Kuzenimin nikahı iyi ki Isparta 'da kıyılmış.. Bizim için hem iyi bir gezi oldu hem de sevdiklerimizle tekrar görüşmüş olduk.Ayrıca çok iyi insanlarla tanıştık ve ağırlandığımızı da söylemeliyim.. En son tekne gezisinde kalmıştık ordan devam ediyorum. Biz çok yoğun ve atraksiyonlu bir günden sonra kendimizi tekneye zor atmıştık ve çok güzel geçti gecemiz..Gece eve geldik ki ertesi gün için hazırlık yapmam gerek ve geçen hafta doğru düzgün evde kalmadığımdan hiçbir şey hazır değil..Neyse biraz takıldım öyle,sonra maillerime baktım. Daha sonra bir uyku bastırdı ki mümkün değil bir şey hazırlamam,yattım.
Kuzenim ve eşi :)Cuma sabahı erkenden kalktım, herkese bir küçük valiz hazırlamam gerekli..Çünkü ayrı ayrı odalarda giyindiğimizi düşünürsek tek ve büyük valiz zor olur. Hatta ben ve Çağıl orada giyinmeyi düşündük, Uzunbey daha önceki hayatını takım elbiseyle geçirdiği için finans dünyasından alışık, yolculuğa öyle çıktı. Bende önce biraz ütü yaptım, ertesi gün giyeceklerimizle beraber biraz çanta hazırladım, Çağıl'ı okula geçirdim, Uzunbey'le beraber çıktık.Onu işe bırakıp ben çarşıya gittim. Terziye Atahan'ın sünnetinde giydiğim elbiseyi kısalttırıp üstüne siyah ceket giyip gitmeyi düşünüyordum.Kısalttırdım da ama ölçü alıp kısalttığı için tekrar bakmadan aldım ,geldim.Oysa evde bir denedim ki benim Obamanın eşi gibi dizaltı olsun dediğim etek boyu tam diz üstü olmuş.Ben kısa giyerim ,kimsede karışmaz zaten ama kilodan hiç estetik durmuyor..Yani ben yakıştıramadım. Daha önceden hiç giymediğim bir etek ve bluz hazırlamıştım aklıma elbise gelince 2. plana atmıştım. Onları da yanıma alıp 1.5 saatte tüm çantalarımızı ,ütüleri ve evi biraz toparladıktan sonra erkeklerin eve gelmesiyle hazırlığım bitti. Onlarda duş alıp , giyindiler ve biz saat tam ikide kapıdaydık..
Fethiye-Antalya yolu..Korkuteli civarı.
Ares'i akşamüstüne kadar büroda bıraktık, akşamüstü veterinerimiz bürodan alıp pansiyona götürdü. Ertesi günde biz yokken alıp sabahtan yine büroya bıraktı.Böylece sadece gece ayrı kalmış oldu ve ilk defa yalnız kaldı.Geldiğimizde küseceğini düşünmüştük ama maşallah küsmedi bize.
Şimdi Isparta için iki yol var,hemen hemen aynı ama haritadan bakıp kendimize Korkutelinden sonra dağ yolundan giden kısa bir yol güzergahı çizdik.Böyle zamanlarda ben haritayı alıp copilotluk yaparım eşime.. Korkutelinde herzamanki yerde mola verip karnımızı doyurduk ki (Şişçi İbo) hem Ispartada yeni bir yer aramayalım hem de midemiz şişken kokteylde kötü gözükmeyelim..
Yoldan mütemadiyen annemi aradım, en sonunda daha kokteyle bir saat zaman varken Ispartaya ulaştık.Annem ilk defa gelmesine rağmen yolu bize tarif etti ve gece de kalacağımız eve ulaştık.
