin erkek kardeşi kuzenim, kuzenin amcası herkes Trakyalı, Uzunbey araba kullandığından az içti.. Eşlerde biraz içtiler..
Eve döndük , Çağıl yatmadan acıktı tabii.. Yolda açık yer görsek dalacağız biz zaten annem ve babamla arabadayız, diğer akrabalar İstanbuldan gelen araçta.. ama açık yer yoktu o saatte.Zaten Çağıl'ın aç olduğunu duyunca hemen atıştırmalık yemekler hazırlandı.. diğer eve geçmeden tekrar bir yemek faslı yaptık bahçede o saat.Çağıl'ı yerken gören yanına yanaştı,kenardan köşeden herkes bir parça bir şeyler yedi yine..
Şimdi ailede en uzun erkeklerden biri olmuş Çağıl, en kilolusu değil ama irisi de o duruyordu o gece.. (maşallah)Uzun zamandır görüşmediklerimizin hepsi Çağıl'ı çok büyümüş buldular.. Koca adam birde bana anne diye sesleniyor arada.. Anneme de biri benim için kardeşiniz mi demiş.. Lafı şuna getirmeye çalışıyorum ki annem genç gösteriyor,oğlan genç irisi e beni de büyük sanırlar tabii. Neyse ben böyle şeylere takan biri değilim genelde :))
Ertesi sabah erkenden kalktık,Uzunbey illa buraya kadar gelmişken Antalya yapalım diye tutturdu.Çağıl çok istemese de akrabalarından ayrılmak (kuzen çocukları hep ondan bir kaç yaş küçük ve çok iyi anlaşıyorlar..) yine de sesini çıkarmadı. Sabah gideceğimizi söyleyeceğim annemlere biz giriş katta yattık yukarı kata bir çıktım ki 4 kapı var, zaten geç gelmişiz ve yukarıya hiç çıkmamışım.. Hepsi akrabam ama uyandırmak istemiyorum sabahın yedisi.. Herkes yorgun ve geç yatmış. Ortada durdum ve gelen nefes seslerinden kapıyı tahmin ettim.Yani annemle babamın uyku sırasındaki nefes seslerinden kapıyı tıkırdattım.Doğru kapıyı bir kere de bulmuşum:))Kahvaltıdan önce ev sahipleri salmadığından çıkamadık yine de..Sonra Ispartadan bir saat sürdüğü için atlayıp Antalya'ya gittik..Annemlerde öğlene doğru çıkmışlar İstanbul'a.Biz zaten Ispartadan geldiğimizden direk Deppo'ya girdik havaalanı karşısındaki yoldan. Ordan Koçtaş yapıp öğlende Fethiye'ye doğru yola çıktık yayladan.Yine Korkutelinde Şişçi İboda yemek molası ardından Fethiye'ye döndük.Gece yemek vardı ama biz gidecek kuvvette değildik çünkü Uzunbey beni eve bırakıp işe gitti. Bende dinlendim çünkü ertesi gün mevsimin son ikinci el pazarını yaptık pazar günü Çalış Karnavalında. Ordan aldıklarım ve daha sonraki havadisler başka yazıya..
Car boot'tan sonra pikniğe gittik arkadaşlarla ,çok güzel resimler çektim. Bu haftabaşı benim gündemim zaten çoktan değişti..
Fethiyeli bir yazar olan,Yunus Nadi adına Fethiye 'de bu yıl ikincisi yapılan Yunus Nadi Günleri başladı bugün..Misafirimiz olan 14 yazar,çizer ve sanatçımız burada kültür etkinlikleri yapıyoruz..Benim ve Mavi Kuş'un konuğu Sevim Ak, çocuk kitapları yazarı..Onu bugün Menteşoğlu İlköğretim okuluna götürdüm konuşmacı olarak.Yarın Berna alacak iki okulu var,çarşamba kısmet olursa tüm gün benimle yine.. Eşen'e ve Kadıköy İlköğretim okuluna götüreceğim.. Bu hafta beş gün etkinliklerimiz devam ediyor.. Arada benimde gitmek istediğim söyleşiler var,işler yoğun,koşturuyorum anlayacağınız..
Isparta Antalya arası bir ara Karacaören Baraj Gölünden geçtik.Manzaraları süperdi..Arabayı Uzunbey kullandı ,ben fotoğraf çektim bol bol.Eskiden durmazdı ama şimdi her istediğimde duruyor resim çekmem için :)

