Çarşamba, Mart 23, 2022

#göcekkoylarısatılmasın

Hadi oradan, çok oldunuz artık !!!

https://indigodergisi.com/2022/03/en-guzel-gocek-koylari-ihaleyle-satiliyor/

Küfür alışkanlığım yok ama olsa içimden değil, oldukça fena saydırırdım. Ülkenin içine ettiler, ediyorlar. O koylarda turistik tesis falan açmaz bunlar, maden arayacaklardır. 

 

Çarşamba, Mart 16, 2022

Unutma ki ! İnsan sevebildiği kadar insandır. *


Ateş  oğlum..

Uzun süre yazmayınca huzursuz oluyorum. Mart girmiş, cemreler düşmüş, canım annemin doğum gününü kutlamışız (6 mart)  yazmamışım.. Oysa şimdi eski bir yazıya gelen yoruma cevap verirken yazımı okudum bir yabancı gibi ve ne güzel yazmışım, resmen içimdekini anlatmışım kelimelere.. Duygularımı bu kadar güzel anlattığım için yazıyı ayrıca beğendim. Şimdi burayı yeni okuyan biri kendini ne çok beğenen biri diyebilir, ben hiç yaptığım işi beğenmem aslında. Hep eksikler bulurum. Mükemmelliyetçi biriyim kendim için. Her işimin a planı, olmazsa b planı ve z planı vardır. Ha , dışarıya söylemem o başka. Yani kendimi başkasıyla tartışmam, başkalarını da kendim kadar yargılamam. Ama kendimi çok eleştiririm. 

Uzun dönem yazmayınca cümlelerim birikiyor içimde. Bu sefer kafamda yazı yazıyorum, doğal olarak da yazıya dökene kadar dörtte üçü gidiyor. Bu sefer iç sesim başlıyor ötmeye, uygunsuz bir ritm gibi kulaklarımı sağır ediyor, öyle değil böyle diye. Uykum kaçıyor, uyuyamıyorum. Evet, başkalarının belki yıllarca umursamayacağı bir iş için uykumu kaçırıyorum ve o içimdeki sesi uygulamaya geçirene kadar huzursuzluk yaratıyorum ama içimde. Başkasına anlatsam - deli misin ?  Der...
Hatta hep böyle de ben mi anlamadım der, diyebilir.. Yani aslında başkası için sorun olmayabilir, benim için oluyor demek istiyorum. Bu kadar hassas olmayı ben istemedim. Aşırı hassasiyetin kalbimize ve ruhumuza, - burada kalbi ve ruhu ayırıyorum, çünkü kalbin üzülünce sızlıyor ve ağrıyor, oysa ruhum ağrımıyor, ruhum parça parça oluyor ama hiç ağrımadı, fiziksel ve psikolojik hissettiğim budur.-  yaptıkları başkasını bu nasıl etkiler bilmiyorum ama beni çok etkiliyor. Mesela bugün arabadayız annemle, sohbet ediyoruz, annem hiç tanımadığım bir kadının sağlık sisteminde yaşadığı bir probleme göz tanığı olmuş, onu anlatıyor. Ben birden damarlarımın içinde ağrı hissettim. Neden olduğunu düşündüğümde sinirlendiğimi farkettim. Annem anlamadı neden sinirlendiğimi, ben o sorarken bile sisteme sinirlenip, kızdığım için öyle olduğunu söyledim. Değişimi, halimi kendi gözüyle gördü ve yaşadı ve gerçekten bazı durumlarda etklenme katsayımın ne kadar çabuk olacağına inanamadı.. Ben bunu tabii ki okuduklarıma dayanarak stres olduğumuzda kanımıza karışan "kortizol" hormonunun,  hücrelerimize zarar verdiğini, hayatta sinirlenerek ve üzülerek kendimize en büyük haksızlığı kendimiz yaptığımızı bilerek sakinleşmeye çalıştım. Demem o ki stres gerçekten düşündüğünüzden çok size zarar veriyor, bunu farkettiğinizde, durumu tölere edebilecek bir rahatlama yaşamanızı, kahkaha atmanızı, ortamdan uzaklaşmanızı, ya da hasta olmamak adına bu tarz davranışlardan kaçınmanızı hatırlatarak, önce sakin bir kişilik olma yolunda kendinizi ikna etmeye çalışmalısınız. Ben hasta oldum, o umursadıklarım kimin umrunda ? Sadece ailem ve ben. Bunu unutmayın sadece siz ve sizi sevenler. Gerisi boş. Sevmeyenin canı cehenneme... :) 

* Başlık : Ümit Yaşar Oğuzcan. 
Koca bir iç döküş paragrafından sonra, öksürüğümü kesen, covid sonrası kalıntılarını kaybeden, şekersiz, son zamanlarda herkese tavsiye ettiğim, kozalak özü fotoğrafını koydum ki duymayan kalmasın. Çok faydalı, herkesin kullanabileceği, son zamanlarda favori besinim. Günde bir- iki kaşık... İnternetten, doğal üretim alıyorum, tavsiye ederim. 

Maviş, bizi kıskandığı zaman, böyle hayatımızın en iç noktalarında bize eşlik ediyor. Devamlı peşimizde, bazen sıkılıyorum, yemek yerken ve ağrım olduğu zaman annem uzaklaştırıyor, ama benim gördüğüm en vahşi laf dinlemez kedi. Bir de intikamcı.  O kısmı bana benzemiş olabilir.. ama zor bir kedi. 
Böyle güzel yazı ve şiirlerle süslenmiş defterlerle büyüyen çocuklar olarak dünyayı başka bir gözle görüyorsak, ondan ve insanlardan beklentilerimiz daha sevgisel yollarsa, daha duygusal bakıyorsak hayata bu bizim suçumuz olabilir mi ? Bence hayır. Şairleri böyle mataryellerden öğrenip hayata nasıl karşı gelen çocuklar olabilirdik ki biz..? Plak dinleyen ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklar olarak,  dünyanın güzelliklerini sevmeye örgütlendik, insanların kötülüklerini görmeye değil. Bundandır hayal kırıklıklarımız. 
Hastanemi, doktorumu Çağıl ve ailem istediği için değiştirdim. Yeni bir rota ile umutlara yelken açıyoruz. Bu arada yine saçlarımı kazıttım. Kellik özgürlüktür. Sadece,  şapka taksam da bu soğukta biraz kafam üşüyor :) 
Burcu bu peynir kitabını  bana almış, Ezine peynirsiz sofraya oturmam, şarabı peynirle içmeyi severim, günün her saati peynir ilk atıştırmalığımdır. Hevesleniyorum, okuyacağım. Bu arada beyaz peynirimi uzun zamandır Kırklarelinden alıyorum. İnternetten ya da gidince vakumlatıyorum. Tek geçerim. 
Bizim vahşi kızımız Maviş..

Son okuduğum kitap. 
Burada satırlarıma son verirken daha bunun gibi beş yazı yazardım ama uykum geldi. Kaçmadan son vagona atlamak istiyorum. 
" Allah rahatlık versin" 
Biz çocukken ne güzel cümleler kurardık, büyüdük ve eskidi dünya. Biraz çabuk olmadı mı ? !!