Damadın ailesinin evine çok yakın ve diğer gelinin ailesinde ağırladılar bizi. Ev çok büyüktü, (neden böyle yazdığımı daha sonra anlatacağım :) Teyzemler ve eltisi hariç,küçük dayımlar, annemle babam,diğer dayımın eşi ve kızı birde biz aynı evde kaldık evsahipleriyle.. Normalde bir yere gittiğimizde otele gideriz biz, yani normal şartlarda dışarıda kalırdık ama hem bir gece olduğundan hem de damadın ailesi kimseye izin vermediğinden :) otele gidemedik. Böylesi daha iyi oldu biraz daha fazla görüşmüş olduk akrabalarımızla..
En üstteki kapak resmi ve bu resim kaldığımız evin bahçesinden.. Tepeye doğru hoş bir mahallede kaldık.Hemen hemen tüm evler bahçeliydi..Arada oyun parkları vardı.Güzel bir şehirdi, Çağıl'da beğendi :)
Bir gece önce geç yatmamıza rağmen ve o gece oyun oynayıp çoğunlukla ayakta durmamıza hatta içki içmemize rağmen eğlenceli ve hoş bir geceydi.. Gelinde müzik öğretmeni olunca hep kaliteli müzikler dinledik,birara diskotek gibi ayarlanmış ışıklarla dans ettik,kaşık havaları oynadık.(Şimdi biz Trakyalı olduğumuzdan her havayı oynarız. Kaşık havası da oynadık,Ankara havası da arada dokuz sekizlikte attırdık.) Birde içtik tabii.Öbür taraf çok içmiyordu zaten, onların yerine de içtik :) Düşünün zaten ben, dayım,babam, eniştem,gelinin erkek kardeşi kuzenim, kuzenin amcası herkes Trakyalı, Uzunbey araba kullandığından az içti.. Eşlerde biraz içtiler..
Eve döndük , Çağıl yatmadan acıktı tabii.. Yolda açık yer görsek dalacağız biz zaten annem ve babamla arabadayız, diğer akrabalar İstanbuldan gelen araçta.. ama açık yer yoktu o saatte.Zaten Çağıl'ın aç olduğunu duyunca hemen atıştırmalık yemekler hazırlandı.. diğer eve geçmeden tekrar bir yemek faslı yaptık bahçede o saat.Çağıl'ı yerken gören yanına yanaştı,kenardan köşeden herkes bir parça bir şeyler yedi yine..
Şimdi ailede en uzun erkeklerden biri olmuş Çağıl, en kilolusu değil ama irisi de o duruyordu o gece.. (maşallah)Uzun zamandır görüşmediklerimizin hepsi Çağıl'ı çok büyümüş buldular.. Koca adam birde bana anne diye sesleniyor arada.. Anneme de biri benim için kardeşiniz mi demiş.. Lafı şuna getirmeye çalışıyorum ki annem genç gösteriyor,oğlan genç irisi e beni de büyük sanırlar tabii. Neyse ben böyle şeylere takan biri değilim genelde :))
Ertesi sabah erkenden kalktık,Uzunbey illa buraya kadar gelmişken Antalya yapalım diye tutturdu.Çağıl çok istemese de akrabalarından ayrılmak (kuzen çocukları hep ondan bir kaç yaş küçük ve çok iyi anlaşıyorlar..) yine de sesini çıkarmadı. Sabah gideceğimizi söyleyeceğim annemlere biz giriş katta yattık yukarı kata bir çıktım ki 4 kapı var, zaten geç gelmişiz ve yukarıya hiç çıkmamışım.. Hepsi akrabam ama uyandırmak istemiyorum sabahın yedisi.. Herkes yorgun ve geç yatmış. Ortada durdum ve gelen nefes seslerinden kapıyı tahmin ettim.Yani annemle babamın uyku sırasındaki nefes seslerinden kapıyı tıkırdattım.Doğru kapıyı bir kere de bulmuşum:))Kahvaltıdan önce ev sahipleri salmadığından çıkamadık yine de..Sonra Ispartadan bir saat sürdüğü için atlayıp Antalya'ya gittik..Annemlerde öğlene doğru çıkmışlar İstanbul'a.Biz zaten Ispartadan geldiğimizden direk Deppo'ya girdik havaalanı karşısındaki yoldan. Ordan Koçtaş yapıp öğlende Fethiye'ye doğru yola çıktık yayladan.Yine Korkutelinde Şişçi İboda yemek molası ardından Fethiye'ye döndük.Gece yemek vardı ama biz gidecek kuvvette değildik çünkü Uzunbey beni eve bırakıp işe gitti. Bende dinlendim çünkü ertesi gün mevsimin son ikinci el pazarını yaptık pazar günü Çalış Karnavalında. Ordan aldıklarım ve daha sonraki havadisler başka yazıya..