Karacaören Baraj Gölü

BURASI NERESİ..? İlk defa yeşillikler arasında cafe gibi duran bir binanın tuvalet yapıldığını gördüm Antalya'da..İlk defa da bir yerin güzel ve temiz olması için medeniyetin yetmediğini..Son model tuvalatleri yapıp ,temizliği anlaşılan problem olan bir yer yapmak ancak bizim ülkemize özgüdür sanırım.. Bu yeşillikler arasında bir bakıyorsunuz ki içi cehennem gibi.. Lavaboları günlerdir silinmemiş,tozdan görünmüyor.İçerisi pislikten geçilmiyor,resim çekip yayınlamaya ben utandım siz anlayın artık ne kadar pis olabileceğini..Anlaşılan birbirine komşu olan Koçtaş ve Migros arasında problemli bir durum var ve bunu yaşamak benim halkımın hakettiği bir şey mi acaba..Ben mi dedim git oraya market aç,marketini açıyorsan,tuvaleti yapmak ve temizlemek zorundasın,diğeriyle problem yaşaman beni ilgilendirmez..Ben bunu mu hakediyorum. Bu yazıyı yazdıktan sonra her iki firmaya da mail atmaya karar verdim.Bize yakışan bu mudur diye..

Birde Antalya fotoğrafımız olsun :)

Burası da Fethiye.. O gün gitmeden çekmiştim terzinin penceresinden..Bu arada elbise uzundu ya, artan kumaşını almıştım,onu şimdi götürüp elbisenin altına ekletip fır fır yaptıracağım ki bir kere daha kullanabileyim.. Allahtan alt kısmı fırfırlı elbiseler moda..


Bu reklamda gördüğünüz üzere reklamcı ve sinemacı arkadaşlar bize jest yapmış,adlarımızı yazmış reklama.. Çağıl'ı silmedim ama Uzunbey'le benim adımı karaladım.. Şu anda meydanda duruyor,Fethiye'ye gelirseniz orjinalini görürsünüz artık :))

Cuma, Nisan 24, 2009

Teknede yemek

Dün akşam böyle bir teknede yemeğe gittik.(Fulya 5 ama nette resmini bulamadım,bunların biraz büyüğü diyelim) Burada günübirlik geziler yapan tekneler geceleri de "dolunay gecesi" diye gece turuna çıkıyor ve körfezde küçük turlar atıyor.Manzara süper ve karşıdan Fethiye aynı boğaz gibi ışıl ışıl.Gerçi, bizim grup muhabbetten pek vakit bulup manzarayı seyredemedi o ayrı ama fonda sanat müziğinin en güzel şarkıları,teknede balık yerken süper yoğun geçen ve tekneye son dakika yetişen biri olarak keyfini çıkardık diyelim..




Bazı büyük teknelerin altı böyle yemek düzeninde banklardan oluşuyor. Gündüzde her aile bir banka yerleşip günlük turda isterse gölgede isterse yukarıda güneşlenerek her koyda denize giriyor.Dün akşamki parti yemeği işte böyle bir şeydi..Herkesi tanımıyorduk ama tanıdıklarımız bize yetti :)

Biz bugün işleri toparlayıp kısmet olursa 2' de Ispartaya yola çıkacağız.. Şu an işyerinden yazıyı yazıyorum, benim bilgisayarım evde. Biraz sonra eve geçeceğim ve son hazırlıkları yapacağım.Annemler dünden yola çıktılar.Teyzemler araç kiraladı, aynı araçla hepsi gelecek.. İki dayım, annemler,teyzemler, teyzemin eltisi ve teyzemin oğlu aileleriyle geliyor. Bizde Burcular Atahan'ın okulundan, Çarli' de iş durumundan gelemiyor.Buraya yakın olduğundan biz gidebiliyoruz yoksa yarın dönmemiz gerektiğinden daha uzak bir yere gidemezdik..

Perşembe, Nisan 23, 2009

23 nisan..

İstiyorum ki bu bayram sadece bayrak asmakla ve çocuklara kapalı kıyafetler giydirip bayrama çıkarmakla geçmesin..
Onları özel okullara yollayıp,her istediğini almak da olmasın çocukluk.. Büyükler yaşadığı Dünyada önce çocukların yaşadığını hatırlasın.. Bir yerlerde parası olmadığı için okuyamayan çocuklar akla gelsin, ya da tarlaya kiralık işçi yollamak niyetine yapılmış çocuklar akla gelsin. Çok çocuk yapmış ama insan kıymeti bilmeyen insanlar büyütmesin çocukları.. Bizimki rahat büyüyor diye komşunun çocuğu aklımıza gelmeden yaşamayalım ve unutmayalım ki yokluk ,eziklik ve sevgiden yoksunluk içinde büyüyen çocuklar da bizim ülkemizde, bizim çocukluklarımızla beraber yaşayacaklar... Onlara bırakacağımız Dünya sadece dört duvar arasında kurduğumuz Dünya olmayacak.