Car boot'tan sonra pikniğe gittik arkadaşlarla ,çok güzel resimler çektim. Bu haftabaşı benim gündemim zaten çoktan değişti..
Fethiyeli bir yazar olan,Yunus Nadi adına Fethiye 'de bu yıl ikincisi yapılan Yunus Nadi Günleri başladı bugün..Misafirimiz olan 14 yazar,çizer ve sanatçımız burada kültür etkinlikleri yapıyoruz..Benim ve Mavi Kuş'un konuğu Sevim Ak, çocuk kitapları yazarı..Onu bugün Menteşoğlu İlköğretim okuluna götürdüm konuşmacı olarak.Yarın Berna alacak iki okulu var,çarşamba kısmet olursa tüm gün benimle yine.. Eşen'e ve Kadıköy İlköğretim okuluna götüreceğim.. Bu hafta beş gün etkinliklerimiz devam ediyor.. Arada benimde gitmek istediğim söyleşiler var,işler yoğun,koşturuyorum anlayacağınız..
Isparta Antalya arası bir ara Karacaören Baraj Gölünden geçtik.Manzaraları süperdi..Arabayı Uzunbey kullandı ,ben fotoğraf çektim bol bol.Eskiden durmazdı ama şimdi her istediğimde duruyor resim çekmem için :)
Karacaören Baraj Gölü
BURASI NERESİ..? İlk defa yeşillikler arasında cafe gibi duran bir binanın tuvalet yapıldığını gördüm Antalya'da..İlk defa da bir yerin güzel ve temiz olması için medeniyetin yetmediğini..Son model tuvalatleri yapıp ,temizliği anlaşılan problem olan bir yer yapmak ancak bizim ülkemize özgüdür sanırım.. Bu yeşillikler arasında bir bakıyorsunuz ki içi cehennem gibi.. Lavaboları günlerdir silinmemiş,tozdan görünmüyor.İçerisi pislikten geçilmiyor,resim çekip yayınlamaya ben utandım siz anlayın artık ne kadar pis olabileceğini..Anlaşılan birbirine komşu olan Koçtaş ve Migros arasında problemli bir durum var ve bunu yaşamak benim halkımın hakettiği bir şey mi acaba..Ben mi dedim git oraya market aç,marketini açıyorsan,tuvaleti yapmak ve temizlemek zorundasın,diğeriyle problem yaşaman beni ilgilendirmez..Ben bunu mu hakediyorum. Bu yazıyı yazdıktan sonra her iki firmaya da mail atmaya karar verdim.Bize yakışan bu mudur diye..
Birde Antalya fotoğrafımız olsun :)
Burası da Fethiye.. O gün gitmeden çekmiştim terzinin penceresinden..Bu arada elbise uzundu ya, artan kumaşını almıştım,onu şimdi götürüp elbisenin altına ekletip fır fır yaptıracağım ki bir kere daha kullanabileyim.. Allahtan alt kısmı fırfırlı elbiseler moda..
Bu reklamda gördüğünüz üzere reklamcı ve sinemacı arkadaşlar bize jest yapmış,adlarımızı yazmış reklama.. Çağıl'ı silmedim ama Uzunbey'le benim adımı karaladım.. Şu anda meydanda duruyor,Fethiye'ye gelirseniz orjinalini görürsünüz artık :))