Onlara başkalarını önemsemeyi ve değer vermeyi de gösterebileceğimiz dünyalar kuralım.. Bir 23 nisan günü eski bayramları yaşayan " büyük çocuklardan" beklentim budur :)

Böyle bir günde size Trakya'dan güzel bir türkü .. Babuna..
(Öyle de güzel bir türküdür ki daha ağır söylediğinizde hüzünlü , hızlı çaldığınızda oyun havasıdır..)
Tüm çocuklara ve çocuk ruhunu yitirmeyen büyük çocuklara gelsin :))

Salı, Nisan 21, 2009

Merak ettim :)

Benim yazılarımı uzun süredir okuyanlar bilir ki resim her zaman yazıyla bağlantılıdır.Bugün ilk defa bağlantısı olmayan,bağımsız konuda bir resim kullandım.Merak ettim acaba resmi gördüğünüzde yazıyla ilgisi olup olmadığına bakıyormusunuz..? :)

Bugün Fethiye Ticaret Odasının seminer için getirttiği Ahmet Şerif İzgören ile tanıştım. Aynen kitapları gibi samimi ve hoş biri. Festivalimize davet ettik tekrar ama uygun olmadığını söyleyerek reddetti. Ben onu çok geç keşfettim (Şu hortumlu dünyada fil yalnız bir hayvandır'ı okudum) ama tüm kitaplarını okumayı düşünüyorum :) Zaten 14 tane kitabı varmış,bugün kendi söyledi ve bende hatta espri yapıp takıldım..Resmini çektim, ve bir salon dolusu insan hayran hayran dinledik :)
Resminin yayınlanmasından fazla hoşlanmıyor sanırım bu yüzden yazıya koymadım..


Bunlar Hayat 'ın geçen gün yazdığım kapı üstü örtü geleneğini yansıtan örtüleri.. Bana resimleyip yollamış :) Buradan teşekkür ediyorum bu ince düşüncesi için.

Yarın sabahtan önce Kaymakamlık 'ta işim var, sonra da burada yaşayan yabancıların oluşturduğu bir grubumuz var.Adı FİG. Fethiye İnternational Grup.İngilizler ve Almanlar ve Türklerden oluştuğu için adı uluslararası grup :) İskoçlar da var arada.. Burada ikinci el satışları onlar başlattı aslında FETAV'da. Daha sonra başka yere taşınmak zorunda kaldılar. 1.katta bir dükkan bulundu ve orada devam ettiler ama pek memnun değildiler yerlerinden..Ben de onları asiste ediyorum şimdi ve daha iyi bir yer kiralamaya çalışıyoruz .Yarın randevumuz var dükkan sahibiyle..Bizim Mavi Kuş'un arkasında bir yer bulmuştuk.(Benim arkadaşım buldu aslında ben sahiplendim :) Daha sonra da orada kadınlar için bir el sanatları pazarı yapabilirmiyiz diye çalışmalarımız var.Umarım her şey yolunda gider ve dükkanı kiralayıp, pazarı yapabiliriz zamanla.Bu arada FİG, kazandığı paralarla öğrencilere burs veriyor.Köy okullarında ihtiyaçları karşılıyor.Bazen hasta çocuklara maddi yardımda bulunuyor,ameliyat parası falan..
İşte böyle bir grup Fig.Daha önceden yazmıştım ama uzun süredir hakkında yazmamışım..
Yarın ilk fırsatta Zen'de masajdayım , bu ay atladım,gidemedim yüz bakımına da.. Perşembe Akşamı bir partinin yemeğine bilet aldık,ben üye değilim ama Mavi Kuş Berna ile Fatoş üye ve onları yalnız bırakmak istemedim :))
Yazıyı burda kesiyorum ve bir an önce yolluyorum ki yatayım..

Pazartesi, Nisan 20, 2009

Ben bir kaç gündür aradığım şeyi yerinde bulamıyorum..Kafamda bir soru var diyelim,karşılık bulamadığım gibi, sorunu çözecek anahtar da ortada yok. Bakıyorum göremiyorum, izini kaybettim , aklımdakininde..Bu da beni huzursuz ediyor. Bakıyorum belki de ben görmüyorum ama o kadar rahat bir zamanım yok herşeyi elden geçirecek. O cevabın herzaman yanımda ve aklımda durması lazım.Yoksa bu huzursuzluk beni yiyecek..
Aslında yorgunum,uyumam lazım ..Benim yaptığım şarkı dinlemek .. O cevap herzaman durduğu yerde değil ama nerede , niye ben göremiyorum ki :(

Oysa ben savaşmaktan hiç yılmadım ki.!

Pazar, Nisan 19, 2009

Bugün sabahtan kalkıp Çağıl'ı dershaneye geçirdikten sonra kahvaltı edip çıktık Uzunbey'le.. Yapılacak bir işimiz vardı, sezon açılıyor ya geçen sene her gün yaptığımız bir işe yine teklif vermiştik, oldu.. 5-6 ay her gün gitmek gerekiyor tesise ama çoğunlukla Uzunbey, az şekilde beraber ve bazen de ben Çağıl'la gidiyorum.Çağıl'la gitmemin sebebi işin geç vakit teslim edilmesi.. (Hadi bakalım niye çünkü ertesi günün işi oluyor o iş:) Bu gördüğünüz yollarda arkadaş oluyor bana. Temel bir işimiz var ama bunun yanında paralel bir kaç işte yapıyoruz.. Yapmak zorundayız,tek işle dükkan dönmüyor buralarda.. (bizim tarzımızda işlerde) Neyse ordan çıkıp orman yolundan Kaya' ya gittik.
Yazın bu koylarda denize giriyor aileler..


Ares'i ben resim çekerken dayanamayıp saldık arabadan..Tekrar arabaya binmek istemedi,zaten bugün hava çok güzeldi,ilk defa kısa kollu gezdim bütün gün, turistler askılı geziyorlar ama artık buralıyız ya, haziran'a kadar yaz gelmiş sayılmıyor :))

Resimler öyle denk geldi,bu yüzden önce akşam sefamızın resmi..

Bütün gün dışarıda gezince mezelerde migrostan doğal olarak.

Arka yolda çok güzel bir yeşil alan var,çoğunlukla orda aileler haftasonu top oynayıp,piknik yaparlar..Görünce dayanamadım ve salalım mı onu yeşilliklere diye bir fikir attım.Korkumda ormana dalıp gitmesi aslında..Peşinden yakalayamayız kesinlikle .. Zaten av köpeği ya,tam onun alanları içindeyiz. (Yeşilin bu tonunu görmüşmüydünüz uzun zamandır ..? : )

Kaya'ya inen yol..


Önce Sarnıç' a gittik, eksik kalan iç mekan resimlerimi tamamladım. http://www.kayakoysarnic.com/

Selma ve Faruk, bize Türk Kahvesi ikram etti.. Biz daha sohbete başlamadan Poppy ile Ares oynamaya başlamıştı.. Gelen giden olunca -çünkü her kapının önünden geçen o güzel bahçeyi görünce içeri girmeden duramıyor- nasıl zaman geçirdiğimizi anlamadan bayağı oturmuşuz.
İç mekandan görüntüler..

Yazın geldiğinizde mutlaka rezervasyonlu gelmeniz lazım yemek için.Butik restaurant olduklarından ayakta kalabilirsiniz..ama Fethiye'ye her geleninde mutlaka bir kere görmesini tavsiye ederim. Özenerek iş yapan insanlar azaldığından iyi birer örnektirler turizm de..Üst katlarında bir de müzeleri var..Bir gittiğimde resimleyeceğim sizler için.. Mübadele zamanı Rumların etnografik yaşantılarını yansıtıyor.




Sarnıç

Ordan çıkıp Dean ve Ayşe'ye uğradık, Dean turdaymış, Ayşe ile bahçede oturup sohbet ettik..

Kaya . .

Birde Asortik Krep görüntüsü ..Aslında bugün şarap rengi bir tshırt giymiştim..Severim o rengi. Uzunbey fotoğrafımı çekecekti ve bloğa koyacaktım. Piller bitti ,bizde dolanırken unuttuk.Bir ara arabada onu beklerken kendi kendime yakalamıştım bu pozu.Harcanmasın dedim :)

Cuma günkü Gülderen'le sinema macerasından sonra gittiğimiz Cafe Penguen den bir resim.

Kaya' dan çıkıp ,alışveriş yapıp,Çağıl'ı da alıp eve geldik ve yemek keyfimizi balkonda yaptık bu akşam..
Yarın ve bu hafta yoğun olacak, cuma günü kısmet olursa teyzemin kızının nikahı için Ispartaya gideceğiz..Hazırlıklar var yapacağım.. Cuma günü sabahtan Çağıl sınava girecek ve biz işimizi erken ayarlamaya çalışacağız ki öğlende yola çıkabilelim. Akşam nikah ve kokteyl var.Erkek tarafı bizi ağırlayacakmış,o gece kalacağız orada. (Damadın babası Ispartalı ve orada yaşıyor bu yüzden nikah orada olacak, Ispartadan beni okuyan okuyucum var :) onun için özel yazıyorum,belki akraba oluruz ,kimbilir :P ) İstanbuldan Annemlerde geliyor Teyzemlerle.. Görüşmek için iyi bir fırsat olacak tekrar..Daha başka kimler gelecek bilmiyorum.Biliyorsunuz ki akrabalar kalabalık bende :)